Farz-ı ayn ve farz-ı kifaye

Farzın ve sünnetin ayn ve kifaye olanı vardır. Ayn ve kifaye ne demektir?

CEVAP
Bunlar bir terimdir. Farz-ı ayn ve sünnet-i kifaye gibi birleşik olarak kullanılır.

Farz: 
Dinimizin, yapılmasını açık ve kesin olarak emrettiği şeylerdir. Farzları terk etmek haramdır. İnanmayan ve yapılmasına önem vermeyen kâfir olur.

Farz-ı ayn: 
Mükellef olan her müslümanın bizzat kendisinin yapması gereken farzdır. Her müslümanın yapması ve sakınması emredilen dinin hükümlerini öğrenmesi farz-ı ayn’dır. 

Her müminin, en önce, ehl-i sünnet itikadını, kısaca öğrenmesi farzdır. Bundan sonra, yapacağı emirleri ve sakınacağı yasakları öğrenir. Mesela yeni müslüman olan kimsenin, abdestin ve namazın farzlarını öğrenmesi, hemen farz olur. Sünnetlerini öğrenmesi de sünnet olur. Ramazan gelince, orucun farzlarını öğrenmesi farz olur. Zengin olunca, zekatı öğrenmesi farz olur. Haccı öğrenmesi, hacca gideceği zaman farz olur. Her şeyi zamanı gelince öğrenmesi farz-ı ayn olur. 

Mesela evlenmek istediği zaman, nikah bilgilerini, kadın-erkek haklarını, kadınların özür hallerini öğrenmesi farz olur. Bir sanata, ticarete başlayınca, bunlardaki emir ve yasakları, faizi öğrenmesi gerekir. Hangi sanata başlayacaksa, ona ait fen bilgilerini de öğrenmesi farz olur. Herkese kendi sanatını okuması, öğrenmesi farz olur. (Kimya-i saadet)

İbadetlerin en kıymetlisi
İbadetlerin en kıymetlisi, farz-ı ayn olanlardır. (İfsâh)
Kelam, fıkıh ve ahlak bilgilerini lüzumu kadar öğrenmek ve çoluk çocuğuna öğretmek, farz-ı ayn’dır. Öğrenmeyenler ve çoluk çocuğuna öğretmeyenler büyük günah işlemiş olur.
Bir âyet ezberlemek, herkese farz-ı ayn’dır. Fatiha’yı ve 3 âyet veya bir kısa sure ezberlemek vaciptir. (Dürr-ül Muhtar)

Lüzumlu fıkıh bilgilerini öğrenmek farz-ı ayn’dır. Helalden, haramdan ikiyüzbin meseleden bir kısmını öğrenmek farz-ı ayn, bir kısmını öğrenmek de farz-ı kifaye’dir. Herkese, işine göre, lüzumlu olanı farz-ı ayn olur. (Bezzâziyye)

Farz-ı kifaye: 
Müslümanlardan lüzumu kadar kimse tarafından yapılınca, diğerlerinin sorumluluktan kurtulduğu farzlardır. Bazıları şunlardır:
1- Cenazeyi yıkamak, kefenlemek, cenaze namazı kılmak ve gömmek farz-ı kifaye’dir. Erkek yoksa, bu işleri kadınlar yapar.

2- 
Kur’an-ı kerimi ezberlemek, yani hâfız olmak farz-ı kifaye’dir. Kur’an-ı kerimden bir miktar ezberledikten sonra, fıkıh öğrenmek gerekir. Çünkü, Kur’an-ı kerimi ezberlemek farz-ı kifaye, lazım olan fıkıh bilgilerini öğrenmek ise, farz-ı ayndır. (Bezzâziyye)

Müctehid âlimlerin tefsir ilmini bilmeleri farz-ı kifaye’dir. Bizim gibi Müslümanlar için nafiledir. Farz-ı ayn olan fıkıh bilgilerini okumayı bırakıp, okuması nafile olan tefsir kitaplarından din öğrenmeye çalışmak akıllı kimsenin yapacağı iş değildir.

Camiye girince, mekruh vakit değilse, iki rekat Tehıyyet-ül-mescid namazı kılmak sünnettir. Kur’an-ı kerim okunuyorsa, kılınmaz. Çünkü, Kur’an-ı kerimi dinlemek farz-ı kifaye’dir. Farz-ı kifaye için de sünneti terk etmek evladır. (Hamevi)

3- 
Bir topluma selam verene cevap vermek farz-ı kifaye’dir. Cevabı geciktirmek haramdır. (Şir’a)

4- 
Bir toplumda aksırıp Elhamdülillah diyene, Yerhamükallah demek farz-ı kifaye’dir, üçten fazla aksırınca söylemek ise müstehaptır. (Riyad-un-nasıhin) 

5- 
Cihad etmek farz-ı kifaye’dir. Dua ederek cihad ise, her müslümana farz-ı ayn’dır. Bu cihadı yapmamak büyük günah olur.

6- 
Fen bilgilerinden sanatına, ticaretine lazım olanları, yalnız bu işle meşgul olanların öğrenmeleri ve yapmaları farz-ı kifaye’dir. Mesela tıp ilmini öğrenmek, tedavi yapmak ve bütün sanatlar farz-ı kifaye’dir.
Namaz vakitlerini hesap etmek, farz-ı kifaye’dir. (Mevduat-ül-ulum)

7- 
Fetva vermek için her şehirde, müşkülleri çözebilen bir zatın bulunması farz-ı kifaye’dir. 

8- 
Emr-i maruf farz-ı kifaye’dir. Yapılmazsa, gücü yeten herkes mesul olur. 

9- 
Ramazanda hilali gözetlemek farz-ı kifaye’dir. Vacib-i kifaye de denmiştir.

10- 
Her asırda müctehid âlimlerin ictihad etmeleri farz-ı kifaye’dir. Müctehid olmayanların ictihad etmeye kalkmaları cinayet olur.

Sünnet-i kifaye
, birkaç kişi işlese, diğerlerinin işlemesi gerekmeyen sünnetlerdir. 
Mesela bir topluluk halinde giderken, içlerinden birinin, bir kimseye veya başka bir topluma selam vermesi sünnet-i kifayedir. Yani herkesin ayı ayrı selam vermesi gerekmez.
Camide itikâfa girmek de sünnet-i kifayedir. Bir mahallede bir kişi camide itikâfa girse, diğer müslümanların itikâfa girmeleri gerekmez.

Teravih namazını cemaatle kılmak da sünnet-i kifaye’dir. (El-İhtiyar)
Bir mahallede bir kişi ezan okusa, herkesin minareye çıkıp ezan okuması gerekmez. Bir camide cemaatle namaza başlarken bir kişi ikamet okusa kâfidir, herkesin ikamet okuması gerekmez.

Sual:
 Bir farzda kaç tane farz vardır? Bunun gibi vacibin ve haramın içindeki farzlar nelerdir?
CEVAP
Miftah-ül-cenne
 kitabında diyor ki: Bir farz-ı ayn içinde, beş farz vardır. 
1- İlm-i farz, 2- Amel-i farz, 3- Miktar-ı farz, 4- İtikad-ı farz, 5- İhlas-ı farz.

Şimdi bunları açıklayalım:
1- Farz-ı ayn olan ilmi öğrenmek farzdır. Mesela namaz kılmayı öğrenmek farzdır.
2- Farz-ı ayn olanları yapmak da farzdır. Mesela her Müslüman’a namaz kılmak farzdır.
3- Her vakitteki namaz kaç rekat ise o kadar kılmak farzdır. Yılda bir ay oruç tutmak farzdır. Bu miktarları artırmak, eksiltmek caiz olmaz.
4- Farzların farz olduğuna, inanmak da farzdır. İnanmamak küfür olur.
5- Farzları yaparken yalnız Allah rızası için yapmak da farzdır. Riya ile yapmak haramdır. 

NOT
: Farz-ı ayn, herkesin kendi yapması lazım olan ibadetler demektir. Farz-ı kifaye ise, birkaç kişi bu ibadeti yapınca üzerimizden o farz düşer. Cenaze namazı kılmak, Emr-i maruf yapmak gibi farzlara farz-ı kifaye denir. Farz-ı ayn olan ilimleri her müslümanın bilmesi farzdır. Mesela namaz, oruç gibi ibadetleri her müslümanın bilmesi ve yapması farzdır. En başta da Ehl-i sünnet itikadını öğrenmek her müslümana farz-ı ayndır. Ancak zekat verecek zenginin zekat ilmini bilmesi farz-ı ayn iken, fakirin bilmesi farz değildir. Evlenecek kimsenin evliliğe ait lüzumlu bilgileri bilmesi farzdır. Evlenmeyecek kimsenin evliliğe ait bilgileri bilmesi farz değildir. (Hadika)

Vacib içinde, dört vacib ve bir farz vardır. 
1- İlm-i vacib, 2- Amel-i vacib, 3- Miktar-ı vacib, 4- İtikad-ı vacib, 5-İhlas-ı farzdır.
Şimdi bunları açıklayalım:
1-Vacib olan ilmi öğrenmek de vacibdir.
2-Vacib olan bir işi yapmak da vacibdir.
3- Miktarı ne ise o kadar yapmak da vacibdir. Mesela vitri üç rekat kılmak vacibdir.
4- Vacibin vacib olduğuna inanmak da vacibdir. Vacib olduğuna inanmayan, kâfir olmaz. Fakat işlemeyen, Cehennem azabına layık olur. Mesela, vitir namazında, kunut duasını okumak ve kurban bayramında kurban kesmek ve Ramazan-ı şerif bayramında fıtra vermek ve secde âyet-i okununca, Secde-i tilavet yapmak gibi. 
5- Vacibi de Allah rızası için yapmak farzdır, riya ile yapmak haramdır.

Haramların içinde bir haram dört farz vardır:
1- İlm-i farzdır. 2- Amel-i haramdır. 3- Miktar-ı farzdır. 4- İtikad-ı farzdır. 5- İhlas-ı farzdır
Bunları da açıklayalım:
1- Nelerin haram olduğunu öğrenmek farzdır.
2- Haramları işlemek haramdır.
3- Mesela bir anda üç talak vermek haramdır. Bu miktarı bilmek farzdır.
4- Haramların haram olduğuna inanmak farzdır.
5- Haram işlemekten yalnız Allah rızası için kaçmak farzdır. 

Kifaye ne demektir?
Sual:
 Farz-ı ayn ve farz-ı kifaye olduğu gibi, sünnette de ve vacibde de böyle hususlar var mıdır?
CEVAP
Önce farzı bildirelim:
Farzı ayn: Herkesin bizzat kendisine farz olanlara denir. Ehl-i sünnet itikadını kısa olarak ve günlük işlerindeki, ibadetlerdeki farzları, haramları iyice öğrenmek, mesela namaz kılmak ve içkinin haram olduğunu öğrenmek farz-ı ayndır.

Farz-ı kifaye:
 Birkaç kişi onu yaparsa ötekiler bu farz borcundan kurtulur. Cenaze namazı kılmak, fen ve tıp bilgilerini öğrenmek, okunan Kur’an-ı kerimi dinlemek farz-ı kifayedir.

Sünnet-i kifaye:
 Bir veya birkaç kişi işlese, diğerlerinin işlemesi gerekmeyen sünnetlerdir. Selam vermek, ezan okumak, teravihi cemaatle kılmak, Ramazan-ı şerifte itikâf etmek gibi. 

Vacib-i ayn:
 Herkesin bizzat kendisine vacib olanlara denir. Vitir namazı kılmak, zengin olan için kurban bayramında kurban kesmek gibi.

Vacib-i kifaye:
 Birkaç kişi onu yaparsa ötekiler bu vacib borcundan kurtulur. Vacibin kifayesi çok azdır. Bazı âlimlere göre, bazı işler vacibi kifayedir. Mesela bir oturumda Resulullah efendimizin ismi tekrarlansa, her söylenişte, salevatı şerife okumak müstehab iken, bazı âlimlere göre vacib-i kifayedir. İçlerinden biri salevat getirse diğerlerinin getirmesi gerekmez. 

Vacib de; vacib li-aynihi ve vacib li-gayrihi olabilir. 
Vacib li-aynihi: Vitir namazı, bayram namazları ve tilavet secdesi gibi. 
Vacib li-gayrihi: Secde-i sehv yapmak, iki rekat tavaf namazı, bozulan nafileyi kaza etmek gibi. 

Haram da, haram li-aynihi ve haram li-gayrihi diye ikiye ayrılır.
Haram li-aynihi: Alkollü içki içmek, domuz eti, kan ve leş yemek gibi.
Haram li-gayrihi: Bunlar asılları itibariyle helal olup, başkasının haklarından dolayı haram olan şeylerdir. Mesela birinin parasını çalmak, faiz ve kumar ile para kazanmak gibi.

Herkes şehit olabilir mi?

Herkes şehit olamaz. Şehit olmak veya şehitlik sevabına kavuşabilmek için müslüman olmak şarttır...

Devamını oku...

Şehit olmak kolay mı?

Herkes şehit olmaz. Ancak müslüman olan ve aşağıda bildirilen hallerden biri ile ölen veya öldürülen şehit olur.

Devamını oku...

Günahkâr da şehit olur

Ehl-i sünnete göre, amel, imandan bir parça değildir. Bir mümin, çok günah işlese de kâfir olmaz, kâfir olmadığı için şefaate kavuşabilir...

Devamını oku...

Kadınların şehit olması

Müslüman kadının Cennete girmesi, şehit olması kolaydır. Bir kadın salih kocasına itaat ederse cihad sevabı kazanır...

Devamını oku...

Şehit edilen bazı zatlar

Filistin valisi Herod, yeğeni ile evlenmek istedi. İncil’de bu yasak olduğu için, Hazret-i Yahya nikah yapmadı. Herod da, bunu şehit etti...

Devamını oku...

Şehitlik ucuz mu?

Şehitlik ucuz değil, çok kıymetlidir. Küfür dört yanı sarmıştır. Çok kimse, imanla bile ölmüyor. İmansız ölen, nasıl şehit olur? Elbette şehitlik çok değerlidir...

Devamını oku...

Şehitlikle ilgili çeşitli sorular

Evet şehit sevabına kavuşur. Sadece iç hastalıkları değil başka hastalıklardan ölenler de şehit olur...

Devamını oku...

Gazilik ve şehitliğin fazileti

Gazi, savaşa, cihada katılıp sağ olarak geri dönen kimse demektir. Cihad edene mücahid denir...

Devamını oku...

Sigara çok zararlı bir maddedir

Tütünün etkili maddesi olan nikotinin, bir damladan az miktarı insanı öldürür. Bir sigara içinde bulunan nikotin, deri altına şırınga edilirse, iki insanı öldürür...

Devamını oku...

Tütün içmek haram mı?

Dürr-ül-muhtar kitabının beşinci cildinde buyuruluyor ki: 
Hanefi âlim İbni Nüceymi Mısri, Eşbah kitabında diyor ki...

Devamını oku...

Sigara haram değildir

Kitaptaki ifadelerde bir nakil hatası olabilir. İstanbul Üniversitesi yayınlarından Gıda Kimyası kitabında deniyor ki...

Devamını oku...

Ceffel kalem konuşanlar

Bazı şeyler bazı kişilere zararlıdır, bazılarına zararlı değildir. Bazılarına zararlıdır diye herkese haramdır denilemez...

Devamını oku...

Sigara ve saygısızlık

Çok yanlış bir kıyas. Peygamber efendimizin huzurunda yapılamayan ve Allah’ın huzurunda yapılmasında mahzur olmayan çok şey vardır...

Devamını oku...

Azı ayıltır, çoğu bayıltır

(Çoğu sarhoş eden içkilerin azı da haramdır) kaidesi sıvı içkiler içindir, diğer maddeler için değildir. (Redd-ül muhtar)...

Devamını oku...

Sigara ve iman

O kişi, felsefecidir. Kitaplarının hiç birinde İslam âlimlerinden nakli esas almaz. Yukarıda görüldüğü gibi hadis-i şeriflere de, kendi anlayışına göre mana verir...

Devamını oku...

İslam âlimlerini cahillikle suçlamak

Çok yanlıştır. Günümüzdeki cahillerin, önceki âlimleri sigaranın zararlarını bilmiyorlardı diyerek cahillikle suçlamaları, kıyamet alametidir... 

Devamını oku...

Sigara üzerine bir gençle yapılan diyalog

Kendiniz haram deseniz de, bunu bütün Müslümanlara şamil edemezsiniz. Delilsiz konuşmanın vebali büyüktür. Çok delil nedir?...

Devamını oku...

Sigarayı savunmak

Sigarayı kimse savunmaz. Normal insan, sigaranın zararlarını inkâr edemez. Biz, sigara zararsızdır demiyoruz...

Devamını oku...

Zehir ticareti haram mı?

Bu, nakli esas almayan indî bir görüştür, dinde yeri yoktur. Devletin yazması dinde ölçü gibi gösterilemez...

Devamını oku...

Tütün de zikreder

O kimse, ya cahilliğinden veya bildiği hâlde taassubundan dolayı tütünü kötülemek için öyle söylemiş olabilir...

Devamını oku...

Dilde anarşi çıkarmak

Bir milleti meydana getiren başlıca unsurları tarif ederken, ikisinin Dil ve Din olduğunu belirtmişlerdir...

Devamını oku...

Dili korumak, vatanını korumakla birdir

Bir milleti meydana getiren başlıca unsurlardan ikisi, Dil ve Din diye tarif edilir. Dinde de dilin yeri, önemi büyüktür...

Devamını oku...

Türk dili bozuluyor

Çok kimse, yanlış olarak, meşhur oldu yerine, şöhret oldu, geçen yıl yerine, geçtiğimiz yıl, ucuzluk yerine, şok indirim veya mucize indirim diyorlar...

Devamını oku...

Ahlakı bozma gayretleri

Ahlakımızı çökertmek için, aile mefhumunu kaldırma, rezaletleri meşru gibi, meşru olanları da kötü gibi gösterme gayretleri devam etmektedir. 

Devamını oku...

Her ilmin tâbirleri olur

O kelimelerin Türkçesi olmaz. Her işte, her meslekte, her ilimde o ilme has [özgü] özel tâbirler, terimler vardır...

Devamını oku...

Dini tabirleri değiştirmek

Kelimeleri yanlış kullanmak belki hoş görülebilir. Fakat dini tabirleri bozmak asla hoş görülmez. Çünkü bir söz insanı kâfir edebilir...

Devamını oku...

Bazı dini kelimelerin açıklamaları

Her ilim, ıstılahları [deyimleri] ile öğrenilir. Bu bakımdan Türkçesi olmayan kelimeleri öğrenmeniz şarttır...

Devamını oku...

Saygı ifadeleri

Anlamları ve kimler için kullanıldığı karşılarına yazılmıştır...

Devamını oku...

Esah, Sahih, Müftabih, Mu’temed

Esah: Bir meselenin hükmü hakkında müctehid âlimlerin kavillerinden en doğru olanı, demektir. Esah, sahih’ten daha kuvvetlidir...

Devamını oku...

Farz-ı ayn ve farz-ı kifaye

Bunlar bir terimdir. Farz-ı ayn ve sünnet-i kifaye gibi birleşik olarak kullanılır...

Devamını oku...

İbadet ve taat ne demektir

Bir ilmi öğrenmek isteyen, o ilme ait kelime ve deyimleri bilmesi gerekir...

Devamını oku...

Caiz ne demektir

Caiz kelimesi, cümlede kullanıldığı yere göre çeşitli manalara gelir...

Devamını oku...

Ahsen-ül halıkin

Sözlüğe bakılırsa, (Yaratıcıların en güzeli) demek olduğu, bir çok yaratıcı bulunduğu zannedilir...

Devamını oku...

Allah razı olsun

Allah razı olsun demek, bu halinden Allah razı olsun demek değildir...

Devamını oku...

Allah’ın ipi ne demektir

Ahmed bin Muhammed Tahtavi hazretleri buyuruyor ki:
Kur'an-ı kerimdeki (Allah’ın ipi)nden maksat, cemaattir...

Devamını oku...

Allah’ın salât etmesi

Allah’ın salât etmesi rahmet, meleklerin salâtı dua, müminlerinki ise Peygamber efendimizin şefaatini taleptir. Hadis-i şerifte de buyuruldu ki...

Devamını oku...

Anam babam sana feda olsun

Evet caizdir. Eshab-ı kiram caiz olmayan şeyi yapmaz. Caiz olmasa idi, Peygamber efendimiz müdahale eder, öyle söylenmez diye bildirirdi...

Devamını oku...

Beytullah

Beyt, ev; Beytullah, Allah’ın evi demektir. Kâbe’ye "Beytullah" dendiği gibi, cami ve mescide de "Beytullah" denir...

Devamını oku...

Dinde reform

Reform, ıslah etmek, bozulmuş bir şeyi düzelterek, eski doğru haline getirmek demektir...

Devamını oku...

Ebu ne demektir?

Arapçada (Ebu) baba demekse de, deyimlerde farklı mânâlara geliyor. Baba kelimesi, Türkçede bile deyim olarak kullanılınca, başka mânâlara gelmektedir...

Devamını oku...

Ehl-i sünnet vel-cemaat

Ehl-i sünnet vel-cemaat demek, Resulullahın ve eshab-ı kiramın gittikleri doğru yolda bulunan âlimler demektir...

Devamını oku...

Ehven-i şer

Mecelle’nin 29. maddesinde (Ehven-i şerreyn ihtiyar olunur) buyuruluyor. İki şerden en az zararlısı tercih edilir...

Devamını oku...

Eyvallah

Eyvallah kelimesi Türkçede şu yerlerde kullanılmaktadır...

Devamını oku...

Fâsık

Haram işleyene, günah işlediği bilinene, açıktan günah işleyene fâsık denir...

Devamını oku...

Felek

Küfür değildir. Felek, kelimesinin birkaç manası varsa da meşhur manası dünya demektir. Kahpe dünya da denir...

Devamını oku...

Fetva

Fetva, bir hususun dine uygun olup olmadığını, hangi fıkıh kitabının neresinden alındığını bildiren hüküm demektir...

Devamını oku...

Feyz

Feyz, kalbden kalbe gelen, insana Allahü teâlânın razı olduğu şeyleri yaptıran nurdur, bir kuvvettir...

Devamını oku...

Hadis-i kudsi

Allahü teâlânın, Peygamberlerine haber vermesine, bildirmesine Vahy denir. Vahy, iki türlüdür...

Devamını oku...

Hasbiyallah

Allahü teâlânın, Peygamberlerine haber vermesine, bildirmesine Vahy denir. Vahy, iki türlüdür...

Devamını oku...

Hayhuy etmek

Hayhuy, farsça bir kelimedir, gürültü, patırdı, karışıklık, kargaşa demektir. Kelimenin yarısını alıp, (hay, Allah demek) yanlıştır...

Devamını oku...

İhya etmek

İhya etmek, diriltmek, yeniden can vermek demektir. Mecaz olarak, sevindirmek, saadete kavuşturmak demektir...

Devamını oku...

İlmel yakîn, Aynel yakîn ve Hakkel yakîn

İlm-ül-yakîn, ilimle bilmek, 
Ayn-ül-yakîn, gözle görerek bilmek, 
Hakk-ul-yakîn, her şeyi ile bilmek, vakıf olmak demektir...

Devamını oku...

İmsak

İmsak, gecenin bitimi, günün başlaması demektir. Dinimizde gün, imsak vaktinde başlar, bir dahaki imsak vaktinde biter...

Devamını oku...

İtikâf

İtikâf, camiye girip ibadetle meşgul olmak demektir. Ramazan-ı şerifte itikâf, sünnet-i müekkededir...

Devamını oku...

Kalb gözü

Kalb gözü, baştaki gözden daha keskin görür. Nitekim Kur'an-ı kerimde mealen, (Gözünün gördüğünü kalbi yalanlamadı)buyuruluyor. (Necm 11)...

Devamını oku...

Kalb Yürek

Kalb, göğsümüzün sol tarafındaki et parçası değildir. Buna, yürek denir. Yürek, hayvanlarda da bulunur...

Devamını oku...

Kalu bela ne demektir

Cenab-ı Hak, ruhları yarattığı zaman, (elestü birabbiküm) buyurdu. Ruhlar da (bela) diye cevap verdiler...

Devamını oku...

Kanaat

Kanaat, çalışmayıp tesadüfen önüne çıkanı kullanmak, başka bir şey aramamak demek değildir...

Devamını oku...

Keşke demek

Keşke demek haram ve küfür değildir. Keşke demenin mahzuru olmaz. Ahiret nimetini kaçıran bir kimse...

Devamını oku...

Kıyamet ile ahiret

Ölümden önceki hayata Dünya hayatı, ölümden sonraki hayata Ahiret hayatı denir...

Devamını oku...