"Allah’a tövbe edin ki kurtuluşa eresiniz!.."

14/07/2023 Cuma Köşe yazarı A.D

"Kim, kötülük eder, nefsine zulümde bulunur da, sonra mağfiret dilerse, Allah’ı çok affedici, çok merhametli bulur."

 

İnsan ne kadar büyük günah işlerse işlesin, pişman olur ve bir daha aynı günahı işlemezse, günahı affolur. Hiç kimseye bir şey söylemeden, "Günahlarıma tövbe ettim. Bir daha işlememeye karar verdim. Ya Rabbi, beni affet" demek kâfidir.

Cenab-ı Hak, tövbe edilen her günahı affeder. Bir günah işleyince, hemen tövbe etmelidir. Hadis-i şeriflerde mealen buyuruldu ki:

(Allahü teâlâ, “Kulum, elini kaldırıp dua ederse, ben onun elini boş çevirmekten hayâ ederim” buyurdu. Melekler, “Ya Rabbi, dua eden kimse, layık biri değilse, yine mi elini boş çevirmezsin” dediler. Allahü teâlâ, “Ben mağfiret ehliyim. Siz şahit olun ki onu da affederim” buyurur.) [Hâkim]

(Kul tövbe edince Allah onun günâhlarını muhafaza meleklerine unutturduğu gibi, onun uzuvlarına ve bilen kim varsa hepsine unutturur. Allah’a mülâki olduğunda [hesap günü], günahı sebebiyle aleyhine şahitlik yapacak kimse kalmaz.) [İbni Asakir]

(Allahü teâlâ, tövbe edenin tövbesinden dolayı, susamış kimsenin, suya kavuşmasından, çocuğu olmayanın çocuk sahibi olmasından ve bir şey kaybedenin o yitiğini bulmasından daha çok sevinir. Her kim içten ve bir daha günaha dönmemek üzere Allah’a tövbe ederse, Allah da onun günahlarını yazan iki meleğe, kendi organlarına ve günah işlediği yere, bütün bunlara günahlarını unutturur.) [Ebu-l-Abbas] (Allahü teâlâ, herkese unutturunca günah işlediğine şahit kalmaz.) Ne büyük lütuf ve ihsan. Biz günahımıza pişman olunca, Cenab-ı Hak seviniyor.

Bir âyet-i kerime meali de şöyledir:
(Ey müminler, Allah’a tövbe edin ki kurtuluşa eresiniz.) [Nur 31]

Bir kâfir de küfrüne tövbe ederse, mümin olur, bütün yaptıkları affolur. Bir mümin de, her büyük günahtan daha büyük günah olan Allah’a şirk koşarak kâfir olsa, sonra pişman olup tövbe etse Allahü teâlâ yine affeder. Kur'ân-ı kerimde mealen buyuruldu ki:
(Kim, kötülük eder, nefsine zulümde bulunur da, sonra mağfiret dilerse, Allah’ı çok affedici, çok merhametli bulur.) [Nisa 110]

Şu hadis-i kudsîyi de hiçbir zaman unutmamalıyız:
(Ben, kulumun beni zannettiği gibi ona muamele ederim. O, beni andıkça ben onunla beraberim. O, beni gizli anarsa, ben de onu gizli anarım. O, beni bir toplum içinde anarsa, ben de onu daha hayırlı bir toplum içinde anarım. O, bana bir karış yaklaşırsa, ben ona bir zra yaklaşırım. O, bana bir zra yaklaşırsa ben ona bir kulaç yaklaşırım. O bana yürüyerek gelirse, ben ona koşarak giderim. Bana şirk koşmadan dünya dolusu günahla gelse, ben de onu bir o kadar çok mağfiretle karşılarım.) [Buhârî, Müslim, İ. Ahmed]