Sevab bağışlamak

Hanefî mezhebindeki bir kimse, yaptığı ibadetlerin sevabını, ölü diri herkese bağışlayabilir mi?

CEVAP
Evet bağışlayabilir. İbadetler üç kısımdır:
1- Zekât, sadaka ve kefaretler gibi, yalnız malla yapılan ibadetlerin sevabını ölü diri herkese bağışlamak caizdir.

2- Hac gibi, hem beden, hem malla yapılan ibadetlerin sevabını bağışlamak caizdir.

3- Yalnız bedenle yapılan namaz, oruç, tesbih, tehlil, tahmid ve Kur’an-ı kerim okumak, dua etmek gibi ibadetlerin sevabını bağışlamak da caizdir. Bir kimse, herhangi bir ibadeti yaparken veya yaptıktan sonra, mesela namaz, oruç, sadaka, Kur’an-ı kerim okumak, hac, umre, evliyanın kabrini ziyaret ve ölüye kefen vermek gibi ibadetleri yaparken sevabını ölü diri, başkasına hediye etmeye niyet edebilir. (Etfal-ül müslimin)

İmam-ı Şafii ve imam-ı Malik hazretleri, (Yalnız beden ile yapılan ibadetlerin sevapları ölüye hediye edilmez) dediler. Fakat sonradan gelen Şafii âlimleri, (Ya Rabbi! Okuduğumdan hasıl olan sevabın mislini ölülere vasıl et!) gibi dua edince, vasıl olacağını bildirdiler.

Görüldüğü gibi, ölü için Kur'an-ı kerim okunur. "Okunan Kur'anın sevabı ölüye gitmez" diyenlerin yanlış söyledikleri açıktır. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Kabristandan geçen kimse 11 ihlas okuyup, sevabını kabirdekilere hediye ederse, ölü adedince sevap verilir.) [İ.Ahlakı]

Bir kimse, farz olsun, nafile olsun, herhangi bir ibadeti yaparken veya yaptıktan sonra, sevabını, ölü diri, herkese hediye edebilir.

Namaz, oruç, hac, umre, sadaka, Kur'an-ı kerim okumak, evliyanın kabrini ziyaret, kurban, zikir gibi ibadetlerin sevapları başkasına hediye edilebilir. Hediye edenin kendi sevabından hiç azalmadan, bütün müminlere de sevabı erişir. Yani sevap, hediye edilenlere, taksim edilmeden, herbirine bütünü kadar erişir.

Her ibadetin sevabı, Resulullah efendimizin mübarek ruhuna da gönderilebilir. İbni Ömer hazretleri, Peygamber efendimiz için umre yapmıştır.

İbn-is Serrac hazretleri de Resulullah efendimiz için onbinden fazla hatim okumuş, mübarek ruhu için kurban kesmişti. (Hidaye)

Tatarhaniyye fetva kitabında, (Sadaka veren kimse, sevabının bütün müminlere verilmesi için niyet ederse, kendi sevabından hiç azalmadan, bütün müminlere de sevabı erişir) buyuruldu. (Redd-ül-muhtar)

Şu halde, her mümin yaptığı ibadetlerin sevaplarını, başta Peygamber efendimiz olmak üzere, ana-babasına ve bütün müminlere hediye etmelidir! Sevabı hepsine de gider. Kendi sevabından da bir şey eksilmez.

İstigfar etmek
Sual: 
(Ölmüşleriniz için istigfar edin!) deniyor. Ölü için nasıl istigfar edilir? İstigfar etmekle istigfar okumak ayrı mıdır?
CEVAP
Evet, ayrıdır. İstigfar okumak, (Estagfirullah) demek veya istigfar duasını okumaktır. İstigfar etmekse, hayır hasenat yaparak, günahların affına sebep olmak demektir. Sevabı ölüler için kurban kesmek, Kur’an okumak, cami ve çeşme gibi hayır hasenat yapmak veya yaptırmak istigfar etmek olur.

Bir kişi, (Ya Resulallah, ölmüş olan ana babamın günahlarının affı için ne yapmalıyım?) dedi. Ona, (Onlar için dua et, Kuran oku ve istigfar et!) buyurdu. (Ey Oğul İlmihali)

Günaha sebep olmak
Sual: 
Bir âyet ve bir hadiste, (Kimse kimsenin günahını çekmez)denirken, başka bir hadiste, (Kötülüğe sebep olan, o kötülüğü işleyenin günahını çeker) deniyor. Bunda bir tenakuz yok mudur?
CEVAP
Hiç bir tenakuz yoktur. Son hadis-i şerifin meali şöyledir:
(Dinimizde bir “Sünnet-i hasene” çıkaran [İyi bir çığır açan] bunun sevabı ile, bununla amel edenlerin sevabına kavuşur, o yolda gidenlerin sevabından da hiçbir şey eksilmez. Kim de, dinimizde bir “Sünnet-i seyyie” çıkarırsa, [Kötü bir çığır açarsa] bunun günahı ile, bu yolda gidenlerin günahı, ona da verilir, o kötü yolda gidenlerin günahından da hiçbir şey eksilmez.) [Müslim]

Bu hadis-i şerifte, iyiliğe vesile olanın sevap kazandığı, kötülüğe vesile olanın günah işlediği bildiriliyor. Günaha sebep olan, kendi günahını çekiyor. Günah işleyenin günahı azalmıyor, onun günahı başkasının sırtına vurulmuyor. Günaha sebep olan da aynı günaha ortak oluyor. Kimse kimsenin günahını çekmiyor, herkes ektiğini biçiyor.

Mürted olarak ölürse
Sual: Bir kimse, bize dua etse, hakkını ve sevablarını bağışlasa, daha sonra da mürted olarak ölse, onun bize bağışladığı sevabları bizden geri alınır mı?
CEVAP
Hayır, geri alınmaz.

Kur’an okuyup bağışlamak
Sual: Okunan Kur’an-ı kerimi kimlere bağışlamak uygun olur?
CEVAP
Başta Peygamber efendimize, diğer peygamberlere, Ehl-i beyte, Eshab-ı kirama, Tâbiine, mezhep imamlarımıza, Silsile-i aliyyeye, meşâyıh-ı izâma ve bütün müminlere hediye etmek iyi olur.

Sevabını hediye etmek
Sual: Okuduğumuz dua ve tesbihlerden hâsıl olan sevab, bir kimseye hediye edildikten sonra, başkasına da hediye edilebilir mi?
CEVAP
Başkasına da hediye edilir, ölü diri, dünyadaki bütün Müslümanlara hediye edilebilir. Tek tek hediye edilebildiği gibi toptan da hediye edilebilir. Hediye ettiklerine, aynı şeyi tekrar hediye edemez. Mesela, 70 bin kelime-i tevhid okudu. Bu hatm-i tehlili, ölen birine hediye etse, daha sonra başkası ölse, ona da hediye edebilir, daha sonra başkaları ölse hepsine teker teker hediye edebilir. Aynı hatm-i tehlili aynı kişilere ikinci defa hediye edemez, çünkü daha önce hediye etmişti.

Bütün sevaplar hediye edilebilir
Sual: Bir kimse, kıldığı namazlardan, tuttuğu oruçlardan, verdiği zekâtlardan, evliya kabirlerini ziyaret etmekten, birine verdiği ödünç paradan, ilim öğrenmekten, mesela ilmihâl okumaktan, Ehl-i sünnet kitaplarını başkalarına ulaştırmaktan kazandığı sevapları, kısacası hayatta kazandığı farz veya nafile bütün sevabları ölü diri herkese bağışlayabilir mi?
CEVAP
Evet, hepsini bağışlayabilir. Kendi sevabından da hiç eksilme olmaz. Ancak bunların duası yapılmak üzere başkasına bildirilmez. Mesela (40 yıldır kıldığım namazların, tuttuğum oruçların, okuduğum ilimlerden hâsıl olan sevapların duasını yapar mısınız?) demek âdet olmamıştır. Yadırganacak şeyler yapmamalı. Sevap bağışlamak ayrı, bunların dualarının yapılması için birine hediye etmek ayrıdır.

Sevab bağışlamak
Sual:
 Ben İmam-ı Rabbani hazretlerinin Mektubat-ı şerifini okuyup bitirince, bir arkadaşa, (Okumakla hâsıl olan sevabı sana bağışladım) dedim. O da, (Kitap okuma sevabını bağışlamak bid’at olur) dedi. Sevab bağışlamak bid’at olur mu?
CEVAP
Her türlü sevabı, ölü diri her müslümana bağışlamanın mahzuru olmaz. Mesela verdiğimiz zekâtın, ettiğimiz cihadın, yaptığımız haccın, tuttuğumuz orucun, kestiğimiz kurbanın, okuduğumuz Kur’an-ı kerimin sevabını yani bunlardan hâsıl olan sevabı, ölü diri bütün müminlere bağışlayabiliriz. Evliya kabrini ziyaret eden, ziyaret sevabını başkasına bağışlayabilir. Selamlaşınca farz sevabı hâsıl olur. Bu farz sevabını da bağışlayabiliriz. İlim öğrenmek için kitap okusak, hâsıl olan sevabı yine herkese bağışlayabiliriz. Birine iftar versek, hâsıl olanı sevabı da bağışlayabiliriz. Sözün özü, bağışlanmayan sevab yoktur.

Sevab hediye etmek
Sual: 
Yaptığımız ibadetlerin sevabını ölmüşlerimize gönderince, haberdar olup çok seviniyorlar. Hayatta olanlara gönderince, haberleri olmadığına göre, bunlara sevab hediye edilmez mi?
CEVAP
Hayatta da olsa, ölmüş de olsa, her mümine, yaptığımız ibadetlerin sevabı hediye edilir. Bizim sevabımızdan hiç eksilmeden, onlara da aynı sevab gider. Kabul olması için haberdar olmaları gerekmez. Yani haberdar olmasa da, o sevab onların amel defterine yazılır.

Mümin, ibadetlerinin sevabını ölü diri herkese hediye edebilir. Kendi sevabından da hiç eksilme olmaz. (Hidaye)

Hatm-i tehlilin, ölü diri, herkese faydası vardır. (Mekatib-i şerife)

Bir hadis-i şerif meali de şöyledir:
(Kendisi için veya başka Müslüman için 70 bin kelime-i tevhid [hatm-i tehlil] okuyanın günahları affolur.) [Makamat-ı Mazheriyye]

Sevabları bağışlamak
Sual:
 S. Ebediyye’de, (Farz veya nâfile bir ibadet yapılırken veya yapıldıktan sonra, mesela, namaz, oruç, sadaka, hatm-i tehlil, Kur’an-ı kerim okumak, zikir, tavaf, hac, umre, evliyanın kabrini ziyaret ve ölüye kefen vermek gibi ibadet ve taatlerin sevabı diri veya ölü başkasına hediye edilebilir) deniyor. Faideli Bilgiler kitabında, Fetava-yi Hindiyye kitabından alınarak, (Yapılan ibadetin sevabını başkasına bağışlamak caizdir. Böylece namaz, oruç, sadaka, hac, Kur’an-ı kerim okumak, zikretmek ve peygamberlerin, şehitlerin, evliyanın, salihlerin kabirlerini ziyaret etmek, ölüye kefen vermek ve bütün hayrat ve hasenat sevabları bağışlanabilir) deniyor. Bu kitaplarda bildirildiği gibi, yapılan ibadet ve iyiliklerin sevabını şöyle söyleyerek bağışlayabilir miyiz?
1- Farz veya nâfile, kırk yıllık kıldığım namazların ve tuttuğum oruçların sevabını bağışladım. Aldığım abdestlerin sevablarını bağışladım. 2- Geçen sene yaptığım umrenin sevabını sana bağışladım. 3- Hindistan’a gidince İmam-ı Rabbânî hazretlerinin kabrini ziyaret etmiştim. Hâsıl olan sevabı sana bağışladım. 4- Komşu ölünce, ona yaptığım kefenden hâsıl olan sevabı sana bağışladım. 5-Yaptırdığım çeşmeden hâsıl olan sevabı sana bağışladım. 6-Mektubat-ı Rabbânî’yi okudum. Ondan hâsıl olan sevabı sana bağışladım. 7- Katıldığım dînî sohbetten hâsıl olan sevabı sana bağışladım.
Bir de, Kur’an-ı kerim okuyunca bağışlandığı gibi, bunları duaları yapılmak üzere başkalarına verebilir miyim?
CEVAP
Yukarıda bildirilen ibadet ve taatlerin hepsini ölü veya diri bir kişiye yahut bütün Müslümanlara bağışlamak caizdir. Ancak bunları, Kur’an-ı kerim gibi duaları yapılmak üzere başkalarına vermek âdet değildir. Dikkat çekici işlerden sakınmalıdır.

Ölü için namaz kılmak
Sual:
 Namaz kılıp, oruç tutuyorum, sevablarını ölmüş ana babama bağışlıyorum. Bir hoca, (Kimse kimsenin yerine namaz kılamaz, oruç tutamaz) hadisini bildirip, (Yaptıkların caiz değildir) dedi. Hocanın dediği doğru mudur?
CEVAP
Doğru değildir. O hadis-i şerif, (Herkes, kendisine emredilen ibadeti kendisinin yapması gerekir. Bir kimse, başkasının veya ana babasının yerine namaz kılar, oruç tutarsa, ana babası namaz ve oruç borcundan kurtulamaz) demektir, fakat kıldığı namazların ve tuttuğu oruçların sevabları ana babasına gider. Kendileri kılmış gibi sevaba kavuşurlar. (Bahr)

Biri (Ya Resulallah, ölmüş ana babam için ne yapabilirim?) diye sorunca, Resulullah efendimiz, “sallallahü aleyhi ve sellem” (Onlar için namaz kıl, oruç tut!) buyurmuştur. (Redd-ül muhtar)

Tutulan orucun, kılınan namazın sevabı ana babaya bağışlanırsa, sevabları onlara ulaşır. Yapılan ibadetlerin sevablarını bütün Müslümanlara bağışlamalı. Kendi sevabından da hiç eksilme olmaz.

Başkasına sevab bağışlamak
Sual:
 Bekara veya Haşr sûresinin sonunu imam okuyunca bizim de okumamız gerekir mi? Necm sûresinde, (İnsana çalışmasından başka bir şey yoktur) dendiği için, bizim de bu ikisini ayrıca okumamız gerekiyormuş. Bize faydası yoksa, imam niye sesli okuyor ki?
CEVAP
Kur'an-ı kerimi okumak sünnet, dinlemek ise farzdır. Sünnet, farzın yanında denizde damla gibidir. Elbette imamın okuduğu Kur'an-ı kerimi dinlemek, böylece farz sevabına kavuşmak gerekir. O âyet-i kerime, (İnsana, ancak dünyada çalışarak yaptığı işler fayda verir) mealindedir. Kur'an-ı kerimi dinlemek de kendi yaptığımız bir iştir. Dinleyerek sevab kazanıyoruz. Dinlemeyene sevabı olmaz. Dinleyenin sevab alması bu âyet-i kerimeye de zıt değildir. Şeyhzade tefsirinde, bu âyet-i kerimenin mânası açıklanırken, (Çalışan kimse, başkasının da sevabdan hissedar olmasına niyet ederse, bu takdirde o da onun amelinin sevabından faydalanır. Çünkü amel eden bu niyetle şer'an başkasına da vekâlet etmiş olur)buyuruluyor. Başkaları işlediği sevabları bize bağışlayabilir. Biz kendimiz yapmasak da bu sevablara kavuşuruz. Makamat-i Mazheriyye’deki hadis-i şerifte, (Bir kimse, başkası için yetmiş bin adet Kelime-i tevhid okursa, o kişinin günahları affolur) buyuruldu. Demek ki, başkaları da bir insanın günahlarının affolması için çalışabilir. Sevablarını ona bağışlamakla kendi sevablarından da bir eksilme olmaz.

Mürtedin sevabları
Sual: 
Kişi, mürted olunca bütün sevabları gidiyor, tekrar Müslüman olsa da sevabları gelmiyor. Bir kimse, bize çok sevab hediye etse, sonra mürted olsa, bizdeki sevablar da silinir mi?
CEVAP
Hayır, onu vermiştir. Verince ondan çıkmıştır. Onunla bir ilgisi kalmamıştır.

Sevab bağışlamak
Sual: Namaz Kitabı’nda, (Namaz, oruç, sadaka gibi nâfile ibadetlerin sevabını başkasına hediye etmek caizdir) deniyor. Buradan farz ibadetlerin sevablarının bağışlanmayacağı mı anlaşılmaktadır?
CEVAP
Evet, öyle anlaşılıyor, ama bu bir kavildir. Farzların sevablarının da bağışlanabileceğini bildiren kavil de vardır. İslam Ahlakı kitabında deniyor ki:
Namaz, oruç, sadaka ve Kur’an-ı kerim okumak, zikretmek, tavaf yapmak, hac, umre yapmak, peygamberlerin, evliyanın kabirlerini ziyaret etmek, mevta kefenlemek gibi farz veya nâfile ibadetlerin ve hayrat ve hasenatın sevabını, başkalarının ruhuna hediye etmek caizdir. İbadeti yapana da ve onların ruhlarına da sevab verilir. Bunun için, kabir başında veya başka yerde Kur’an-ı kerim okuyup, sevabı mevtalara hediye edilmeli ve onlar için hemen dua etmelidir. Çünkü Kur’an-ı kerim okunan yere, rahmet ve bereket iner. Burada edilen dua kabul olur. Kabir yanında okununca, kabre, rahmet, bereket dolar. Hanefî mezhebine göre, bir kimse, nâfile oruç, namaz, sadaka, okumak sevabını ölü veya diri başkasına hediye ederse bunlara da sevabı gider. (Farzların sevabı hediye edilince de gider) diyen âlimler vardır. Sevablar, meyyitlere taksim edilmez. Her birine hepsi verilir. (İslam Ahlakı)

Sual: Bir Müslüman, farz veya nafile olarak yaptığı bütün ibadetlerinin sevabını, diri veya ölmüş olanlara hediye edebilir mi?
Cevap:
 Bir kimse, farz olsun, nafile olsun, herhangi bir ibadeti yaparken veya yaptıktan sonra, mesela namaz, oruç, sadaka, hatm-i tehlil, Kur’ân-ı kerim okumak, zikir, tavaf, hac, ömre, Evliyanın kabrini ziyaret ve meyyite kefen vermek gibi ibadet ve taatların sevabını diri veya ölü başkasına hediye edebilir. Şafii ve Maliki mezheplerinde ise, beden ile yapılanlar hediye edilemez. İmâm-i Sübkî ve sonra gelen Şafii alimleri bunlar da hediye olunur dediler. Ücret ile ibadet yaptırmak veya ibadetin sevabını başkasına satmak batıldır. İbadeti yapmadan pazarlık edilirse, ücret olur. Yaptıktan sonra pazarlık edilirse, ibadeti satmak olur. Bu ibadetleri ücret karşılığı, pazarlık ederek yapmak caiz değildir. Allahü teâlâ için Kur'ân okuyup, verilen hediye kabul edilir.

Sual: Yapılan bütün ibadetlerin, iyiliklerin sevabı, diri veya ölü herkese hediye edilebilir mi?
Cevap:
 Yapılan ibadetin sevabını, ölü veya diri başkasına hediye etmek caizdir. Hac, namaz, oruç, sadaka, Kur’ân-ı kerim, mevlid okumak, zikir ve dua okumanın sevaplarını başkasına hediye etmek, Hanefî mezhebinde caizdir. Mâliki ve Şâfii mezheplerinde, sadaka, zekât ve hac gibi mal ile yapılan ibadetlerin sevabını hediye etmek caiz olup, namaz, oruç ve Kur’ân-ı kerim okumak gibi beden ile yapılanları caiz değildir. Hanefî olan, sevabını hediye eder. Mâliki ve Şâfii ise, meyyitin affı için dua eder.

Sünnet nedir?

Sünnet kelimesi yerine göre, farklı anlamlarda kullanılır: Kitab ve sünnet ifadesindeki sünnet, hadis-i şerifler demektir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Allah’ın kitabına, Peygamberin sünnetine sarılırsanız hiç...

Devamını Okuyun...

Sünnet çeşitleri nelerdir?

Peygamber efendimizin kendiliğinden emrettiği veya yaptığı ibadetlere (Sünnet) denir. Sünnet ikiye ayrılır: Sünnet-i hüda, Sünnet-i zevaid.....Sünnet-i hüda: Buna sünnet-i müekkede de denir. İslam dininin şiarıdır, başka dinlerde...

Devamını Okuyun...

Sünnete uymanın önemi

Bunlara âdetle ilgili sünnet denir. Bunları yapmamak günah olmaz. Hatta mekruh bile değildir. Ancak, âdete bağlı şeylerde de Resulullaha uymak, dünya ve ahirette, insana çok şey kazandırır ve çeşitli saadetlere yol açar...

Devamını Okuyun...

Kur’andan başka delil var mıdır?

Bunu söyleyen kimsede, zerre kadar samimiyet yoktur. Böyle söyleyenler Kur’an-ı kerime kesinlikle inanmıyorlar. Kur’an-ı kerime inansalar, onun bildirdiklerine de inanırlar. Allahü teâlâ, (Yalnız bana tâbi olun...

Devamını Okuyun...

Resulullah'ın hüküm koyma yetkisi ve vahyin mahiyeti

Çok âyet var. Kur’anda, (Yalnız Allah’a itaat edin) denmiyor, Resulüne itaati de şart koşuyor: Allah’a ve Resulüne itaat edin! [Al-i İmran 32]...İhtilaflı bir işin hükmünü Allah’tan [Kur’andan] ve Resulünden [Sünnetten] anlayın! [Nisa 59]...

Devamını Okuyun...

Bid’at nedir, ne değildir?

Bid'at, sonradan çıkarılan şey demektir. Bunlar ya âdette olur veya ibadette olur.
Âdette bid'at, sevap beklenilmeden, dünya menfaati için yapılan şeylerdir...

Devamını Okuyun...

Bid’at ve bid’at ehli olanlar

Resulullah efendimizin ve Onun dört halifesinin zamanlarında dinde olmayan bir inanışı, bir işi, bir sözü ortaya çıkarmak ve böyle bir bozukluğu yaymak ve bundan sevap beklemek yasak edilen bid'at olur...

Devamını Okuyun...

Bid’at ehli ile dostluk kurmak

Bid’at ehliye arkadaşlık yapmak caiz değildir. İmam-ı Rabbanihazretleri buyuruyor ki:
İyi biliniz ki, bid’at ehli ile konuşmak, kâfirle arkadaşlık etmekten, kat kat daha fenadır. Bid’at ehlinden yılandan, canavardan kaçar gibi kaçmak gerekir. (1/260)...

Devamını Okuyun...

Bid’at ehlinin ibadeti

İctihad ictihadla nakzedilmediği gibi, bir âlim başka bir âlimin kitabındaki hadise uydurma demekle o hadis öteki âlime göre de uydurma olmaz. Ayrıca birçok din adamı da sahih olmakla, kabul olmanın ne demek olduğunu bilmiyor...

Devamını Okuyun...

Bid’at ehlini övmek

Biz hiç kimsenin maksadını, niyetini bilemeyiz, kendilerine sormalı. Ancak bid’at ehlini övmek çok tehlikelidir. Bid’at ehli olmayan fâsık bir Müslüman bile övülünce Arş’ın titreyeceği hadis-i şerifle bildiriliyor. Bid’at ise fısktan daha büyük günahtır...

Devamını Okuyun...

Sahih olmakla kabul olmak nedir?

Sahih olan bir ibadet, kabul olmayabilir. Mesela çaldığı ceket ile namaz kılan kimsenin namazı sahihtir, namaz borcundan kurtulur. Fakat sevabı noksan olur. Diğer bütün günahlar da böyledir...

Devamını Okuyun...

Bid’at, sünnet ve farklı ictihad

Farklı ictihad rahmettir. Âlimin biri bir meseleye bid’at öteki caiz, hatta sünnet diyebilir. Fıkıhta böyle sayısız mesele vardır. Yani müctehidlerin farklı ictihadları çoktur...

Devamını Okuyun...

Bid’atler mayın gibidir

Bunlar ibadettir. İbadetleri değiştirmek, hiç yapmamaktan daha büyük günahtır. Çünkü hiç yapmamak belki tembellikten ileri gelebilir...

Devamını Okuyun...

Günümüzde işlenen bid’atler

İbadetlere bir şey ilave etmek bid'attir, büyük günahtır. Dinimiz noksan değildir. Hâşâ Allahü teâlâ veya Peygamber efendimiz dinde bir şeyi eksik bırakmış da, daha iyisini biz mi yapacağız?...

Devamını Okuyun...

Bid’at olmayanlar

Yanlış söyledikleri çeşitli kitaplarda yazılıdır:
Kur'an ve hadiste olmayıp da, icma veya kıyası fukaha ile meydana gelen hükümler bid’at değildir...

Devamını Okuyun...

Değişiklik yok etmek demektir

Sevmemek başka iyi geçinmek başka. Herkes ile iyi geçinmek gerekir. Bid’at ehli, küfre düşmemişse müslümandır. Din kitaplarımızda, kâfirlerin bile kendilerinin değil, itikadlarının pis, kötü, yanlış olduğu bildirilmektedir. Bid’at ehlinin hâli de buna benzer...

Devamını Okuyun...

Dinde reform ne demek?

Reform, ıslah etmek, bozulmuş bir şeyi düzelterek, eski doğru haline getirmek demektir. Hristiyanlık bozulduğu için reform yapıldı. Müslümanlık bozulmadığı için böyle bir hareket bozmak olur...

Devamını Okuyun...

Klasik ve modern kaynaklar

Güncel dini meseleler istişare toplantısı sonuç bildirgesi yayınlandı. Malum basının; tesettür kalkıyor, ezan Türkçe okunacak gibi çıkardığı yaygaraların yalan olduğu meydana çıktı...

Devamını Okuyun...

Âdetler dinde delil olur mu?

Âdetler, Delil-i şer’i olamaz. Din, âdetlere tâbi olamaz. Âdetlerin, modaların İslamiyet’e uygun olması gerekir...

Devamını Okuyun...

Bid’at ehli ile niçin birleşilmiyor?

Bu hadis-i şerifin manası, (Kardeş olmanızı sağlayacak şeyleri yapın) demektir. Buna göre, bid’at sahiplerinin, hak yolda bulunan müslümanlarla kardeş olabilmeleri için, bid’ati terk etmeleri ve sünneti kabul etmeleri gerekir...

Devamını Okuyun...

Hak üzere olan bir taife bulunur

Bir toplum ne kadar bozulursa bozulsun, içinde hak üzere olan bir taife bulunur. Nitekim hadis-i şeriflerde buyuruldu ki...

Devamını Okuyun...

Çeşitli sual ve cevaplar

Biz Şafiiler demekle, herkesi suçlamak yanlış olur. Bazı Şafiiler demeli idi. Çünkü biz hep görüyoruz ki, Şafiilerden kurban kesen, kaza namazı kılan ve takke kullanan çoktur...

Devamını Okuyun...

Kabristanda Kur’an okumak

Evet sünnettir. Muteber eserlerde bilgiler şöyledir:
Kabristanda oturup Kur'an okumak caizdir. (Halebi-yi kebir s. 496)
Ahmed bin Hanbel buyurdu ki: (Kabristana girince, Fatiha, Kul-euzüler ve İhlas surelerini okuyun!...

Devamını Okuyun...

Dinde kolaylık var ne demek?

Kur'an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Allahü teâlâ, dinde size hiçbir zorluk yüklemedi.) [Hac 78]
(Kolaylaştırın) demek, (Size güç gelen ibadetleri yapmayın, onları istediğiniz gibi değiştirin) demek değildir...

Devamını Okuyun...

Kâfirlere benzemek

İbadette kâfire benzemek yasaktır. Mubah âdette ise günah değildir. (Hadika)
Bir hadis-i şerifte, (Evlenmek sünnettir; sünnetime uymayan benden değildir) buyuruluyor...

Devamını Okuyun...

İhtiyatı elden bırakmamalı

(Öldükten sonra dirilmek var) diyenler olduğu gibi, dirilmek yok diyenler de var. Hazret-i Ali, dirilmeye inanmayan bir ateiste...

Devamını Okuyun...

Resulullaha uymak

Resulullah efendimizin bütün yaptıklarını yapmak, yapmadıklarını yapmamak gerekmez. Yani Resulullahı her hususta taklit caiz olmaz...

Devamını Okuyun...

Öncelikli olan işler

Dinimizde zararı yok etmek, fayda sağlamaktan önce gelir. Yanlış yapmamak, doğru yapmaktan önce gelir. Genelde birçok iyi işimiz unutulur, fakat bir kötü işimiz hiç unutulmaz, daima karşımıza çıkarılır...

Devamını Okuyun...

Salâten tüncînâ okumak

Sünnete aykırı olduğu için bid’attir. Tesbihleri 33 iken 34 veya daha iyi olur diye 43 çekilse bid'at olur. Çünkü Peygamber efendimizin yaptığını değiştirmek olur...

Devamını Okuyun...

İki gün eşit olmamalı

Hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki:
(İki günü aynı olan, [her gün ilerlemeyen, yeni bir şey öğrenmeyen] ziyan etti.) [Beyheki]...

Devamını Okuyun...

İman ve nikâh tazelemek

Elbette, gerekir. İman ve nikâh gitmese de, nikâh tazelemenin mahzuru olmaz, aksine iyi olur. İman giderse, zaten her ikisinin de tazelenmesi şart olur...

Devamını Okuyun...

Her çeşit aşırılık zararlıdır

İfrat ve tefritin ikisi de kötüdür. Hak, ortadadır. İfrat ve tefriti anlatan Türkçe bir kelime yok. Tarifle anlaşılır. Aşırılık denebilir. Tefrit de ifratın zıddıdır. İfrat normalden fazla, tefrit de normalden az demektir...

Devamını Okuyun...

Hile-i şeriyye nedir?

Hile-i şeriyye, harama düşmemek için kurtuluş çaresini bulmaktır. Yani Hile-i şeriyye = dine uygun çare demektir. Haramı helal veya helali haram yapmak yahut haksız mal ele geçirmek için hile yapmak caiz olmaz...

Devamını Okuyun...

Emri yapmamak veya değiştirmek

İyi denmez. Sünnete aykırı sakalı, sünnet niyetiyle bırakmak bid’at olur. Bid’at işlemek büyük günahtır. Günaha iyi demek çok tehlikelidir...

Devamını Okuyun...

İşin esası dinin emrine uymaktır

Bir ibadet eksik veya yanlış yapılsa, Allahü teâlânın bir zararı, bir kaybı olmaz, aksine tam doğru yapılsa bir kârı olmaz. Bunun için Allah’ın emrine uyularak yapılan bir ibadet, eksik veya yanlış olsa da...

Devamını Okuyun...

Haramla farz çakışırsa

Hiç biri doğru değildir. Çünkü haramdan kaçmak, farzı yapmaktan önce gelir. Bir hadis-i şerifte, (Çok az bir günahtan kaçınmak, bütün cin ve insanların [nâfile] ibadetleri toplamından daha iyidir) buyuruluyor...

Devamını Okuyun...

Unutulan sünnetler ve farzlar

Sünnet iki türlüdür:
1- Sünnet-i hüda [Müekked sünnetler],
2- Zevaid sünnetler [Âdete bağlı sünnetler]...

Devamını Okuyun...

Cihazla ibadet etmek

Öğrenmek niyetiyle TV’den Kur'an-ı kerim dinlemek caizdir. Teypten dinlemek de caizdir. Okunan Kur'an-ı kerimi kasete alıp, mezara gidince, teybi açarak kaseti dinlemekle bizzat Kur'an-ı kerim okunmuş olmaz...

Devamını Okuyun...

Harac ve zaruret nedir?

İnsanın elinde olmayarak hasıl olan sebebe (Zaruret) denir.
Bir farzın yapılmasına mani veya haram işlemeye sebep olanı önlemenin meşakkatli, güç olmasına da (Harac) denir...

Devamını Okuyun...

Onların dinine uymadıkça

Bazı kimseler, globalleşme adına, tevhid adına, kitap ehli ve bid’at ehli hakkında ya hiç yazı yazmamalı veya gayet light yazmalı, kâfire açıkça kâfir, fahişeye açıkça fahişe denmemeli diyorlar...

Devamını Okuyun...

Yılbaşı kutlamak ve Noel

Yılbaşı ile Noel birbirinden farklıdır; fakat Noel kutlamalarının devamı sayılabileceğinden yılbaşı gecesi onlar gibi eğlenmek, çam kesip evi çamla süslemek caiz olmaz...

Devamını Okuyun...

Bid’at ehlini kötülemek gıybet olmaz

Bid'at ehlini kötülemek gıybet olmaz. Gıybet, bir kimsenin gizli bir kusurunu, arkasından söylemektir...

Devamını Okuyun...

Özel günleri kutlamak

Avrupa’dan gelen “Anneler - Babalar günü” âdettir. Yani, âdette bid’attir. Âdette bid’at olduğu ve zararlı olmadığı, çirkin ve dine aykırı yönü bulunmadığı için, anneler babalar günü tertip etmekte ve hediye vermekte mahzur yoktur...

Devamını Okuyun...

Çarşaf, sarık giymek, sakal bırakmak

Sünnetler, âdetlerle ilgili olup olmama bakımından ikiye ayrılır:
Sünnet-i hüdâ, ezan ve ikamet okumak gibi, İslam dininin şiarıdır. Başka dinlerde yoktur...

Devamını Okuyun...

Sünnet, fitne ve müdara

Sünnete değil, yerine göre farza uymak bile fitne olur. Aşağıda bu hususlar vesikalarıyla açıklanmıştır. Sünnet ikiye ayrılır:
1- Sünnet-i hüda: İslam dininin şiarıdır, başka dinlerde yoktur. (Redd-ül-muhtar)...

Devamını Okuyun...

Seravil, şalvar değildir

Araplar şalvar giymediği gibi, Peygamber efendimiz de giymemiştir. Bazı kimselerin iddiası, seravil kelimesini yanlış olarak şalvar diye tercüme etmekten ileri geliyor...

Devamını Okuyun...

Sünnetin üç manası

Yanlış değildir. Bunları maddeler halinde açıklayalım:
1- Kitab ve Sünnet denince, kitaptan kasıt Kur’an-ı kerimdirSünnet de hadis-i şeriflerdir. Hadis-i şeriflerin içinde, farzlar da vardır, haramlar da vardır...

Devamını Okuyun...

Sünnet ve mekruh denilen iş

Fetva buna göredir diye, tercih edilen kavil bildirilmemişse, mekruh diyen âlime uyularak, o iş yapılmaz. Mesela abdestte yüzü yıkayacağı zaman, kalble niyet etmek sünnettir...

Devamını Okuyun...

Telkin vermek sünnettir

Telkin sünnettir. Sünnete bid'at demek, helale haram demek küfrü gerektirir. Muhaddislerden imam-ı Deylemi ve imam-ı İbni Asakir’in bildirdiği hadis-i şerif şöyle...

Devamını Okuyun...

Alkışlamak bid’at değildir

O hoca, bid’atin ne olduğunu bilmiyor. Bid’at, sonra çıkan şey demekse de, sonradan çıkan şey, ibadette değil de, âdette ise mahzuru olmaz. Telefonla konuşmak, mail yazmak, âdette bid’attir...

Devamını Okuyun...

Ölü için devir ve iskat

Gelenek diye her gün İslam’ın bir hükmünü kaldırmaya çalışıyorlar. İskata bid’at diyen sapıklar vardır. Halbuki iskat, Kitap ve Sünnet ile, kıyas-ı fukaha ile sabittir...

Devamını Okuyun...

Bid'at-i hasene nedir?

(Faydalı bid’at) tâbiri çok yanlıştır. Hâşâ, o zaman (Allahü teâlâ, dinimizi eksik göndermiş ve Allah'ın eksik bıraktığı bazı hükümleri insanlar, faydalı şeyler ekleyerek tamamlamış olur) anlamı çıkar ki, çok yanlıştır...

Devamını Okuyun...

Sevab bağışlamak

Evet bağışlayabilir. İbadetler üç kısımdır:
1- Zekât, sadaka ve kefaretler gibi, yalnız malla yapılan ibadetlerin sevabını ölü diri herkese bağışlamak caizdir...

Devamını Okuyun...