Orucun sevâbı kat kat verilir

03/04/2023 Pazartesi Köşe yazarı R.A

Allahü teâlâ, mekândan münezzeh olduğu hâlde, Ka’be-i muazzama için “beytî=evim” buyurmuştur. Yeryüzünün tamâmı Allahü teâlânın mülkü olduğu hâlde, Kâbe-i şerîfeye “Beytullah” yani “Allah’ın evi” denmesi, ona şeref vermek içindir.  

Bir hadîs-i kudsîde, “Âdemoğlunun her ameli kendisi içindir; oruç müstesnâ, o benim içindir ve onun karşılığını ben verceğim. Çünkü o, yemesini, içmesini ve şehevî arzûlarını benim için terk etmektedir” buyurularak oruç, Cenâb-ı Hakk’a tahsîs kılınmıştır; bu da oruç ibâdetinin yüksek derece ve fazîletini bildirmektedir. Allahü teâlâ, “Oruç bana mahsûstur” buyurmakla, ona özel bir şeref vermiştir. Oruç tutana verilecek sevâbın muayyen bir ölçüsü de yoktur. Oruçlunun durumuna göre, çok sevâp verilecektir. Ramazân ayında günâh işlemekten de çok sakınmak gerekir.Cuma günü yapılan ibâdetlere kat kat sevâp verildiği gibi, işlenen günâhlar da iki kat yazılır.

Orucun sevâbı, diğer ibâdetlere göre daha fazladır. Diğer bir hadîs-i kudsîde de, “Her iyiliğe, on mislinden 700 misline kadar sevâp verilir. Fakat oruç bana mahsûstur, onun mükâfâtını ben veririm. Çünkü kulum, benim için yeme-içmesini ve şehvetini bırakmıştır” (Buhârî) buyurulmuştur. Her iyiliğin sevâbını, Allahü teâlâ verdiği hâlde, orucun sevâbı için, “Onun karşılığını ancak ben veririm” buyurması çok manidârdır.

Burada, şu husûsu önemle vurgulamalıyız ki, bizim ibâdetlerimizin Allahü teâlâya hiçbir faydası olmadığı gibi, O'nun da bizim ibaâdetlerimize hiçbir ihtiyâcı yoktur. Her insanın yaptığı ibâdetin faydası, yalnız kendisinedir. Zâten böyle olduğu Fâtır sûresinin 18. âyet-i kerîmesinde açıkça haber verilmektedir. İnsanların ibâdet ve isyânları, Cenâb-ı Hakk'ın celâli, azameti, büyüklüğü karşısında aynıdır. Bütün insanlar, cinnîler ve diğer mahlûkât, Allahü teâlâya, en müttakî bir kul gibi ibâdet etseler, O'na herhangi bir faydası olmaz. Bunun tersine bütün mahlûkât, O'na küfretseler, bunun da herhangi bir zararı olmaz...

Ramazân ayında oruç tutma hakkında hadîs-i şerîflerde buyuruluyor ki:

“Ramazân orucunu farz bilip, sevâp bekleyerek oruç tutanın geçmiş günâhları affolur.” [Buhârî]

“Ramazân orucu farz, terâvîh namazı ise sünnettir. Bu ayda oruç tutup, gecelerini de ibâdetle geçirenin günâhları affolur.” [Nesâî]

“Farz [5 vakit] namaz, sonraki namaza kadar; Cuma, sonraki Cumaya kadar; Ramazân ayı, sonraki Ramazâna kadar olan günâhlara keffâret olur.” [Taberânî]

“Ramazân ayı bereket ayıdır. Allah, bu ayda, günâhları bağışlar, duâları kabûl eder. Bu ayın hakkını gözetin. Ancak Cehenneme gidecek olan, bu ayda rahmetten mahrûm kalır.” [Taberânî]

“Ramazân ayında âilenizin nafakasını geniş tutun. Bu ayda yapılan harcama, Allah yolunda [fî sebîlillah, cihâd için] yapılan harcama gibi sevaptır.” [İbn-i Ebid-dünyâ]

“Oruçlunun susması tesbîh, uykusu ibâdet, duâsı makbûl, ameli de çok sevaptır.” [Deylemî]