15/07/2025 Salı Köşe yazarı V.T
“Bu iki ciğerpareniz için adakta bulunun!”
Resûl-i ekrem Efendimiz, Hazreti Hasan ve Hüseyin'i ziyârete gider.
İkisi de hastalanmıştı...
Ali bin Hibetullah Cümmeyzî hazretleri kıraat, tefsîr,
fıkıh ve hadîs âlimidir. 559 (m. 1164) senesinde Mısır’da doğdu. Burada ilk
tahsilinden sonra ilim öğrenmek için Şam ve Bağdad’a gitti. Kâhire’ye dönerek
Câmi-ül-Ezher’in hatîbi oldu. 649 (m. 1252) târihinde Mısır’da vefât etti. Bir
dersinde şunları anlattı:
İnsan (Hel etâ) sûresi sekizinci âyet-i kerîmenin nüzûl
(inme) sebebini, âlimler şöyle bildirirler: Bir zaman, Hazreti Hasan ve Hazreti
Hüseyin hasta olmuşlardı. Resûl-i ekrem (aleyhisselâm), Eshâb-ı Kirâm ile
torunlarını ziyârete gitti. Hazreti Ali ve Hazreti Fâtıma’ya hitaben; “Bu iki
ciğerpareniz için bir adak adayın” buyurdular. Onlar da, Fıdda ismindeki
hizmetçileri ile beraber, çocukları sıhhate kavuşursa, Allahü teâlânın rızâsı
için, üç gün oruç tutacaklarını nezrettiler (adadılar)...
Hazreti Hasen ve Hazreti Hüseyn sıhhat bulunca,
yiyecek bir şeyleri olmadığı için, Hazreti Ali, bir Yahudiden üç sa’ (12,6
litre hacmindeki kap dolusu) arpa borç aldı. Üçü de nezrlerini yerine
getirmek için oruç tutmaya başladılar. Arpanın üçte birini hizmetçileri öğütüp,
beş tane ekmek pişirdi. Çünkü hepsi beş kişi idiler, iftar vakti Hazreti Fatıma
(radıyallahü anha), ekmeklerin her birini hazret-i Ali’nin, Hasen ve
Hüseyin’in, hizmetçileri Fıdda’nın ve birini de kendisinin önüne koydu. Kapıya
bir miskin geldi (Miskîn, bir günlük yiyeceği bile olmayan fakire denir.) “Ben
Müslüman fakirlerinden biriyim. Açım. Yemek istemeye geldim” dedi. Önlerindeki
beş ekmeği de miskine verdiler. Kendileri su ile iftar edip, ertesi gün için
oruca niyet ettiler. Ertesi gün hizmetçi, kalan unun yarısını öğüttü. Bu undan
beş tane ekmek pişirip iftara hazırladı, iftar vakti oldu. Tam ekmekleri yemeye
başlayacaklardı ki, kapıya bir yetim gelip yemek istedi. Beşi de ekmeklerini o
yetime vererek, yetimi sevindirdiler. Kendileri su ile iftar edip, ertesi gün
oruca niyet ettiler. Üçüncü gün, hizmetçi, arpanın kalan kısmını öğütüp, beş
tane ekmek yaptı. İftar vakti ekmekleri yiyecekleri sırada kapıya birisi gelip,
esirlikten yeni kurtulduğunu, üç gündür bir şey yemediğini söyleyince,
ellerindeki ekmekleri buna verdiler...
Resûlullah (sallallahü aleyhi ve
sellem) bunların hâllerini, açlıklarını haber alınca çok üzüldüler. Sonra
Cebrâil aleyhisselâm geldi. “Yâ Resûlallah mübârek olsun. Hak teâlâ Ehl-i
beytin hakkında âyet-i kerîme gönderdi” diyerek, İnsan (Hel etâ) sûresini
okudu.