"Levh-i mahfuza bak!.."

14/11/2019 Perşembe Köşe yazarı A.U

Osmân bin Affân (radıyallahü anh), Kur'ân-ı azîmüşşânın yazılma işiyle uğraşırken bir cuma namazını kıldıktan sonra mübârek ellerini kaldırmış duâ ediyordu...

Bir kimse geldi.

Bir şeyler dedi.

Uygunsuz sözler söyleyip;

"Ey vahiy kâtibi! Sûre-i Tebbeti, fazîleti bakımından sûre-i ihlâs'tan önce yazmak lâyık değildir. Akla da hoş gelmez" dedi.

Hazret-i Osmân kalktı.

O kişinin yanına gitti.

Bu tereddüdü gidermek için mübârek eliyle onun gözlerini silip "Levh-i mahfûza bak!" buyurdu.

O kimse baktı.

Gerçekten gördü.

Kur'ân-ı azîmüşşân, Levh-i mahfûzda da aynen bu sıra üzere yazılmıştı.

Gözleriyle gördü.

Hiç şüphesi kalmadı.

Hazret-i Osmân'a karşı yaptığı kaba hareketten dolayı çok üzüldü!

Çok da mahcup oldu.

Ve utanıp özür diledi.

● ● ●

Hazret-i Ömer, kızı Hazret-i Hafsa'yı Hazret-i Osmân'a (radıyallahü anhüm) nikâhlamak istiyordu.

Varıp teklîf etti.

Ancak Hazret-i Osmân özür beyân edince, Hazret-i Ömer üzüldü!

Efendimiz bunu duydular.

Çok üzüldüler!

Ve Hazret-i Ömer'i sevindirmek istediler.

Kendisine;

“Yâ Ömer! Kızını Osmân'dan daha iyisi alacak. Osmân da Hafsa'dan iyisini zevce, eş edinecek. Sen, kızını bana nikâh et. Ben de kızımı Osmân'a nikâh edeyim" buyurdu...