►Önemli Konular Hakkında-4 / Hadis

Önemli Konulara Dair Hadis-i Şerifler-4

Riyâzus Sâlihîn / İmâm Nevevî 
BÖLÜM: -194-

Önemli Konulara Dair Hadis-i Şerifler-4...

 

1849. İbni Mes’ûd radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûl–i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Kıyamet gününde insanlar arasında ilk görülecek hesap, kan dâvalarıdır. ” 

Buhârî, Diyât 1, Rikak 48; Müslim, Kasâme 28. Ayrıca bk. Tirmizî, Diyât 8; Nesâî, Tahrîmü’d–dem 2; İbni Mâce, Diyât 1 



1850. Âişe radıyallahu anhâ’dan rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Melekler nûrdan, cinler kızıl ateşten, Âdem de size bildirilen şeyden (topraktan) yaratılmıştır. ” 

Müslim, Zühd 60. Ayrıca bk. Ahmed İbni Hanbel, Müsned, VI, 153, 168 



1851. Âişe radıyallahu anhâ şöyle dedi: Nebiyy–i Muhterem sallallahu aleyhi ve sellem’in ahlâkı Kur’an idi. 

Müslim, Müsâfirîn 139. Ayrıca bk. Nesâî, Kıyâmü’l–leyl 2 



1852. Âişe radıyallahu anhâ şöyle dedi: Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Kim Allah’a kavuşmak isterse, Allah da ona kavuşmak ister. Kim Allah’a kavuşmak istemezse, Allah da ona kavuşmayı arzu etmez” buyurdu. Bunun üzerine ben: 

– Yâ Resûlallah! Ölümü sevmediği için mi (kavuşmak istemez)? Öyleyse hepimiz ölümü sevmeyiz, dedim. 

– “Hayır, öyle değil. Mü’mine Allah’ın rahmeti, rızâsı ve cenneti müjdelendiği zaman Allah Teâlâ’ya kavuşmak ister; işte o zaman Allah da ona kavuşmayı arzu eder. Kâfire Allah’ın azâbı, gazabı haber verildiği zaman Allah’a kavuşmaktan hoşlanmaz; Allah da ona kavuşmaktan hoşlanmaz” buyurdu. 

Müslim, Zikir 14–17. Ayrıca bk. Buhârî, Rikak 41; Tirmizî, Cenâiz 67, Zühd 6; Nesâî, Cenâiz 10; İbni Mâce, Zühd 31 



1853. Mü’minlerin annesi Safiyye Binti Huyey radıyallahu anhâ şöyle dedi: Resûl–i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem itikâfa girmişti. Bir gece onu ziyarete gidip konuştum. Sonra eve dönmek üzere kalktığım zaman o da beni evime götürmek üzere kalktı. Bu sırada ensardan iki kişi Allah onlardan razı olsun bizimle karşılaştı. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’i görünce oradan çabucak uzaklaşmak istediler. Resûl–i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem: 

– “Biraz yavaş olun. Yanımdaki Safiyye Binti Huyey’dir” dedi. Onlar: 

– Elçisinin uygunsuz bir davranışta bulunmasından Allah’ı tenzih ederiz, Yâ Resûlallah! deyince de: 

– “Şeytan insanın vücudunda kan gibi dolaşır, Onun sizin kalbinize bir kötülük veya bir şüphe atmasından korktum” buyurdu. 

Buhârî, İ’tikâf 11, Bed’ü’l–halk 11, Ahkâm 21; Müslim, Selâm 23–25. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Savm 79, Edeb 81; İbni Mâce, Sıyâm 65 



1854. Ebü’l–Fazl Abbâs İbni Abdülmuttalib radıyallahu anh şöyle dedi: Huneyn Gazvesi’nde Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ile beraber bulundum. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem (Düldül adındaki) beyaz katırın üzerinde otururken, Abdülmuttalib’in torunu Ebû Süfyân İbni Hâris ile ben Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in yanından hiç ayrılmadık. Müslümanlarla müşrikler birbirine girince müslümanlar gerilemeye başladı. Bu sırada Resûlullah Düldül’ü durmadan kâfirlerin üzerine sürüyordu. Ben Düldül’ün geminden tutmuş savaş alanına girmesine engel olmaya çalışıyordum. Ebû Süfyân ise Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in katırının özengisine yapışmıştı. Bu sırada Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: 

– “Ey Abbâs! Bey‘atürrıdvân’da bulunanlara seslen!” buyurdu. Gür sesli bir zât olan Abbas sözüne şöyle devam etti: Var gücümle “Bey‘atürrıdvân’da bulunan sahâbîler! Neredesiniz?” diye bağırdım. Vallahi onların sesimi duydukları zaman Hz. Peygamber’e doğru dönüp gelişleri, bir ineğin yavrusuna doğru şefkatle gelişi gibiydi. “Lebbeyk! Lebbeyk! (Emret! Emret!)” diyerek kâfirlerle vuruştular. Ensarı savaşa çağırırken “Ey ensar topluluğu! Ey ensar topluluğu!” diye sesleniyorlardı. Daha sonra da sadece Hâris İbni Hazrecoğullarından yardım istendi. Bu sırada Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Düldül’ün üzerinde ileri doğru uzanmış vaziyette onların çarpışmalarına bakarken “İşte tandırın kızıştığı zaman!” buyurdu. Sonra Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem yerden birkaç çakıl taşı alıp kâfirlerin yüzüne doğru fırlattı. Ardından da: “Muhammed’in Rabbine yemin ederim ki, bozguna uğradılar” dedi. Ben savaşanlara bakmaya gittim. Gördüğüm kadarıyla savaş başladığı gibi devam ediyordu. Vallahi Hz. Peygamber’in, kâfirlere taşları fırlatmasından sonra, güçlerinin gittikçe zayıfladığını ve işlerinin tersine döndüğünü gördüm. 

Müslim, Cihâd 76 



1855. Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Allah Teâlâ temizdir; sadece temiz olanları kabul eder. Allah Teâlâ peygamberlerine neyi emrettiyse mü’minlere de onu emretmiştir. Cenâb–ı Hak Peygamberlere: ‘Ey peygamberler! Temiz ve helâl olan şeylerden yiyin, iyi ve faydalı işler yapın!’ buyurmuştur. Mü’minlere de: ‘Ey iman edenler! Size verdiğimiz rızıkların temiz olanlarından yiyin’ buyurmuştur. ” Resûl–i Ekrem daha sonra şunları söyledi: “Bir kimse Allah yolunda uzun seferler yapar. Saçı başı dağınık, toza toprağa bulanmış vaziyette ellerini gökyüzüne açarak: Yâ Rabbi! Yâ Rabbi! diye dua eder. Halbuki onun yediği haram, içtiği haram, gıdası haramdır. Böyle birinin duası nasıl kabul edilir!” 

Müslim, Zekât 65. Ayrıca bk. Tirmizî, Tefsîru’l–Kur’ân 3  



1856. Yine Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Allah Teâlâ kıyamet gününde üç kişiyle konuşmaz, onları temize çıkarmaz, suratlarına bile bakmaz; onlar için acıklı azâb vardır: Bunlar zina eden ihtiyar, yalan söyleyen hükümdar, kibirlenen fakirdir. ” 

Müslim, Îmân 172. Ayrıca bk. Tirmizî, Cennet 25; Nesâî, Zekât 75, 77 



1857. Yine Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Seyhan, Ceyhan, Fırat ve Nil, bunların hepsi cennet nehirlerindendir. ” 

Müslim, Cennet 26. Ayrıca bk. Ahmed İbni Hanbel, Müsned, II, 261, 289, 440 



1858. Ebû Hüreyre şöyle dedi: Bir gün Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem elimi tutarak şöyle buyurdu: “Allah, toprağı cumartesi günü yarattı. Oradaki dağları pazar günü, ağaçları pazartesi günü, sevilmeyen şeyleri salı günü, nûru çarşamba günü yarattı. Hayvanları yeryüzüne perşembe günü yayıp dağıttı. Âdem’i yaratılanların sonuncusu olarak cuma gününün son saatlerinde, ikindiyle akşam arasında yarattı. ” 

Müslim, Münâfıkîn 27. Ayrıca bk. Ahmed İbni Hanbel, Müsned, II, 327 



1859. Ebû Süleymân Hâlid İbni Velîd radıyallahu anh şöyle dedi: Mûte Savaşı’nın yapıldığı gün elimde dokuz kılıç kırıldı. Elimde sadece Yemen yapısı enli bir kılıç kaldı. 

Buhârî, Meğâzî 44 



1860. Amr İbni Âs radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken dinledi: “Hâkim, hüküm verirken ictihadda bulunur da isabetli hüküm verirse, iki sevap kazanır. Yine hüküm verirken ictihadda bulunur da yanılırsa, bir sevap kazanır. ” 

Buhârî, İ’tisâm 21; Müslim, Akdıye 15. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Akdıye 2; Tirmizî, Ahkâm 2; Nesâî, Âdâbü’l–kudât 3; İbni Mâce, Ahkâm 3 



1861. Âişe radıyallahu anhâ’dan rivayet edildiğine göre Resûl–i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Sıtma, cehennem ateşindendir. Onu su ile serinletiniz. ” 

Buhârî, Bed'ü'l–halk 10, Tıb, 28; Müslim, Selâm 78–84. Ayrıca bk. Tirmizî, Tıb 25; İbni Mâce, Tıb 19 



1862. Yine Âişe radıyallahu anhâ’dan rivayet edildiğine göre Resûl–i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Bir kimse, oruç borcuyla ölürse, yakını onun yerine orucunu tutar. ” 

Buhârî, Savm 42; Müslim, Sıyâm 153. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Savm 40, Eymân 21