Hem kendine, hem de başkalarına iyilik et...
10/05/2025 Cumartesi Köşe yazarı V.T
"Allahü teâlânın sana verdiği bu sıhhat ve zenginlik hâlinde, onun
rızâsı olan işlere koş!"
Debbûsî hazretleri Şafiî âlimlerindendir. Buhârâ ve
Semerkand arasında kalan Debbûsiyye köyündendir. 487 (m. 1094) senesinde
Bağdad’da vefât etti. Nizamiye Medresesi’nde okudu. Kur’ân-ı kerîm, hadîs,
fıkıh, usûl-i fıkıh, lügat ilimlerini tahsil etti. İctihâd makamına yükselip,
mes’elede müctehid oldu. Münâzara ilminde mütehassıs idi.
Debbûsî hazretleri buyurdu ki: “Ey insanoğlu, sana
nasihatim şu olsun. Hayatın boyunca iyilik üzere ol. İmânı, İslâmı öğren ve
öğret. Hem kendine, hem başkalarına iyilik et, yardımcı ol. Çünkü bir gün
gelecek, sen de ölecek, bu dünyâdan ayrılacak, âhırete gideceksin. Zenginlik
hâlinde iyilik yapmayan, Allahü teâlânın ihsân ettiği mal ve beden zenginliğini
yerinde kullanmayan, bunların elden gitmesi hâlinde, şüphesiz çok pişmanlık
çekecektir. İşte, Allahü teâlânın sana verdiği bu sıhhat ve zenginlik
hâlinde, O’nun rızâsı olan işlere koş. Bu hâlini ganîmet bil. Vakit geçirmeden,
kendin için ve başkaları için emrolunanları yap. Zîrâ, ileride çok zor günler
gelecektir. Âhırette ise, dünyâda iken yaptıkların karşına çıkacaktır.”
“İnsanı Allahü teâlâdan uzaklaştıran perdelerin en
zararlısı, dünyâ düşüncelerinin kalbe yerleşmesidir. Bu düşünceler, kötü
arkadaşlardan ve lüzumsuz şeyler seyretmekten hâsıl olur. Çok uğraşarak,
bunları kalbden çıkarmalıdır. Faydalı kitap okumalı, lüzumsuz şeyler
konuşmamalıdır. Kadın ve kadın resimlerine şehvetle bakmak, şarkı, çalgı
dinlemek, bu düşünceleri kalbe yerleştirir. Bunların hepsi insanı Allahü
teâlâdan uzaklaştırır. Kalbin hasta olması, Allahü teâlâyı unutmasıdır. Allahü
teâlâya kavuşmak isteyenlerin, bunlardan sakınması, hayâli arttıran her şeyden
kaçınması lâzımdır. Allahü teâlânın âdeti şöyledir ki, çalışmayan sıkıntıya
katlanmayan, zevklerini, şehvetlerini bırakmayanlara bu nimeti ihsân etmez.”
"Yâ Rabbî! Katında sebredenlere
vereceğin sevaplara bizi kavuşturacak hayırlar ihsan et. Bize şükür
sâhiplerinin makâmına ulaştıracak şükür nasip et. Bizi günâhlardan
temizleyecek tövbe nasip et ki sana yaklaşanların makâmına erelim. Bütün
nîmetlerin ve hayırların sâhibi ancak sensin. Her türlü sıkıntı, keder ve
musîbet ânında yalvarılan sensin. Senin takdirinden râzı olmayı ve sabrı
nasip et. Râzı olarak sana itâat edelim. Bize verdiğin nîmetler karşısında
nîmetini arttırmanı isteyen sana boyun eğen kullar olmamızı sağlayacak şükür
nasip et. Ey Kerîm olan Rabbimiz..."
