Bayram günlerinin önemi

03/06/2019 Pazartesi Köşe yazarı R.A

Müslümânlar, bayram günlerine ayrı bir önem verirler. Zîrâ bu günler, günâhların affedildiği, birlik ve berâberlik duygularının pekiştirildiği günlerdir...

 

 

Bilindiği gibi, “Ramazân” kelimesi “yanmak” demektir. Çünkü bu ayda oruç tutan ve tövbe eden Müslümânların günâhları yanar, yok olur. Bundan dolayı da Müslümânlar bayram yaparlar. Müslümânlar, her yıl ramazân ayında günâhları affedildiği için sevinirler.

Bayram günleri, günâhların affedildiği ve rahmet kapılarının açıldığı günlerdir. Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki: “Rahmet kapıları dört gece açılır. O gecelerde yapılan duâ, tövbe reddolmaz. Fıtr (yanî Ramazân) ve Kurbân Bayramlarının birinci geceleri, şâban ayının on beşinci (Berât) gecesi ve Arefe gecesi.” [Kadir gecesi, birçok hadîs-i şerîfte bildirildiği için burada da bildirilmeğe lüzûm görülmemiştir.]

Bizler, on bir ayın sultânı olan mübârek ramazân ayını bir ganîmet bilip, bu fırsatı, kendimize göre, iyi değerlendirmeye çalıştık.

Peygamber Efendimiz, Medîne-i münevvere'ye hicret edince, Medînelilerin Câhiliye âdetlerinden kalma bayramları kutladıklarını gördü ve onları îkâz etti; “Allahü teâlâ, size onlardan daha hayırlı iki bayramı (Ramazân ve Kurbân Bayramlarını) ihsân etti” buyurdu.

Dînimize göre, bayram ikidir. Birincisi, Arabî aylardan Şevvâl ayının birinci günü “Ramazân bayramı”; ikincisi, Zilhicce ayının onuncu günü “Kurbân Bayramı”dır. Ramazân Bayramı, üç gün, Kurbân Bayramı ise dört gündür.

Müslümânlar, bayram günlerine ayrı bir önem verirler. Zîrâ bu günler, günâhların affedildiği, birlik ve berâberlik duygularının pekiştirildiği, yoksulların sevindirildiği günler olması bakımından sevinç ve neş’e kaynağıdırlar.

Bir hadis-i şerifte buyuruldu ki:

Bayram günü sabâh vakti olduğu zaman, Allahü teâlâ, meleklere emreder. Onlar yeryüzüne inerler. Sokak başlarını tutarlar. İnsanlar ve cinnîlerden başka bütün mahlûkâtın duyacağı bir sesle nidâ ederler. Derler ki:

- Ey ümmet-i Muhammed, kalkın! Allahü teâlâ, büyük ihsânlarda bulunuyor, çok günâhlar affediyor.

Müminler, bayram namazı kılmak üzere câmilere ve mescidlere toplandıkları zaman, Allahü teâlâ, meleklere hitap eder:

- İşçi çalışınca karşılığı nedir?

Melekler derler ki:

- Ücretinin ödenmesidir!

Şânı yüce olan Allah buyurur ki:

- O hâlde sizi şâhit tutuyorum. Ben, onlara sevap olarak rızâmı ve mağfiretimi verdim.

Sevgili Peygamberimiz yine buyuruyor ki:

“Ramazân Bayramı günü, melekler, yolların kenârında durarak, bayram namazına gidenlere şu müjdeyi verirler: Ey müminler topluluğu, size mükâfâtlar, hayırlar ve bol bol nimetler verecek olan kerem ve ihsân sâhibi Rabbinizden isteyiniz. Zîrâ O, size, geceleri ihyâ etmenizi emretti, siz de yaptınız. O, size, gündüz oruç tutmanızı emretti, siz de tuttunuz. O, size, Rabbinize itâat etmenizi emretti, siz de itâat ettiniz. Öyle ise bahşişinizi, mükâfâtınızı alınız. Namazdan sonra, bir melek de şöyle nidâ eder: Biliniz ki ey müminler, bugün şüphesiz mükâfât günüdür, günâhlardan kurtuluş günüdür ve ayıplardan temizlenme günüdür.”