Fakir, muhtaç demektir
10/05/2025 Cumartesi Köşe yazarı O.Ü
Sual: Peygamber Efendimizin övündüğü fakirlik, bizim bildiğimiz fakirlik midir?
Cevap: Fakir, muhtaç
demektir. İslamiyette, asli, temel ihtiyacından fazla ve kurban nisabı miktarı
malı olmayana fakir denir. Resulullah Efendimizin Allahü
teâlâdan istediği ve övündüğü fakirlik, her zaman, her işte, Allahü teâlâya
muhtaç olduğunu bilmektir. Abdullah Dehlevî hazretleri, Dürr-ül-me'ârif
kitabında buyuruyor ki: “Tasavvufta fakir, muradı olmayan, yani Allahü
teâlânın rızasından başka dileği olmayan demektir.” Böyle olan kimse nafaka
olmayınca, sabır ve kanaat eder. Allahü teâlânın iradesinden razı olur. Allahü
teâlâ emrettiği için rızık kazanmaya çalışır. Çalışırken, ibadetlerini terk
etmez ve haram işlemez. Kazanırken de, kazandığını sarf ederken de, İslamiyete
uyar. Böyle kimseye zenginlik de, fakirlik de faydalı olur. Dünya ve ahıret
saadetine kavuşmasına sebep olur. Fakat, nefsine uyarak, sabır ve kanaat
etmeyen kimse, Allahü teâlânın kaza ve kaderine razı olmaz. Fakir olunca, az
verdin diye, itiraz eder. Zengin olursa, doymaz, daha ister. Kazandığını
haramlara sarf eder. Zenginliği de, fakirliği de, dünyada ve ahırette
felaketine sebep olur.
Sual: Bir manfaat elde etmek için, devlet adamları ve
zenginlerle görüşmek, dinimiz açısından uygun mudur?
Cevap: Bir menfaate
kavuşmak düşüncesiyle, devlet adamları ve zenginlerle görüşmek, arkadaşlık
yapmak tezellül olur. Zaruret olursa, bu müstesnadır. Böyle kimselerle
karşılaşınca ve bunlara selam verirken eğilmek de tezellüldür, büyük günahtır.
Bunlara ibadet için eğilmek ise, küfür olur yani imanı giderir.
Sual: Sevabı Peygamber Efendimize olmak üzere kurban kesilebilir
mi?
Cevap: Resulullah
Efendimiz iki kurban keserdi. Biri kendisi için, biri de ümmeti için idi.
Resulullah Efendimiz için de kurban kesmek müstehaptır ve çok sevaptır.
Sual: Evi, dükkânı olup da zor geçinen kimseye zekât
verilebilir mi?
Cevap: Konu ile alakalı
olarak Hazânet-ül-müftîn ve Eşbâh kitaplarında deniyor ki:
“Evleri ve dükkânları olanın, aldığı
kiraları, tarlası olanın, tarlasının mahsulü veya kirası, çoluk çocuğunu
beslemeye yetişmezse, bu kimse fakir sayılır, zekât alması caiz olur.”
Görülüdüğü gibi burada fetva, İmâm-ı Muhammed'e göre verilmiştir.
