12/10/2025 Pazar Köşe yazarı A.U
Hasetçi her zaman vardır!..
Hadîs âlimlerinin en büyüğü olan İmâm-ı Buhârî hazretlerinin
ilminin üstünlüğü ve dîninin bütünlüğü her yere yayılınca insanlar her taraftan
yanına üşüştü.
Ancak bâzı kimseler haset edip, hakkında “dedikodu” çıkardılar. O da
Nişâbur'dan Buhâra'ya göç etti. İnsanlar, akın akın gelip ziyâret ediyordu
kendisini.
Oranın vâlisi bir memuruna; “Git İmâma söyle, yanıma gelsin!” diye
emir verdi.
O görevli de gelip;
“Vâlimiz sizi huzûruna çağırıyor. Zîra ilmi; bizzat ağzınızdan dinlemeyi ve
çocuklarına da ders vermenizi istiyor” dedi.
Büyük İmâm “İlim almak isteyen, ilmin yanına gelir. Âlim onun
ayağına gitmez. Çocukları da ders için buraya gelsin” buyurdu.
Bu cevap nefsine ağır geldi vâlinin.
Gururuna dokundu.
Hattâ çok öfkelenip;
“Öyleyse terk etsin Buhâra’yı!” dedi.
Bir ay geçmemişti ki, o vâli bir yolsuzluk yapıp alındı görevden. Hazret-i
İmâm oradan çıkıp Semerkant'a gidiyordu ki, orada da hakkında “dedikodu” yapıldığını
işitti.
Hâliyle çok üzüldü!
Daraldı temiz rûhu.
O gece “teheccüd” kılıyordu ki, namazın secdesinde “Yâ Rabbî! Al rûhumu” diye yalvardı. O gece ayrıldı dünyâdan.