Kabir konuşur!..
06/05/2025 Salı Köşe yazarı A.U
Horasan evliyâsından Ebû Alî Cürcânî hazretlerine
“rahmetullahi aleyh” bir gün;
“Efendim, insan kabre girince
hâli nasıl olur?” diye sordular.
Mübârek şöyle anlattı:
Bir kimse vefât edince; onun için
değişik bir hayat başlar.
Defin bitip cemaat dağılırken,
gidenlerin ayak seslerini işitir.
Mezarında “yalnız başına” kalır.
Amellerinden başka, kimse
olmaz yanında.
O anda bir “ses” duyar.
Mezarı, ona seslenip;
“Ey Âdemoğlu! Nihâyet içime
girdin. Buranın nasıl bir yer olduğunu biliyor muydun? Yoksa öğrenmek lüzumunu
hissetmedin mi?.. İşte görüyorsun ki, burası hem çok dardır, hem de çok
karanlık. Hem olmaz bu yerde ne yatak, ne de yastık" der.
O, bunları duyar. Hâliyle
irkilir.
Mezar devam edip;
“Üstümde çok günahlar işledin de
tövbe etmedinse, şimdi benim içimde azaptan kurtulamazsın. Eğer hazırlıksız
geldinse, seni bu azaplardan ne malın kurtarabilir, ne de paraların" der.
● ● ●
Bu zât bir gün Allah sevgisinden
bahsediyordu.
Dinleyenlere:
"Kalbimde
Allah sevgisi, Allah muhabbeti yerleştikten sonra, başıma gelen şeylere hiç
aldırmam. Bu muhabbet olduktan sonra hiçbir şey umûrumda değil" buyurdu.
