"Allahü teâlâ, sizin için kolaylık istiyor"

13/06/2021 Pazar Köşe yazarı V.T

"Allahü teâlâ, bu ümmetten kolay işler yapmasını istiyor. Güç işleri beğenmiyor."
 
Mekkî bin Ebî Tâlib hazretleri tefsir ve kıraat âlimidir. 355’te (m. 966) Tunus’ta Kayrevan’da doğdu. Mısır’a giderek kıraat tahsilini tamamladı. Memleketine dönerek kıraat okutmaya başladı. Endülüs’e geçti. Kurtuba’da (Cordoba) Mescidü’n-Nühayle’de kıraat dersleri verdi. 437’de (m. 1045) vefat etti. Bir dersinde şunları anlattı:
İbâdetleri iktisâd üzere, yâni ne az, ne de pek aşırı olmayarak, orta miktârda yapmak lâzımdır. Bekara sûresinin yüzseksenbeşinci âyetinde meâlen, (Allahü teâlâ, sizin için kolaylık istiyor. Güç işleri yapmanızı istemiyor) buyuruldu. Bunun için, hastanın ve yolcunun oruç tutmamasına izin verdi. Bize ağır ve sıkıntılı işler yapmağı emretmedi.
İnsan iki işten birini yapmak karşısında bulunursa, bunlardan hafîf ve kolay olanını yapması daha doğrudur. Peygamberimiz, birinin mescidde saatlerce namaz kıldığını işitti. Mescide gelip, bunu omuzlarından tutarak, (Allahü teâlâ, bu ümmetten kolay işler yapmasını istiyor. Güç işleri beğenmiyor) buyurdu. Allahü teâlâ, bu ümmete kolay şeyleri emretti. İslâm ahkâmına uymak pek kolaydır. Mâide sûresinin doksanıncı âyetinde meâlen, (Ey müminler! Allahü teâlânın size helâl ettiği tayyib, yâni güzel şeyleri, kendinize haram etmeyiniz! Helâllere haram demeyiniz! Allahü teâlâ, helâl ettiği şeylere haram diyenleri sevmez!) buyuruldu.
Hadis-i şerifte, (Allahü teâlâ, emrettiği şeyleri yapmanızı sevdiği gibi, izin verdiği şeyleri yapmanızı da sever) buyuruldu. Zarûret olduğu zaman, haram işlemeye ve farzı terk etmeye (ruhsat), izin verilmiştir. Yâni azâb yapılmaz. Zarûret zamanında da, dînin emirlerini yapmaya (azîmet) denir. Bâzen, azîmet olanı yapmak daha iyidir. Meselâ, ölüm ile korkutulan kimsenin, îmanını gizlememesi böyledir. Öldürülürse, şehit olur. Bâzen ruhsat olanı yapmak, daha iyi olur. Yolcunun oruç tutmaması böyledir. Yolcu, orucu tutarak hastalanır, ölürse günaha girer.
Ahkâm-ı islâmiyyeye, yâni şeriate uymaktan kurtulmak için, mezheplerin ruhsatlarını, kolaylıklarını araştırıp, bunlara göre iş yapmak câiz değildir. Böyle araştırmaya (Telfîk) denir. İhtiyâç olunca, başka mezhebe geçmek veya birkaç şeyi başka mezhebe göre yapmak câizdir. Farzı yapmamak veya haramı yapmak için hîle yapmak haramdır. Buna, (Hîle-i bâtıla) denir. Bir şey, farz veya haram olmadan önce, farz veya haram olmasını önlemek câizdir. Buna (Hîle-i şer'ıyye) denir.