"Hâfız! Benden bu kadar!.."

13/06/2021 Pazar Köşe yazarı A.U

Osmân Bedreddîn hazretleri, dokuz yaşında hâfız oldu. Meşhur lâkabı (Hâfız)dır.

Bütün vakitlerini ilme tahsîs etti.

Zâhirî ilimleri öğrendi.

Bir gün hocası Mehmet Tâhir Efendi, evine çağırdı onu.

Ve kendisine;

“Hâfız! Sana bütün bildiklerimi öğrettim. Benden bu kadar. Sana tavsiyem, daha büyük âlim bul, onun derslerine devam et” dedi.

Hâfız Osmân üzüldü!

Zîrâ ayrılmak istemiyordu.

Mecbûren “Peki” dedi.

Ve eve döndü.

İyi de, o büyük âlimi nerede ve nasıl bulacaktı?

Devamlı ağlayarak;

“Dertliyim, derdim derin. Derdime dermân için sana geldim yâ Mu’în!” diyordu hep.

Rabbine yalvarıyordu.

Hak teâlâ, onun bu dileğini, gönül ehli birine duyurdu.

Ahmed Merâmî hazretlerine.

Bu zât, Buhâra’daydı.

Ve evlâd-ı Resûl idi.

Câmide ders verirken duymuştu bu içli yakarışı.

Bildiğimiz bu kulakla değil.

Kalp kulağıyla işitmişti.

O gün bıraktı dersleri.

Ve ayrıldı Buhâra'dan.

Mânevî işâreti almıştı çünkü.

Sessizce çıktı yola.

İlâhî irâdeyle Erzurum istikâmetine doğru gidiyordu.

Çünkü Osmân Bedreddîn onu orada bekliyordu... (Devamı yarın)