"En mühim farz namazdır!"
09/05/2025 Cuma Köşe yazarı A.U
Ahmed Eflâkî Efendi “rahmetullahi
aleyh”, 1300’lü yıllarda Anadolu'da yaşayan evliyâdandır. Konya’da vefât
etti...
Kabr-i şerîfi de oradadır.
Bu zât birkaç
talebesiyle yolculuğa çıktı bir gün.
Az sonra namaz vakti girdi...
Bir kuyu başında konakladılar.
Ancak su derindeydi.
İp ve kova da yoktu yanlarında.
Şaşırıp kaldılar!
Büyük velî zât;
“Yâ Rabbî! Abdest alacağız, bize
yardım et” diye sessizce duâ etti...
Sonra kalkıp kuyu ağzına geldi.
Aşağıya doğru;
“Ey su! Allah’ın izniyle çık da
abdest alalım” diye seslendi.
O anda su yükseldi.
Hattâ taştı kuyu ağzından.
Talebeler sevindiler...
Abdest alıp namazlarını kıldılar.
Sonra talebeler, "su nasıl
yükseldi" diye konuşuyorlardı ki, mübârek zât bunu işitip “Bu, hiç
mühim değil” buyurdu.
Sordular:
“Mühim olan nedir hocam?”
Cevâben;
“İslâmiyete uymaktır. Dînden kıl
ucu kadar ayrılan kimsede de böyle hâller görülebilir. Ama o, istidracdır ki,
Allah’a sığınırız böyle şeyden” buyurdu.
Ardından;
“En
büyük kerâmet; İslâmiyete tam uymaktır. Farzları yapıp haramlardan kaçmak gibi
fazîlet yoktur dînimizde... En mühim farz ise namazdır. Meselâ bir vakit
namazım kazâya kalacağına bin defâ ölmeyi tercîh ederim” buyurdu.
