16/06/2025 Pazartesi Köşe yazarı V.T
Sabır, iyi vasıfların en üstünüdür...
Bir kimsede iyi bir haslet olsa, fakat o işinde
sabırlı değilse, haslet sahibi olmayan kimse gibidir.
Cemâl el-İslâm hazretleri Şafiî
mezhebi fıkıh âlimlerindendir. Şam’da doğdu. 533 (m. 1139) senesinde aynı yerde
vefât etti. İmam-ı Gazâlî hazretlerinin derslerine devam etti. İmam-ı Gazâlî,
fıkıh âlimi Nasr-ül-makdisî’nin vefâtından sonra, Onun ders makamına geçmesini
emretti. İmam-ı Gazâlî hazretleri Şam’dan ayrılırken buyurdu ki: “Buradan
ayrılırken arkamda öyle bir genç bıraktım ki, yaşarsa hizmeti çok büyük olur. O
da, Cemâl-ül-İslâm’dır.” Cemâl-ül-İslâm hazretleri, bir müddet Şam’da Gazâliyye
dergâhında müderrislik yaptı. Bir dersinde şunları anlattı:
Sabır, bütün iyi vasıfların
(özelliklerin) en üstünü ve önde gelenidir. Bunun için Resûlullah Efendimiz
(sallallahü aleyhi ve sellem) bir hadîs-i şerîfte; “Sabır, müminin en samîmi
dostu, hilim onun yardımcısı, akıl delîli (yol göstericisi), amel kumandanı,
rıfk (yumuşaklık) onun babası, hayır onun kardeşidir” buyurdu.
Fazilet yönünden elbette ki ilim
ve akıl üstündür. Fakat bu ve buna benzer bütün işlerde sebat, ancak sabırla
olur. Sabır, sebat, dayanmak demektir. Bir kimsede iyi bir haslet (özellik)
olsa, fakat o işinde sabırlı değilse, haslet sahibi olmayan kimse gibidir.
Sabır, bütün iyi vasıflar için bir koruyucudur. Kumandanın, ordusunu derli
toplu düzenli tutması gibidir. Demirin mıknatısa bağlanmak istediği (mıknatısın
demiri çekmesi) gibi, zafer de sabıra bağlıdır. Sabır, zaferdir...
Hasen-i Basrî hazretleri buyurdu
ki: “Biz ve bütün büyükler tecrübe ile anladık ki, sabırdan daha faydalı bir
şey yoktur. Sabırla bütün işler yolunda gider. Bütün işlerin tedâvi edicisidir.
Fakat onu tedâvi eden yoktur.”
Süleymân aleyhisselâm; “Biz,
kazancımızın en hayırlısı olarak sabrı bulduk” dedi. Îsâ aleyhisselâm ise; “Ey
Havarilerim (bana inananlar)! Arzu ettiklerinize ancak sabırla
kavuşabilirsiniz” buyurdu.
Allahü teâlâ İbrâhim sûresi
yedinci âyet-i kerîmesinde meâlen; “Nimetlerime şükrederseniz, onu arttırırım”
buyuruyor. Hikmet sahipleri dedi ki: “Şükürle nimet devam eder. Ni’mete
küfredilir, kadrü kıymeti bilinmezse gider. Ni’meti koruyan şükürdür. Şükür,
ni’metleri çoğaltır ve insanı cezadan korur. Nimetlere şükretmeyen,
hayvanlardan sayılır.”
Hazreti Ali
buyurdu ki: “Nimetlere şükreden, onun elden çıkacağından korkmasın. Nimete
şükredenlere, onu arttıracağını Allahü teâlâ bildirdi. Nimete küfredenlerin
elinden o nimet alınır. Nimetin kıymetini bilmemek, onun elden çıkmasına
sebeptir. Şükür ise, onu devamlı kılar ve arttırır.”