Nehri'den yükselen güneş Seyyid Abdullah Şemdînî

24/06/2023 Cumartesi Köşe yazarı A.D

Seyyid Abdullah Şemdînî hazretleri, Anadolu'da yetişen büyük velilerdendir. Silsile-i aliyyenin otuzuncusudur. Seyyid Abdülkadir-i Geylani hazretlerinin onuncu torunu ve Seyyid Taha-yı Hakkârî'nin amcasıdır...

 

Şemdinli'de dünyaya gelen asil, temiz ve şerefli bir aileye mensup olan Abdullah Şemdînî, küçük yaşta ilim tahsiline yöneldi. Zamanının usulüne göre ilk tahsilini gördükten sonra, Irak'ın Süleymaniye beldesine giderek oradaki medresede ilim öğrenmeye devam etti. Aklî ve naklî ilimleri tahsil edip büyük âlim oldu... Bu medresede ilim öğrenmekle meşgul iken medrese arkadaşı Mevlâna Halid-i Bağdadî ile bir kardeş gibi yaşadılar. Bu iki gönül dostu zahiri ilimleri tahsil ettikleri sırada kalb ve gönül ilmi olan tasavvufa karşı alaka duymaya başladılar. Bu alaka, muhabbet ve aşk derecesine ulaşıp, kendilerini manevi olarak terbiye edip, batınî ilimleri öğreterek yetiştirecek bir rehber, yol gösterici aradılar... Sonunda aradıkları rehberi hangisi daha evvel bulursa, o büyük zattan alacağı manevi feyiz ve bereketin aralarında müşterek olmasını kararlaştırdılar. Bu hususta birbirlerine söz verdiler...

 

Kendilerine yol gösterecek manevi bir rehberi aradıkları sırada Mevlana Halid-i Bağdadi aldığı bazı manevi işaretler üzerine Hindistan'a gitmeye karar verdi. Nihayet Hindistan'a gidip orada Nakşibendiye manevi yolunun mürşid-i kâmili Şah Gulam-ı Ali Abdullah-ı Dehlevî hazretlerinin huzur ve sohbetleriyle şereflendi. Kısa zamanda layık ve müstahak olduğu fazilet ve olgunluğa ulaştı. Tasavvuf yolunda ilerleyip evliyalık derecesine yükseldi. Hocası ona, İslamiyet’in emir ve yasaklarını anlatmak suretiyle, insanların dünya ve ahiret saadetine kavuşmalarına vesile olabilmek ve talebe yetiştirmek hususunda tam bir icazet, diploma ve hilafet verdi... Bu arada Seyyid Abdullah-ı Şemdînî, Hindistan'dan dönen Mevlâna Halid-i Bağdadî hazretlerinin ziyaretine gitti. Mevlana'nın elde ettiği marifet ve kemalatı, olgunluğu görünce ona olan muhabbeti daha da arttı. Sohbetlerine devam etmeye başladı ve onun önde gelen talebelerinden oldu.Nihayetinde Mevlâna Halid-i Bağdadî hazretleri ona talebe yetiştirmek üzere icazet, diploma verdi ve onu Şemdinli'ye gönderdi. Seyyid Abdullah-ı Şemdini, Nehri kasabasına yerleşti. Türkiye, İran ve Irak'ın çeşitli yerlerinden ilim meclisine ve sohbetlerine koşan pek çok kimseyi zahirî ve batınî ilimlerde yetiştirdi... 

 

Ömrünü ilim tahsil etmeye, İslamiyet’i öğrenmeye ve öğretmeye vakfetmiş olan ve pek çok kerametleri görülen Seyyid Abdullah-ı Şemdini hazretleri 1813 yılında Şemdinli'nin Nehri kasabasında vefat etti... Allahü teala şefaatlerine nâil eylesin. Âmin...