Her namazı evvel vaktinde kılmalıdır

19/06/2023 Pazartesi Köşe yazarı V.T

Tulumcuzâde Abdurrahmân Efendi Otuzdördüncü Osmanlı Şeyhülislâmıdır. 1003 (m. 1597)’de İstanbul’da doğdu. 1081 (m. 1670)’de Kâhire’de vefât etti. Bir dersinde buyurdu ki:

Namaz, müminlerin mîracıdır. Yâni, mîraç gecesinde Peygamberimize (sallallahü aleyhi ve sellem) ihsân olunan nîmetler, bu dünyada, Onun ümmetine yalnız namazda tattırılmaktadır. Erkekler, farz namazları cemaat ile kılmaya çok dikkat etmeli, hattâ birinci tekbîri imam ile berâber almayı kaçırmamalıdır. Namazları vaktinde kılmak  şarttır. Her namazı evvel vaktinde kılmalıdır. Namaz ne kadar geç kılınırsa sevabı o kadar azalır. Müstehab olan vakitler, cemaat ile kılmak için, mescide gitmek içindir. Namazı kılmadan vakti çıkarsa, adam öldürmüş gibi büyük günâh olur. Kaza etmekle, bu günâh affolmaz. Yalnız borç ödenir. Bu günâhı affettirmek için, tevbe-i nasûh yapmak veya hacc-i mebrûr yapmak lâzımdır...

Namazda Kur'ân-ı kerimi sünnet olan miktarda okumalıdır. Rükûda ve secdelerde hareketsiz durmak lâzımdır. Çünkü farz veya vâcibdir. Rükûdan kalkınca, öyle dik durmalıdır ki, kemikler yerlerine yerleşsin. Bundan sonra, bir miktar, bu şekilde durmak farzdır veya vâcib veya sünnet demişlerdir. İki secde arasında oturmak da böyledir. Bunlara çok dikkat etmelidir. Rükûda ve secdelerde tesbîh en az üç keredir. Çoğu yedi veya onbirdir. Hiç olmazsa, beş kere söylemelidir. Secdeye yatarken, yere daha yakın âzayı, yere daha evvel koymalıdır. O hâlde, önce dizler, sonra eller, daha sonra burun, en sonra da alın konur. Dizlerden ve ellerden, evvelâ sağlar yere konur. Secdeden kalkarken, yukarıda olan âzâ evvel kaldırılır. O hâlde, evvelâ alın kaldırılmalıdır. Ayakta iken, secde yerine, rükûda iken ayaklara, secdede burun ucuna ve otururken iki ellere veya kucağına bakılır. Bu söylediğimiz yerlere bakıp da, gözler etrâfa kaymaz ise, namaz, cemiyetle kılınabilir. Yâni kalb de, dünya düşüncelerinden kurtulabilir. Huşû hâsıl olur. Nitekim, Peygamberimiz böyle buyurmuştur.

El parmaklarını rükûda açmak ve secdede birbirlerine yapıştırmak sünnettir. Bunlara da dikkat etmelidir. Peygamberimiz faydalarını düşünerek böyle yapmıştır. Bizler için, O’na uymak kadar büyük bir fayda yoktur. Bu söylediklerimiz, fıkh kitaplarında bildirilen şeyleri yapmaya teşvîktir, heveslendirmektir.