Seyyidinâ ve Mevlânâ

Aşırı sevmek ne demektir

Sual: Selefî biri, (Kurucumuz Muhammed bin Abdülvehhab, Peygambere hitaben yazılan, seyyidinâ, mevlâna gibi kelimeler bulunduğu için, Delail-i hayrat kitabını yaktırmıştır. Seyyidinâ [Efendimiz] ve Mevlâna [Mevlâmız] Allah'tır. İnsanlara Seyyid ve Mevlâ demek şirktir. Çünkü Peygamber efendimiz, “Sen bizim seyyidimizsin, efendimizsin” diyene, “Seyyid, efendi, Allah'tır!”buyurdu) diyor. Asırlardır bütün âlimler, (Ali Efendi, Veli Efendi) diye bu kelimeleri insanlar için kullanmıştır. Ne mahzuru var ki?
CEVAP
Bunlar, kurucularına körü körüne bağlı oldukları için, onun sözüne uyarak, (Resulullah’a efendi denmez) diyorlar. Hâlbuki bunun hiç mahzuru olmaz. Bazı kelimelerin birkaç mânâsı olur. Cümledeki yerlerine göre mânâları değişir. (Seyyid, efendi, Allah’tır)ifadesindeki seyyid, efendi kelimeleri ilah mânâsındadır.

Mevlâ kelimesinin, sahip, ilah, efendi, şanlı, terbiye eden, yardımcı, dost, sevilen, azat olan köle gibi mânâları vardır. Bu kelime Kur’an-ı kerimde de, farklı mânâlarda kullanılmıştır. Birkaç âyet-i kerime meali şöyledir:
(Sen bizim mevlâmızsın, kâfirlere karşı bize yardım et!) [Bekara 286]

(Allah sizin mevlânızdır. O ne güzel mevlâ 
[sahip] O, ne güzel yardımcıdır.) [Hac 78]

(İyi bilin ki, Allah sizin mevlânızdır, [sahibiniz, yardımcınızdır.][Enfal 40]

(Hak dinden çıkan kimse, kendisine zararı faydasından daha yakın olana yalvarır. Yalvardığı şey ne kötü mevlâ [yardımcı], ne kötü yoldaştır!) [Hac 13]

(O gün mevlânın mevlâya [dostun dosta] hiçbir faydası olmaz. Onlara yardım da edilmez.) [Duhan 41]

(Allah, inananların mevlâsıdır [sahibidir], kâfirlerin ise mevlâsı [sahibi, yardımcısı] yoktur.) [Muhammed 11]

Bir hadis-i şerif:
(Ben kimin mevlâsı [dostu] isem, Ali de, onun mevlâsıdır!) [Nesaî]

Konuyla ilgili birkaç cümle kuralım:
(Mevlâ’mızın rahmeti boldur) cümlesinde mevlâ, ilah mânâsındadır.

(Mevlâna Halid-i Bağdadî, Mevlâna Celaleddin-i Rumî, Mevlâna Abdurrahman Cami kıymetli zatlardır) cümlesindeki mevlâ kelimesi, efendi, şerefli, sevilen kimse demektir. Mevlâna, efendimiz demektir.

(Hazret-i Bilal, Hazret-i Ebu Bekir’in mevlâsı idi) cümlesinde mevlâ, burada azat edilmiş köle demektir.

Seyyid de, mevlâ kelimesi gibi efendi mânâsına gelir. Büyük zat anlamı da vardır. Peygamber efendimize ve onun soyundan gelenlere de seyyid denir. Seyyid kelimesi Kur’an-ı kerimde mevlâ kelimesi gibi farklı mânâlarda geçmektedir. İki âyet-i kerime meali şöyledir:

([Zekeriyya aleyhisselam] mihrabda namaz kılarken melekler ona, “Allah sana Yahya adlı çocuğu müjdeliyor. O, Allah'tan gelen bir kelimeyi [İsa peygamberi] tasdik edecek, kavminin seyyidi [büyüğü, efendisi] olacak, nefsine hâkim ve salihlerden bir nebi olacaktır” dediler.) [Al-i İmran 39]

([Yusuf aleyhisselamla kadın] Kapıya doğru koştular. Kadın gömleğini arkadan çekip yırttı. Kapının yanında kadının seyyidiyle [efendisiyle, kocasıyla] karşılaştılar.) [Yusuf 25]

Eshab-ı kiramın ileri gelenlerine de seyyid denirdi. Aşağıdaki hadis-i şerifler Buharî’den alınmıştır:

Sa'd bin Muaz gelince Resulullah, oradakilere (Seyyidiniz için ayağa kalkınız!) buyurdu.

Hazret-i Ömer, Hazret-i Ebu Bekir’e, (Biz sana bi'at ediyoruz. Çünkü sen bizim seyyidimiz, hayırlımız ve Resulullah’a en sevgili olanımızsın) dedi.

Hazret-i Ömer, (Seyyidimiz Ebu Bekir, seyyidimiz Bilal-i Habeşî’yi, azat ederek hürriyetine kavuşturdu) derdi.

Nimet-i İslam kitabında da şöyle deniyor: Aleyhissalatü vesselam efendimiz, Teheccüd namazını 12 rekât kıldıkları da, seyyidinâ İbni Abbas rivayetiyle, sahih-i Buharî’de mezkûrdur. Zemzem suyunu içerken, (Allah’ım senden faydalı ilim, bol rızık ve her türlü hastalıktan şifa dilerim) diye edilen dua, seyyidinâ İbni Abbas hazretlerinin duasıdır.

(Peygamberler ve resuller, Cennetin seyyidleridir.) [E. Nuaym]

(Ebu Bekir Sıddık ve Ömer bin Hattab, nebiler ve resuller hariç, Cennetin seyyidleridir.) [Tirmizî]

(Hasan ile Hüseyin, Cennet gençlerinin seyyidleridir. Babaları onlardan daha kıymetlidir.) [Müslim]

(Hamza, Kıyamette şehitlerin seyyididir.) [Şirazî]

(İnsanların seyyidi Âdem aleyhisselam, Arab’ın seyyidi Muhammed aleyhisselam, Rum’un Seyyidi Süheyb, Acem’in seyyidi Selman, Habeş’in seyyidi ise Bilâl’dir.) [Deylemî]

(Cennet hanımlarının seyyidleri Meryem, Fâtıma, Hatice ve Asiye’dir.) [Taberanî]

(Kaçan kölenin seyyidine [efendisine] dönünceye kadar namazı kabul olmaz.) [Müslim]

(Bir münâfığa “seyyidim” diyen [saygı ile, efendim diyen], Rabbini gazaba getirmiş olur.) [Nesaî]

(Seferde bir kavmin seyyidi [efendisi], onlara hizmet edendir. Şehitlik hariç, hizmet etme sevabına hiçbir şey ulaşamaz.)[Hâkim]

(Seyyidinden [efendisinden] başkasını seyyid [efendi] edinen köleye lânet olsun!.) [İ. Ahmed]

(Köle de, seyyidine [efendisine] “Rabbim” demesin, “Seyyidim [efendim]” desin. Çünkü siz kul, Rab ise Allahü teâlâdır.) [Ebu Davud]

(Ayların seyyidi Ramazan ayıdır.) [Beyhekî]

(Günlerin efendisi cuma’dır.) 
[Deylemî]

Seyyid, seyyidinâ ifadeleri kıymetli, sevilen insanlar için kullanılırken, en kıymetli insan Resulullah için kullanılmaz mı? Bu konuda birkaç hadis-i şerif:
(Ben âlemlerin seyyidiyim [efendisiyim].) [Beyhekî]

(Ben bütün insanların seyyidiyim [efendisiyim].) [Buharî, Tirmizî, İbni Mace, İ. Ahmed, Darimî]

(Ben bütün peygamberlerin seyyidiyim [efendisiyim].) [Darimî, İ. Neccar]

(Kıyamette insanların seyyidiyim [efendisiyim].) [Buharî, Müslim, Tirmizî]

Bu hadis-i şeriflerdeki seyyid ifadeleri efendi mânâsındadır. (Seyyidinâ Resulullah) demek Resulullah efendimiz, Peygamber efendimiz demektir. Salevat getirirken de Peygambere diye değil de, Peygamber efendimize salat-ü selam olsun denir. Yani, (Allahümme salli âlâ seyyidinâ Muhammed ve âlâ Âli seyyidinâ Muhammed) denir. Peygamber efendimize, efendimiz yani seyyidinâ denmesine hücum etmek, açıkça Resulullah efendimize düşmanlıktır.

Öldüren yalnız Allahü teâlâdır. Bir âyet-i kerime meali:
(İnsanı, Allahü teâlâ öldürüyor.) [Zümer 42]

Öldüren Allahü teâlâ olduğu hâlde mecaz olarak, (Ali, Veli’yi öldürdü) demenin veya (Azrail aleyhisselam, Ali’nin canını aldı) demenin hiç mahzuru olmaz.

Vehhabiler, (Allah'tan başkasına rab demek şirktir) de diyorlar. Hâlbuki rab kelimesinin birçok mânâsı vardır. Yusuf aleyhisselam, padişaha rab demiştir. Bir âyet-i kerime meali:
(Rabbinin [hükümdarının, efendinin] yanında beni an!) [Yusuf 42]

Demek ki rab kelimesi sadece ilah anlamında değildir. Hükümdar, terbiye eden gibi mânâlara da gelir. Bunun için terbiye eden, yetiştiren, ders veren erkeğe mürebbi, kadına da mürebbiye denir.

Vehhabiler, Allah’tan başkasının kulu diyene, mesela Abdünnebî yani peygamberin kulu diyen Müslümanlara müşrik diyorlar. Hâlbuki Ali’nin de, Nebi’nin de kulu olur. Bazı kelimelerin birkaç mânâsı olur. Cümledeki yerine göre mânâsı değişir. Kul kelimesi, mahlûk, insan, köle, bende, emir altında bulunan, tâbi, mensup gibi mânâlara gelir.

Abd, kul, köle demektir. Abdünnebi, (Nebi’nin kölesi) demektir. Nebi ismindeki birinin kölesine, Nebinin kölesi denmez mi? Kur'an-ı kerimde, Allahü teâlâ, insanlara hitap ederken, köleler için, (İbadiküm = kullarınız) tâbirini kullanıyor. Demek ki, insanların da kulları yani köleleri olur. Nur sûresinin 32. âyetinde mealen, (Kullarınızdan salih olanları evlendirin!) buyuruldu. Bunların Kur’an-ı kerimden haberleri yoktur.

Sualdeki ifadede kendisi de Peygamber efendimiz diyor. Bir mezhepsiz de, (Peygamber efendimize, efendi demek şirktir) diyor. Kendi de, efendi diyor, ama bunun farkında mı acaba? Bir kelimenin birkaç mânâsının olabileceğini düşünemedikleri için ellerindeki şirk damgasıyla önüne gelenleri damgalamaya tevhid diyorlar. Halbuki bir Müslümana kâfir diyenin kendisi kâfir olur.

Kabir ziyareti nasıl olur

Ölümü hatırlamak, ölüden ibret almak ve ahireti düşünmek için kabir ziyaret etmek sünnettir. Kendisinin de aynı hallere düşeceğini hatırına getirir...

Devamını oku...

Türbeden şifa beklemek

Şifayı veren Allahü teâlâdır. Türbeden şifa beklenmez; ancak orada yatan evliya vasıtasıyla dua etmek ve onlardan yardım istemek gerektiğini Peygamber efendimiz bildirdi...

Devamını oku...

Ölü ziyareti

Öyle kimselerin sözlerinin hiç kıymeti yoktur. Nakli esas almayanların sözleri geçersizdir. Kabir ziyaretini caiz görmemek, Ehl-i sünnet itikadına aykırıdır...

Devamını oku...

Türbe yapmak caizdir

Vehhabiler diyor ki:
(Mezarlar üzerine türbe yapmak ve türbelerde namaz kılmak ve orada hizmet ve ibadet edenlere kandil yakmak ve ölülerin ruhlarına sadaka adamak, caiz değildir...

Devamını oku...

Mucizeyi kerameti yaratan Allah’tır

Mucizeyi de kerameti de yaratan Allahü teâlâdır. Bunu inkâr eden kâfir olur.
Mucize, peygamber olduğunu söyleyen kimsenin, doğru söylediğini bildiren şeydir...

Devamını oku...

Vehhabilerin dini, kitabı başka mı?

Vehhabiliği İngilizler kurdurmuştur. Dolayısıyla bunlar dinimizi İngilizlerden öğrendikleri için böyle yanlış veya maksatlı konuşmalarının sebebini iyi anlamak lazım. Şimdi bu hususu kısaca açıklayalım...

Devamını oku...

Mirac mucizesi

Mutezile fırkası, vehhabiler ve bazı bid’at ehli, Peygamber efendimizin bir anda, Cenneti, Cehennemi ve daha birçok yerleri gezip gelmesine akıl erdirememiş, inkâr etmiştir...

Devamını oku...

Kur’an-ı kerim efsane değildir

Mutezile fırkası, vehhabiler ve bazı bid’at ehli, Peygamber efendimizin bir anda, Cenneti, Cehennemi ve daha birçok yerleri gezip gelmesine akıl erdirememiş, inkâr etmiştir...

Devamını oku...

Hazret-i Nuh’un gemisi

Misyoner, Allahü teâlânın kudretine ve mucizeye, keramete inanmadığı için böyle saçmalıyor. Binlerce yıl önce ölmüş insanları Allahü teâlâ diriltmeyecek mi? Kemikleri diriltip insan yapan Allahü teâlâ, insanları 300 veya beş yüz sene uyutamaz mı? Allah’ın kudretinden şüphe edilir mi hiç?...

Devamını oku...

Şeytanın tasarrufuna inanıyorlar da

İnsanların üstünlerinin, yani Peygamberlerin, meleklerin üstünlerinden daha yüksek olduklarını, bu vehhabi kitabı da yazmakta, meleklerin tasarruf ve tesirlerine inanmakta, fakat Allahü teâlânın...

Devamını oku...

Veli, keramet, mürşid ne demektir

İkinci binin müceddidi imam-ı Rabbani hazretlerinin Mektubat kitabının çeşitli mektuplarından alarak aşağıda bildirelim...

Devamını oku...

Vesile arayın

Etkisi kesin olan sebeplere yapışmak farzdır. Mesela, Allahü teâlânın rızasına, sevgisine kavuşmak için, dine uymak ve dua etmek emrolundu. Diğer sebepler ve tesirleri açıkça bildirilmediği için, bunlara uymak sünnet oldu...

Devamını oku...

Allahü teâlânın bu ümmete ikramı

Kerameti inkâr etmek, İslamiyet’ten haberi olmamayı ve çok cahil olmayı açıkça göstermektedir. Eshab-ı kiram hiç keramet göstermedi demek de, alçakça ve çok çirkin bir yalandır...

Devamını oku...

İsrailiyatçıların hezeyanı

Vehhabiler ve bazı mezhepsizler, evliyanın kerametine inanmadıkları için, bu menkıbeleri hangi âlim bildirirse bildirsin inanmıyorlar...

Devamını oku...

Mucize-Keramet-Firaset-İstidraç-Sihir

Harika, enbiyadan meydana gelirse mucize, evliyadan hasıl olursa keramet, müminlerde olursa firaset, fâsıklarda görülürse istidraç, kâfirlerde olana da sihir denir. Birer örnek verelim...

Devamını oku...

Firavun’un çürümeyen cesedi

Mucizeye, keramete inanmayan kimseler çoğalıyor. 19’culardan biri, (Mısırlılar, özel mumyacılık bilgisiyle Firavunların cesedini mumyalayarak korumuşlardır...

Devamını oku...

Evliya olmayan keramet göremez mi?

Evet yanlıştır.
Evliyanın kerameti, nice kimselerin gafletten uyanmasına, hidayete kavuşmasına vesile olmuştur...

Devamını oku...

Keramet sahibi olmak

Önce şunu bilmek gerekir. Sâlih kullarına, keramet, firaset ihsan eden, her şeyi bilen ve her şeyin en iyisini yapan Allahü teâlânın, hâşâ, yanlış bir şey yapabileceğini düşünmek çok tehlikelidir...

Devamını oku...

Bir zındıklık sitesi

Tarikat da, mezhep de yol demektir. Yolun doğrusu da, eğrisi de olur. Mezhepsizlik de, bir yoldur. O zaman şirk olmayan yol yok demektir...

Devamını oku...

Sebeplere yapışmak dinimizin emridir

Her şeyi yaratan, yapan yalnız Allahü teâlâdır. Bir şeyi yaratmak için, başka bir mahlukunu vasıta ve sebep yapması, Allahü teâlânın âdetidir...

Devamını oku...

Sebepler yaratıcı değildir

İmam-ı Muhammed Masum hazretleri buyuruyor ki:
Allahü teâlâ, kendi kudretini sebepler altında gizledi. Kudret sahibi yalnız kendisi olduğunu bildirdiği gibi, sebeplere yapışmayı emir buyurdu...

Devamını oku...

Hazret-i Süleyman hâşâ bilmiyor muydu?

Caiz olduğunu gösteren çeşitli âyet-i kerimeler vardır. Bunlardan biri Neml suresindeki 38. âyet-i kerimedir. Bu âyet-i kerime, Süleyman aleyhisselamın mealen, (Ey cemaatim! Onu kürsisi ile hanginiz getirirsiniz?)...

Devamını oku...

Resulullahın hakkı için

Allahü teâlâ, bazı kullarına, kendinde hak ihsan ettiğini Kur'an-ı kerimde bildirdi. (Müminlere yardım etmek, üzerimize hak oldu) buyurdu. (Rum 47) [Hadika]...

Devamını oku...

Yalnız Senden yardım isteriz

Hayır, şirk olmaz. İnsana yardım etme kuvvetini veren Allahü teâlâdır. Asıl, (Enbiya ve evliya yardım edemez) diyerek Allahü teâlânın kudretinden şüphe eden müşrik olur....

Devamını oku...

Allah’tan başkasına dua

Bu âyet-i kerimede yasak edilen dua, ilim dilinde kullanılan dua demektir. Yani tapınarak yapılan duadır. Bu dua, ancak Allahü teâlâya olur...

Devamını oku...

Sevene atılan kement

(Ölüler yardım etmez) sözü Vehhabi inanışıdır. Enbiya ve evliya ölü değildir. Hatta Allah yolunda ölen müminler bile ölü değildir. Bir âyet-i kerime meali:
(Allah yolunda öldürülenleri ölü sanmayın, onlar Rablerinin yanında diridir, rızklandırılır.) [Al-i İmran 169]...

Devamını oku...

Hürmetine diye dua etmek

Hepsi de caizdir. Bir hadis-i şerif meali şöyledir:
(Sözlerine kulak asılmayan nice kimseler görürsünüz ki, bunlar, bir şey için yemin etseler, Allahü teâlâ bu sevgili kullarının hatırı için, o şeyi hemen yaratır.) [Müslim]...

Devamını oku...

Aracı kullanmak

Hiçbir İslam âlimi, o şekilde dua etmenin şirk olduğunu bildirmemiş; aksine, caiz, hatta daha iyi olduğunu bildirmişlerdir. Abdülaziz-i Dehlevi hazretleri Fatiha suresinin tefsirinde buyuruyor ki...

Devamını oku...

Kabirden yardım istemek

Vefat eden evliya zat, yaşayandan daha çok feyz verir, daha çok yardım eder. Şehitler ölü olmadığı gibi, peygamberler ve evliya zatlar da ölü değildir...

Devamını oku...

Eşyalarla bereketlenmek

Çok yanlıştır. Bunlara saygı duymak lazımdır. Bir âyet-i kerime meali:
(Allah’ın şeâirini tazim etmek, kalblerin takvasındandır.) [Hac 32]...

Devamını oku...

Allah’tan başkasından yardım istemek

Hepsi caizdir. Caiz olmayan tek şey, Allah’tan başkasını yaratıcı bilmek, Allahü teala dilemeden onun kendiliğinden fayda ve zarar verebileceğine inanmaktır...

Devamını oku...

Cenazeyi türbeye götürmek

Hayır, cenazelerin öyle büyük bir zatın kabr-i şerifinin yanına götürülerek bereketlenmesi büyük nimettir. Din büyüklerimiz, (Cenazeyi orada durdurup dua etmeli, bereketlenmeli ve buna mani olmamalı) buyuruyorlar...

Devamını oku...

Muska ve nazar boncuğu

Allahü teâlânın kudretinden şüphe ettikleri için şirk diyorlar. Yemeğe doyurma, ilaca şifa kuvvetini verdiği gibi, âyet okuyana şifa vermez mi? Diriye yardım ettiren Allahü teâlâ, ölüye yardım ettiremez mi?...

Devamını oku...

Vehhabilik son din mi ki

Burada da, Ehl-i sünnet olan müslümanlara iftira etmektedirler. Münafıklar için, kâfirler için, puta tapanlar yani müşrikler için gelmiş âyet-i kerimeleri güya delil göstererek kendileri gibi inanmayan müslümanlara müşrik, kâfir demektedirler...

Devamını oku...

Parçalanıp bölünmenin zararı

Hadis-i şerifte buyuruldu ki: 
(Ümmetim 73 fırkaya ayrılacak, bunlardan yalnız biri Cennete girecektir. Bunlar, benim ve Eshabımın yolunda olanlardır.) [İbni Mace]...

Devamını oku...

Mezhebin lüzumu

Bir müctehidin ictihad ederek elde ettiği bilgilerin hepsine, o müctehidin mezhebi denir. Eshab-ı kiramın hepsi derin âlim, birer müctehid idiler...

Devamını oku...

Aynı yere giden dört yol

Bid’at fırkalarını, Ehl-i sünnetin dört doğru mezhebi ile karıştırmamalıdır. Dört mezhep, birbirlerinin doğru yolda olduğunu söyler ve birbirini severler...

Devamını oku...

Allah’tan başkası için hayvan kesmek

Vehhabi Feth-ül mecid kitabında diyor ki:
(Allah’tan başkası için hayvan kesmek haramdır. Keserken, bu ümmetin münafıklarının yıldızlara yaklaşmak için yaptıkları gibi, Besmele ile kesse bile, mürted olurlar...

Devamını oku...

Vehhabiler Hristiyan gibi inanıyor

Hazret-i İsa’nın, göğe çıkıp, Allah’ın sağına oturduğu ve Allahü teâlânın gökte olduğu inancı Hristiyanlığa sonradan sokulmuştur...

Devamını oku...

Yanlış düşünenlere cevaplar

İbni Kayyım, İbni Teymiye’nin talebesidir. Onun açıklaması ölçü olamaz. Çünkü hocasının mücessimeden olduğunu Ehl-i sünnet âlimleri bildiriyor. Dört mezhep imamı ne demiş? İmam-ı Gazali ve İmam-ı Rabbani ne demiş?...

Devamını oku...

İbni Teymiyeci âyetleri değiştiriyor

Vehhabi meali bile şöyle diyor: (Allah, gökten yere kadar her işi yönetir.) [Secde 5] İbni Teymiyeci, gökten yere kadar olanları idare etmeyi, gökten idare diye değiştiriyor...

Devamını oku...

Onun eşi benzeri olmaz

Feraid-ül fevaid kitabında diyor ki: 
Allahü teâlânın zâti sıfatları altıdır: 
1-
 Vücud: Ezelden ebede kadar vardır....

Devamını oku...

Müteşabih nasların keyfiyeti bilinmez

Müteşabih olan âyetlerden üçünün meali şöyledir: 
(Kıyamet günü bütün yeryüzü Allah’ın kabzasındadır [avcundadır]. Gökler Onun sağ eliyle dürülmüş olacaktır. O, müşriklerin şirkinden yüce ve münezzehtir.) [Zümer 67]...

Devamını oku...

Allah mekandan münezzehtir

Bizi yere geçirecek, taş yağmuruna tutabilecek olan elbette Allahü teâlâdır. Ancak burada gökteki ifadesinden oradakinin Allah olduğunu söylemek yanlış olur...

Devamını oku...

Müteşabih âyetleri tevil etmek

Gencin Allah’ta değişiklik olmaz demesi doğrudur. Ama bu onun oturma görüşünün yanlış olduğunu gösterir. Hâşâ Allah Arşta oturuyorsa, onda değişiklik olmayacağına göre hep orada oturuyor demektir...

Devamını oku...

Arş da sonradan yaratıldı

Hristiyan taraftarı görünen Yahudiler, Hazret-i İsa’nın, göğe çıkıp, Allah’ın sağına oturduğu ve Allahü teâlânın gökte olduğu inancını Hristiyanlığa sokmuşlardır...

Devamını oku...

Kur’anda yedi şey bildirilir

Abdülaziz bin Baz tarafından yazılan "Akidet-üs-sahiha" adlı kitap "Doğru İnanç" ismi verilerek Türkçeye tercüme edilerek her yere dağıtılmaktadır...

Devamını oku...

Tanrı Baba demek

Allahü teâlâ mekandan münezzehtir. Onun için (Allah her yerdedir) demek caiz olmaz. (Allahü teâlâ her yerde hazır ve nazırdır) ifadesi mecazdır...

Devamını oku...

Allahın eli ne demektir?

Asla göstermez. Çünkü Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Onun benzeri hiçbir şey yoktur, O hiçbir şeye benzemez.) [Şura 11]...

Devamını oku...

Vehhabilerin tevil ettiği âyetler

Tevil edilmez, görünüşe göre mana verilir demeleri, vehhabilerin sapık görüşlerindendir. Tevil etmek zorunda kaldıkları âyet-i kerimelere birkaç örnek verelim...

Devamını oku...

Hacılara dağıtılan kitaplar

Allah gökte veya Arş’ta demek insana benzetmek olur. Halbuki Kur’an-ı kerimde mealen, (O hiçbir şeye benzemez) buyuruluyor. (Şura 11)...

Devamını oku...

Mübarek geceler bid’at mi?

Cuma, bayram ve kandil günleri ve geceleri, Müslümanların mübarek gün ve geceleridir. Bu mübarek gün ve gecelere kıymet veren Allahü teâlâdır. Peygamberler de insandır...

Devamını oku...

Her şeyden önce doğru itikad

Din kitaplarında bildiriliyor ki:
1- İmam-ı a’zam ve imam-ı Şafii, Ehl-i kıble olana kâfir denilmez buyurdu. Bu söz, Ehl-i kıble olan, günah işlemekle kâfir olmaz demektir...

Devamını oku...

Vehhabinin Şirk kitabı

S. Ebediyye'de deniyor ki:
(Şah Veliyullah-ı Dehlevi'nin dördüncü oğlu Şah Abdülgani gençken vefat etti. Bunun oğlu Şah İsmail 1781'de Delhi’de doğdu...

Devamını oku...

Vehhabilerin bozuk yönleri

Aşağıdaki yazılarda önce vehhabilerin görüşleri yazılmış, sonra bunlara cevap verilmiştir.
1- Allah yarattıklarına benzemez...

Devamını oku...

“Tuhfet-ül ihvan” vehhabi kitabı

Kitabın tamamı dine aykırıdır.
Birincisi, âyet ve hadislere indî yorumlar yapmıştır. Muteber hiçbir İslam âliminden nakil yapmamıştır. Mezhepler üstü, yani mezhepsizce yazmıştır...

Devamını oku...

Yerli Vehhabiler

Âyet-i kerimelerin bir kısmı diğerlerini açıklar. Kur’an-ı kerimde mecaz vardır. Mesela, (Köye sor!) demek (Köylüye sor, köy halkına sor) demektir. (Ali, Veli’yi öldürdü) demek şirk olmaz...

Devamını oku...

Abdünnebi demek

Onların elinde her zaman bir şirk damgası vardır, önlerine gelene rastgele bu damgayı basarlar. Bir Müslümana kâfir demek çok yanlış ve tehlikelidir...

Devamını oku...

Ölülere yardım

Öyle diyen, dört mezhepten birinde değildir. O sözün hiç kıymeti yoktur. Muteber din kitaplarının hepsinde, (Ölü için yapılan hayır hasenatın, okunan Kur’anın, salevatların, tesbihlerin sevabları, edilen dualar ölüye ulaşır) deniyor...

Devamını oku...

Evliya zatlara saldırmak

Onların bu sıkıntıları, Allahü teâlâyı tanıyamayıp Onu, Hristiyanlar gibi, mücesseme fırkası gibi, bir cisim olarak kabul etmelerinden kaynaklanıyor...

Devamını oku...