"Müslüman, namazını kılan insan demektir”

13/11/2025 Perşembe Köşe yazarı A.U

Seyyid Ahmed Bedevî hazretleri devrinde zâlim bir vâli vardı. Bu zâlim, bu zâtın talebesinden Şeyh Rekin'e birini gönderip;

“Bu diyârda yalnız sende zahire varmış. Gönderdiğim kişiyle bana bolca gönder” dedi.

Ardından da;

“Güzellikle gönder… Zorla almaya beni mecbur etme!” diye de tehdit etti!

Şeyh Rekin ne yapsın?

Hocasına arz etti bunu.

Büyük velî; “O vâliye ‘Hiç zahirem yok... Hattâ tek bir buğday tânesi bile kalmadı’ de” buyurdu.

“Peki efendim” deyip çıktı.

Sonra vâlinin adamı geldi:

“Vâlinin emridir. Bana, şu kadar buğday vereceksin!” dedi.

O ise cevâben; “Maalesef, hiç zahirem yok” dedi.

Adam inanmadı:

“Aç ambarı, göster!”

Şeyh Rekin açtı ambarı.

Adam içeri girip baktı dört bir yana.

Tek bir buğday tânesi bile göremedi.

Sinirli sinirli çıkıp gitti!

Hâlbuki, ağzına kadar buğday doluydu ambar...

● ● ●

Bu zât bir sohbetinde; “Düşman karşısında bir farz namazı kılmak mümkün olduğu hâlde terk etmek, yedi yüz büyük günah işlemiş gibidir. Yâni Müslüman, her gün beş vakit namazını kılan insan demektir” buyurdu.

Sordular ki:

“Namazı kazâya bırakmak için hiç özür yok mudur efendim?”

Buyurdu ki:

“İki özür var. Biri uyumak, öbürü unutmaktır.”