O bir eşkıyâ reisiydi!..

03/03/2019 Pazar Köşe yazarı A.U

Evliyânın büyüklerinden Fudayl bin İyâd hazretleri, gençliğinde “eşkıyâlık” yapardı.
Bir gün adamları, büyük bir kervanın geleceğini haber aldılar. Kervandaki birinin, pek çok malı vardı.
Pek çok da altını.
Soyguncuları farkedince;
“Hiç olmazsa altınlarımı kurtarayım" dedi.
Ve indi deveden.
Onları saklayacak bir yer arıyordu ki, ileride bir “çadır” görüp içeri girdi.
Baktı, bir “genç” gördü.
Namaz kılıyordu.
Namazı bitince;
"Delikanlı, eşkıyâlar bizi soyacak, şu altınları sana emânet bırakıp da sonra alsam olur mu?" diye sordu.
Genç adam;
"Olur, onları şuraya koy" deyip namaza devam etti.
Adam kâfileye döndü.
Baktı ki, kimin nesi varsa gasbediyorlar. İçinden "benim altınlarım emniyette" deyip sevindi...
Soygun işi bitti.
O da altınlarını almak için o çadıra girip gördü ki, eşkıyâlar, gasbettikleri malları, o gence arz ediyorlar.
Meğer genç adam, hepsinin reisiymiş.
Fudayl, adamı görünce
"Gel, altınlarını al" dedi.
Adam da gidip aldı.
Eşkıyâlar;
"Sen ne yaptın ey Fudayl! Biz topladık, sen dağıtıyorsun" dediler.
Fudayl da;
"O, bana hüsnü zan etti, onun hüsnü zannını boşa çıkarmadım. Benim de Rabbime hüsnü zannım var, O da benim bu zannımı boşa çıkarmaz ve beni bu pis işlerden kurtarır" dedi.