Şeyhaynın üstünlüğü

Şeyhaynın üstünlüğü

[Hazret-i Ebu Bekir ve Hazret-i Ömer’in üstünlüğü]

İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki: 
Ehl-i sünnet âlimleri, söz birliği ile, Şeyhaynı üstün tutmak ve iki damadı sevmek lazımdır demektedir. Yani, Hazret-i  Ebu Bekir ile Hazret-i Ömer, Eshab-ı kiramın hepsinden daha yüksektir ve Hazret-i Osman ile Hazret-i Ali’yi sevmek lazımdır. Hazret-i Ebu Bekir ile Hazret-i Ömer’in üstün olduğunu Eshab-ı kiramın hepsi söz birliği ile bildirmiştir. Bu söz birliğini de, Tabiin-i izamın hepsi haber vermiştir. Böyle söz birliği olduğunu, bize din imamlarımızın büyükleri, mesela imam-ı Şafii bildirmektedir. 

İtikaddaki iki imamımızdan biri olan Ebül Hasan-i Eşari hazretleri, Ebu Bekir ile Ömer, bu ümmetin en yükseğidir buyurdu. Hazret-i Ali’nin, halife iken, idare ve kuvveti elinde iken, büyük bir cemaate karşı Ebu Bekir ile Ömer, bu ümmetin en üstünüdür buyurduğunu, imam-ı Zehebi yazmaktadır ve bu üstünlüğün tevatür yolu ile bizlere geldiğini bildirmektedir. 

Hazret-i Ali, Peygamberimizden sonra, insanların en üstünü Ebu Bekir’dir. Ondan sonra Ömer’dir buyurunca, orada bulunan oğlu Muhammed bin Hanefiyye (Ömer’den sonra üstün olan sensin!) dedi. Hazret-i Ali’nin Ben ancak Müslümanlardan biriyim dediğini, imam-ı Buhari haber vermektedir. Ebu Bekir ile Ömer’in en üstün olduklarını haber veren güvenilir, sağlam kimseler o kadar çoktur ki, tevatür halini almış, inanmak zaruri olmuştur. Buna inanmayan, ya cahil veya mutaassıp bir inatçıdır. 
Şii âlimlerinin büyüklerinden olan Abdürrezzak bin Ali Lahici diyor ki:
(İmam-ı Ali, Ebu Bekir ile Ömer’in, kendisinden daha yüksek olduğunu söylediği için, ben de onun gibi söylerim. İkisinin de daha yüksek olduklarına inanırım. Eğer Hazret-i Ali, onların daha yüksek olduğunu söylemeseydi, ben de söylemezdim. Hazret-i Ali’yi sevdiğim için, onun gibi söylerim. Onu çok sevdiğim halde, onun gibi söylemez isem, günah işlemiş olurum) demiştir.

Resulullahın iki damadının, [Hazret-i Osman ile Hazret-i Ali’nin] halife oldukları zamanda fitneler çıktığı için, insanların kalbinde kırıklık, soğukluk hasıl olmuştu. Bunun için, Ehl-i sünnet âlimleri, iki damadı sevmek lazım geldiğini bildirmişler, böylece, cahillerin, Resulullahın arkadaşlarına dil uzatmasını önlemişlerdir. (Mektubat c.2, m.36)

Hazret-i Ebu Bekir ile Hazret-i Ömer’i birlikte bildiren hadis-i şeriflerden birkaçı şöyledir:
(Cennete ilk girecek olan Ebu Bekir ve Ömer’dir.) 
[Deylemi, İbni Neccar]

(Cennette yüksek derecedekileri, aşağıdakiler sizin ufuktaki yıldızları gördüğünüz gibi görürler. Ebu Bekir ve Ömer de o yüksek derecede olanlardandır.) 
[Tirmizi, İbni Mace]

(Üstüne binilen inek, ben bunun için yaratılmadım, çift sürmek için yaratıldım dedi. 
[Şaşıran olunca] Peygamber efendimiz, (Ben, Ebu Bekir ve Ömer buna inanırız) buyurdu. Bir kurt, çobanın olmadığı gün kurt gelirse, koyunları kim kurtaracak? dedi. [Buna da hayret eden olunca] Resulullah, (Ben, Ebu Bekir ve Ömer buna inanırız) buyurdu. [Her ikisi de orada yoktu. Resulullah, onların iman ve ihlaslarına şahitlik ediyor, kefil oluyor.] (Buhari, Müslim, Tirmizi)

(Peygamberlerden sonra, Cennet ehlinin en üstünü Ebu Bekir ile Ömer’dir.) 
[Tirmizi, İbni Mace].

(Benden sonra Ebu Bekir ve Ömer’e tâbi olun.) [Tirmizi, İbni Mace, Hakim, Beyheki, ibni Adiy] 

(Ebu Bekir ile Ömer’i sizin önünüze ben geçirmedim. Onları, Allahü teâlâ, hepinizin önüne geçirdi.)
 [Ebu Ya’la, Neccar]

(Ya Rabbi Ebu Bekir’e ve Ömer’e rahmet et. Onlar Seni de Resulünü de sever.) 
[İ. Asakir]

(Hazret-i İsa’nın havarileri gibi, insanlara farzları ve sünnetleri öğretmek üzere Eshabımdan bazılarını göndermek istiyorum.
"Neden Ebu Bekir ve Ömer'i göndermiyorsun?" denildiğinde, buyurdu ki: Onlar dinde benim göz ve kulağım gibidir. Ben onlarsız edemem.) [Hakim, Hatib]

(Allahü teâlâya hamd olsun ki, beni, Ebu Bekir ve Ömer ile kuvvetlendirdi.)
 [Hakim] 

(Her şeyin bir kanadı vardır, bu ümmetin kolu kanadı da Ebu Bekir ve Ömer’dir.) [Hatib]

(Allah beni ikisi gökte ikisi yerde olmak üzere dört yardımcı ile destekledi. Gökte olanlar Cebrail ve Mikail; yerde olanlar da Ebu Bekir ve Ömer'dir.) 
[Taberani]

(Her Peygamberin has arkadaşları vardır. Benim has arkadaşlarım Ebu Bekir ile Ömer’dir.) 
[Taberani]

(Benden sonra ümmetimin en hayırlısı Ebu Bekir ve Ömer’dir.) 
[İ.Asakir]

(Ben, Ebu Bekir, Ömer, Osman da vefat edince, ölmeye gücün yeterse öl.) [Ebu Nuaym]

(Ya Eba Bekir, meleklerden Mikail gibisin, o rahmetle iner. Enbiyadan ise İbrahim gibisin, o inkârcı kavmine, “Bana uyan bendendir, isyan edene ise Allah gafur rahimdir” dedi. Ya Ömer, sen de meleklerden Cibril gibisin, o, kâfirlere şiddetle iner. Enbiyadan da Nuh gibisin, o "Ya Rabbi, yer yüzünde hiç kâfir bırakma" dedi.) 
[Taberani, Ebu Nuaym, İ.Asakir]

(Ya Ali, müşrik olan bazı kimseler sana aşırı bağlılık gösterecek, sende olmayan şeyleri, sana söyleyecekler ve Ebu Bekir ile Ömer’i kötüleyecekler. Allah onlara lanet etsin.)
 [Dare Kutni] 

(Ebu Bekir ve Ömer’e buğz etmek küfürdür.)
 [İ. Neccar]

(Ebu Bekir ve Ömer’i kötüleyen bana ve İslam’a kastetmiş demektir.) [Ebu Nuaym]

(Ebu Bekir ve Ömer’i sevmek, iman, bunlara düşmanlık küfürdür.)
[İ. Adiy, İmam-ı Münavi, İ. Neccar]

(Ensara, Ehl-i beyte, Ebu Bekir ve Ömer’e ancak münafık buğzeder.) 
[İ. Asakir]

Hazret-i Ebu Bekir ile Hazret-i Ömer’e sövmek küfürdür. (Hulasa-tül-fetava, Mirat-ı Kâinat )

Şeyhayna bütün insanlar minnettardır
Büyük İslam âlimi şah Veliyyullah-ı Dehlevi hazretleri buyuruyor ki: 
Şeyhayn, yani Hazret-i Ebu Bekir ve Hazret-i Ömer, Eshab-ı kiramın en üstünleridir. Şeyhaynın üstünlüğü, hem akıl ile, hem de nakil yolu ile meydanda olan bir gerçektir. 

Resulullah, son hastalığında kendi yerine Hazret-i Ebu Bekir’i imam yaptı. Başkasının imam olmasını açıkça red eyledi. Eshabın büyüklerinden Hazret-i Ömer ile Hazret-i Ali, Hazret-i Ebu Bekir’in halife olacağını buradan da anladılar. Eshab-ı kiramdan hiçbiri, buna karşı olmadı. Buhari’de diyor ki:
Resulullahın emri ile, Ebu Bekri Sıddık, Eshab-ı kirama sabah namazı kıldırıyordu. Resulullah, ansızın oda kapısının perdesini aralayıp, Eshabını namazda görünce tebessüm eyledi. Ebu Bekri Sıddık Resulullahı namaz kıldırmaya geliyor sanarak geri çekildi. Eshab-ı kiram da, anlayarak sevindiler. Mübarek eli ile işaret ederek, (Namazınızı tamamlayın!) buyurdu. Perdeyi indirdi. O gün vefat etti. Hadis âlimleri, sözbirliği ile bildiriyorlar ki, bir kadın, Resulullahtan bir şey sordu. (Sonra gel, sor!) buyurdu. Ya Resulallah! Gelince, seni bulamazsam ne yaparım deyince, (Gelince beni bulamazsan, Ebu Bekir’e sor!) buyurdu.

Nizal bin Sebre diyor ki:
Hazret-i Ali’ye, neşeli bir zamanında, kimleri arkadaş edindin dedim. (Resulullahın Eshabının hepsi benim arkadaşlarımdır) buyurdu. Ebu Bekir için ne dersin dedim. (O, öyle bir insandır ki, Allahü teâlâ, Cebrail aleyhisselam vasıtası ile ve Peygamberi Muhammed aleyhisselam vasıtası ile ona (Sıddık) ismini vermiştir) dedi. 

Said bin Müseyyeb diyor ki:
(Ebu Bekri Sıddık Resulullahın veziri idi. Resulullah, bütün işlerinde onun ile meşveret ederdi. İslam’da Resulullahın ikincisi idi. Mağarada Resulullahın ikincisi idi. Bedir gazasında çardak altında Resulullahın ikincisi idi. Kabirde de Resulullahın ikincisi oldu. Resulullah, hiç kimseyi onun önüne geçirmez idi.) 

Abdurrahman bin Ganem’in bildirdiği hadis-i şerifte, Resulullah, Hazret-i Ebu Bekir’e ve Hazret-i Ömer’e dedi ki: (İkinizin söz birliği ettiğiniz hiçbir işte sizden ayrılmam.)

Tirmizi’de yazılı hadis-i şerifte, imam-ı Zeynel Abidin Ali, babası Hazret-i Hüseyin’den, o da babası Hazret-i  Ali’den haber veriyor: 
Resulullah ile birlikte oturuyordum. Ebu Bekir ile Ömer geldiler. (Bu ikisi, Peygamberlerden başka, Cennette olanların en üstünleridir) buyurdu. 

Tirmizi
’de Enes bin Malik diyor ki:
Eshab-ı kiram otururlarken, Resulullah da gelip aralarında otururdu. Ayağa kalkmalarına izin vermezdi. Hiçbiri Resulullahın yüzüne bakamazdı. Yalnız Ebu Bekir ve Ömer bakarlardı. Resulullah da onlara bakar, karşılıklı gülüşürlerdi. 

Hazret-i Ebu Bekir’in ve Hazret-i Ömer’in üstünlüklerini ve Cennetlik olduklarını bildiren bunlar gibi daha nice hadis-i şerifler vardır. Eshab-ı kiramın ve Muhacirlerin ve Bedir, Uhud, Biat-ür-rıdvan ve diğer gazalarda bulunanların üstünlüklerini bildiren yüzlerce hadis-i şerif, bu iki Halifeyi de, meth ve sena etmektedir.

Bu ümmetin en üstünü Hazret-i Ebu Bekir ve ondan sonra Hazret-i Ömer olduğunu, Eshab-ı kiram ve Tabiin-i izam sözbirliği ile bildirmişlerdir. Hazret-i Ebu Bekir halife seçildikten sonra, Eshab-ı kiramdan hiçbiri buna karşı bir şey söylemedi. Hazret-i Ebu Bekir, kendisinden sonra Hazret-i Ömer’in halife olmasını vasiyet ettiği zaman, Eshab-ı kiramdan hiçbiri buna karşı bir şey söylemedi. 

Hazret-i Ali halife iken çeşitli yerlerde, Şeyhaynın kendinden üstün olduklarını çok söylerdi. Bu sözüne karşı şüpheye düşenleri azarlardı. Eshab-ı kiramın büyükleri bunu işitirlerdi. Hiçbiri karşı gelmezdi. 

Hazret-i Ali, (Allahü teâlâ Ebu Bekir’e rahmet eylesin. Kur’an-ı kerimi o topladı. Resulullah hicret ederken, o hizmet eyledi. Ömer mescidlerimizi aydınlattığı gibi, Allahü teâlâ, Ömer’in kabrini nur ile aydınlatsın) diye dua etti. 

Salim bin Ebil-Cad diyor ki:
Necran’da kırkbin kişi barınıyordu. Hazret-i Ömer onları oradan çıkardı. Hazret-i Ali’ye gelip, şefaat etmesini yalvardılar. Bunları kovdu. (Ömer’in her işi doğrudur) dedi. Hazret-i Ali, Hazret-i Ömer’i kötüleyici olsaydı, Necranlılara karşılık olarak söylerdi. Halbuki söylemedi. Onu övdü. 

Arabı, Acemi hidayete getiren, Şeyhayndır. Arab ve Acem de, bütün insanların hidayete kavuşmasına, medeniyete ermelerine vasıta oldu. Bunu kimse inkâr edemez. Şeyhayna bütün insanlar minnettardır. Bunu anlayamamak, güneşi görememeye benzer.

Ehl-i sünnet âlimleri, Şeyhaynın üstün olduğunu, iki damadı da sevmek lazım olduğunu bildirdi. 
Kur’an-ı kerim ve hadis-i şerifleri toplayan, ortaya koyan, Şeyhayndır. (Kurret-ül ayneyn fi-taftil-iş-şeyhayn)

Âl-i İmran suresinin (İşlerinde onlara danış) mealindeki 159. âyeti, Hazret-i Ebu Bekir ve Hazret-i Ömer ile müşavere etmek için geldi. 

Resulullah, sağ yanında Hazret-i Ebu Bekir, sol yanında Hazret-i Ömer ile mescide girerken buyurdu ki: (Kıyamet günü, üçümüz böyle geliriz.) [Tirmizi, Hakim] 

İmam-ı Muhammed Parisa hazretleri buyuruyor ki: 
Hazret-i Ali buyurdu ki: Beni, Ebu Bekir ve Ömer ve Osman’dan üstün tutan münafıktır. (Faslülhitab)

Bir bakımdan üstünlük
Sual:
 İmam-ı Rabbani, (Hazret-i Osman, vilayet ve nübüvvet yüklerini taşıdığı için zinnureyn [iki nur sahibi] denir. Hazret-i Ebu Bekir ile Hazret-i Ömer nübüvvet, Hazret-i Ali vilayet yükünü taşımaktadır) diyor. Bu ifadeye göre, Hazret-i Osman’ın ilk iki halifeden üstün olduğunu göstermiyor mu? 
CEVAP
Hayır, üstün olduğunu göstermez. İmamı Rabbani hazretleri (Bir bakımdan üstünlük her bakımdan üstünlük değil) buyurmuştur. Birkaç örnek verelim:

Hazret-i Alinin akraba olmak şerefi büyük bir üstünlüktür. Fakat bu şeref, (Fadli külli) yani her bakımdan üstün olmayı göstermez. Bunun gibi, Hazret-i Ali için, (Sen bendensin, ben de sendenim) gibi hadis-i şerifler, akrabalık şerefini göstermektedir. Çünkü, Hazret-i Abbas için ve Ebu Lehebin kızı Dürre için de böyle buyurulmuştur. Böyle sözler, (Fadl-ı cüzi)yi, yani bir bakımdan üstünlüğü gösterir. Her bakımdan üstünlüğü göstermez. (Hamamda bir aslan gördüm) demek gibidir. Hamamda aslan gibi kuvvetli bir insan görmüş olduğunu bildirmektedir. Yoksa dişleri, pençesi ve yelesi aslanınkiler gibi demek değildir. (Kurret-ül ayneyn)

Hazret-i Ali, her ne kadar, Hazret-i Ebu Bekir’den başka, herkesten önce Müslüman oldu ise de, o zaman, çocuk olduğu, malsız olduğu için, Resulullahın evinde ve hizmetinde olduğu için, onun önce iman etmesi, başkalarının iman etmesine, ibret almalarına ve kâfirlerin bozguna uğramasına sebep olmadı. Halbuki diğer üç halifenin imana gelmeleri, İslamı kuvvetlendirdi. İmam-ı Ali ve çocukları, Resulullahın en yakın akrabası ve Resulullahın mübarek kanından oldukları için, Sıddık-i ekberden ve Faruk-ı azamdan daha üstün denilebilir ise de, bu üstünlükleri, her bakımdan üstünlük demek değildir. Her bakımdan, o büyüklerin önünde olmalarını sağlamaz. Hızır aleyhisselamın, Musa aleyhisselama birkaç şey öğretmesine benzer. [Kan bakımından daha yakın olan, daha üstün olsaydı, Hazret-i Abbas, Hazret-i Aliden daha üstün olurdu. Kan bakımından çok yakın olan Ebu Leheb’de ise, hiç bir şeref ve hiç bir üstünlük yoktur.] Kan bakımından yakın olduğu için, Hazret-i Fatıma, Hazret-i Hadice ile Hazret-i Aişe’den daha üstündür; fakat, bir bakımdan üstünlük, her bakımdan üstün olmasını göstermez. Hadis-i şeriflerden anlaşıldığına göre, bu üçü ile birlikte, Hazret-i Meryem ve Hazret-i Asiye, dünya kadınlarının en üstünüdür. (Fatıma, Cennet hatunlarının üstünüdür. Hasan ve Hüseyin de, Cennet gençlerinin yüksekleridir) hadis-i şerifi, bir bakımdan üstünlüğü gösterir. (H.L.O.İman)

Büyük bir padişah, şerefli bir sultan, emrindeki bir valisine gider, vali yardımı ile, o vilayetin güzel yerlerini gezer ve kıymetli yerleri görürse, buna şaşılır mı ve vali, sultandan daha yüksek sanılır mı? Olsa olsa, burada ufak bir şeyde üstünlük düşünülebilir ki, hiç kıymeti yoktur. Çünkü, her çöpçü ve işçi, kendi işinin inceliğinde, büyük bir âlimden ve başarılı bir fen adamından üstündür. Fakat, bu üstünlüğün kıymeti yoktur. Kıymetli olan üstünlük her bakımdan üstün olmaktır. Âlim ve fen adamı, bunun için yüksektir. (m.220)

Eshab-ı kiramı anlamak

Elbette, üstündür. Bu husus âyetle, hadisle ve Ehl-i sünnet âlimlerinin sözbirliğiyle sabittir. Resulullah'ın üstünlüğünü bilemeyen, anlayamayan buna akıl erdiremiyor...

Devamını Okuyun...

İlimde en üstün olanlar

Evet, sahabenin tamamı, sahabeden olmayan ulema ve evliya zatların hepsinden üstündür. Resulullah'ın mucizesini anlayamayanlar, sahabeye bilerek veya bilmeyerek dil uzatıyorlar...

Devamını Okuyun...

Resulullah ile akraba olma şerefi

Âlemlere rahmet olarak gönderilen sevgili Peygamber efendimiz ile akraba olmak şerefi çok büyüktür. İmanlı olan her akrabası muhakkak Cennetliktir...

Devamını Okuyun...

Peygamberlerden sonra en üstün odur

Hazret-i Ebu Bekir (radıyallahü teâlâ anh), Peygamberlerden sonra insanların en üstünüdür. Âlemlere rahmet olarak gönderilen sevgili Peygamber efendimizin kayınpederidir...

Devamını Okuyun...

Hazret-i Ebu Bekir’in dövülmesi

Çeşitli kitaplarda vardır: Resulullah ve arkadaşları oturmuşlardı. O zaman 38 kişiydiler. Hazret-i Ebu Bekir ayağa kalkarak insanları Allah’a ve Resulüne çağıran bir konuşma yaptı...

Devamını Okuyun...

Hazret-i Ebu Bekir niçin üstün?

Bu, bir bakımdan üstünlüktür. Bir bakımdan üstünlük, her bakımdan üstün olmayı gerektirmez. Hazret-i Ebu Bekir’in çok önemli olan başka üstünlüğü vardır...

Devamını Okuyun...

Anam babam sana feda olsun

Hatice validemizle Peygamber efendimiz evlenecekleri zaman, Hazret-i Hatice, bir şahsı gizlice Server-i kâinatın huzuruna şu haberle gönderdi... 

Devamını Okuyun...

Son Peygamberin veziri olacaksın

Ebu Bekri Sıddık önceleri tüccar idi. Sefer ve ticaret yapardı. Ekseri Şam’a giderdi. Seferde iken, çok tesirinde kaldığı bir rüya gördü...

Devamını Okuyun...

O Sıddıkdır

Hazret-i Ebu Bekir, İslam dininin göz bebeğidir. Muhammed aleyhisselamın dostudur, arkadaşıdır, mübarek kayınpederidir. Bu ikisinden, ikincisidir...

Devamını Okuyun...

Cennet kapılarının hepsinden çağrılan

Ebu Hüreyre hazretleri diyor ki, Resulullah buyurdu ki: 
(Bir kimse eşyadan bir çift şeyi sadaka etse, fisebilillah Cennet kapılarından davet olunur...

Devamını Okuyun...

Babanın taati yanında

Hazret-i Âişe validemiz anlatır: 
Resulullah, bir gece mübarek başını, benim yanıma koymuş, yıldızlara bakıyordu...

Devamını Okuyun...

Artık o nesneler bana gerekmez!

Bayram günü idi. Ebu Bekri Sıddık kıymetli ve gösterişli elbise giymiş ve otuz altınlık bir şal omzuna almış idi. Cebrail aleyhisselam a’ma suretinde gelip, yol üzerinde oturdu...

Devamını Okuyun...

Bilali kâfir elinden sen kurtarırsın

Bilal-i Habeşi müslüman olmuştu, lakin o zaman bir kâfirin kölesi idi. Bir büyük kilise vardı. İçindeki putlara hizmet için, kâfirler bir köylü tayin etmişlerdi...

Devamını Okuyun...

Cennet ehlinin ışığı

Hazret-i Ömer’in hilafeti zamanında, bir gazadan çok mal getirmişlerdi. Hazret-i Ömer ganimet malını taksim eder iken Hazret-i Hasan ve Hazret-i...

Devamını Okuyun...

Damarlarımda bir şey kaldı ise af et!

Ebu Bekri Sıddıkın bir kölesi vardı. Ömrünün sonlarında her akşam iftar vaktinde yemek getirirdi...

Devamını Okuyun...

Ümmetimden bir evliya varsa

Eshab-ı kiramın tamamı evliya idi, hatta diğer evliyanın her birinden de yüksek idi. Hepsi de keramet sahibi idi. Peygamber efendimiz Hazret-i Ömer’e ikram olmak için buyurdu ki...

Devamını Okuyun...

Adalet etmek senin nasibindir

Hazret-i Ömer, Resulullah ile bütün savaşlara iştirak edip, kâfirlere karşı kahramanca savaştı...

Devamını Okuyun...

Resulullah fazla verse idi

Enes bin Malik hazretleri anlatır: 
Resulullahtan, Ebu Bekri Sıddıkın o kadar üstünlüğünü işittim ki, hayrette kaldım. Server-i âlemin vefatından sonra bir gece Onu rüyada gördüm...

Devamını Okuyun...

İslam şerefi yetmez mi?

Hazret-i Ömer hilafeti zamanında, Şam şehrine gitmek icap etmişti. Eshab-ı güzinden bir cemaati de yanlarına alıp, Medine’den yola çıktılar...

Devamını Okuyun...

Sevinmek lazımken niçin ağlarsın?

Resulullah efendimiz Arafat dağında, Kusva adlı devesine binmiş halde dururken, meal-i şerifi (Bugün dininizi ikmal ettim. Size verdiğim nimetleri tamamladım...

Devamını Okuyun...

Kavme imamet eylesin

Hazret-i Âişe validemiz anlatır: 
Resulullahın son hastalığında ağrısı arttı. Buyurdu ki: (Ebu Bekir’e söyleyin, nasa imam olup, namaz kıldırsın.)...

Devamını Okuyun...

Siz halife hanımı olmasaydınız

Hazret-i Ömer bir gün evine geldiğinde, hanımları bir tabak içine koydukları mücevherleri seyrediyorlardı. Nereden geldi bunlar diye sordu...

Devamını Okuyun...

Kaldır bu yemeği

Hazret-i Ömer bir kıtlık zamanında, bir deve kesip, Medine’nin fakirlerine bölüştürün diye emretti...

Devamını Okuyun...

Resulullah seni takdim etmiştir

Resulullahın son hastalığında, vefatları yaklaştığında, cümle eshab-ı kiram hüzünlü ve telaşlı idiler ve muzdarip oldular...

Devamını Okuyun...

Fırat kenarında oğlak zayi olsa

Bir gün Hazret-i Ömer bir cemiyette ağladı. Niçin ağladığı sorulduğunda, buyurdu ki...

Devamını Okuyun...

Rızasına uygun olanı versin

Ebu Bekri Sıddık son hastalığında buyurdu ki:
Hilafeti kime bırakacağım konusunda, tekrar istihare ettim. Allah’tan diledim ki, bana rızasına uygun olanı versin...

Devamını Okuyun...

Kimin itikadı böyle değil ise

Cabir bin Abdullah anlatır: 
Bir bedevi Hazret-i Ali’nin huzuruna gelip dedi ki: Ya emir-el müminin! Bana Ebu Bekir’den haber ver ki, o Cennette midir?...

Devamını Okuyun...

Ömer’in yerini kim tutabilir

Abdurrahman bin Avf der ki, ben Ömer’den acayiplikler gördüm. Ne gördün diye sorulunca buyurdu ki, hayatta olsa, ben söylemeye kadir olmazdım...

Devamını Okuyun...

Bir başabaş kurtulsam

Abdurrahman bin Avf hazretleri anlatır: 
Ömer bir gece bir tulumu su ile doldurup, arkasına almış, Medine-i münevvere köylerine giderken yorulmuş gördüm...

Devamını Okuyun...

Üstünlükte ikinci odur

Hazret-i Ömer (radıyallahü teâlâ anh), Peygamber efendimizin kayınpederidir. Hafsa validemiz onun kızıdır...

Devamını Okuyun...

Hazret-i Ömer Cennetliktir

Emirülmüminin Hazret-i Ömer “radıyallahü anh” hakkındaki bu tür sözler uydurma ve iftiradır...

Devamını Okuyun...

Sonra gelenlere rahat koymadın

Hazret-i Ömer, halifeliği zamanında, Medine’nin etrafında bir deve palanı düşmüş, onu alıp, süratle giderken terlemişti...

Devamını Okuyun...

Ömer’i Ömer’e gösteren o kadın kimdir

Bir gün Hazret-i Ömer Medine’de gidiyordu. Bir ihtiyar kadın yol kenarında durmuş idi. Bir başka kadın ona dedi ki, içeri gir, emir-ül müminin Ömer gidiyor...

Devamını Okuyun...

Sana acımasam helal etmezdim

Hazret-i Ömer bir gün, mübarek başını koyup, tam yatacaktı. O sırada bir köle seslenip: Kalk, ya Emir-el müminin. Önce bana insaf eyle! Rabbil âlemin kıyamet günü benim hakkımı senden alır dedi...

Devamını Okuyun...

Bizi bekleyen bu zat kimdir

Hazret-i Ömer zamanında bir kervan, gece vaktinde Medine’ye geldi. Kervandakilerin hepsi kâfir idi. Konakladıkları gibi hepsi uyudular...

Devamını Okuyun...

Bunlar da gazilerin hakkıdır

Hazret-i Ömer halife iken, Hazret-i Numan’ı komutan yapıp, acem diyarına gönderdi. Nihavend ile Hemedanı feth ettiler...

Devamını Okuyun...

Bu çırağ şahsi malım değildir

Bir gece Hazret-i Osman Hazret-i Ömer’in huzuruna vardı. Gördü ki, acele ile mektup yazıyor. Selam verdi, ancak emir-ül müminin cevap vermedi...

Devamını Okuyun...

Vaiz olarak ölüm kâfidir

Hazret-i Ömer’in yüzüğünde Kefa bil-mevt vaızan ya Ömer yazılı idi. Manası, Ya Ömer, vaiz olarak ölüm kâfidir demektir...

Devamını Okuyun...

Mesleme’ye bir iş ederim ki

Hicretin yirmiüçüncü senesi idi. Bir gün Hazret-i Ömer’e, (İran tarafında bir aşiret vardır. Sanatları haramiliktir. Müslümanların yollarını basarlar...

Devamını Okuyun...

Hırkasında oniki yama vardı

Hazret-i Ömer hilafet makamına geçtikten sonra, kızı Hazret-i Hafsa [ki Resulullahın hanımı olup, müminlerin annelerindendir], muhterem babasını görmeye geldi...

Devamını Okuyun...

İyi vaktinde senden cizye aldık

Hazret-i Ömer, halifeliği zamanında kapı kapı gezip dilenen yaşlı bir zimmi gördü. Ona merhamet edip buyurdu ki: Ey pir, iyi vaktinde senden cizye aldık...

Devamını Okuyun...

Düşmandan korkma, Allah’tan kork

Hazret-i Ömer halife iken, İran memleketini feth etmek arzusunda idi. O memlekette İslamiyet yayılsın istiyordu...

Devamını Okuyun...

Kalenin feth olunamamasının sebebi

Hazret-i Ömer’in zamanında, Şam şehri civarında, bir kalayı muhasara ettiler. Allahü teâlânın hikmeti öğle vakti yaklaştı, feth müyesser olmadı...

Devamını Okuyun...

Doğru sözü hemen kabul ederdi

Onun zamanında, Müslümanlar İslamiyet’i İran içlerine kadar yaydılar. İranlı meşhur kumandan Hürmizan, teslim olmamak için çok direndi, fakat hayatının tehlikeye girdiğini görünce teslim oldu...

Devamını Okuyun...

Yine Onun kaderine kaçalım

Halife Hazret-i Ömer, Şam'a gidiyordu. Şam'da veba hastalığı olduğu işitildi. Yanında bulunanların bazısı, Şam’a girmeyelim, dedi...

Devamını Okuyun...

Nefsimden büyük düşmanım yoktur

Hazret-i Ömer halife iken, bir gün mescidde oturuyordu. Rum kayserinin elçisi geldi. Bazı hediye ve bir doğan, bir tazı, bir şişe zehir de getirdi...

Devamını Okuyun...

Yârimi benim katıma getirin

Bir yahudi olan Ebu Lülü, Mugire tebni Şubenin kölesi idi. Efendisini Hazret-i Ömer’e gelip şikayet etti. Efendim benden haddimden fazla harc ister, dedi...

Devamını Okuyun...

Ömer, davasının eri imiş

Resulullah efendimiz, bir gün meclis-i şeriflerinde kabir azabını, Münker ve Nekir’in nasıl heybet ile gelip sual ettiklerini anlatıyordu...

Devamını Okuyun...

Kefenim arasına koyduğun mektup ile

Hazret-i Ömer’in vefatından bir sene sonra oğlu Abdullah onu rüyada görmüştü. Sabahleyin Resulullahın mescidi şeriflerine vardı..


Devamını Okuyun...

Şeyhaynın üstünlüğü

[Hazret-i Ebu Bekir ve Hazret-i Ömer’in üstünlüğü] İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki: Ehl-i sünnet âlimleri, söz birliği ile, Şeyhaynı üstün tutmak ve iki damadı sevmek lazımdır demektedir...

Devamını Okuyun...

Hazret-i Osman-ı Zinnureyn

Hazret-i Osman (radıyallahü teâlâ anh), Peygamber efendimizin damadıdır. Eshab-ı kiramın büyüklerinden, Cennet ile müjdelenen on kişinin ve halifelerin üçüncüsüdür. İman edenlerin beşincisidir...

Devamını Okuyun...

Hazret-i Aliyyül Mürteda

Hazret-i Ali (radıyallahü teâlâ anh), Resulullahın damadı, Hazret-i Ömer’in kayınpederidir. Resulullahın amcası Ebu Talibin oğludur...

Devamını Okuyun...

Dört halifenin üstünlüğü

İbadet etmekten yay gibi incelseniz
Abdurrahman bin Avf hazretleri rivayet eder:
Resulullah, bir gün Medine-i münevverenin mescidinde, minbere çıktı...

Devamını Okuyun...

Hazret-i Âişe-i Sıddıka

Hazret-i Âişe (radıyallahü teâlâ anha), Resulullah efendimizin en sevgili hanımıdır. Peygamberlerden sonra insanların en üstünü olan Hazret-i Ebu Bekir’in kızıdır...

Devamını Okuyun...

Hazret-i Fatıma-tüz-Zehra

Hazret-i Fatıma (radıyallahü teâlâ anha), Peygamber efendimizin, Hazret-i Hatice validemizden olan en küçük ve en sevgili kızıdır. Hazret-i Ali’nin zevcesi ve Hazret-i Ömer’in kayınvalidesidir...

Devamını Okuyun...

Hazret-i Hasan ve Hazret-i Hüseyin

Hazret-i Hasan (radıyallahü teâlâ anh)
Peygamber efendimizin torunu, İslam halifelerinin beşincisidir. Babası Hazret-i Ali, annesi ise Resulullahın kızı Fatıma-tüz-Zehra’dır...

Devamını Okuyun...

Hazret-i Ebu Süfyan ve Hazret-i Hind

Hazret-i Ebu Süfyan (radıyallahü teâlâ anh), Peygamber efendimizin kayınpederi ve eshab-ı kiramın büyüklerindendir...

Devamını Okuyun...

Hazret-i Muaviye

Hazret-i Muaviye (radıyallahü teâlâ anh), Peygamber efendimizin kayınbiraderi ve vahiy kâtibi idi. Resulullahın zevcelerinden Habibe validemizin kardeşidir...

Devamını Okuyun...

Müminlerin annelerine hakaret

Mezhepsiz hocanın, (Resulullah'ın hanımlarının hepsi bedevî idi)demesi, çirkin bir iftiradır. Resulullah'ın zevcelerine saygı göstermek, her Müslümana vacib, yani farzdır. Bir âyet-i kerime meali: (Peygamberin hanımları, müminlerin anneleridir.) [Ahzab 6]...

Devamını Okuyun...

Ehl-i beyt ve Eshâb-ı kiram

Peygamber efendimizi hayatta ve Peygamber iken bir an gören, eğer âmâ ise, bir an konuşan, büyük veya küçük, her mümine Sâhib veya Sahâbî, birden fazlasına yani çoğuna ise Eshâb yahut Sahâbe denir...

Devamını Okuyun...