31/10/2025 Cuma Köşe yazarı A.D
Servet içinde açlıktan ölen hükümdar kızı!..
"Benim acıklı hâlimi işitenler ders almalı, servetine güvenmemeli
ve iktisat yolunu tutmalıdır. Altının, incinin geçmediği zamanlar
vardır!"
Allahü teâlâ insanların yiyeceği bütün rızıklarının
üzerine ismini yazmıştır. Biz o rızkı ararız, o rızık da bizi arar. Dolayısıyla
hiç kimse hiç kimsenin rızkını yiyemez. Hiç kimse rızkını bitirmeden ölmez. Bir
rızık ki isme özel... Onun için ne demişler:
Rızkındır yer yer gezdiren seni,
Gâfil olma bir gün yer, yer seni.
***
İsrailoğullarına gönderilen Peygamberlerden Yusuf
aleyhisselam, bir iftiraya uğrayıp zindana atılmıştı. O günlerde, Mısır
hükümdarı bir rüya görmüştü. Korku ile uyanıp;
-Ben rüyamda 7 semiz ineğin 7 zayıf ineği yediğini ve
7 yeşil başak, 7 de kurumuş başak gördüm. Bu rüyamı tabir edin! dedi.
Kimse tabir edemedi. Daha önce zindanda kalan şerbetçibaşı, Hazret-i Yusuf’un
rüya tabir ettiğini hatırlayarak, hemen yanına gitti.
Hükümdarın rüyasını anlatıp tabirini istedi... Yusuf aleyhisselam,
rüyayı şöyle tabir etti:
-7 sene bolluk, sonra 7 sene kıtlık olacak. Bollukta
saklayın, kıtlıkta bunları yersiniz. Bolluk senelerinde çok ekip, ekinleri
sapları ile beraber, başakları ile ambarlara koymalısın. Bu şekilde ekinler
bozulmadan kalır, hem de saplar hayvanlarınız için yem olur...
Hazret-i Yusuf’un bu tabirini beğenen hükümdar;
Mısır’ın hazinelerinin idare işini Hazret-i Yusuf’a bıraktı. Yani onu maliye
nazırı yaptı. O da gerekli tasarruf ve iktisat yolunu tuttu... Ve 7 bolluk
senesinden sonra 7 kıtlık senesi gelip çattı. Ancak tedbir alındığı için Mısır
halkı sıkıntı çekmedi...
Aradan asırlar geçer... Bir gün Yemen'de eski bir
mezar ortaya çıkar. Bir kadın cesedi, tabut içinde büyük bir servet ve bir
kitabe görülür. Cesedin, Himyeri hükümdarlarından birinin kızı olan Tace'ye ait
olduğu anlaşılır. Tace’nin boynunda 7 inci gerdanlık, kollarında 7 kıymetli
altın bilezik ve ayaklarında mücevherli 7 halhal vardır... Kitabede yazılı
olanlar çok ibretliktir:
"Ben hükümdar kızı
Tace’yim. Memleketimizde müthiş bir kıtlık çıktığı için, tahıl getirtmek üzere,
birkaç adamımı, Mısır maliye nazırı olan hazreti Yusuf'a yolladım. Gönderdiğim
adamlar gelmeyince, birkaç kişiye bir kantar gümüş verip bir yerlerden bir
kantar un bulmalarını istedim. Onlar da bulamadılar. Nihayet bir kantar altın
verip tekrar gönderdimse de, yine bulamadılar... İncilerimi öğütüp
yedim! Fakat o da beni besleyemediği için, büyük bir servet içinde açlıktan
ölüyorum... Benim bu acıklı hâlimi işitenler, gerekli dersi almalı, servetine
güvenmemeli ve iktisat yolunu tutmalıdır. Tarihte altının da, incinin de,
geçmediği durumlar varsa da, benden başka dünyada hangi kadın bu kadar muhteşem
ziynetler içinde ölmüştür?.."