26/10/2019 Cumartesi Köşe yazarı A.U
"Bir gün sen de göçersin!"
Belh Sultânı İbrâhim bin Edhem hazretleri tahtında uyurken
bâzı tıkırtılar duyup uyandı.
Derhâl dama çıktı.
Birini gördü orada.
Ve ona sordu ki:
"Kimsin sen, damda ne arıyorsun?"
O cevap verdi ki:
"Devemi arıyorum."
İbrâhim Edhem;
“Ey şaşkın, damda deve aranır mı?" diye çıkıştı!
O meçhul kişi;
"Asıl şaşkın sensin ki, yumuşak yataklar içinde Rabbini
arıyorsun!" dedi.
Ve kayboldu gözden...
● ● ●
Bir gün de sarayda otururken “heybetli” biri girdi saray kapısından!
Ve doğruca gidip hükümdârın karşısına dikildi!
Sultân dalgındı.
Başını kaldırdı.
Karşısında hiç tanımadığı heybetli birini görünce sordu:
"Kimsin sen, ne ararsın burada?"
"Yolcuyum, bu handa konaklamak istiyorum."
"Burası han değil, saraydır!"
"Peki, senden önce kim vardı bu sarayda?"
"Sultân babam vardı.”
"Ondan önce kim vardı?"
"Filânca hükümdâr.”
"Ondan önce?"
"Falan sultân."
"Ne oldu bu sultânlara?"
"Hepsi öldüler.”
Heybetli zât; "Bir yer ki, insanların biri gider biri gelir,
böyle yerlere saray değil, (Han) denir. Ey İbrâhim, bir gün sen de
göçersin!" dedi.
Ve çıkıp gitti.
Peşinden koşup sordu:
"Sahi, sen kimsin?"
“Hızır'ım.”