İbadet lisanı Arapçadır

Yazarın biri, (Her millet, namazda okunan sureleri, âyetleri, namaz kılarken kendi lisanı ile, yani tercümesini okuyabilir) diyor. Öyle midir?

CEVAP
Diyanetin hazırladığı Kur'an-ı kerim mealinin önsözünde diyor ki:
(Kur'an-ı kerim, yalnız Türkçeye değil, hiçbir dile hakkıyla çevrilemez. Eski tefsirlerin ışığı altında verilen manalara da tercüme değil, meal demek uygundur. Kur'anın yalnız manasını ifade eden sözleri, Kur'an hükmünde tutmak, namazda okumak caiz olmaz. Hiçbir tercüme, aslının yerini tutamaz.)

İbni Hacer-i Mekki hazretleri buyuruyor ki: 
(Kur'an-ı kerimi Arabiden başka harf ile yazmak ve başka dile tercüme edip, Kur'an-ı kerim yerine bunu okumak, sözbirliği ile haramdır. Arabiden başka harf ile yazmak ve böyle yazılmış Kur'anı okumak haramdır. Kur'an-ı kerimi Arabi harflerle, okunduğu gibi yazmak sureti ile değiştirmek bile, sözbirliği ile haramdır.) [Fetava-i fıkhiyye s.37] 

Sual: Allah yerine tanrı demenin caiz olmadığını bildirdiniz. 1940dan 1950 yılına kadar müezzinlik yaptım. "Allahü ekber" yerine "Tanrı uludur" dedim. Ezanı da, kameti de hep Türkçe okudum. Namazımı da âyetlerin tercümesi ile kılıyorum. Dinimizde zorluk yoktur. Tanrı kimseye gücünün yetmediğini yüklemez. Bırakın her toplum, kendi dili ile ibadetini yapsın! Kimseyi zorla Arap yapamayız. İslamiyet’in şartı temizlik ve güzel ahlaktır, dil değildir. Hangi dille ibadet edersen et hiç sakıncası olmaz. Öyle değil mi?
CEVAP
Hayır öyle değildir. Namazda sureler ve dualar Arapça okununca sadece iftitah tekbiri (Allahü ekber) yerine (Tanrı uludur) dense veya başka bir şey söylense namazın yine sahih ve kabul olmayacağı bütün fıkıh kitaplarında yazılıdır. Mesela Redd-ül muhtarda açıkça yazılıdır. Hatta selamdan önce okunan duaları bile Arabi okumak şarttır. Kur'an-ı kerimde ve hadis-i şerifte olmayan duaları okumak bile namazı bozar. Arabiden başka herhangi bir dil ile namaz kılmanın sahih olmadığını bütün âlimler ittifakla bildirmişlerdir. (Hindiyye)

Biz, başka milletlerin milli marşlarını tercüme ederek söylesek, onlar da bizim istiklal marşımızın tercümesini söyleseler uygun görülmez. Her devletin kanununda bildirilen esaslara uymak gerektiği gibi, Allahü teâlâ da bize namazı nasıl kılmamızı emrediyorsa öyle kılmamız gerekir. Dinimizde kolaylık vardır. Fakat kolayına geldiği gibi dini değiştirmek yoktur.

Mesela sizin isminiz İsmet, günahsızlık, temizlik demektir. Bir kimse sizi, Arapça olan İsmet kelimesiyle değil de tercümesi olan temizlik kelimesi ile çağırsa, İsmet Bey yerine, Temizlik Bey dese ne dersiniz? Bir ismin bile tercümesini söylemek çok tuhaf olurken namazdaki sureleri Türkçe olarak okumak nasıl caiz olur? 

Dinde, sizin veya bizim fikrimize itibar edilmez. Muteber din kitapları ne yazıyorsa ona bakılır. Allahü teâlânın emri olduğu için ibadet lisanı Arabidir. Dinin sahibi nasıl istemişse öyle yapılır. Başka türlü istemek dine aykırı olur. Kur'an-ı kerimin tercümesini Kur'an hükmünde tutmak ve namazda okumak asla caiz değildir. Allahü teâlâ, Kur'an-ı kerimde, (Benim kitabım Arabidir, Kur'anı Arabi lisan ile indirdim)buyuruyor. O halde Allahü teâlânın melek ile indirdiği kelimelerin, harflerin ve manaların toplamı Kur'andır. Kur'an-ı kerim Arabiye bile çevrilse, yine Kur'an olmaz. Kur'anın açıklaması olur. Manası bozulmadan da, bir harfi bile değişince, Kur'an olmaz. 

Fetava-i fıkhiyye
’de buyuruluyor ki:
(Kur'an-ı kerimi başka dile tercüme edip, Kur'an-ı kerim yerine bunu okumak ve Kur'an-ı kerimi Arabi harflerle, okunduğu gibi yazmak suretiyle değiştirmek bile sözbirliği ile haramdır. Kur'an-ı kerimi böyle yazarken ve başka dile tercüme ederken, Allah kelamının icazı bozulmakta, nazm-i ilahi değişmektedir. Bunun gibi sebeplerle de Kur'an-ı kerimin tercümesi namazda okunamaz.)

Namaz haricinde her milletin kendi diliyle dua etmesi caizdir. Vaaz ve nasihati kendi lisanıyla yapması gerekir. Din için yapılacak diğer bütün hizmetler de böyledir.

Diyanet işlerinin kararı
Diyanet işleri Başkanlığı Din işleri Yüksek Kurulu’nun 4.12.1997 gün ve 103 sayılı kararı da özetle şöyle:
(Kur’andan kolayınıza geleni okuyun) âyetinde olduğu gibi, Peygamber efendimiz de namaz kılmayı tarif ederken, (Kur’andan hafızandakilerden kolayına geleni oku) buyurmuştur. Bu itibarla namazda Kur’an-ı kerim okumak; kitap, sünnet ve icma ile sabit bir farzdır. Kur’an, sadece mana olarak değil, Resulullahın kalbine elfazı [sözleri] ile indirilmiştir. Bu elfazdan başka lafızlarla ifade edilen mana Kur’an değildir. Çünkü, indirildiği elfazın dışında, hatta Arapça bile olsa, başka sözlerle ifade edilen mana, Kur’an değildir. Kur’an kavramında sadece mana değil, bir rüknü olarak onun elfazı da vardır. Bunun için tercümesine Kur’an denilemeyeceği ve Kur’an hükmünde olmadığı konusunda İslam âlimleri görüş birliği içindedir.

1926’da Göztepe camii imamı Cemal Efendi’nin Cuma namazında Kur’an-ı kerimin tercümesini okuması üzerine, İstanbul müftülüğü, Diyanet işleri reisi Rıfat Börekçi’nin de imzası bulunan Müşavere heyeti kararında denmiştir ki:
“Namazda Kur’an okumak, icma ile farz ve Kur’anın herhangi bir tercümesini Kur’an yerine koymak asla caiz değildir. Bu husus İslam âlimlerinin icmaı ile sabittir. Bu bakımdan Cemal Efendi’nin vazifeden alınmasına zaruret hasıl olmuştur.”

İbadet dili Arapça’dır
Sual: 
Bir profesör, “Allah, her dili bilir, namazda Arapça okumak şart değil, Allah’tan hiçbir şey gizli değildir. O her şeyi görür. Onun için, insanlar yokken çıplak namaz kılmanın sakıncası olmaz” dedi. Bana da mantıklı geldiği için doğru mu diye sorma gereğini duydum. 
CEVAP
Mantıkla din olsa, herkes kendine göre bir din meydana çıkarır. İnsan sayısı kadar din olur. Dinde nakil esastır. Nakil de selim olan akla aykırı değildir. Evet, Allahü teâlâ her dili bilir. Zaten bütün dilleri O yarattı. Fakat ibadet dilini Arapça olarak bildirdi. Onun emrine uymak şarttır.

Evet, Allah gizli olanları da bilir ve görür. Ama çıplak durmayı, çıplak ibadet etmeyi yasakladı. Namaz kılarken en güzel elbisemizi giymemizi emretti. Peygamber efendimiz de, yıkanırken bile örtünmemizi bildirerek buyuruyor ki:
(Avret yerlerinizi örtün! Yalnız iken de Allahü teâlâdan haya edin!) [Tirmizi]

(Allahü teâlâ hayayı ve örtünmeyi sever. Öyle ise yıkanırken avret yerinizi örtün.) [Ebu Davud]

İbadet dili
Sual: 
Okuduğumuzu anlamadan kılınan namazların ve yapılan ibadetlerin faydası olur mu? Anlaması için her millet, ibadetlerini kendi diliyle yapsa daha uygun olmaz mı?
CEVAP
Dinimiz, ibadet dilinin Arapça olduğunu bildirmiştir. İbadetin geçerli olması için Arapça okumak şarttır, anlamak şart değildir. Anlamayıp öğrenmek için, nakli esas alan ilmihal kitapları okunur. Kur'an-ı kerimi, lisanı Arapça olanlar bile anlayamaz, hatta evliyanın ve ulemanın en büyükleri olan Eshab-ı kiram bile, âyetlerin mânâlarını Resulullaha sual ederdi. Bir hadis-i şerif meali:
(Kur'an-ı kerim Allahü teâlânın metin [sağlam] ipidir. Mânâlarının hepsi anlaşılmaz. Çok okumak ve dinlemekle eskimez.) [İbni Mace]

Kur'an-ı kerimin, çok veciz olup, bitmez tükenmez mânâlarının bulunduğu, bütün mânâları bildirilse bile, yazmak için kâğıt ve mürekkep bulunamayacağı, Kur'an-ı kerimde de bildirilmektedir:
(De ki, Rabbimin [ilmini, hikmetini bildiren, hayrete düşüren] sözleri için, denizler mürekkep olsa, bir o kadar daha deniz ilave edilse, denizler tükenir, Rabbimin sözleri tükenmez.) [Kehf 109]

Demek ki, her Arapça bilen, Kur'an-ı kerimi anlayamaz. İmam-ı Gazali hazretleri buyuruyor ki:
İmam-ı Ahmed bin Hanbel, Cenab-ı Hakk'ın, (Anlayarak da anlamayarak da Kur'an-ı kerim okuyan, benim rızama kavuşur)buyurduğunu bildirmektedir. (İhya)

Namaz sûresini bilmeyen
Sual: 
(Yeni Müslüman olmuş, fakat Arapça olarak namaz sûrelerini bilmeyen bir Fransız, bir Alman veya bir Türk, namazı, sûrelerin ve duaların tercümelerini kendi diliyle öğrenip kılabilir) deniyor. İbadet dilini değiştirmek caiz olur mu?
CEVAP
Asla caiz olmaz. (Fetava-i fıkhiyye)

Çok kimse bilir ki, Kur’an-ı kerimi ezberlemek, kendi dilindeki bir kitabı ezberlemekten çok daha kolaydır. Sûre ve dua bilmeyen kimse, bunları bir kâğıda yazıp namaz kılarken karşısına koyar. Öğreninceye kadar böyle okuyarak namazını kılar.

İmam-ı a’zam hariç, İmameyn’e yani İmam-ı Muhammed’le İmam-ı Ebu Yusuf’a göre Mushaf’a veya kâğıda bakarak okumak, Ehl-i kitaba yani Yahudilere ve Hristiyanlara benzemek kastıyla olursa mekruh olur, fakat Ehl-i kitaba benzemek kastı olmadan okumak, mekruh da olmaz. (Dürr-ül-muhtar, Halebi, Mülteka, Hindiyye, Mecmua-i Zühdiye)

Hiç dua ve sûre bilmeyen kimse, buna göre, namazda kâğıda bakarak okuyabilir. Şâfiî mezhebinde ise, Mushaf’a veya yazılı kâğıda bakarak okumanın, zaten hiç mahzuru olmaz. Yeni Müslüman olanın veya hiç sûre ve dua bilmeyenin, hangi mezhepte olduğu da önemlidir. Kendi mezhebinde caiz olmayan şey, başka mezhepte caizse, o mezhebi taklit ederek o işi yapmakta mahzur olmaz.

Allahü teâlâ her dili bilir
Sual:
 Mezhepsiz bir hoca, (Allah sadece Arapçayı değil, her dili bilir. Namazda herkes kendi diline göre okumalıdır) diyor. Namazda Arapça okumak şart değil midir?
CEVAP
Elbette şarttır. Allah her dili bildiği hâlde, namazda aslını okumayı emretmiştir. Allah bize hangi dille okumamızı emretmişse o dille okumak gerekir.

Arapçadan başka dille kılınan namaz sahih olmaz. (İbni Âbidin)

Namaz kılarken başka dille dua okumak haramdır. (Dürr-ül-muhtar)

Cuma namazının farzları

Hanefi’de Cuma namazının farz olabilmesi için iki şart vardır...

devamını oku...

Cuma namazı nasıl kılınır

Cuma günü 16 rekat namaz kılınır. [Bunun iki rekatını kılmak farzdır. Öğle namazından daha kuvvetli farzdır...

Devamını oku...

Cuma günü öğle namazı (Zuhr-i ahir)

Cuma namazının birçok eda ve vücub şartları var. Bunlardan bir veya birkaçı tahakkuk etmeyebilir...

devamını oku...

Cumaya gitmemek

Mazeretsiz üç Cumaya gitmemek münafıklık alametidir. Bir ülkede Cuma kılmanın şartları yoksa...

devamını oku...

Cuma ile ilgili çeşitli sorular

Evet, mekruhtur. Alışverişin kendisi helaldir. Yani alınan mal mekruh değil, helaldir...

devamını oku...

İki namazı cem etmek (birleştirmek)

Bazen iki namazı birleştirip bir vakitte kılmak gerekebiliyor...

Devamını oku...

Teheccüd namazı

Teheccüd, gecenin üçte ikisi geçtikten sonra, imsak vaktine kadar kılınan nafile bir namazdır...

Devamını oku...

Kuşluk (Duha) namazı

Kuşluk vakti, şer’i gündüzün dörtte biri geçtikten sonra başlar, zeval [İstiva] vaktine kadar devam eder...

devamını oku...

Tesbih namazı

Sevabı pek çok olan bir namazdır. Peygamber efendimiz amcası Hazret-i Abbas’a, (Sana öğreteceğim şeyi yaptığın zaman...

devamını oku...

Tehıyyet-ül-menzil namazı

Evden çıkarken ve eve girince, kerahet vakti değilse iki rekat namaz kılmalı! Buna "Tehıyyet-ül-menzil" namazı denir...

devamını oku...

Resulullahı rüyada görmek için

Resulullah efendimizi rüyada hakiki şekliyle görebilmek için düzgün itikada sahip olmak, ibadetleri yapıp haramlardan kaçmak...

devamını oku...

Abher namazı

Abher namazı, 4 rekatlık nafile bir namazdır. İkinci rekatta, oturulunca Ettehiyyatüden sonra salli barik okunur...

devamını oku...

Sübha namazı

Abdest aldıktan sonra kılınan 2 rekat namaza sübha namazı denir. Mekruh vakitler hariç, her zaman kılınır...

devamını oku...

İstihare namazı

İstihare, bir işin hakkında hayırlı olup olmadığını anlamak için abdest alıp iki rekat namaz kıldıktan sonra...

devamını oku...

Tehıyyet-ül-mescid namazı

Mescide girince, oturmadan önce, mescidin sahibine yani Allahü teâlâya tazim ve hürmet için kılınan iki rekat nafile namazdır...

devamını oku...

Küsuf ve Husuf namazları

Bu iki namaz nafile namazdır. Küsuf namazı güneş tutulunca, Husuf namazı ise ay tutulduğu zaman kılınır...

devamını oku...

Evvabin namazı

Akşam namazından sonra kılınan nafile namaza (Evvabin namazı) denir, bu namazı kılmak müstehabdır...

devamını oku...

Sünnet namazlar

Bütün sünnetler hakkında hadis-i şerif vardır. Yatsının ilk sünneti Hanefi’de ve Maliki’de gayri müekked sünnettir...

devamını oku...

Yatsının ilk sünneti

Yatsı namazının farzından önce dört, farzdan sonra iki veya dört rekât sünnet kılınır. Dârimî’de bildirilen hadis-i şerifte...

devamını oku...

Nafile namazları cemaatle kılmak

Konu ile alakalı olarak İmâm-ı Rabbânî hazretleri Mektubat kitabının 1. cilt 288. mektubunda buyuruyor ki...

Devamını oku...

Nafile namazlarla ilgili çeşitli sorular

Hayır nafile ibadet yapmak şart değildir. Ancak Resulullahın sünnetine, emirlerine uymak büyük saadettir...

devamını oku...

Farzın önemi büyüktür

Farzın dindeki önemi çok büyüktür. Farzdan önemli bir şey yoktur. Bu konuda çok hadis-i şerif vardır...

Devamını oku...

Kaza namazı kılmak gerekmez mi?

Evet, İbni Teymiye, (Özürlü ve özürsüz terk edilen namazları kaza etmek gerekmez) diyor. (Mecmu-ul-Fetava 12/106.)...

devamını oku...

Namaz hangi özürle kazaya kalabilir

Bir namaz, cem edilerek kılınma imkanı da yoksa, ancak şu özürlerle kazaya bırakılabilir...

devamını oku...

Hayırlı işler namaz yerine geçmez

brahim Muhammed Neşat hazretleri buyuruyor ki:
Namazı bilerek terk etmenin büyük günah olduğunu ve kaza etmek gerektiğini...

devamını oku...

Farz yanında nafilenin kıymeti

Namaz, iki sebeple kazaya kalır:
1- Uyumak, unutmak gibi dini bir özürle kaçırılır...

devamını oku...

Sünnet ne demektir

Sünnet kelimesi üç anlama gelir: 
1- Kitab ve Sünnet ifadesindeki sünnet, hadis-i şerifler demektir...

devamını oku...

Namazı kaza etmeyi geciktirmek

Elbette çok fark vardır. Namaza önem vermediği için kılmayan küfre girer.
Uyumak...

devamını oku...

Sünnetler de nafiledir

Nafile namaz, farz ve vacibden başka namazlar demektir. Beş vakit namazın sünnetleri ve diğer vacib olmayan namazlar, nafiledir...

devamını oku...

Kaza namazı borcu olanın sünnet kılması

Edepsizlik günah değildir. Câmi’ul-fetâvâ kitabında, (Düşman karşısında, bir farz namazı kılmak mümkünken terk etmenin cezası...

devamını oku...

Bir iş için birkaç niyet

Evet, iyi olur. Camide oturmak taattir. Caminin Allahü teâlânın evi olduğunu düşünerek giren, onu ziyarete de niyet ederse...

devamını oku...

Sünnet terk edilmiş olmaz

Hayır, kaza kılınca, sünnete de uyulmuş olur. Bunu birkaç yönden açıklayalım...

devamını oku...

Nafile farz ile mukayese edilmez

Namazı, zaruretsiz kazaya bırakmak haramdır. Namazı kazaya bıraktığı için tevbe etmek ve kaza borçlarını ödemek farzdır...

Devamını oku...

Farz borcu varken

Zekât borcu varken sadaka vermek, Ramazandan oruç borcu varken nafile oruç tutmak ve diğer farz borcu varken...

Devamını oku...

Sünneti terk etmek günah mı?

Bu hususta din kitaplarımızda bildirilenleri nakledelim...

devamını oku...

İlim ehlinin söz birliği

İsmail Hakkı Bursevi hazretleri, Ruh-ul-beyan tefsirinde özetle diyor ki:
Enam suresinin 160. âyetinde...

devamını oku...

Farzı ödemeye pot kırmak diyenler

Farz borcu olanın nafileleri kabul olmaz hadisini esas alıp, sünnet yerine kaza kılanın...

devamını oku...

Bir yazarın iddialarına cevaplar

Varsayalım ki bir amca 70 yaşına gelmiş. Bu amca 70 yıllık ömründe namazlarını bazen kılmış bazen kılmamış...

devamını oku...

Sünnet ve kaza namazında niyet

Kazası olmasa da, sünnetleri kılarken kazaya niyet etmenin hiç mahzuru olmaz...

devamını oku...

Kazası olmayanın kaza namazı kılması

Beş vakit namazın sünnetlerini kılmaktan maksat, farzdan başka namaz kılmaktır. Peygamber efendimiz...

devamını oku...

Farz ve nafile

Kıyas bâtıldır. Bizim sevinip üzülmemiz dinde senet olmaz. İnsan rüşvete de, kumardan kazandığına da sevinebilir...

devamını oku...

Terk etmek mi, fevt etmek mi?

Fıkıh kitaplarında, (Terk edilen namazları kaza etmek, nafile kılmaktan daha iyi ise de, beş vakit namazın sünnetlerini ve hadis-i şerifte...

devamını oku...

Evla, farz demek değildir

Şu evlâdır yani daha iyidir demek, öteki de caizdir demektir. Yani önce kaza kılmak caizdir...

devamını oku...

Sünnet, nafile ve adak

İkisi de uygun değildir. Aşağıda bildirilen hususlara göre kendi aralarında imam seçmelidir...

devamını oku...

Cuma namazı kılarken

Maddeler hâlinde bildirelim:
1- Cumanın ilk dört rekât sünnetini kılarken...

devamını oku...

Sunnet yerıne kaza kılmanın delili

Seyyid Abdülhakîm Arvâsî hazretlerİ. Medrese-tül-mütehassısin’de müderris idi. Yeni tâbirle ilahiyat fakültesi profesörü idi...

devamını oku...

İki farz arasındaki fark

Aşağıda vesikaları bildirildiği gibi, Peygamber efendimiz, farzın yanında bir namaz kılardı. Bu namazlara sonradan sünnet denildi...

devamını oku...

Teravih namazı

Peygamber efendimiz, 3-4 gün teravihi cemaatle kıldırdı, daha sonra evden çıkmadı...

devamını oku...

Bayram namazları

Ramazan ve Kurban bayramının birinci günü kılınır...

devamını oku...

Cenaze namazı ve defin 1

Cenaze namazı kılmak farz mıdır? Farzı kifayedir. Birkaç kişi namazı kılarsa diğerlerinden bu farz sakıt olur [düşer]. Yani bir müminin vefat ettiğini haber alan erkeklere, erkek yoksa, kadınlara cenaze namazı kılmak...

Devamını Okuyun...

cenaze namazı ve defin 2

Resulullahın cenaze namazını kim kıldırdı? Peygamber efendimizin cenaze namazını, vasiyetine uyularak herkes teker teker kıldı. Bir kabre iki ölü. Biri öldükten beş yıl sonra aynı mezara başka bir ölünün konması caiz midir? Bir ölü çürüyüp, kemikleri toprak olmadan...

Devamını Okuyun...

Camilere saygı 1

Camide riayet edilmesi gereken hususlar nelerdir? Bazıları şunlardır: Camiye girenin orada namazı bekleyenlere selam vermesi iyi olur. Fakat camide sünneti kılıp, farzı beklerken, dışarıdan gelenin selamını almak, sünnet ile farz arasında bir şey okumak...

Devamını Okuyun...

Camilere saygı 2

Birçok camilerde Mihrabın üstünde, Al-i İmran suresinin 37.âyeti yazılıdır. Buradaki mihrab ne demektir? ve ön tarafına da mihrab denir. Mihrab, harb kökünden gelir. Çünkü burada şeytanla harb yapılır. (Kadı Beydavi)...

Devamını Okuyun...

Ezan ve İkamet

Ezanın kelimeleri yedidir: Allahü ekber: Allahü teâlâ, büyüktür. Ona bir şey lazım değildir. Kullarının ibadetlerine de muhtaç olmaktan büyüktür. İbadetlerin, Ona faydası yoktur. Bunu, zihinlerde iyi yerleştirmek için, bu kelime, dört kere söylenir...

Devamını Okuyun...

Tilavet secdesi

Tilavet, Kur’an okumak demektir. Secde âyeti okununca yapılan secdeye tilavet secdesi denir. Namaz kılması farz olan bir kimse, Kur’an-ı kerimde bulunan 14 yerdeki, secde âyetinden birini okusa veya işitse, manasını anlamasa da, bir secde yapması vaciptir.

Devamını Okuyun...

Hazret-i Mevlânâ, ney çalmadı, dönmedi

Mevlânâ Celâlüddîn Rûmî hazretleri, evliyanın büyüklerindendir. Babası Bahâeddîn-i Veled hazretleri büyük âlim ve veli idi. Nefehât kitabında; “Beş yaşında iken kiramen katibin meleklerini, Evliyanın ruhlarını görürdü”...

Devamını Okuyun...

İbadet lisanı Arapçadır

Diyanetin hazırladığı Kur'an-ı kerim mealinin önsözünde diyor ki: (Kur'an-ı kerim, yalnız Türkçeye değil, hiçbir dile hakkıyla çevrilemez. Eski tefsirlerin ışığı altında verilen manalara da tercüme değil, meal demek uygundur...

Devamını Okuyun...

Namaz sureleri ve duaları

Caizse, bunların meallerini yazar mısınız? Okuduğumuz sûrelerin mânalarını düşünmek, namaza zarar vermez. Böylece dünya düşüncelerine de mani olmaya çalışmış oluruz...

Devamını Okuyun...

Teganni nedir?

Burada kelimeler bozuluyor. Teganni ederek, yani kelimeleri bozarak da okumak caiz değildir. Kelimeleri bozmak demek, musiki perdesine uydurmak için harfleri harekeleri uzatmak, hareke, harf eklemek veya çıkarmak demektir...

Devamını Okuyun...

Namaz Risalesi

Seyyid Abdülhakîm Arvâsî hazretleri, Namaz Risalesi’nde buyuruyor ki: Bismillahirrahmanirrahim. Namazsız din olmaz Namaz, İslam’ın beş şartından ikincisi olup, Fahr-i kâinatın “sallallahü aleyhi ve sellem” miraca...

Devamını Okuyun...