Ehl-i sünnet itikadına olmanın alametleri

15/01/2023 Pazar Köşe yazarı S.K

Allahü teâlâ, Ehl-i sünnet itikadına uygun iman eden Müslümanlardan razıdır. Böyle inanmış olmanın birçok şartları vardır. Ehl-i sünnet âlimleri, bunları söyle açıklamışlardır. Bazıları şunlardır:

İmanın altı şartına, yani Allahü teâlânın varlığına ve birliğine, eşi ve benzeri olmadığına, Meleklerine, Kitaplarına, Peygamberlerine, Ahiret hayatına, hayır ve şerrin, iyilik ve kötülüğün Allahü teâlâ tarafından yaratıldığına inanmalıdır. (Bunlar (Âmentü)de bildirilmiştir.)

Allahü teâlânın son kitabı olan Kur’ân-ı kerîmin, Allahü teâlânın kelâmı olduğuna inanmalıdır.

Peygamberimize “sallallahü aleyhi ve sellem” iman edip, hayatta iken Onu görmekle şereflenen Eshâb-ı kirâmın hepsini çok sevmelidir. Dört halifesine, yakın akrabaları olan ehl-i beytine ve muhterem hanımlarından hiçbirine dil uzatmamalıdır.

Ehl-i kıble olduklarını söyleyen, Allahü teâlâya ve Peygamberi Muhammed aleyhisselâma inandım dediği hâlde, yanlış itikatta olanları tekfir etmemeli, kâfir olduklarını söylememelidir.

Müslümanlar, başındaki âmirlerine, idarecilerine isyan etmemelidir. Hurûc, yani isyan etmek, fitne çıkarmak olur ve çeşitli felâketlere yol açar. Onların hayırlı iş yapmalarına dua etmeli ve fısk, günah işlerinden vazgeçmeleri için tatlı dil ile nasihat etmelidir.

Mest üzerine mesh edilmesi, erkek için de, kadın için de câizdir. Çıplak ayak ve çorap üzerine mesh edilmez.

Peygamberimizin “sallallahü aleyhi ve sellem” Miracının, hem ruh ve hem de beden ile olduğuna inanmalıdır. (Miraç, bir hâldir, yani rüyada olmuştur) diyenler, Ehl-i sünnetten ayrılmış olur.

Cennette müminler Allahü teâlâyı göreceklerdir.

Kıyamet gününde, Peygamberler ve salih, iyi zatlar şefaat edeceklerdir.

Kabir suali vardır. Kabirde azap, rûh ve bedene olacaktır.

Evliyanın kerameti haktır.

Kur’ân-ı kerîm okumak, sadaka vermek ve hattâ bütün ibadetlerimizin sevaplarını, ölenlerin ruhlarına göndermek, onlara fâide vermekte, azaplarının hafifletilmesine veya kaldırılmasına sebep olmaktadır.

Bunların hepsine inanmak, Ehl-i Sünnet itikadında olmanın alâmetlerindendir.

İslam âlimlerinin ve evliyanın büyüklerinden Hâce Ubeydullah-i Ahrâr “kaddesallahü teâlâ sirrehül’azîz” buyurdu ki; "Bütün iyi hâlleri ve buluşları bize verseler, fakat Ehl-i sünnet vel cemaat itikadını kalbimize yerleştirmeseler, hâlimi harap, istikbâlimi karanlık bilirim. Eğer bütün haraplıkları, çirkinlikleri verseler ve kalbimizi Ehl-i sünnet itikadı ile süsleseler, hiç üzülmem." Allahü teâlâ, bizi ve sizi, Ehl-i sünnet itikadından ayırmasın! Âmîn!