Birinci Süleyman Han (Kanuni)

Birinci Süleyman Han (Kanuni)

Kanuni sultan Süleyman, İslam halifelerinin yetmiş beşincisi ve Osmanlı padişahlarının onuncusudur. Yavuz sultan Selim hanın oğlu, ikinci Selim hanın babasıdır. 1494 senesinde doğup, 1566 da vefat etti. Süleymaniyye camii yanındaki türbededir. İkinci Süleyman ve ikinci Ahmed han da bu türbededirler. 

1520 de halife oldu. Onüç kere cihad yaptı. Hepsinde zafer kazandı. Yaptığı donanma, Avrupa’da birinci idi. Atlas okyanusundan Umman denizine kadar ve Macaristan, Kırım ve Kazan’dan Habeşistan’a kadar geniş yerleri, Allahü teâlânın dini ile, adalet ile idare etti. 

Almanya İmparatoru ve İspanya kralı olan Şarlken yani beşinci Şarl 1526 senesinde Fransa’ya saldırdığı zaman, Fransızlar Osmanlı devletinden yardım istedi. Sultan Süleyman, Barbaros Hayreddin paşayı büyük bir donanma ile imdada gönderdi. Şarlken, Fransa ile sulh yapmaya mecbur oldu. Karada da, sultan Süleyman’ın idare ettiği Osmanlı ordusuna mağlup oldu.

Sultan Süleyman han pek çok hayır ve hasenat yaptı. Sultan Selim, Şahzadebaşı, Cihangir ve Süleymaniyye camilerini ve Anadolu ve Rumelinin her yerinde, Rodos ve başka adalarda müzeyyen camiler, medrese, hastaneler, aşhaneler, yollar, köprüler yaptı. Kızları, damatları, kumandanları da sayılamayacak kadar çok hayırlı eserler bıraktı. Kur'an-ı kerimi sekiz kere yazdı. 

1526 da Fransa hükümeti, sultan Süleymana sığındı. 1539 da Osmanlı donanması, Avrupalıların birleşik deniz kuvvetlerini bozguna uğrattı. 1555 de Süleymaniyye camii ve külliyesi yapıldı. 1559 da Avrupalıların donanmaları ikinci bozguna uğradı. Eyyubde (Baba Haydar) camiini yaptırdı. 

(Kamus-ul alam)da diyor ki, (Sultan Süleymanın kızı Şah sultan ile damadı Zal Mahmud paşa, Eyyubde Defterdar caddesinde büyük bir cami yapmışlardır. İkisi de 1562 senesinde vefat ettiler.) Cami yanındaki türbededirler. Sultan üçüncü Selim hanın büyük hemşiresi Şah sultan bu camiin yanına bir mektep ve kendi için bir türbe yaptırdı. Türbede zevci Mustafa paşa ile validesi sultan da vardır. Sultan Mahmud han ve son olarak 1960 da, başvekil Adnan Menderes, camii ve türbeyi tamir ettiler.

Oğlu sultan Cihangirin ruhu için, 1559 da Cihangir camiini yaptı. Cihangir 1552 de Halebde vefat etmiş, Şahzade camii yanında ağabeyisi Muhammed sultanın türbesine defnedilmiştir. Cihangir camii üç defa yandı. Son olarak, ikinci Mahmud hanın sadr-ı azamı silahdar Ali paşa 1823 de yaptırmıştır.

Avrupalıların, Büyük Türk ve Muhteşem Süleyman lakaplarını verdiği, Kanuni Sultan Süleyman, padişah olunca önce, memleketin iç işlerini düzeltip, Osmanlı ülkesinde huzur ve sükun temin ettikten sonra, Avrupa seferlerine başladı.

Avrupa Seferleri
Belgrat Seferi:
 Yavuz Sultan Selim Han devrinde Osmanlı Devleti doğu siyasetini takip ederek, hudutlarını emniyete almıştı. Bu sebeple Sultan Süleyman Han, doğudan emin olarak ilk seferlerini Avrupa üzerine yaptı. Macar Kralı II. Layoş’un, Kutsal Roma Cermen İmparatoru Şarlken’e güvenerek, Osmanlı elçisine düşmanca davranması üzerine, Orta Avrupa’nın kilidi sayılan ve önceki devirlerde üç defa kuşatılıp alınamayan, Belgrat üzerine sefere çıktı. 18 Mayıs 1521 de İstanbul’dan hareket eden Kanuni Sultan Süleyman Han, 29 Ağustosa kadar şehrin çevresindeki kaleleri fethettirdi. 29 Ağustos 1521 de Belgrat Kalesi de teslim alınarak, 30 ağustos Cuma günü, şehrin en büyük kilisesi camiye çevrilip, Cuma namazı kılındı. Belgrat’ın imarı için hazineden büyük yardımlar yapıldı.

Mohaç Seferi: Macar Kralı II. Layoş’un; Şarlken ile akrabalık kurup, Osmanlı Devletine karşı İran Safevi Devleti ve Sultan Süleyman Hanın hakimiyetindeki Eflak ve Boğdan beylikleriyle ittifak kurması, Papalığın Haçlı ruhu ile Hristiyanları kışkırtması ve esir Fransız Kralı için annesinin, Osmanlı Sultanından yardım istemesi üzerine bu sefer tertip edildi. 23 Nisan 1526 da İstanbul’dan hareket eden Kanuni, 29 Ağustos 1526 da Macaristan ve Haçlı ordusunu Mohaç Meydan Muharebesinde büyük bir mağlubiyete uğratarak, zafer kazandı. Macaristan Krallığının başşehri Budin (Budapeşte) dahil Macaristan, Erdel (Transilvanya) Türklerin hakimiyetine geçti. 

Avusturya Seferi: Mohaç, Meydan Muharebesinden sonra, Macaristan’da askeri harekat bitti. Fakat siyasi faaliyetler başladı. Osmanlı padişahının, Budin muhafazasına ahalinin de arzusuyla tayin ettiği, Erdel Voyvodası Zapolya’ya karşı, Viyana Arşidükü Ferdinand, Macar kralı olmak için harekete geçti. Ferdinand 1527 de Macaristan’a girip Zapolya’yı mağlub ederek, Budin’i işgal etti. Macaristan’daki hudut hadiseleri ve Zapolya’ya yardımda bulunmak üzere Sultan Süleyman Han, 10 Mayıs 1529 da Avusturya Seferine çıktı. Ferdinand’ın işgalindeki Budin 8 Eylül 1529 da teslim alındı. Zapolya 14 Eylülde Osmanlıya sadık kalmak şartıyla Kral Yanoş ünvanıyla Macar tahtına geçirildi. Osmanlı Ordusu 22 Eylülde Avusturya’ya girdi ve 25 Eylülde Viyana önlerine geldi. Viyana’nın teslimini isteyen Sultan Süleyman Han, teklifin kabul edilmemesi üzerine; 27 Eylül 1529 da şehri kuşattı. 

1529 Avusturya Seferinde Türk akıncıları Osmanlı Tarihinin en büyük akın hareketini yaptılar. Avusturya, Güney Almanya toprakları Türk akıncılarınca çiğnenerek, bütün Avrupa Osmanlıların azametini, şaşasını gördü. Mukaddes Roma-Cermen İmparatoru Şarlken korktuğundan, meydan muharebesi için ortaya çıkamadı. Mevsim ve şartların elverişsiz olması üzerine Osmanlı padişahı, ordusuyla 16 Ekim 1529 da Viyana’dan Budin’e hareket etti. 1530 da Arşidük Ferdinand’ın elçi heyeti İstanbul’da sultanla görüştü. İsteklerinde samimi olmayan Ferdinand, sulh görüşmeleri yapılırken tekrar Budin’i kuşattırdı. Şehir, Türk kuvvetleri ve Macarlar tarafından müdafaa edilerek, kuşatma kaldırttırıldı. 

Alman Seferi: Mukaddes Roma-Cermen İmparatoru Şarlken’in ve kardeşi Avusturya ve Bohemya Kralı Ferdinand’ın Macaristan’ın içişlerine karışması üzerine Kral Yanoş, Sultan Süleyman Handan yardım istedi. Padişah, 25 Nisan 1532 de Alman seferine çıkıp, yüz yirmi bin mevcutlu ordusuyla Avusturya’yı zaptetti. Şarlken 250.000 kişiden fazla Hristiyan ordusuyla Osmanlıların karşısına çıkmaya cesaret edemedi. Osmanlı Sultanının Alman Seferi de, düşman ülkesinin ezilmesi ve Avusturyalılardan birçok kaleyi almasıyla neticelendi. Sultan Süleyman Hanın, Alman Seferi münasebetiyle Orta Avrupa’da bulunmasından korkup, meydan muharebesinden kaçan Şarlken, 22 Haziran 1533 tarihli İstanbulAntlaşmasıyla Osmanlı Devletinin ve Sultanın üstünlüğünü kabul etti. İstanbul Antlaşmasına göre: 
1) Kral Ferdinand, Sultan Süleyman Hanı baba ve metbu (kendisine tabi olunan, uyulan) bilecek ve ancak “kardeş” diye hitap ettiği veziriazamla eşit sayılacaktır. 2) Kral Ferdinand, Osmanlı ülkesine tecavüz etmeyecek ve Sultan da Avusturya ülkesiyle ahalisini kendi tebaası bilecektir. 3) Kral Ferdinand, Macaristan üzerindeki veraset iddialarından vazgeçecek; Macaristan’ın batısı ve kuzey batısındaki arazisinin hakimi olacaktır. 4) Macar Kralı Yanoş ile Kral Ferdinand arasında, Osmanlıların uygun göreceği hudut geçerli olacaktır. 5) Eski Kraliçe ve Ferdinand’ın kızkardeşi Maria’nın kocasından miras kalan malikhane, geçimi için ihsan edilecektir. 6) Bu antlaşma geçici değil, devamlıdır. 

Avrupa’da, Fransa’dan başka Avusturya’nın da Osmanlı Sultanının himayesini kabul etmesiyle Şarlken’in “Avrupa İmparatorluğu” kurma projesi gerçekleşemedi. Türklerin takib ettiği cihanşümul dünya hakimiyeti siyaseti gereğince, Kanuni Sultan Süleyman Han ve Osmanlı Devleti, Avrupa’da tek başına söz sahibi oldu. 

Boğdan Seferi: Osmanlı Devletinin düşmanlarıyla işbirliği yapan Boğdan Voyvodalığının bazı hareketleri üzerine sefere karar verildi. 8 Temmuz 1538 de İstanbul’dan hareket eden padişahın, Avrupa içlerine ilerlerken düşman ülkesinde bile ahalinin canına, ırzına, malına, mülküne ve hatta tarlasındaki ekili mahsulüne zarar verdirtmeden hareketi güzel bir adalet örneği oluyordu. Mimar Sinan bu seferde, kenarı bataklık bir araziye sahip, Prut Nehri üzerine büyük ve sağlam bir köprü yaparak Osmanlı ordusunun yoluna devam etmesini temin etti. 15 Eylül 1538 de Boğdan Voyvodalığının merkezi Suçava’ya girildi. Ahali İslam dininin adaletini temsil eden ve Avrupa’ya medeniyet götüren Osmanlıyı istediğinden, Voyvoda kaçmak mecburiyetinde kaldı. Boğdan meselesini halleden Sultan Süleyman Han, büyük ganimetlerle 27 Kasımda İstanbul’a döndü. 

Budin Seferi: Osmanlı Devletine tâbi Macaristan Kralı Yanoş ölünce, Kral Ferdinand fırsattan istifadeyle Budin’e büyük bir Avusturya-Alman ordusu sevk etti. Macar Kraliçesi İsabelle, Sultan Süleyman Handan ve ordusundan yardım istedi. 20 Haziran 1541 de İstanbul’dan hareket eden padişahın yaklaşmakta olduğunu haber alan düşman, Tuna Nehrini geçmeye çalışırken, Osmanlı ordusunun mahirane hareketiyle 21/22 Ağustos gecesi imha edildi. İstabur Zaferiyle Budin ve Macaristan, antlaşmaya sadık kalmayan Avusturya-Alman Kralı Ferdinand’ın istilasından kurtarıldı. Macaristan Osmanlı Devletine katılarak, 30 Ağustos 1541 de Budin Beylerbeyliği ve idare teşkilatı kuruldu. Budin’in en büyük kilisesi camiye çevrilip, “Fethiye” adı verildi. Kanuni bu camide, Ebüssü’ud Efendinin imametinde 2 Eylül 1541’de ilk Cuma namazını kıldı. Budin’de adaleti tesis ettirdi. Defalarca verdiği sözü tutmayarak, tekrar riyakârca Macar Krallığına talib olduğunu iddia eden Kral Ferdinand’ın isteği Osmanlı Devletince reddedildi.

Kral Ferdinand, 1542 yazında, yıllık vergi karşılığında Macar Krallığının kendisine verilmesini tekrar teklif ettiyse de bu teklif dikkate alınmadı. Ferdinand, Budin’in bir Türk eyaleti olmasından ürkerek, telaşa kapıldı. Avrupa’da Türk-İslam tehlikesinden bahsederek, propagandaya başladı. Avusturya, Alman ve diğer Avrupa milletlerinden 100.000 mevcutlu büyük bir Hristiyan ordusu topladı. Peşte Kalesini kuşatan müttefik Avrupa ordusuna karşı, Budin Beylerbeyi Yahya Paşazade Bali Bey, sekiz bin askerle müdafaada bulundu. 17 kasım 1542 de Osmanlı ordusunun başında istanbul’dan hareket eden Sultan Süleyman Han, henüz yoldayken, 24 Kasımda düşmana karşı gece taarruzuyla Peşte Zaferi kazanıldı. Müttefik Avrupa orduları perişan bir halde kaçarken imha edildi. Düşmanlardan pekçok esir ve ganimet alındı. Zafer haberi padişaha ulaşınca Edirne’de kaldı. 

Avusturya Seferi: Estergon Seferi de denilen bu sefere, Osmanlı eyaleti haline gelen Budin’in emniyet ve teşkilatını pekiştirmek için çıkıldı. Padişahın emriyle Budin Kalesine İslam ahali iskan edilip, dini müesseselerin yapımına başlandı. Âlimler tayin edilerek Avrupa’ya İslam dininin daha da yayılarak, yerleşmesi için faaliyetler genişletildi. 23 Nisan 1543 de İstanbul’dan hareket eden Kanuni yol boyunca alınması lüzumlu mevkileri fethettirerek 29 Temmuz 1543 de Tuna Nehri sahilinde ve Budin yakınlarındaki başpiskoposluk merkezi Estergon önüne vararak şehri kuşattı. 

Estergon Kalesindeki Alman, İtalyan ve İspanyol muhafız askerleri teslim teklifini kabul etmeyince, devrin en büyük ve tesirli ateşli silahlarına sahip Osmanlı ordusu, 315 topla kaleyi döğmeye başladı. Kanuni’nin en muhteşem seferlerinden biri olan Estergon Seferine gayet planlı ve tedarikli çıkılmıştı. Anadolu ve Rumeli orduları padişahın maiyetinde, çeşitli sınıfların aldığı sefer tertibi, mühimmatı ve erzağı mükemmeldi. Estergon, Osmanlı kuşatmasına on iki gün mukavemet edebildi. 10 Ağustosta müdafilerin çekilip, gitmesine müsaade edildi. Şehrin en büyük kilisesi camiye çevrilerek Kanuni Sultan Süleyman Han, Cuma namazını burada kıldı. 

Osmanlı fütühatı, Avrupa’da devam ederek eski Macar krallarının taht merkezi İstolni-Belgrat 20 Ağustosta kuşatıldı. 4 Eylülde fethedilen İstolni-Belgrat’ta büyük kilise camiye çevrildi. Mevsim ilerlediğinden Padişah, 7 Eylülde İstanbul’a hareket etti. Avrupa’daki fetihler durmayıp, Budin Beylerbeyi Avusturya kalelerine karşı harekatı devam ettirdi. 

On altıncı yüzyılın ortalarında Avrupa’da Osmanlı askeri kuvvetlerinin bu muhteşem başarıları yanında Akdeniz’de ve Atlas Okyanusunda hepsi birer denizkurdu olan Türk leventleri de Osmanlı bayrağını şan ve şerefle dalgalandırıyorlardı. Bu kara ve deniz harekatlarından Fransa da menfaatleniyordu. Mukaddes Roma-Cermen İmparatoru ünvanı taşımak arzusuyla Avrupa siyasetinde hakim rol oynamak isteyen Şarlken’in elinde esir olan Fransa Kralı I. Fransuva, annesi vasıtasıyla Kanuni’den yardım talep ediyordu. Fransızlara yardım eden Osmanlılardan korkan Şarlken, Kanuni’yle antlaşmak için elçilik heyeti gönderdi. Osmanlı devlet adamları tarafından kabul edilen Şarlken ve kardeşi Ferdinand’ın elçilik heyetleri ile uzun süren müzakereler oldu. 13 Haziran 1547 Antlaşması’na göre, Almanya ve Avusturya Osmanlılara yıllık otuz bin Duka vergi vermeyi kabul ettiler. İmparator ünvanını kullanmamayı kabul eden Şarlken İstanbul Antlaşması’nı 1 Ağustos’da imzalayınca Osmanlı padişahı da bu antlaşmayı 8 Ekim 1547 de tasdik etti. 

Zigetvar Seferi: Osmanlı ordusunun İran seferlerinde, Safevi Devleti ile Papalık ve Hristiyan devletler bir olup aralarında anlaşarak Avusturya ve Macaristan’da çeşitli hadiseler çıkartıyorlardı. 1562 Osmanlı-Avusturya Antlaşması’nda kabul ettikleri vergiyi ödemedikleri gibi yeni Kral II. Maksimilyan’ın olumsuz tutumu ve Zigatvar Kalesindeki düşman kuvvetlerin ahaliyi taciz etmeleri üzerine, Osmanlı ordusu başlarında Sultan olduğu halde 1 Mart 1566 da İstanbul’dan hareket etti. Sultan Süleyman Han, on üçüncü olarak çıktığı bu seferinde yetmiş üç yaşındaydı. Hayatı, seferden sefere koşarak insanlığı, Hakka kavuşturacak yola davetle geçmişti. Bir takım hastalıklarla durumu iyi olmayan, ayaklarında nikris hastalığı bulunan Padişah, zulmün önüne geçmek, ahalinin huzur ve güveni için, hasta haliyle Osmanlı tarihinin en muhteşem askeri harekâtı kabul edilen sefere bazen araba, bazı yerde tahtırevan ile gidiyor ve yerleşim merkezlerine girileceği zaman, ata binerek en muteber psikolojik metodları tatbik ederek ilerliyordu. 1566 Ağustos başında kuşatılan Zigetvar Kalesini, Zerniski Makloş müdafaa etmekteydi. Günlerce süren kuşatmada birçok defa umumi hücumlar yapıldı. Zigetvar Kuşatmasından iyice bunalan Kont Zerniski, Eylül başındaki huruc harekatında öldürülünce 7 Eylülde kale fethedildi. Kanuni 6-7 Eylül gecesi vefat ettiyse de, askerin moralinde bozukluk meydana gelmemesi için, ordudan gizli tutuldu. Bu sefer ile Zigetvar’dan başka; Güle, Lügos ve diğer bazı kaleler de fethedildi. 

Doğu Seferleri 
Kanuni, batıda Hristiyan Avrupa devletleri ile mücadele ederken, İran’daki Şii Safevi Devleti de, Mukaddes Roma-Cermen Devletiyle Osmanlılara karşı ittifak kurup, Doğu Anadolu’da hududa tecavüz ettikleri gibi, Sünni ahaliye de zulmediyorlardı. Safevilerin ajanları Osmanlı ülkesinde faaliyet gösterip, Celaliler vasıtasıyla iç isyanlar çıkarmak istiyorlardı. Şah Tahmasb’ın bu düşmanca davranışları yüzünden Sultan Süleyman Han, harekete geçti. 27 Ekim 1533 de Vezir-i azam Makbul İbrahim Paşayı İstanbul’dan doğuya gönderen Sultan’ın kendisi de, baharda sefere çıktı. 

Irakeyn Seferi: 11 Haziran 1534 de İstanbul’dan hareket eden Kanuni Sultan Süleyman Han, 20 Temmuzda Konya’ya geldi. Konya’da Mevlana Celaleddin Rumi’nin türbesini ziyaret edip, Kayseri-Sivas-Erzincan yoluyla 27 Eylülde Tebriz’e girdi. Safevilerin zulmünden bunalan şehir halkı, Kanuni’yi ve Osmanlı ordusunu sevinçle bir kurtarıcı olarak karşıladılar. Yavuz Sultan Selim Hana karşı 1514 Çaldıran mağlubiyetinin hâlâ tesirinde olan Safeviler, devamlı Osmanlılardan kaçıp, meydan muharebesi için ortaya çıkamıyorlardı. Osmanlı kuvvetlerinin bölgeye gelmesinden memnun olan ahali, âlimler, kale ve şehir hakimleri padişaha bağlılıklarını arz ettiler. Hazret-i Ali ve Hazret-i Hüseyin’in makamlarının bulunduğu Kerbela ve Hanefi mezhebinin kurucusu imam-ı a’zam Ebu Hanife’nin kabrinin bulunduğu Bağdat Valisi Zülfikâr Han ve büyük İslam âlimi ve Veliy-yi kâmil Abdülkadir-i Geylani’nin memleketi Geylan Hakimi Malik Muzaffer, Sultan Süleyman Hana bağlılıklarını bildirdiler. 24 Kasım 1534 de Bağdat’a giren Osmanlı ordusunun ardından, Azamiyye’de imam-ı a’zam’ın kabrini ziyaret edip, büyük bir türbe yapılmasını emrettikten sonra, Kanuni Sultan Süleyman Han, 30 Kasımda şehre girdi. Bağdat’ta ahalinin, âlimlerin, kumandanların ve devlet adamlarının bulunduğu bir sırada şükür ifadesi olan dini merasim yapılarak, ihsanlarda bulunuldu. 

1534-1535 kışını Bağdat’ta geçiren Sultan, burada Osmanlı devlet teşkilatını tesis ettirdi. Bağdat’ın mübarek beldelerini, Kerbela’da Hazret-i Ali ve Hazret-i Hüseyin’in makamlarını ziyaret etti. Geylan’da Abdülkadir-i Geylani hazretlerinin kabrine türbe ve yanına imaret, imam-ı a’zam’ın kabrine türbe yaptırdı. Safevi tehlikesini kesin olarak bertaraf etmek isteyen Kanuni, Şah Tahmasb’ın Van istikametinde olduğu haberi üzerine, harekete geçti. 1 Temmuz 1535 de Tebriz’e gelen Osmanlı Sultanı, devamlı kaçan Şah Tahmasb Safevi’yi takip için İran içerisine girildiyse de karşı çıkan olmadı. Avrupa devletlerinde ve Safevilerden elçi heyetlerini kabul eden, Sultan Süleyman Han, dönüşünde de Mevlana Muhammed Şems-i Tebrizi’nin makamı dahil mübarek beldeleri ziyaret ederek Tebriz-Diyarbekir-Antakya-Adana-Konya yoluyla 8 Ocak 1536 da İstanbul’a geldi. 

Irak-ı Arab ve Irak-ı Acem fethedildiği için “İki Irak seferi” manasında Irakeyn Seferi adı verilen bu hareketin neticesinde, bölgedeki Şii Safevi hakimiyeti sona erdirilip, Bağdat dahil Basra, Osmanlı ülkesine katıldı. 

Osmanlı Sultanları Önsöz

Osmanlı Devletinin kurucusu Osman Gazi’dir. Babası Ertuğrul Gazi’dir. Bunun da babası Süleyman Şah’tır. Oğuzların en kıymetlisi, Kayı hanın kabilesi idi. 

Devamını oku...

Osman Gazi

Sultan birinci Osman han, Ertuğrul beyin oğlu ve Süleyman şahın torunudur. Süleyman şah, Cengiz fitnesinde Ahlat taraflarına yerleşmişti...

Devamını oku...

Orhan Gazi

Osmanlı padişahlarının ikincisidir. 1281 yılında Söğüt’te doğdu. Babası Osmanlı Devletinin kurucusu Osman Gazi, annesi Ömer beyin kızı Bala Hatundur. İslam terbiyesiyle yetiştirildi...

Devamını oku...

Birinci Murad Han

Sultan Murad-ı Hüdavendigar, Osmanlı padişahlarının üçüncüsüdür. Sultan Orhan’ın oğlu, Yıldırım sultan Bayezid’in babasıdır. 1326 da doğdu. Bursa valisi oldu. Babası zamanında altın para basılmasında hizmeti görüldü...

Devamını oku...

Birinci Bayezid Han (Yıldırım Bayezid)

Yıldırım sultan Bayezid, Osmanlı padişahlarının dördüncüsüdür. Murad-ı Hüdavendigar’ın oğlu ve Çelebi sultan Mehmed’in babasıdır. 1360 da doğdu. 1388 de, babası şehit olunca, tahta çıktı...

Devamını oku...

Çelebi Mehmed Han (Birinci Mehmed Han)

Osmanlı padişahlarının beşincisi ve Osmanlı devletinin ikinci kurucusudur. Timur bozgununda esir olmadan Amasya’ya geldi. Pederinin vefatından sonra, burada saltanatını ilan etti...

Devamını oku...

İkinci Murad Han

Altıncı Osmanlı padişahıdır. Babası Çelebi Sultan Mehmed’dir. 1404 de Amasya'da doğdu. Çocukluğu Amasya, Bursa ve Edirne'de geçti. Küçüklüğünden itibaren devrin büyük âlimlerinden okuyarak yetişti...

Devamını oku...

Fatih Sultan Mehmed Han

Osmanlı padişahlarının yedincisidir. İkinci Murad hanın oğlu, ikinci Bayezid hanın babasıdır. 1429 da Edirne’de doğup, 1481 de Gebze’de vefat etti. Türbesi Fatih camii yanındadır...

Devamını oku...

İkinci Bayezid Han

Sekizinci Osmanlı padişahıdır. Fatih Sultan Mehmed’in iki oğlundan büyüğüdür. 1447 yılında doğdu. Küçük yaştan itibaren tam bir ihtimamla yetiştirilen şehzade Bayezid, devrin en kıymetli âlimleri elinde tahsil gördü...

Devamını oku...

Birinci Selim Han (Yavuz)

İslam halifelerinin yetmiş dördüncüsü ve Osmanlı padişahlarının dokuzuncusudur. İkinci Bayezid hanın oğlu, sultan Süleyman hanın babasıdır. Hilafeti Osmanlı padişahlarına bağlayan budur...

Devamını oku...

Birinci Süleyman Han (Kanuni)

Kanuni sultan Süleyman, İslam halifelerinin yetmiş beşincisi ve Osmanlı padişahlarının onuncusudur. Yavuz sultan Selim hanın oğlu, ikinci Selim hanın babasıdır. 1494 senesinde doğup, 1566 da vefat etti...

Devamını oku...

İkinci Selim Han

Osmanlı padişahlarının on birincisi ve İslam halifelerinin yetmiş altıncısıdır. Kanuni Sultan Süleyman Hanın oğlu olup, 1524 senesinde doğdu. Şehzadeliğinde mükemmel bir tahsil ve terbiye gördü...

Devamını oku...

Üçüncü Murad Han

İslam halifelerinin yetmiş yedincisi, Osmanlı padişahlarının on ikincisidir. İkinci Selim hanın oğlu, sultan üçüncü Mehmed hanın babasıdır. 1546 da doğup, 1595 de vefat etti...

Devamını oku...

Üçüncü Mehmed Han

İslam halifelerinin yetmiş sekizincisidir ve Osmanlı padişahlarının on üçüncüsüdür. Üçüncü Murad hanın oğlu ve birinci Ahmed hanın babasıdır...

Devamını oku...

Birinci Ahmed Han

İslam halifelerinin yetmiş dokuzuncusu ve Osmanlı padişahlarının on dördüncüsüdür. 1603 de halife oldu. 1617 de, yirmi sekiz yaşında vefat etti...

Devamını oku...

Birinci Mustafa Han

Osmanlı padişahlarının on beşincisi ve İslam halifelerinin seksenincisidir. 1591 senesinde Manisa'da doğdu. Her şehzade gibi iyi bir eğitim gördü...

Devamını oku...

İkinci Osman Han (Genç Osman)

Osmanlı padişahlarının on altıncısı ve İslam halifelerinin seksen birincisidir. Babası Sultan birinci Ahmed Handır. 1604 senesinde İstanbul'da doğdu. İyi bir eğitimle yetiştirildi...

Devamını oku...

Dördüncü Murad Han

İslam halifelerinin seksen ikincisi, Osmanlı padişahlarının on yedincisidir. 1609 da doğup, 1640 da vefat etti. Babası, birinci Ahmed hanın türbesindedir. Kardeşi ikinci Osman han da buradadır...

Devamını oku...

İbrahim Han

Osmanlı padişahlarının on sekizincisi ve İslam halifelerinin seksen üçüncüsüdür. Birinci Ahmed Han ile Mahpeyker Kösem Sultanın oğlu olup, 1615 yılında doğdu. Bu adı taşıyan tek Osmanlı hükümdarıdır...

Devamını oku...

Dördüncü Mehmed Han

Osmanlı padişahlarının on dokuzuncusu, İslam halifelerinin seksen dördüncüsüdür. Babası Sultan İbrahim Handır. 1648 de padişah oldu...

Devamını oku...

İkinci Süleyman Han

Osmanlı padişahlarının yirmincisi, İslam halifelerinin seksen beşincisidir. Sultan İbrahim Hanın oğlu olup, 1624 tarihinde İstanbul’da doğdu. Şehzadeliğinde mükemmel tahsil ve terbiye gördü...

Devamını oku...

İkinci Ahmed Han

Osmanlı padişahlarının yirmi birincisi ve İslam halifelerinin seksen altıncısıdır. Sultan İbrahim Hanın üçüncü oğlu olup, 1643 de doğdu...

Devamını oku...

İkinci Mustafa Han

Osmanlı padişahlarının yirmi ikincisi ve İslam halifelerinin seksen yedincisidir. Sultan dördüncü Mehmed’in oğlu, birinci Mahmud ile sultan üçüncü Osman’ın babalarıdır. 1664 de doğup, 1703 de vefat etti...

Devamını oku...

Üçüncü Ahmed Han

İslam halifelerinin seksen sekizincisi ve Osmanlı padişahlarının yirmi üçüncüsüdür. Sultan dördüncü Mehmed Hanın oğludur. 1673 de doğup, 1736 da vefat etti. Turhan sultan türbesindedir. 1703 de cülus edip, 1730 da hal edildi...

Devamını oku...

Birinci Mahmud Han

Yirmi dördüncü Osmanlı padişahı olup, İslam halifelerinin seksen dokuzuncusudur. Babası İkinci Mustafa Handır. İstanbul’da, 1696 tarihinde doğdu. Şehzadeliğinde, yüksek fen ve din ilimleri öğretilerek yetiştirildi. Aklı, zekası, kabiliyeti ve anlayışı kuvvetliydi...

Devamını oku...

Üçüncü Osman Han

İslam halifelerinin doksanıncısı ve Osmanlı padişahlarının yirmi beşincisidir. Sultan ikinci Mustafa Hanın oğlu olup, 1699'da doğdu. 1754 tarihinde ağabeyi Birinci Mahmud Hanın vefatı üzerine sultan oldu...

Devamını oku...

Üçüncü Mustafa Han

Osmanlı padişahlarının yirmi altıncısı ve İslam halifelerinin doksan birincisidir.
Sultan üçüncü Ahmed’in oğlu, üçüncü Selim hanın babasıdır. 1717 de doğup, 1774 de vefat etti. 1757 de halife oldu...

Devamını oku...

Birinci Abdülhamid Han

Osmanlı padişahlarının yirmi yedincisi ve İslam halifelerinin doksan ikincisidir. Sultan üçüncü Ahmed’in oğlu, sultan dördüncü Mustafa ile, sultan ikinci Mahmud’un babalarıdır...

Devamını oku...

Üçüncü Selim Han

İslam halifelerinin doksan üçüncüsü ve Osmanlı padişahlarının yirmi sekizincisidir. Sultan üçüncü Mustafa’nın oğludur. 1761 de doğdu. 1789 de amcası birinci Abdülhamid handan sonra halife oldu...

Devamını oku...

Dördüncü Mustafa Han

Osmanlı sultanlarının yirmi dokuzuncusu, İslam halifelerinin doksan dördüncüsüdür. Babası birinci Abdülhamid Handır. İstanbul'da 1779'da doğdu. Şehzadeliğinde yüksek din ve fen bilgileri öğretilerek yetiştirildi... 

Devamını oku...

İkinci Mahmud Han

İslam halifelerinin doksan beşincisi ve Osmanlı padişahlarının otuzuncusudur. Birinci Abdülhamid hanın oğlu, sultan Abdülmecid hanın babasıdır. 1785 de doğup, 1839 da vefat etti. 1808 de halife oldu... 

Devamını oku...

Abdülmecid Han

Osmanlı padişahlarının otuz birincisi ve İslam halifelerinin doksan altıncısıdır. Sultan ikinci Mahmudun oğludur. Sekiz oğlundan dördü padişah oldu. 1823 de doğdu. 1839 da padişah oldu. 1861 de vefat etti. Sultan Selim camii bahçesindedir... 

Devamını oku...

Abdülaziz Han

Osmanlı padişahlarının otuz ikincisi ve İslam halifelerinin doksan yedincisidir. Sultan ikinci Mahmud’un ikinci oğludur. 1830 da doğdu. 1860 da halife oldu. 1876 da Dolmabahçe sarayından alınıp, Topkapı sarayına hapis edildi... 

Devamını oku...

Beşinci Murad Han

Osmanlı padişahlarının otuz üçüncüsü, İslam halifelerinin doksan sekizincisidir. Babası, Abdülmecid Handır. 1840 da İstanbul’da doğdu... 

Devamını oku...

İkinci Abdülhamid Han

Osmanlı padişahlarının otuz dördüncüsü ve en yüksekleri idi. İslam halifelerinin doksan dokuzuncusu idi. 1842 de doğdu. 1876 da halife oldu. 1918 de vefat etti. Çemberlitaş’ta, dedesi sultan Mahmud’un türbesindedir... 

Devamını oku...

Mehmed Reşad Han

Osmanlı padişahlarının otuz beşincisi ve İslam halifelerinin yüzüncüsüdür. Çocukluğundan itibaren hususi olarak iyi bir tahsil ve terbiye ile büyüdü. Yüksek din ve fen bilgilerini okudu... 

Devamını oku...

Vahideddin Han

Altıncı sultan Mehmed, sultan Abdülmecid’in oğludur. Padişah olan dört kardeşten en küçüğüdür. Osmanlı padişahlarının otuz altıncısı ve sonuncusudur. İslam halifelerinin yüz birincisi ve sonuncusudur... 

Devamını oku...

Osmanlı'ya iftira

Osmanlı İmparatorluğunun dağılmasıyla ortaya çıkan devletlerin, kendi rejimlerini ayakta tutabilmek için önceki yönetimleri kötülediğini belirten Demirel... 

Devamını oku...

Osmanlı Sultanlarının ahlakı

İslamiyet’e şeref verilemez. Ondan şeref alınır. Hazret-i Ömer, (Biz, zelil, aşağı kimselerdik. Allahü teâlâ, bizleri müslüman yapmakla şereflendirdi) buyuruyor... 

Devamını oku...

Fatih Sultan Mehmed’e iftira

İftiraların kaynağı Hristiyanlardır. İstanbul’un fethine tahammül edemiyorlar. Yerli maşaları ile bu büyük sultana hücum ediyorlar... 

Devamını oku...

Şehzadeleri öldürmek

Bu iftira, tarih kitaplarına kadar geçmiştir. Aslı yoktur. Suç işlememiş bir çocuğa, sen büyüyünce padişahlığa göz dikeceksin, seni öldüreceğiz demek asla caiz olmaz... 

Devamını oku...

Yıldırım Bayezid han

İslam düşmanları, hiç bir vesikaya dayanmadan (Yıldırım içki içerdi) diye yalan söylüyorlar, iftira ediyorlar. Maalesef müslümanım diyen bazı ahmak kimseler de, bu dinsizlerin tesiri altında kalıp, onları vesika göstererek yüce padişaha aynı iftirayı yapıyorlar... 

Devamını oku...

Yavuz Sultan Selim Han

Tarihi kaynaklar diyor ki: 1258'de, Hülagü Han, Bağdat’ı alıp, Abbasi hilafetini yıkmış, halifeyi de çocukları ile birlikte öldürmüştü... 

Devamını oku...

Timur Han

Timur Han, müslüman idi. Çok medrese ve kütüphane yaptı. Teftazani gibi büyük âlimlerin sohbetinde bulunur, nasihatlerini dinlerdi... 

Devamını oku...

Dördüncü Murat

Diğer Osmanlı sultanları gibi, Dördüncü Murat Han da içki içmezdi. Din düşmanları "İçki içerdi" diye iftira etmişlerdir. Tütün, enfiye ve içkiyi yasak etti. Kendi harbe giderek Tebriz’i geri aldı.. 

Devamını oku...

Kuyucu Murat Paşa

Murat Paşanın aleyhinde söylenen sözlerin aslı yoktur. Murat Paşa, Nemçe, yani Avusturya muharebesinden başarı ile dönünce, hicri 1015de sadrazam oldu... 

Devamını oku...

Âmirsiz toplum olmaz

Âyet-i kerimeyi kendi görüşüne göre yorumlamak çok tehlikelidir. Peygamber efendimiz nasıl bildirmişse, âlimler nasıl açıklamışsa öylece bildirilir... 

Devamını oku...

Padişahlar ve hac

Tarihi olaylarda tarih kitaplarına, dini konularda ise dini kitaplara bakılır. Hacca gitmek dini bir vazifedir. Bunun nasıl yapılacağı, hangi hallerde, kimlerin bu vazifeden muaf tutulacağı hakkında din kitaplarına bakılır... 

Devamını oku...

Sultanlara dua

Müslümanların sultanına itaat ve iyi dua etmek, Ehl-i sünnet itikadındandır. Fıkıh kitaplarında yazdığı gibi, sultana beddua etmek doğru değildir, iyi dua etmek gerekir. (R.Nasıhin)... 
Devamını oku...

Halife seçiminde şu'ra ve tayin usulü

Osmanlıların halife seçme usulü, Hazret-i Ebu Bekir'in ictihadına göre idi. O tayinle yerine halife seçmiştir. (Yerime Ömer halife olsun) demiştir. Hazret-i Ömer de, yerine tek kişiyi seçmek istemiştir... 

Devamını oku...

“Harem” ile ilgili romanlar

Bazı Valide Sultanlar ve hayır hasenatları hakkında özet bilgi verelim: Hürrem Sultan Kanuni Sultan Süleyman Hanın zevcesidir. Haseki ve Hürrem Sultan ismiyle meşhur oldu. 1558 tarihinde İstanbul’da vefat etti... Devamını oku...

Bu kadar yangın tesadüf mü?

Vehhabilik maddesine özetini aldığımız (İngiliz Casusunun İtirafları) kitabında, İslamiyet’i yıkmak, müslümanların birliğini bozmak, dinsizleştirmek için hazırlanan planlarda şu iki madde yer alıyor... 

 Devamını oku...

Osmanlı Sultanlarının Ehl-i Beyt sevgisi

Sultan İkinci Abdülhamid Han, Peygamber efendimize olan tazim ve muhabbetini, Onun kutsal beldesine hizmetler götürerek ve İslam Birliği gayesini gerçekleştirmeye çalışarak göstermiştir... Devamını oku...

İnsan yetiştirmek

Ansiklopedilerdeki bilgilere göre, bu tarihçinin, zamanındaki padişahlardan yüz bulamadığı, onların itimadını kazanamadığı, bazı görevlerinden azledildiği bildiriliyor... 

 Devamını oku...

Zimem defteri

Zimem, zimmet kelimesinin çoğuludur. Zimmet burada borç demektir. Zimem defteri borçluların borçlarının yazılı olduğu defter demektir... 

Devamını oku...