03/08/2025 Pazar Köşe yazarı V.T
Zekâtını vermeyenin şehadeti kabul olmaz
Zekâtını, vermeyen, özürsüz geciktiren günaha girer ve şehadeti kabul
olmaz.
İftihâruddîn Hârezmî hazretleri Hanefi mezhebi fıkıh
âlimidir. 667 (m. 1268) senesinde Hârezm’de Kâse köyünde doğdu. Memleketinde
bir müddet ilimle meşgul olup yükseldikten sonra, Kâhire’ye geldi. İlim
tahsilinden sonra Câviliyye Medresesi’nin meşihatına (baş müderrisliğine) tayin
edildi. 741 (m. 1340) senesinde Kâhire’de vefât etti. Bir dersinde şunları
anlattı:
Zekât vermek de, İslâm’ın beş şartından biridir. Zekât
vermek elbette lâzımdır. Zekât vermek lâzım olup da, (o sene vermeyip), özürsüz
geciktiren günaha girer ve şehâdeti kabûl olmaz. Zekâtı kolayca verebilmek
için, altından ve gümüşten ve ticaret eşyasından, fakirlerin hakkı olan kırkta
biri, senede bir kere [meselâ her Ramazan-ı şerif ayında] zekât niyeti ile
ayrılıp, saklanır. Bütün sene içinde, istediği zaman, zekât vermesi câiz
olanlardan, dilediğine verir. Her verişte, ayrıca zekât için, niyet etmeye
lüzum yoktur. Ayırırken, bir kere niyet etmek yetişir. Herkes, fakirlere ve
zekâttan hakkı olanlara, bir senede ne kadar vereceğini bilir. Buna göre
zekâtından ayırıp saklar. Ayırırken, niyet etmezse, fakirlere verdikleri zekât
olmaz. [Nâfile sadaka olur.] İşte böylece hem zekât verilmiş olur, hem de, her
zaman muhtaçlara yaptığı yardım, yerini bulur. Bir sene içinde, fakirlere
yaptığı yardım, zekât için ayrılandan az olursa, artan zekâtı, yine kendi
malından ayrı saklamalı, gelecek sene ayrılacak olan zekât ile karıştırıp
vermelidir. Her sene, böyle ayırıp, yavaş yavaş vermek câizdir. Yavrum!
İnsanların nefsi bahîldir, cimridir, tamahkârdır. Allahü teâlânın emirlerini
yapmakta inatçıdır. Onun için, biraz aşırı yazdım. Yoksa, malı da, cânı da,
mülkü de, hep o vermiştir. Onun verdiğine el uzatmaya kimin hakkı vardır? O
hâlde zekâtı ve uşru seve seve vermek lâzımdır.
Her ibadeti seve seve yapmalıdır. Kul
hakkına dokunmamaya, hakkı olanları ödemeye, titizlikle çalışmalıdır.
Üzerimizde kimsenin hakkı kalmamasına çok dikkat etmeliyiz! Hakkı dünyada
ödemek kolaydır. Nezâket ile, yumuşaklıkla haktan kurtulmak mümkün olur. Fakat,
ahirette, iş böyle değildir. Orada, hak altından kurtulmak çok güçtür, çaresi
bulunmaz.