Ölü, cuma günü kendini ziyâret edenleri bilir!..

17/06/2023 Cumartesi Köşe yazarı V.T

Takıyyüddîn ibn-i Râfi' hazretleri hadis hafızıdır. 704'te (m. 1305) Kahire'de doğdu. İlk tahsilinden sonra Mekke ve Me­dine'deki âlimlerden hadis öğrendi. Sonra Şam’a giderek talebe yetiştirdi. 774 (m. 1372)’de orada vefat etti. Şöyle nakletmiştir:

Ya’lâ bin Mürre rivâyet eder: “Ya’lâ, Resûlullah efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem)  ile bir kabir yanına geldi. Kabirde azâb olduğunu işitip, Resûlullaha haber verdi. Resûlullah “Ben de işittim. Söz taşıdığı ve üzerine idrar sıçrattığı için azap yapılmaktadır” buyurdu.

Ebû Dücâne “radıyallahü anh” buyurdu ki: Yatıyordum. Değirmen sesi gibi ve ağaç yapraklarının sesi gibi, ses duydum ve şimşek gibi, parıltı gördüm. Başımı kaldırdığımda odanın ortasında, siyah bir şeyin yükseldiğini gördüm. Elimle yokladım. Kirpi derisi gibi idi. Yüzüme, kıvılcım gibi şeyler atmaya başladı. Hemen Resûlullaha “sallallahü aleyhi ve sellem” gidip, anlattım. Buyurdu ki: 

“Yâ Ebâ Dücâne! Allahü teâlâ, evine hayır ve bereket versin!” Kalem ve kâğıt istedi. Ali’ye “radıyallahü anh” bir mektûp yazdırdı. Mektûbu alıp, eve götürdüm. Başımın altına koyup, uyudum. Feryâd eden bir ses, beni uyandırdı. Diyordu ki: 

“Yâ Ebâ Dücâne! Bu mektûpla, beni yaktın. Senin sahibin, bizden elbette çok yüksektir. Bu mektûbu, bizim karşımızdan kaldırmaktan başka, bizim için kurtuluş yoktur. Artık, senin ve komşularının evine gelemeyeceğiz. Bu mektûbun bulunduğu yerlere gelemeyiz.”

Ona dedim ki: "Sahibimden izin almadıkça bu mektûbu kaldırmam!" 

Cin ağlamasından, feryadından, o gece, bana çok uzun geldi. Sabah namazını, mescidde kıldıktan sonra, cinnin sözlerini anlattım. Resûlullah buyurdu ki: 

“O mektûbu kaldır. Yoksa, mektûbun acısını, kıyâmete kadar çekerler.” 

Muhammed bin Vasî şöyle rivâyet eder: Resûlullah efendimiz buyurdu ki; “Ölü, cuma günü kendini ziyâret edenleri bilir. Bir gün önceki ve bir gün sonraki günlerde yani perşembe ve cumartesi günleri de ziyâret edenleri bilir.”

Sa’îd bin Müseyyib (radıyallahü anh) buyurdu: Hazreti Ali (radıyallahü anh) ile Medine kabristanına geldik. Hazreti Ali kabirde olanlara selâm verip “Hâlinizi bize bildirir misiniz? Yoksa biz mi hâlimizi haber verelim?” dedi. Bir ses işittik: “Ve aleykesselâm yâ Emîr-el mü’minîn! Bizden sonra olanları sen söyle” dedi. Hazreti Ali de olanları anlattı...