Ölenin ruhunu görmek!..

14/06/2020 Pazar Köşe yazarı O.Ü

Ölenin bu hâllerini görenler, melekler âlemini seyreden evliya yani velilerdir.

 

Sual: Bi kimse, vefat ettiği zaman, bu vefat eden kimsenin ruhunu, hayatta olanlardan bazı görenler oluyormuş, böyle bir şey olabilir mi ve bu bigiler doğru mudur?

Cevap: Bu konuda İmâm-ı Gazâlî hazretlerinin Dürret-ül fâhıre kitabında deniyor ki:

“Vefat eden kimsenin ruhu, cesede geri döndürüldüğü zaman kendi cesedini yıkanırken bulur ve başı ucunda gasli, yıkanması bitinceye kadar durur. Allahü teâlâ iyiliğini istediği kimsenin gözünden perdeyi kaldırır ve o kimse, ölünün ruhunu dünyadaki insan suretinde görür.

Bir zat oğlunu yıkarken başı ucunda olduğunu gördü. Kendisine korku gelip gördüğü taraftan diğer tarafa geçti. Kefenine sarılıncaya kadar bu hâli gördü. Kefene sarılınca, o şahsın şeklindeki ruh kefene geri döndü. Yıkanıp, kefenlenip tabut içine koyunca da ölenin ruhunu görenler oldu.

Rebî bin Heysem hazretlerinden rivayet edildi ki, bir zat, yıkayan kimsenin elinde hareket etmiştir. Yine hazret-i Ebu Bekir zamanında bir ölünün tabut üzerinde iken konuştuğu görüldü ki, hazret-i Ebu Bekir ve hazret-i Ömer'in fazîletlerini zikretti.

Ölenin bu hâllerini görenler, melekler âlemini seyreden evliya yani velilerdir. Allahü teâlâ dilediği kimsenin gözünden ve kulağından perdeyi kaldırır, o da bu hâli görür ve bilir.

Ölü kefene sarıldığı zaman ruh hariçte, dışarıda olarak göğse yakın gelir. Bu sırada onun bağırması ve inlemesi vardır. Der ki; beni Rabbimin rahmetine acele götürünüz. Eğer bana ihsan olunan nimetleri bilseydiniz, beni götürmekte acele ederdiniz.

Eğer şekâvet, Cehennem azabı ile korkutulmuş ise, der ki; aman bana azâb-ı ilâhiden bir müddet mühlet, zaman verip, ağır götürünüz. Eğer bilseydiniz, elbette beni omuzunuzda taşımazdınız. Bunun için, Resulullah Efendimiz, bir cenaze görünce, hemen ayağa kalkarlar, kırk adım kadar o cenaze ile beraber giderlerdi.”

            ***

Sual: İbadet, sadece namaz kılmak, oruç tutmak, zekât vermek midir?

Cevap: Allahü teâlânın rızasına, sevgisine kavuşmak ve sevap kazanmak niyeti ile, farzları, sünnetleri yapmaya, haramlardan, mekruhlardan kaçınmaya, yani İslamın hükümlerini yerine getirmeye ibadet etmek denir. Niyetsiz, ibadet olamaz. Resulullah efendimize tabi olmak için, önce iman etmek, sonra İslamiyetin hükümlerini öğrenmek ve yapmak lazımdır.