Kaza namazı borcu olanın sünnet kılması

Kaza namazı borcu olanın sünnet kılması

Sual: Bir yazar, (Kaza namazı borcu olan kimse, vaktin sünnetleriyle birlikte, İşrak namazı, Duha namazı, Evvabin namazı, Teheccüdnamazı, Sübha namazı, Tehıyyet-ül-mescid gibi nafile namazları da asla bırakamaz. Diğer üç mezhepte kazası olanın sünnetleri ve nafileleri kılması haramsa da Hanefî’de, bu nafile namazları da kılması lazımdır. Büyük hocalarımız diyor ki: Bu namazları vaktinde kılmayarak, bir edepsizlik yapan kimsenin, şimdi bunu telâfi edeceğim derken, bu sefer sünnetleri ve nafileleri kılmayıp, başka bir kusur işlemesi asla uygun olmaz) diyor. Bu kadar cahillik olur mu? Farzla nafile veya sünnet aynı kefeye konur mu? Hatta nafile farza tercih edilir mi? Bir insan, ömründe İşrak, Duha gibi nafile namazları kılmasa, ahirette sorguya çekilir mi? Ama bir vakit farz namazı kılınmazsa büyük günaha girmez mi? Nafilelerden önce farz borcunu ödemeye yani farzı kılmaya edepsizlik diyor. Farzı kılmamak haram mı, yoksa sadece edepsizlik mi? Farzı böyle hafife almak küfür olmaz mı?
CEVAP
Edepsizlik günah değildir. Câmi’ul-fetâvâ kitabında, (Düşman karşısında, bir farz namazı kılmak mümkünken terk etmenin cezası, 700 büyük günaha bedeldir) buyuruluyor. Bu kadar büyük günaha hangi Müslüman sadece edepsizlik diyebilir ki?

Kazaya kalan namazları geciktirip sünnet kılmak, Allahü teâlânın farz olan emrini geciktirmek olur. Sevmenin alameti emre uymak, emri geciktirmemektir. Allah’ı seven, Onun farz olan emrini geciktirmez.

Resulullah efendimiz, farz namazı hafife alarak, önem vermeyerek, sadece edepsizlik sayarak terk edenin kâfir olacağını bildirmiştir. Birkaç hadis-i şerif meali şöyledir:
(Namazı kasten terk eden kâfirdir.) [Taberani]

(Bizimle kâfirlik arasındaki fark namazdır. Namazı terk eden kâfir olur.) [Nesai]

(Namaz kılmayanın Müslümanlığı yoktur.) [Bezzar]

(Namaz dinin direğidir, terk eden dinini yıkmış olur.) [Beyheki]

(Namazı bırakanın diğer ibadetleri kabul olmaz.) [Ebu Nuaym, İsfehani]

(Beş vakit namazı terk eden, Allah’ın hıfz ve emanından mahrum olur.) [İbni Mace]

Bu hadis-i şeriflerden dolayı üç hak mezhep, namaz kılmayanların öldürülmesini bildirmiş, sadece Hanefi mezhebi, hapsedilip namaz kılana kadar dayak atılmasını emretmiştir.

Peygamber efendimiz, namaz kılmayana kâfir derken, yazarın işi hafife alarak edepsizlik demesi affedilecek bir suç değildir. Derhal tevbe etmesi, tecdid-i iman ve tecdid-i nikâh yapması şarttır.

Farzın dindeki önemi çok büyüktür. Bu konuda çok hadis-i şerif vardır. Saçları dağınık biri gelip, Resulullah efendimize bazı sorular sordu:
— İslam nedir?
— Birincisi, günde beş vakit namaz kılmak...
— Beşten fazla bir namaz yok mu?
— Hayır yoktur, ama isteyen nafile namaz kılabilir. Bir de Ramazan orucu var.
— Bundan başka oruç yok mu?
— Farz olarak yok. İsteyen nafile oruç tutabilir. Bir de zekât vardır.
— Bundan fazlası var mıdır?
— Hayır yoktur. İsteyen nafile olarak sadaka verebilir.
Adam, (Vallahi, farzlardan ne fazla, ne de eksik yaparım) diyerek çekip gitti. Resulullah buyurdu ki:
(Bu, sözünde durursa, kurtuluşa erdi.) [Buhari, Müslim, Ebu Davud, Nesai]

İslam âlimleri bu hadis-i şerifleri delil getirip, sünnet ve nafile kılmayanların ahirette ceza görmeyeceğini, sadece sevabından mahrum kalacağını bildirmişlerdir. Farzın önemi hakkında, bazı hadis-i şerif mealleri:

(Farz namaz borcu olanın, nafile namazı kabul olmaz.) [Dürret-ül fahire]
Farzı kılma imkânı varken tehir ederek nafile ile meşgul olunca, farzı tehir günahı büyük olur. Bu günahtan azıcık nafile sevabı çıkarılınca yine ortada büyük günah kalmaktadır. Onun için Peygamber efendimiz, nafilesi kabul olmaz buyurmuştur.

(Borcu varken verilen sadaka kabul olmaz.) [Buhari]
Borcu ödemek farzdır. Sadaka vermek nafiledir. Farz borcunu geciktirmek de günahtır. Bu bakımdan verdiği sadakanın sevabı, geciktirme günahını affettiremediği, denizde damla olduğu için kabul olmaz buyurulmuştur.

(Allahü teâlâ, “Farzla bana yaklaşıldığı gibi, hiçbir şeyle yaklaşılamaz” buyurdu.) [Buhari, Beyheki, Uyun-ül besair]
Yani Allahü teâlânın rızasına kavuşmak için, önce farzları eda etmek şarttır.

(En üstün amel, cihaddır. En üstün cihad, farzları ifa etmektir.) [İ. Ahmed, Taberani]

(Allah indinde en üstün amel, vaktinde kılınan farz namazdır.)[Müslim, Ebu Davud]

(En üstün amel, farz namazdan sonra zekâttır.) [Taberani]

(Ya Fâtıma, önce Rabbinin farzını yerine getir.) [Ebu Davud]
Önce farzın ifası emrediliyor. Önce sünnet ve nafile denmiyor.

(Allahü teâlânın sana farz kıldığı şeyleri eda et ki, insanların en âbidi olasın.) [İ. Adiy]
Çok nafile ibadet eden değil, farzları aksatmayan, insanların en çok ibadet edeni oluyor.

(Öğrendiği farzlarla amel edene ve başkasına öğretene Allah rahmet etsin.) [Ebu-ş-şeyh]

(Bir Müslüman yoktur ki, farz namaz için layıkıyla abdest alsın da, o gün ayaklarının yürüdüğü, ellerinin tuttuğu, gözlerinin baktığı, kulaklarının dinlediği, dilinin söylediği, nefsinin arzuladığı kötü şeyler affolmasın.) [İ. Asakir]

(Kıyamette işlediği farzlarla içi dolu olana müjdeler olsun.) [Deylemi]

(Cihad için atılan adımla bir farzı ifa için atılan adımdan daha üstünü yoktur.) [Tirmizi]

(Allahü teâlâ buyurdu ki: Beş vakit farz namazı, şartlarına uyarak, vaktinde kılanı Cennete koyacağıma söz verdim. Kılmayana verilmiş bir sözüm yoktur.) [İ. Mace, Ebu Davud]

(Ramazanda bir gün oruç tutmayan, onun yerine bütün yıl oruç tutsa, o bir günkü sevaba kavuşamaz.) [Tirmizi]
Farz orucu kaza ediyor, oruç borcundan kurtuluyor, ama farzı zamanında yapma sevabına kavuşamıyor. Hatta ömür boyu nafile oruç tutsa da, bir farzı zamanında yapma sevabına kavuşamıyor. Farzın ne kadar önemli olduğunu bu hadis-i şerif açıkça bildiriyor.

(Farzlardan sonra en faziletli namaz, gece kılınan Teheccüdnamazıdır.) [Müslim, İbni Mace, Ebu Davud, Tirmizi, Nesai]
Bir kimse, çok kıymetli bir sünnet olan Teheccüd namazını ömründe hiç kılmasa ahirette hiçbir ceza verilmez, sadece sevabından mahrum kalır, ama bir farzı terkin cezası çok büyüktür.

Din kitaplarında deniyor ki:
Düşman karşısında, bir farz namazı kılma imkânı varken, terk etmenin cezası, yedi yüz büyük günaha bedeldir. (Cami-ül-fetâvâ, Umdet-ül İslam)

Farz namazları kazaya bırakmak büyük günahtır. İmkânı varken kaza etmezse, ayrıca büyük bir günah daha işlemiş olur. (Kebair ve segair)

Farz borcu olanın nafileyle meşgul olması, farzı tehir ettiğinden dolayı günahtır. Hazret-i Ali’nin rivayet ettiği hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Farz namaz borcu olanın nâfile kılması, doğumu yaklaşmışken, çocuğunu düşüren hâmileye benzer. Artık bu kadına, hâmile de, ana da denmez. Bu kimse de böyle olup, farz namazlarını ödemedikçe, Allahü teâlâ, onun nâfile namazlarını kabul etmez.) [Zahire-i Fıkh, Fütuh-ul-gayb m. 48] Hanefî âlimlerinden Abdülhak-ı Dehlevî hazretleri, bu hadis-i şerifi şöyle açıklıyor:
Bu hadis-i şerif gösteriyor ki, farz borcu olanın, sünnetleri de kabul olmaz, çünkü sünnetler de nafiledir. (Fütuh-ul-gayb şerhi)

Seyyid Abdülkadir-i Geylani hazretleri buyurdu ki:
(Farz namaz borcu olanın nafilesi kabul olmaz) hadis-i şerifi gösteriyor ki, farz borcu varken nafileyle meşgul olmak ahmaklıktır. Kaza borcu olanın nafile kılması, alacaklıya borçlunun hediye götürmesine benzer ki, elbette kabul olmaz. Mümin bir tüccara benzer, farzlar sermayesi, nafileler ise onun kazancıdır. Sermaye kurtarılmadan, kâr olmaz. (Fütuh-ul-gayb m. 48Orijinali için tıklayınız.

Hazret-i Ebu Bekir, Hazret-i Ömer’e yaptığı vasiyette buyurdu ki:
Allah’ın gece yapman gereken hakkını gündüz yapsan ve gündüz yapman gerekeni de gece yapsan kabul etmez. Üzerine farz olan ibadetleri ödemeden nafile ibadetini kabul etmez. (Kitab-ül Harac)

Denizde damla gibidir


İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
Farzın yanında nafileler kıymetsizdir. Sünnetlerin farzlar yanındaki kıymeti de, deniz yanında bir damla su gibi bile değildir. Melun şeytan, müminleri aldatarak, farzları küçük gösteriyor, nafileyi teşvik ediyor. Hâlbuki bir altın zekât vermek, yüz bin altın sadaka vermekten daha sevabdır. (Mektubat-ı Rabbani 1/29, 1/260, 3/17)

Yıllarca farz kaza namazı borcu olana sünnetleri bırakma demek, koca denize değil, bir damlaya itibar et demek gibi çok abes ve cahilce bir sözdür. Seyyid Abdülhakim Arvasî hazretleri buyurdu ki:
Yıllarca kaza borcu olanın, sünnetleri kılarken, kaza namazına da niyet etmesi, dört mezhepte de lazımdır. (S. Ebediyye)

Sünnet yerine kaza kılan, sünneti terk etmiş olmaz. (Eşbah)

Hiç kazası olmayanın da kaza namazı kılması caizdir. (Redd-ül-muhtar, Hindiyye)

Âlimlerin söz birliği

Ruh-ul-beyân
’da En’am suresinin 165. âyetinin tefsirindeki hadis-i şerifte bildiriliyor ki:
Kıyamette helal yoldan kazanan kimseye denir ki:
- Bu malları kazanırken ve sarf ederken farz namazları vaktinde kıldın mı? Namazın rükuunu, secdesini ve abdestte farzları tam yaptın mı?
- Ya Rabbi, helalden kazanıp helal yerlere harcadım, hiçbir farzı kaçırmadım.
Helal kazanırken bazı yanlışların olmadı mı?
- Ya Rabbi, helal yollardan kazandım ve helal yollarda harcadım, hiçbir farzı zayi etmedim, farzları yerine getirirken ihlasıma halel getirmedim. (Ruh-ul-beyân 3/132)

Âlimler sözbirliği ile bildirdiler ki:
Regaib ve revatib ameller ile vacibler, sevapta, hükümde ve üstünlükte farza ulaşamaz. Sünnetler, kılınmış olan farzların eksiklerini tamamlar. Nafileler ise sünnetlerin eksiklerini tamamlar. Hiçbir nafileyle farz borcu ödenmiş olmaz. Bazı avamın [cahillerin] iddia ettiği gibi, farzı bırakıp da nafileyle uğraşmalarının, mesela Evvabin namazının farz kazaların yerine geçeceğini iddia etmelerinin dinde yeri yoktur. (Ruh-ul-beyân 3/127) Orijinali için tıklayınız.

Farzlara önem verip, tembellikle yapmayanın imanı gitmez, fakat bir farzı yapmayan müslüman, iki büyük günaha girer:
Birincisi, o farzın vaktini ibadetsiz geçirmek, yani farzı geciktirmek günahıdır. Bunun affolması için tevbe etmek, yani pişman olmak gerekir.
İkincisi, bu farzı terk etmek günahıdır. Bu büyük günahın affolması için, bu farzı hemen kaza etmek gerekir. Kazayı geciktirmek de, ayrıca büyük günah olur. Kaza geciktikçe, günahlar, katlanarak artar, sayılamayacak kadar çoğalır. Hadis-i şerifte, (Bir namazı, bilerek, özürsüz kılmayan, seksen hukbe [1 hukbe=80 yıl] Cehennemde kalacaktır) buyuruluyor. Bu müthiş günahların altından kurtulabilmek için, farz namazları bir an önce kaza etmek gerekir. (Tergib-üs-salat)

İbni Nüceym hazretleri buyuruyor ki:
Farz namazları vaktinden sonraya bırakmak büyük günah olup, ancak tevbe etmekle affolur. Tevbe ederken, kılmadığı namazları kaza etmesi gerekir. Kaza etmeye gücü varken kaza etmezse, ayrıca büyük bir günah daha işlemiş olur. (Kebair ve segair)

Bütün fıkıh kitaplarında, kaza namazı anlatılırken faite yani kaçırılmış namaz deniyor, çünkü bir Müslüman namazlarını terk etmez. Ancak uyumak, unutmak gibi geçerli bir özürle kaçırabilir. Bu bakımdan kaçırılan namaz sayısı az olur. Bugün terk edilmiş namaz sayısı çoktur. Bir özürle kaçırılmış namazla özürsüz, kasten terk edilmiş namazın hükmü aynı değildir. Namazları, yukarıda bildirilen bir özürle fevt ederek kazaya bırakmak günah olmadığı için, bunların kazalarını, sünnetleri ve diğer nafileleri kılacak kadar geciktirmek de günah olmaz. Uyumak, unutmak gibi bir özürle kılınamayan yani fevt edilen [kaçırılan] namazların hükmü şöyledir:
Fevt olan namazları kaza etmek, nafile kılmaktan iyi ise de, beş vakit namazın sünnetlerini ve hadis-i şerifte övülen Duha, Tesbih, Tehıyyet-ül-mescid gibi belli namazları kılmak böyle değildir. Vaktin sünnetleriyle bu nafileleri kılmak, kaza kılmaktan evladır. (Redd-ül-muhtar, Halebi, Hindiyye)

Terk edilmiş namazın hükmü ise şöyledir:
Büyük âlim İbni Nüceym’e soruldu ki, kaza namazı olan kimse, sünnetleri kılarken kazaya niyet ederek kılsa, sünnetleri terk etmiş olur mu? Cevabında, (Sünnetleri terk etmiş olmaz, çünkü o vakit içinde farzdan başka, [nafile olsun, kaza olsun] herhangi bir namaz kılınınca, sünnet de yerine getirilmiş olur) buyurdu. (Nevâdir-i fıkhiyye fi mezheb-il-eimmet-il Hanefiyye s. 36Orijinali için tıklayınız.

Hamza Efendi hazretlerinin Bey’ ve Şir’a risalesinin şerhinde, (Yolculuğa çıkmadan önce iki rekât namaz kılmalıdır! Kazaya kalmış namazı varsa bir, iki veya üç vakit namazını kaza etmelidir! Çünkü kaza borcu varken, nafile kılmak ahmaklıktır) buyuruluyor. (s.6) Orijinali için tıklayınız.

Sünnet kılarken kazaya da niyet edince kaza da sünnet de kılınmış olur. (Necat-ül müminin s. 90) Orijinali için tıklayınız.

Beş vakit namazın sünneti demek, Resulullahın kıldığı namaz demektir. Bu namazlara sünnet ismi sonradan verilmiştir. Resulullah, beş vakit namazın sünnetlerini kılarken, yalnız (Allah rızası için namaz kılmaya) derdi. (Sünnet kılmaya) diye niyet etmezdi. Her vakit içinde böyle kılınan herhangi bir namaz, sünnet ismi verilen namaz olur. (Redd-ül muhtar, Uyun-ül besair, Halebi)

Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(En üstün cihad, farzları edadır.) [Taberani]

(Kaza namazı olanın, kıldığı nafile namaz kabul olmaz.) [Dürret-ül-fâhire]

(Herkes nafile ile meşgul iken sen farzları tamamla!) [Miftâh-ün-necât]

(Hak teâlâ, farz ibadetle bana yaklaşıldığı gibi, hiçbir şeyle yaklaşılamaz buyurdu.) [Buhari]

Allahü teâlâ, (Bana farzla yaklaşılır), Resulü de (Kaza borcu olanın nafilesi kabul olmaz) buyururken, âlimler de, (Kazası olanın, sünnet ve nafile kılması ahmaklıktır), (Sünnetler farzın yanında denizde damla değildir) derken, bir özürle kaçırılan namazla kasten kılınmayan namazı aynı zanneden cahiller, Allahü teâlânın emri olan farzı bıraktırıp, Duha, Tehıyyet-ül-mescid, Tesbih, Teheccüd, Sübhanamazı gibi nafileleri kıldırmaya çalışıyorlar. Nafilelerle milleti meşgul edip farzları tehir ettirenler veya farzları kıldırmayanlar büyük vebal altındadır.

Redd-ül-muhtar, Halebi, Tahtavi ve Hindiyye gibi kıymetli eserlerde buyuruluyor ki:
Faite [fevt olmuş, yani bir özürle kaçırılmış] namazların kazalarını acele kılmak lazımdır. Fevt olmuş [bir özürle kazaya kalmış] namazların kazalarını kılmak, nafile kılmaktan evla ise de, hadis-i şerifle övülmüş olan beş vaktin sünnetlerini, duha, tesbih, tehıyyet-ül-mescid, evvabin gibi nafile namazları kılmak, kaza kılmaktan evladır. Yani kaza kılacak kadar geciktirmek günah olmaz. Orijinali için tıklayınız.

Evla olmasının sebebi, unutmak, uyumak gibi bir özürle namazı kazaya bırakmak günah olmadığı içindir. Böyle kimselerin, adı geçen nafileleri kılacak kadar, kazaları geciktirmeleri günah olmaz. Unutarak, uyuyarak kazaya bırakılan namaz sayısı bir veya birkaç vakittir. Mesela sabah namazının vaktinde uyuyup kalan kimse, güneş doğduktan 50 dakika kadar sonra bu namazı kaza eder. Kaza etmeden önce, Duha [kuşluk] namazı kılarsa caiz olur. Çünkü sabah namazının, uyanamayarak bu vakte bırakılması günah olmamıştır. Duha namazı kılacak kadar geciktirmesi de günah olmaz. Buna rağmen kazasını öğleye kadar geciktirmesi büyük günah olur.

Namazın kazaya kalma sebebi önemlidir. Eğer namaz şer’i bir özürle kazaya kalmışsa, mesela seferde; sel, yırtıcı hayvan, eşkıya, anarşist gibi bir tehlike varsa, namazı oturarak veya hayvan üzerinde ima ile de kılmak mümkün değilse, annenin veya çocuğunun telef olacağı zaman ebenin ve acil ameliyatlarda doktorun müdahalesi esnasında kılınamamışsa ve uyku, unutmak gibi bir özürle namaz kaçırılmışsa, kazayı önce kılmak gerekmez, bahsedilen nafile namazları kılmakta hiç mahzur olmaz. Çünkü namazın bu özürle kazaya kalması günah değildir.

Sünneti terk etmek günah mı?

Sünnetleri kılarken kazaya da niyet edince, sünnet de kılınmış oluyor, sünnetler terk edilmiş olmuyor. Terk edilse bile, sünnetleri terk etmek günah olur mu? Bu hususta din kitaplarımızda bildirilenleri nakledelim:
1- İbni Hümam buyuruyor ki: Sünnetleri kılmamak, sevablarına ve yüksek derecelere kavuşmamaya sebep olur. (Cevhere, Dürr-ül-münteka, Redd-ül-muhtar, Tahtavi)
2- 
Müekked ve gayri müekked sünnetleri terk etmek günah olmaz. Bunları terk eden, yalnız sevablarına ve yüksek derecelere kavuşamaz ve azarlanır. (Halebî-yi sagir)
3- 
Sabahın sünneti çok faziletli olmasına rağmen, kılmayan için bir ceza bildirilmedi. (Tahavi)
4-
 Sünnetleri özürsüz terk eden, günaha girmezse de, sorguya çekilip, azarlanır. (S. Ebediyye)

Özürsüz terk edilmesi bile günah olmayan sünnet ve nafileleri, farz borcunu ödemek için terk etmek hiç günah olur mu? Hâlbuki sünnetleri kılarken kazaya da niyet edince, sünnetlerin terk edilmiş olmadığı, yukarıdaki vesikalarda açıkça bildirilmektedir.

Kaza namazı olan, bu namazı kılarken, kaza namazına ve sünnet ve nafile namazlara da niyet ederse, hem kazasını öder, hem de nafile namazların sevabına kavuşur. (İslam Ahlakı)

Kuşluk ve teheccüd namazı kılmak
Sual
: Kaza namazı borcu olmayan kimse, kuşluk ve teheccüd namazlarını nasıl kılar?
CEVAP
Kuşluk vaktinde ve gece seherde, 2, 4, 8 veya 12 rekât nafile namaz kılar. Ancak kazası olmasa da, ihtiyaten kazaya da niyet etmelidir. Kazamız yoksa zaten nafile olur, yani kazaya niyet etmekle, kuşluk ve teheccüd namazları da kılınmış olur, bir kaybımız olmaz. Bildirilen vakitlerde kaza namazı kılarken kuşluk veya teheccüd namazı diye niyet etmek şart değilse de, kuşluk veya teheccüd diye niyet edilirse, niyet sevabı da elde edilir. Abdest alıp kılınacağı için sübha namazına, yani abdeste şükür namazına da niyet edilirse, niyet sevabına kavuşulur. Niyet edilmese de, yine sübha namazı kılınmış olur.

Farz, nâfile ve sünnet
Sual: Buharî’deki bir hadise göre, sünnet ve nâfile namaz kılmak zorunda değilmişiz. (İsteyen kılabilir) deniyor. O zaman farz borcu olanın, sünnet ve nâfile kılamayacağı anlaşılıyor. Acaba ben mi yanlış anladım?
CEVAP
Hadis-i şerife bakarak dînî hüküm çıkaramayız. Mezhebimizin hükmüne uyarız. Dediğiniz mânâda şöyle bir hadis-i şerif vardır:
(Kılmayı arzu eden kişi için, her ezanla kâmet arasında bir nâfile namaz vardır.) [Buharî, Müslim, Ebu Davud, Nesaî]

Bu konudaki hadis-i şeriflerden biri de şöyledir:
Biri gelip Resulullah efendimize sual etti:
- Yâ Resulallah Cennete götürecek amel nedir?
Allah’a ortak koşmazsın, farzları yaparsın, farz olan namazı kılarsın, farz olan zekâtı verirsin, Ramazanda orucu tutarsın.
- Yâ Resulallah bu söylediklerinizden başka yapılması gereken şey var mı?
- Farz olarak bu kadardır, ama nâfile olarak yapmak istersen başka.
- Allah’a yemin ederim ki farzları yaparım daha fazlasını yapmam.
O kişi dönüp giderken, Peygamber efendimiz, (Cennetlik birini görmek isteyen bu adama baksın) buyurdu. (Buhârî, Müslim, Ebu Davud, Nesaî)

İslam âlimleri, bu çeşit hadis-i şerifleri de delil getirip, sünnet ve nâfile kılmayanların âhirette ceza görmeyeceğini, sadece sevabından mahrum kalacağını, ama farzları kaza etmeyip sünnet ve nâfilelerle meşgul olanların şiddetli azaba mâruz kalacağını bildirmişlerdir.

Mazeretsiz sünnetleri ihmal etmemelidir. Çünkü İmam-ı Rabbânî hazretleri, (Sünnetler, farzların yardımcısı ve tamamlayıcısıdır) buyuruyor. (m. 157)

Kaza namazlarıyla ilgili çeşitli sorular

Aynen vakit namazı gibi kaza edilir. Kaza namazı kılarken sıra şart değildir. Fakat ne kadar kaza namazı kıldığını hesaplayabilmek için...

devamını oku...

Cuma günü yapılacak işler

Cuma namazı için gusletmek, güzel koku sürünmek, yeni, temiz giyinmek, saç, tırnak kesmek sünnettir...

devamını oku...

Cuma namazının farzları

Hanefi’de Cuma namazının farz olabilmesi için iki şart vardır...

devamını oku...

Cuma namazı nasıl kılınır

Cuma günü 16 rekat namaz kılınır. [Bunun iki rekatını kılmak farzdır. Öğle namazından daha kuvvetli farzdır...

Devamını oku...

Cuma günü öğle namazı (Zuhr-i ahir)

Cuma namazının birçok eda ve vücub şartları var. Bunlardan bir veya birkaçı tahakkuk etmeyebilir...

devamını oku...

Cumaya gitmemek

Mazeretsiz üç Cumaya gitmemek münafıklık alametidir. Bir ülkede Cuma kılmanın şartları yoksa...

devamını oku...

Cuma ile ilgili çeşitli sorular

Evet, mekruhtur. Alışverişin kendisi helaldir. Yani alınan mal mekruh değil, helaldir...

devamını oku...

İki namazı cem etmek (birleştirmek)

Bazen iki namazı birleştirip bir vakitte kılmak gerekebiliyor...

Devamını oku...

Teheccüd namazı

Teheccüd, gecenin üçte ikisi geçtikten sonra, imsak vaktine kadar kılınan nafile bir namazdır...

Devamını oku...

Kuşluk (Duha) namazı

Kuşluk vakti, şer’i gündüzün dörtte biri geçtikten sonra başlar, zeval [İstiva] vaktine kadar devam eder...

devamını oku...

Tesbih namazı

Sevabı pek çok olan bir namazdır. Peygamber efendimiz amcası Hazret-i Abbas’a, (Sana öğreteceğim şeyi yaptığın zaman...

devamını oku...

Tehıyyet-ül-menzil namazı

Evden çıkarken ve eve girince, kerahet vakti değilse iki rekat namaz kılmalı! Buna "Tehıyyet-ül-menzil" namazı denir...

devamını oku...

Resulullahı rüyada görmek için

Resulullah efendimizi rüyada hakiki şekliyle görebilmek için düzgün itikada sahip olmak, ibadetleri yapıp haramlardan kaçmak...

devamını oku...

Abher namazı

Abher namazı, 4 rekatlık nafile bir namazdır. İkinci rekatta, oturulunca Ettehiyyatüden sonra salli barik okunur...

devamını oku...

Sübha namazı

Abdest aldıktan sonra kılınan 2 rekat namaza sübha namazı denir. Mekruh vakitler hariç, her zaman kılınır...

devamını oku...

İstihare namazı

İstihare, bir işin hakkında hayırlı olup olmadığını anlamak için abdest alıp iki rekat namaz kıldıktan sonra...

devamını oku...

Tehıyyet-ül-mescid namazı

Mescide girince, oturmadan önce, mescidin sahibine yani Allahü teâlâya tazim ve hürmet için kılınan iki rekat nafile namazdır...

devamını oku...

Küsuf ve Husuf namazları

Bu iki namaz nafile namazdır. Küsuf namazı güneş tutulunca, Husuf namazı ise ay tutulduğu zaman kılınır...

devamını oku...

Evvabin namazı

Akşam namazından sonra kılınan nafile namaza (Evvabin namazı) denir, bu namazı kılmak müstehabdır...

devamını oku...

Sünnet namazlar

Bütün sünnetler hakkında hadis-i şerif vardır. Yatsının ilk sünneti Hanefi’de ve Maliki’de gayri müekked sünnettir...

devamını oku...

Yatsının ilk sünneti

Yatsı namazının farzından önce dört, farzdan sonra iki veya dört rekât sünnet kılınır. Dârimî’de bildirilen hadis-i şerifte...

devamını oku...

Nafile namazları cemaatle kılmak

Konu ile alakalı olarak İmâm-ı Rabbânî hazretleri Mektubat kitabının 1. cilt 288. mektubunda buyuruyor ki...

Devamını oku...

Nafile namazlarla ilgili çeşitli sorular

Hayır nafile ibadet yapmak şart değildir. Ancak Resulullahın sünnetine, emirlerine uymak büyük saadettir...

devamını oku...

Farzın önemi büyüktür

Farzın dindeki önemi çok büyüktür. Farzdan önemli bir şey yoktur. Bu konuda çok hadis-i şerif vardır...

Devamını oku...

Kaza namazı kılmak gerekmez mi?

Evet, İbni Teymiye, (Özürlü ve özürsüz terk edilen namazları kaza etmek gerekmez) diyor. (Mecmu-ul-Fetava 12/106.)...

devamını oku...

Namaz hangi özürle kazaya kalabilir

Bir namaz, cem edilerek kılınma imkanı da yoksa, ancak şu özürlerle kazaya bırakılabilir...

devamını oku...

Hayırlı işler namaz yerine geçmez

brahim Muhammed Neşat hazretleri buyuruyor ki:
Namazı bilerek terk etmenin büyük günah olduğunu ve kaza etmek gerektiğini...

devamını oku...

Farz yanında nafilenin kıymeti

Namaz, iki sebeple kazaya kalır:
1- Uyumak, unutmak gibi dini bir özürle kaçırılır...

devamını oku...

Sünnet ne demektir

Sünnet kelimesi üç anlama gelir: 
1- Kitab ve Sünnet ifadesindeki sünnet, hadis-i şerifler demektir...

devamını oku...

Namazı kaza etmeyi geciktirmek

Elbette çok fark vardır. Namaza önem vermediği için kılmayan küfre girer.
Uyumak...

devamını oku...

Sünnetler de nafiledir

Nafile namaz, farz ve vacibden başka namazlar demektir. Beş vakit namazın sünnetleri ve diğer vacib olmayan namazlar, nafiledir...

devamını oku...

Kaza namazı borcu olanın sünnet kılması

Edepsizlik günah değildir. Câmi’ul-fetâvâ kitabında, (Düşman karşısında, bir farz namazı kılmak mümkünken terk etmenin cezası...

devamını oku...

Bir iş için birkaç niyet

Evet, iyi olur. Camide oturmak taattir. Caminin Allahü teâlânın evi olduğunu düşünerek giren, onu ziyarete de niyet ederse...

devamını oku...

Sünnet terk edilmiş olmaz

Hayır, kaza kılınca, sünnete de uyulmuş olur. Bunu birkaç yönden açıklayalım...

devamını oku...

Nafile farz ile mukayese edilmez

Namazı, zaruretsiz kazaya bırakmak haramdır. Namazı kazaya bıraktığı için tevbe etmek ve kaza borçlarını ödemek farzdır...

Devamını oku...

Farz borcu varken

Zekât borcu varken sadaka vermek, Ramazandan oruç borcu varken nafile oruç tutmak ve diğer farz borcu varken...

Devamını oku...

Sünneti terk etmek günah mı?

Bu hususta din kitaplarımızda bildirilenleri nakledelim...

devamını oku...

İlim ehlinin söz birliği

İsmail Hakkı Bursevi hazretleri, Ruh-ul-beyan tefsirinde özetle diyor ki:
Enam suresinin 160. âyetinde...

devamını oku...

Farzı ödemeye pot kırmak diyenler

Farz borcu olanın nafileleri kabul olmaz hadisini esas alıp, sünnet yerine kaza kılanın...

devamını oku...

Bir yazarın iddialarına cevaplar

Varsayalım ki bir amca 70 yaşına gelmiş. Bu amca 70 yıllık ömründe namazlarını bazen kılmış bazen kılmamış...

devamını oku...

Sünnet ve kaza namazında niyet

Kazası olmasa da, sünnetleri kılarken kazaya niyet etmenin hiç mahzuru olmaz...

devamını oku...

Kazası olmayanın kaza namazı kılması

Beş vakit namazın sünnetlerini kılmaktan maksat, farzdan başka namaz kılmaktır. Peygamber efendimiz...

devamını oku...

Farz ve nafile

Kıyas bâtıldır. Bizim sevinip üzülmemiz dinde senet olmaz. İnsan rüşvete de, kumardan kazandığına da sevinebilir...

devamını oku...

Terk etmek mi, fevt etmek mi?

Fıkıh kitaplarında, (Terk edilen namazları kaza etmek, nafile kılmaktan daha iyi ise de, beş vakit namazın sünnetlerini ve hadis-i şerifte...

devamını oku...

Evla, farz demek değildir

Şu evlâdır yani daha iyidir demek, öteki de caizdir demektir. Yani önce kaza kılmak caizdir...

devamını oku...

Sünnet, nafile ve adak

İkisi de uygun değildir. Aşağıda bildirilen hususlara göre kendi aralarında imam seçmelidir...

devamını oku...

Cuma namazı kılarken

Maddeler hâlinde bildirelim:
1- Cumanın ilk dört rekât sünnetini kılarken...

devamını oku...

Sunnet yerıne kaza kılmanın delili

Seyyid Abdülhakîm Arvâsî hazretlerİ. Medrese-tül-mütehassısin’de müderris idi. Yeni tâbirle ilahiyat fakültesi profesörü idi...

devamını oku...

İki farz arasındaki fark

Aşağıda vesikaları bildirildiği gibi, Peygamber efendimiz, farzın yanında bir namaz kılardı. Bu namazlara sonradan sünnet denildi...

devamını oku...

Teravih namazı

Peygamber efendimiz, 3-4 gün teravihi cemaatle kıldırdı, daha sonra evden çıkmadı...

devamını oku...

Bayram namazları

Ramazan ve Kurban bayramının birinci günü kılınır...

devamını oku...

Cenaze namazı ve defin 1

Cenaze namazı kılmak farz mıdır? Farzı kifayedir. Birkaç kişi namazı kılarsa diğerlerinden bu farz sakıt olur [düşer]. Yani bir müminin vefat ettiğini haber alan erkeklere, erkek yoksa, kadınlara cenaze namazı kılmak...

Devamını Okuyun...

cenaze namazı ve defin 2

Resulullahın cenaze namazını kim kıldırdı? Peygamber efendimizin cenaze namazını, vasiyetine uyularak herkes teker teker kıldı. Bir kabre iki ölü. Biri öldükten beş yıl sonra aynı mezara başka bir ölünün konması caiz midir? Bir ölü çürüyüp, kemikleri toprak olmadan...

Devamını Okuyun...

Camilere saygı 1

Camide riayet edilmesi gereken hususlar nelerdir? Bazıları şunlardır: Camiye girenin orada namazı bekleyenlere selam vermesi iyi olur. Fakat camide sünneti kılıp, farzı beklerken, dışarıdan gelenin selamını almak, sünnet ile farz arasında bir şey okumak...

Devamını Okuyun...

Camilere saygı 2

Birçok camilerde Mihrabın üstünde, Al-i İmran suresinin 37.âyeti yazılıdır. Buradaki mihrab ne demektir? ve ön tarafına da mihrab denir. Mihrab, harb kökünden gelir. Çünkü burada şeytanla harb yapılır. (Kadı Beydavi)...

Devamını Okuyun...

Ezan ve İkamet

Ezanın kelimeleri yedidir: Allahü ekber: Allahü teâlâ, büyüktür. Ona bir şey lazım değildir. Kullarının ibadetlerine de muhtaç olmaktan büyüktür. İbadetlerin, Ona faydası yoktur. Bunu, zihinlerde iyi yerleştirmek için, bu kelime, dört kere söylenir...

Devamını Okuyun...

Tilavet secdesi

Tilavet, Kur’an okumak demektir. Secde âyeti okununca yapılan secdeye tilavet secdesi denir. Namaz kılması farz olan bir kimse, Kur’an-ı kerimde bulunan 14 yerdeki, secde âyetinden birini okusa veya işitse, manasını anlamasa da, bir secde yapması vaciptir.

Devamını Okuyun...

Hazret-i Mevlânâ, ney çalmadı, dönmedi

Mevlânâ Celâlüddîn Rûmî hazretleri, evliyanın büyüklerindendir. Babası Bahâeddîn-i Veled hazretleri büyük âlim ve veli idi. Nefehât kitabında; “Beş yaşında iken kiramen katibin meleklerini, Evliyanın ruhlarını görürdü”...

Devamını Okuyun...

İbadet lisanı Arapçadır

Diyanetin hazırladığı Kur'an-ı kerim mealinin önsözünde diyor ki: (Kur'an-ı kerim, yalnız Türkçeye değil, hiçbir dile hakkıyla çevrilemez. Eski tefsirlerin ışığı altında verilen manalara da tercüme değil, meal demek uygundur...

Devamını Okuyun...

Namaz sureleri ve duaları

Caizse, bunların meallerini yazar mısınız? Okuduğumuz sûrelerin mânalarını düşünmek, namaza zarar vermez. Böylece dünya düşüncelerine de mani olmaya çalışmış oluruz...

Devamını Okuyun...