Kur’andan başka delil var mıdır?

(Kur’andan başka kaynak tanımam, benim için sadece Kur’an delildir. Meal okuyup onunla amel ederim) diyenler haklı değil midir? Allah’ın kitabı yetmiyor mu, başka kaynağa ne ihtiyaç var?

CEVAP
Bunu söyleyen kimsede, zerre kadar samimiyet yoktur. Böyle söyleyenler Kur’an-ı kerime kesinlikle inanmıyorlar. Kur’an-ı kerime inansalar, onun bildirdiklerine de inanırlar.

Allahü teâlâ, (Yalnız bana tâbi olun, yalnız bana itaat edin) buyurmuyor. Resulüne ve âlimlere de uyulmasını emrediyor. Şu âyet-i kerimeleri, hangi mezhepsiz inkâr edebilir ki:
(Allah’a ve Resulüne itaat edin!) [Enfal 20] (Resule itaat de Kur’an-ı kerimin emridir.)

(Allah ve Resulüne itaat eden, en büyük kurtuluşa ermiştir.)[Ahzab 71]

(Resulüm de ki: “Bana uyun ki, Allah da sizi sevsin!”) [Al-i İmran 31]

(Allah’a ve Resulüne inanmayan
 [kâfir olur] kâfirler için çılgın bir ateş hazırladık.) [Feth 13] (Resulüne inanmayan da kâfirdir. Resulullaha inanmak demek, Onun bildirdiklerinin tamamını kabul etmek, inanıp hepsini beğenmek demektir.)

(De ki, Allah’a ve Resulü’ne itaat edin! [İtaat etmeyip] yüz çevirenler [kâfir olanlar], bilsinler ki, Allah, kâfirleri sevmez.) [Âl-i İmran 32] Allah’tan değil, Resulünden de yüz çeviren kâfirdir.)

(Resulümün verdiğini alın, yasakladığından da sakının!)
 [Haşr 7]

(O Peygamber, güzel şeyleri helal, çirkin şeyleri haram kılar.) [Araf 157] (Allahü teâlâ, haram kılma yetkisini Resulüne de vermiştir.)

(Resule itaat eden, Allah’a itaat etmiş olur.) [Nisa 80]

(Allah’a ve Resulüne karşı gelen, apaçık bir sapıklıktadır.) [Ahzab 36]

(Allah ve Resulüne itaat eden Cennete, isyan eden Cehenneme gider.) [Nisa 13,14]

(İhtilaflı bir işin hükmünü Allah ve Resulünden [Kitap ve sünnetten] anlayın!) [Nisa 59]

(Biz her Peygamberi, kendisine itaat edilsin diye gönderdik.)[Nisa 64]

Allahü teâlâ, Resulüne Kur’anın açıklamasını, hüküm koymasını emredip, iman, itaat ve kelime-i şehadette de Resulünü kendisiyle birlikte bildiriyor. İki âyet-i kerime meali:
(Kur’anı insanlara açıklayasın diye sana indirdik.)
 [Nahl 44]

(Size kitabı, hikmeti getiren ve bilmediklerinizi öğreten bir Resul gönderdik.) [Bekara 151] İmam-ı Şafii hazretleri buyuruyor ki: Bu âyetteki hikmet, sünnettir. Önce Kur’an, peşinden hikmet bildirilmiştir. (Risale s.78)

Bu konudaki hadis-i şerifler de şöyledir:
(Cebrail, Kur’anla beraber, onun açıklaması olan sünneti de getirdi.) [Darimi]

(Bana Kur’anın misli kadar daha hüküm verildi.) [İ. Ahmed]

(Yalnız Kur’andaki helal ve haramı kabul edin diyenler çıkar. İyi bilin, Peygamberin haram kılması, Allah’ın haram kılması gibidir.)[Tirmizi, Darimi]

(Bana uyan Cennete girer, bana isyan edense Cennete giremez.)[Buhari]

(Ümmetim bozulunca, sünnetimi ayakta tutana şehit sevabı verilir.) [Hakim]

(İhtilaflarda, sünnetime ve hulefa-i raşidinin sünnetine sımsıkı sarılın!) [Tirmizi]

(Bana uyan, Allah’a uymuş, bana asi olan da, Allah'a asi olmuş olur.) [Buhari]

Mezhepsizler, dindeki dört delilin ikisini kabul etmeyip, kitap ve sünnetten başka delil yok diyorlar. Mezhepsizleri de geride bırakan türediler, kitap ve sünnet tabirine bile saldırıp, (Kur’andan başka, sünnet adı altında din çıkarılıyor, Kur’anı getirmekle Peygamberin işi bitti, o bir postacıdır) diyerek sünneti Kur’andan farklı gibi gösteriyorlar. Âyet-i kerimelerde bunların kâfir oldukları bildiriliyor.

Görüldüğü gibi, yalnız Kur’an diyerek, Resule uymayanların, sahtekâr birer kâfir olduklarını, Allah ve Resulü bildirmektedir. Bunların, Kur’ana inanıyorum demeleri yalandır; çünkü Kur’an-ı kerimi toplayanlar da, hadis-i şerifleri bildirenler de Eshab-ı kiramdır. Birine inanıp öteki inkâr edilmez. Resulullah efendimiz, bunların çıkacağını mucize olarak 14 asır önce bildirmiştir. Üç hadis-i şerif meali:
(Bir zaman gelir, beni yalanlayanlar çıkar. Bir hadis söylenince, “Resulullah böyle şey söylemez. Bunu bırak, Kur’andan söyle” derler.) [Ebu Ya’la]

(Bazı kibirli kişiler çıkacak, “Allah Kur’anda bildirilenden başka bir şeyi haram kılmadı” diyecek. Yemin ederim ki, benim de emrettiğim, yasakladığım, koyduğum hükümler vardır. Bunların sayısı Kur’andaki hükümlerden daha çoktur.) [Ebu Davud]

(Kur’andan başka delil kabul etmem diyenler çıkacak.) [Ebu Davud]

Kur’an-ı kerimde, (yalnız Kur’ana uyun) denmiyor, (Allah’a ve resulüne uyun) deniyor. Resulünü dışlayıp, Kur’anın açıklaması olan hadisleri delil saymayan, Kur’anın ifadesiyle kâfir olur.

(Bize yalnız Kur’andan söyle) diyen birine, İmran bin Husayn hazretleri, (Ey ahmak! Kur’anda, namazların kaç rekât olduğunu bulabilir misin?) dedi. Hazret-i Ömer, farzların seferde kaç rekât kılınacağını Kur’anda bulamadık diyenlere, (Kur’anda bulamadığımızı, Resulullah’tan gördüğümüz gibi yaparız. O, seferde, 4 rekâtlı farzları iki kılardı) buyurdu. (Mizan-ül-kübra)

Resulullah’a uymanın önemi anlaşılınca, Kur’an-ı kerimin açıklaması olan hadis-i şeriflere de uymak gerektiği anlaşılır. Hadis-i şerifler olmasaydı, namazların kaç rekât olduğu ve nasıl kılınacağı, zekâtın, orucun, haccın farzları, hukuk bilgileri bilinemezdi. Yani hiç kimse, bunları Kur’an-ı kerimden çıkaramazdı. Şu halde Kur’an-ı kerimi anlamak için, onun açıklaması olan hadis-i şeriflere ihtiyaç vardır. Hadis-i şerifleri de anlamak için âlimlere ihtiyaç vardır. Allahü teâlâ, (Peygambere sorun, âlimlere sorun) buyuruyor. Herkes Kur’anı anlayabilseydi o zaman peygambere ne lüzum kalırdı? Kur’an-ı kerimi doğru anlayamadıkları için 72 sapık fırka meydana çıktı? Üç ayet-i kerime meali:
(Eğer onun hükmünü peygambere veya ülül-emre [yetkililere, âlimlere] sorsalardı, öğrenmiş olurlardı.) [Nisa 83] (Demek ki, ülül-emre de uyulması gerekiyor.)

(Verdiğimiz bu misalleri ancak âlim olanlar anlar.) [Ankebut 43]

(Bilmiyorsanız âlimlere sorun.) [Nahl 43]

Bu âyetler, Kur’an-ı kerimi anlamak için âlimlerin açıklamasına da ihtiyaç olduğunu bildiriyor. Zaten Kur’an meali okuyan, murad-ı ilahiyi öğrenemez. Tercüme edenin bilgi derecesine göre, yaptığı açıklamayı öğrenir. Bir cahilin veya bir sapığın yazdığı meali okuyan da, Allahü teâlânın bildirmek istediğini değil, tercüme edenin anladım sanarak kendi kafasından anlatmak istediğini öğrenir. Kur’an-ı kerim mealini okuyan, amel ve ibadetle ilgili bilgileri öğrenemez. İtikada ait bilgileri ise öğrenmesi hiç mümkün olmaz; çünkü 72 dalalet fırkası, Kur’an-ı kerime yanlış mana verdiği için sapıtmıştır.

Kur’an-ı kerim, dinin anayasası hükmündedir. Yüz binlerce hadis-i şeriflerle açıklanmıştır. Âlimler, Kur’an-ı kerimi ve hadis-i şerifleri açıklamıştır. Bu açıklamalar olmadan Kur’an-ı kerime uyulamaz. Bugünkü Anayasa da öyledir. Kanunlar, tüzükler, yönetmelikler ve mahkeme ictihadlarıyla ülke yönetilmektedir. Bunlar olmadan sırf anayasa ile ülke yönetilmez. Anayasa hep kanunlara havale eder. Kur’an-ı kerim de hep Resulullaha havale eder, âlimlere havale eder. Onun için, sırf anayasa ile memleket idare edilmez, Kur’an mealinden de din öğrenilmez.

Sünnet nedir?

Sünnet kelimesi yerine göre, farklı anlamlarda kullanılır: Kitab ve sünnet ifadesindeki sünnet, hadis-i şerifler demektir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Allah’ın kitabına, Peygamberin sünnetine sarılırsanız hiç...

Devamını Okuyun...

Sünnet çeşitleri nelerdir?

Peygamber efendimizin kendiliğinden emrettiği veya yaptığı ibadetlere (Sünnet) denir. Sünnet ikiye ayrılır: Sünnet-i hüda, Sünnet-i zevaid.....Sünnet-i hüda: Buna sünnet-i müekkede de denir. İslam dininin şiarıdır, başka dinlerde...

Devamını Okuyun...

Sünnete uymanın önemi

Bunlara âdetle ilgili sünnet denir. Bunları yapmamak günah olmaz. Hatta mekruh bile değildir. Ancak, âdete bağlı şeylerde de Resulullaha uymak, dünya ve ahirette, insana çok şey kazandırır ve çeşitli saadetlere yol açar...

Devamını Okuyun...

Kur’andan başka delil var mıdır?

Bunu söyleyen kimsede, zerre kadar samimiyet yoktur. Böyle söyleyenler Kur’an-ı kerime kesinlikle inanmıyorlar. Kur’an-ı kerime inansalar, onun bildirdiklerine de inanırlar. Allahü teâlâ, (Yalnız bana tâbi olun...

Devamını Okuyun...

Resulullah'ın hüküm koyma yetkisi ve vahyin mahiyeti

Çok âyet var. Kur’anda, (Yalnız Allah’a itaat edin) denmiyor, Resulüne itaati de şart koşuyor: Allah’a ve Resulüne itaat edin! [Al-i İmran 32]...İhtilaflı bir işin hükmünü Allah’tan [Kur’andan] ve Resulünden [Sünnetten] anlayın! [Nisa 59]...

Devamını Okuyun...

Bid’at nedir, ne değildir?

Bid'at, sonradan çıkarılan şey demektir. Bunlar ya âdette olur veya ibadette olur.
Âdette bid'at, sevap beklenilmeden, dünya menfaati için yapılan şeylerdir...

Devamını Okuyun...

Bid’at ve bid’at ehli olanlar

Resulullah efendimizin ve Onun dört halifesinin zamanlarında dinde olmayan bir inanışı, bir işi, bir sözü ortaya çıkarmak ve böyle bir bozukluğu yaymak ve bundan sevap beklemek yasak edilen bid'at olur...

Devamını Okuyun...

Bid’at ehli ile dostluk kurmak

Bid’at ehliye arkadaşlık yapmak caiz değildir. İmam-ı Rabbanihazretleri buyuruyor ki:
İyi biliniz ki, bid’at ehli ile konuşmak, kâfirle arkadaşlık etmekten, kat kat daha fenadır. Bid’at ehlinden yılandan, canavardan kaçar gibi kaçmak gerekir. (1/260)...

Devamını Okuyun...

Bid’at ehlinin ibadeti

İctihad ictihadla nakzedilmediği gibi, bir âlim başka bir âlimin kitabındaki hadise uydurma demekle o hadis öteki âlime göre de uydurma olmaz. Ayrıca birçok din adamı da sahih olmakla, kabul olmanın ne demek olduğunu bilmiyor...

Devamını Okuyun...

Bid’at ehlini övmek

Biz hiç kimsenin maksadını, niyetini bilemeyiz, kendilerine sormalı. Ancak bid’at ehlini övmek çok tehlikelidir. Bid’at ehli olmayan fâsık bir Müslüman bile övülünce Arş’ın titreyeceği hadis-i şerifle bildiriliyor. Bid’at ise fısktan daha büyük günahtır...

Devamını Okuyun...

Sahih olmakla kabul olmak nedir?

Sahih olan bir ibadet, kabul olmayabilir. Mesela çaldığı ceket ile namaz kılan kimsenin namazı sahihtir, namaz borcundan kurtulur. Fakat sevabı noksan olur. Diğer bütün günahlar da böyledir...

Devamını Okuyun...

Bid’at, sünnet ve farklı ictihad

Farklı ictihad rahmettir. Âlimin biri bir meseleye bid’at öteki caiz, hatta sünnet diyebilir. Fıkıhta böyle sayısız mesele vardır. Yani müctehidlerin farklı ictihadları çoktur...

Devamını Okuyun...

Bid’atler mayın gibidir

Bunlar ibadettir. İbadetleri değiştirmek, hiç yapmamaktan daha büyük günahtır. Çünkü hiç yapmamak belki tembellikten ileri gelebilir...

Devamını Okuyun...

Günümüzde işlenen bid’atler

İbadetlere bir şey ilave etmek bid'attir, büyük günahtır. Dinimiz noksan değildir. Hâşâ Allahü teâlâ veya Peygamber efendimiz dinde bir şeyi eksik bırakmış da, daha iyisini biz mi yapacağız?...

Devamını Okuyun...

Bid’at olmayanlar

Yanlış söyledikleri çeşitli kitaplarda yazılıdır:
Kur'an ve hadiste olmayıp da, icma veya kıyası fukaha ile meydana gelen hükümler bid’at değildir...

Devamını Okuyun...

Değişiklik yok etmek demektir

Sevmemek başka iyi geçinmek başka. Herkes ile iyi geçinmek gerekir. Bid’at ehli, küfre düşmemişse müslümandır. Din kitaplarımızda, kâfirlerin bile kendilerinin değil, itikadlarının pis, kötü, yanlış olduğu bildirilmektedir. Bid’at ehlinin hâli de buna benzer...

Devamını Okuyun...

Dinde reform ne demek?

Reform, ıslah etmek, bozulmuş bir şeyi düzelterek, eski doğru haline getirmek demektir. Hristiyanlık bozulduğu için reform yapıldı. Müslümanlık bozulmadığı için böyle bir hareket bozmak olur...

Devamını Okuyun...

Klasik ve modern kaynaklar

Güncel dini meseleler istişare toplantısı sonuç bildirgesi yayınlandı. Malum basının; tesettür kalkıyor, ezan Türkçe okunacak gibi çıkardığı yaygaraların yalan olduğu meydana çıktı...

Devamını Okuyun...

Âdetler dinde delil olur mu?

Âdetler, Delil-i şer’i olamaz. Din, âdetlere tâbi olamaz. Âdetlerin, modaların İslamiyet’e uygun olması gerekir...

Devamını Okuyun...

Bid’at ehli ile niçin birleşilmiyor?

Bu hadis-i şerifin manası, (Kardeş olmanızı sağlayacak şeyleri yapın) demektir. Buna göre, bid’at sahiplerinin, hak yolda bulunan müslümanlarla kardeş olabilmeleri için, bid’ati terk etmeleri ve sünneti kabul etmeleri gerekir...

Devamını Okuyun...

Hak üzere olan bir taife bulunur

Bir toplum ne kadar bozulursa bozulsun, içinde hak üzere olan bir taife bulunur. Nitekim hadis-i şeriflerde buyuruldu ki...

Devamını Okuyun...

Çeşitli sual ve cevaplar

Biz Şafiiler demekle, herkesi suçlamak yanlış olur. Bazı Şafiiler demeli idi. Çünkü biz hep görüyoruz ki, Şafiilerden kurban kesen, kaza namazı kılan ve takke kullanan çoktur...

Devamını Okuyun...

Kabristanda Kur’an okumak

Evet sünnettir. Muteber eserlerde bilgiler şöyledir:
Kabristanda oturup Kur'an okumak caizdir. (Halebi-yi kebir s. 496)
Ahmed bin Hanbel buyurdu ki: (Kabristana girince, Fatiha, Kul-euzüler ve İhlas surelerini okuyun!...

Devamını Okuyun...

Dinde kolaylık var ne demek?

Kur'an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Allahü teâlâ, dinde size hiçbir zorluk yüklemedi.) [Hac 78]
(Kolaylaştırın) demek, (Size güç gelen ibadetleri yapmayın, onları istediğiniz gibi değiştirin) demek değildir...

Devamını Okuyun...

Kâfirlere benzemek

İbadette kâfire benzemek yasaktır. Mubah âdette ise günah değildir. (Hadika)
Bir hadis-i şerifte, (Evlenmek sünnettir; sünnetime uymayan benden değildir) buyuruluyor...

Devamını Okuyun...

İhtiyatı elden bırakmamalı

(Öldükten sonra dirilmek var) diyenler olduğu gibi, dirilmek yok diyenler de var. Hazret-i Ali, dirilmeye inanmayan bir ateiste...

Devamını Okuyun...

Resulullaha uymak

Resulullah efendimizin bütün yaptıklarını yapmak, yapmadıklarını yapmamak gerekmez. Yani Resulullahı her hususta taklit caiz olmaz...

Devamını Okuyun...

Öncelikli olan işler

Dinimizde zararı yok etmek, fayda sağlamaktan önce gelir. Yanlış yapmamak, doğru yapmaktan önce gelir. Genelde birçok iyi işimiz unutulur, fakat bir kötü işimiz hiç unutulmaz, daima karşımıza çıkarılır...

Devamını Okuyun...

Salâten tüncînâ okumak

Sünnete aykırı olduğu için bid’attir. Tesbihleri 33 iken 34 veya daha iyi olur diye 43 çekilse bid'at olur. Çünkü Peygamber efendimizin yaptığını değiştirmek olur...

Devamını Okuyun...

İki gün eşit olmamalı

Hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki:
(İki günü aynı olan, [her gün ilerlemeyen, yeni bir şey öğrenmeyen] ziyan etti.) [Beyheki]...

Devamını Okuyun...

İman ve nikâh tazelemek

Elbette, gerekir. İman ve nikâh gitmese de, nikâh tazelemenin mahzuru olmaz, aksine iyi olur. İman giderse, zaten her ikisinin de tazelenmesi şart olur...

Devamını Okuyun...

Her çeşit aşırılık zararlıdır

İfrat ve tefritin ikisi de kötüdür. Hak, ortadadır. İfrat ve tefriti anlatan Türkçe bir kelime yok. Tarifle anlaşılır. Aşırılık denebilir. Tefrit de ifratın zıddıdır. İfrat normalden fazla, tefrit de normalden az demektir...

Devamını Okuyun...

Hile-i şeriyye nedir?

Hile-i şeriyye, harama düşmemek için kurtuluş çaresini bulmaktır. Yani Hile-i şeriyye = dine uygun çare demektir. Haramı helal veya helali haram yapmak yahut haksız mal ele geçirmek için hile yapmak caiz olmaz...

Devamını Okuyun...

Emri yapmamak veya değiştirmek

İyi denmez. Sünnete aykırı sakalı, sünnet niyetiyle bırakmak bid’at olur. Bid’at işlemek büyük günahtır. Günaha iyi demek çok tehlikelidir...

Devamını Okuyun...

İşin esası dinin emrine uymaktır

Bir ibadet eksik veya yanlış yapılsa, Allahü teâlânın bir zararı, bir kaybı olmaz, aksine tam doğru yapılsa bir kârı olmaz. Bunun için Allah’ın emrine uyularak yapılan bir ibadet, eksik veya yanlış olsa da...

Devamını Okuyun...

Haramla farz çakışırsa

Hiç biri doğru değildir. Çünkü haramdan kaçmak, farzı yapmaktan önce gelir. Bir hadis-i şerifte, (Çok az bir günahtan kaçınmak, bütün cin ve insanların [nâfile] ibadetleri toplamından daha iyidir) buyuruluyor...

Devamını Okuyun...

Unutulan sünnetler ve farzlar

Sünnet iki türlüdür:
1- Sünnet-i hüda [Müekked sünnetler],
2- Zevaid sünnetler [Âdete bağlı sünnetler]...

Devamını Okuyun...

Cihazla ibadet etmek

Öğrenmek niyetiyle TV’den Kur'an-ı kerim dinlemek caizdir. Teypten dinlemek de caizdir. Okunan Kur'an-ı kerimi kasete alıp, mezara gidince, teybi açarak kaseti dinlemekle bizzat Kur'an-ı kerim okunmuş olmaz...

Devamını Okuyun...

Harac ve zaruret nedir?

İnsanın elinde olmayarak hasıl olan sebebe (Zaruret) denir.
Bir farzın yapılmasına mani veya haram işlemeye sebep olanı önlemenin meşakkatli, güç olmasına da (Harac) denir...

Devamını Okuyun...

Onların dinine uymadıkça

Bazı kimseler, globalleşme adına, tevhid adına, kitap ehli ve bid’at ehli hakkında ya hiç yazı yazmamalı veya gayet light yazmalı, kâfire açıkça kâfir, fahişeye açıkça fahişe denmemeli diyorlar...

Devamını Okuyun...

Yılbaşı kutlamak ve Noel

Yılbaşı ile Noel birbirinden farklıdır; fakat Noel kutlamalarının devamı sayılabileceğinden yılbaşı gecesi onlar gibi eğlenmek, çam kesip evi çamla süslemek caiz olmaz...

Devamını Okuyun...

Bid’at ehlini kötülemek gıybet olmaz

Bid'at ehlini kötülemek gıybet olmaz. Gıybet, bir kimsenin gizli bir kusurunu, arkasından söylemektir...

Devamını Okuyun...

Özel günleri kutlamak

Avrupa’dan gelen “Anneler - Babalar günü” âdettir. Yani, âdette bid’attir. Âdette bid’at olduğu ve zararlı olmadığı, çirkin ve dine aykırı yönü bulunmadığı için, anneler babalar günü tertip etmekte ve hediye vermekte mahzur yoktur...

Devamını Okuyun...

Çarşaf, sarık giymek, sakal bırakmak

Sünnetler, âdetlerle ilgili olup olmama bakımından ikiye ayrılır:
Sünnet-i hüdâ, ezan ve ikamet okumak gibi, İslam dininin şiarıdır. Başka dinlerde yoktur...

Devamını Okuyun...

Sünnet, fitne ve müdara

Sünnete değil, yerine göre farza uymak bile fitne olur. Aşağıda bu hususlar vesikalarıyla açıklanmıştır. Sünnet ikiye ayrılır:
1- Sünnet-i hüda: İslam dininin şiarıdır, başka dinlerde yoktur. (Redd-ül-muhtar)...

Devamını Okuyun...

Seravil, şalvar değildir

Araplar şalvar giymediği gibi, Peygamber efendimiz de giymemiştir. Bazı kimselerin iddiası, seravil kelimesini yanlış olarak şalvar diye tercüme etmekten ileri geliyor...

Devamını Okuyun...

Sünnetin üç manası

Yanlış değildir. Bunları maddeler halinde açıklayalım:
1- Kitab ve Sünnet denince, kitaptan kasıt Kur’an-ı kerimdirSünnet de hadis-i şeriflerdir. Hadis-i şeriflerin içinde, farzlar da vardır, haramlar da vardır...

Devamını Okuyun...

Sünnet ve mekruh denilen iş

Fetva buna göredir diye, tercih edilen kavil bildirilmemişse, mekruh diyen âlime uyularak, o iş yapılmaz. Mesela abdestte yüzü yıkayacağı zaman, kalble niyet etmek sünnettir...

Devamını Okuyun...

Telkin vermek sünnettir

Telkin sünnettir. Sünnete bid'at demek, helale haram demek küfrü gerektirir. Muhaddislerden imam-ı Deylemi ve imam-ı İbni Asakir’in bildirdiği hadis-i şerif şöyle...

Devamını Okuyun...

Alkışlamak bid’at değildir

O hoca, bid’atin ne olduğunu bilmiyor. Bid’at, sonra çıkan şey demekse de, sonradan çıkan şey, ibadette değil de, âdette ise mahzuru olmaz. Telefonla konuşmak, mail yazmak, âdette bid’attir...

Devamını Okuyun...

Ölü için devir ve iskat

Gelenek diye her gün İslam’ın bir hükmünü kaldırmaya çalışıyorlar. İskata bid’at diyen sapıklar vardır. Halbuki iskat, Kitap ve Sünnet ile, kıyas-ı fukaha ile sabittir...

Devamını Okuyun...

Bid'at-i hasene nedir?

(Faydalı bid’at) tâbiri çok yanlıştır. Hâşâ, o zaman (Allahü teâlâ, dinimizi eksik göndermiş ve Allah'ın eksik bıraktığı bazı hükümleri insanlar, faydalı şeyler ekleyerek tamamlamış olur) anlamı çıkar ki, çok yanlıştır...

Devamını Okuyun...

Sevab bağışlamak

Evet bağışlayabilir. İbadetler üç kısımdır:
1- Zekât, sadaka ve kefaretler gibi, yalnız malla yapılan ibadetlerin sevabını ölü diri herkese bağışlamak caizdir...

Devamını Okuyun...