Eshab-ı kiram hangi mezhepte idi?

04/08/2023 Cuma Köşe yazarı O.Ü

Sual: İngilizlerin kurmuş oldukları bozuk fırkadaki Vehhabiler, mezhepsizler ve onların kitaplarını okuyanlar; “mezhepler ikinci asırda meydana çıktı. Eshâb ve Tâbiîn, hangi mezhepte idi?” demektedirler. Bunlara ne cevap vermelidir?

Cevap: Mezhep imamı demek, Kur'ân-ı kerim ve hadis-i şeriflerde açıkça bildirilmiş olan din bilgilerini, Eshâb-ı kiramdan işiterek toplayan, kitaba geçiren büyük âlim demektir. Açıkça bildirilmemiş olan bilgileri de, açık bildirilmiş olanlara benzeterek meydana çıkarmıştır. Hadîkada;

“Bilinen dört imam zamanında, başka mezhep imamları da vardı. Bunların da mezhepleri vardı. Fakat, bunların mezheplerinde olanlar azala azala bugün hiç kalmadı” denmektedir.

Eshâb-ı kiramın her biri müctehid idi. Hepsi de, derin âlim, mezhep imamı idi. Her biri kendi mezhebinde idi. Hepsi de, mezhep imamlarımızdan daha üstün, daha çok bilgili idi. Mezhepleri daha doğru, daha kıymetli idi. Fakat, bunların kitapları olmadığı için, mezhepleri unutuldu. Dört mezhepten başkasına uymak imkânı kalmadı. Eshâb-ı kiram hangi mezhepte idi demek, alay komutanı, hangi bölüktendir? Yahut, fizik öğretmeni, okulun hangi sınıfının öğrencisidir demeye benzemektedir...

Hicretten dörtyüz sene geçtikten sonra, mutlak ictihad yapabilecek kadar derin âlim kalmadığı, kitaplarda yazılıdır. Hadîkadaki hadis-i şerifte, yalancı, sapık din adamlarının çoğalacakları bildirilmektedir. Bunun için, Ehl-i sünnet olan her Müslümanın, bilinen dört mezhepten birini seçerek taklid etmesi lazımdır. Yani, bu mezhebin ilmihâl kitabını okuyup öğrenmesi, imanını ve bütün işlerini buna uydurması lâzımdır. Böylece, bu mezhebe girmiş olur. Dört mezhepten birini taklid etmeyen kimse, Ehl-i sünnet olamaz. Buna, mezhepsiz ve zındık denir. Mezhepsiz kimse, ya yetmişiki bozuk fırkadan birindedir yahut imanı gitmiş kâfir olmuştur. Böyle olduğu, Bahrde, Hindiyyede, Tahtâvînin Zebâyıh kısmında ve İbn-i Abidînin Bâğîler kısmında yazılıdır. Mîzân-ül kübrâda deniyor ki:

“Unutulmuş olan mezheplerin ve bugün mevcut bulunan dört mezhebin hepsi haktır, sahihtir. Birinin, başkası üzerine üstünlüğü yoktur. Çünkü, hepsi aynı din kaynağından alınmışlardır.”