"Yükünü bırak da gel!.."

13/03/2020 Cuma Köşe yazarı A.U

Cemâleddîn-i Geylânî hazretleri, Necmeddîn-i Kübrâ hazretlerinin sohbetine giderken, evindeki kitaplardan birkaçını yanına aldı.

Ve yola koyuldu.

Yolda iken, bir rüyâ gördü.

Necmeddîn-i Kübrâ buyurdu ki:

"Yükünü bırak da gel!"

O anda uyandı.

"Yük"ten murat ne idi acabâ.

"Neyse.." deyip, yola devam etti.

İkinci gece de aynı rüyâyı gördü.

Yine o zât belirmişti.

Ve aynı şeyi söylemişti.

O, yine “Neyse...” dedi.

Ve yola koyuldu.

Üçüncü gece, yine o rüyâyı gördü.

Ama bu defa sordu ki:

"Yüküm nedir efendim?"

Buyurdu ki:

"Getirdiğin kitaplardır."

Uykudan uyandı.

O kitapları Ceyhun Nehri'ne attı.

Ve huzûruna vardı.

O zât, kendisine;

"Ey Cemâleddîn! O kitapları nehre atmasaydın, bizden istifâde edemezdin" buyurdu.

Orada kırk gün kaldı.

İlmine ilim kattı.

Kırk gün sonra hocası ona (Aynüzzamân) ünvânını verdi ki, (zamânın göz bebeği) demektir.