Âlimlerin kitapları mıknatıs gibi cevheri çeker...
14/11/2025 Cuma Köşe yazarı A.D
Mıknatıs molozu çekmez, içinde cevher olanı
çeker. Ehl-i sünnet âlimlerinin kitapları, mıknatıs gibidir. Kalbinde cevher
olanı çeker.
Ehl-i sünnet âlimleri buyuruyorlar ki:
-Dünyada en faydalı ilaç, maddi ve manevi bakımdan eşi bulunmayan tek ilaç,
Kur’ân-ı kerimdir. Bilinen bilinmeyen, görünen görünmeyen, maddi manevi her
hastalığın, her derdin devası, şifası Kur’ân-ı kerimdir. Kur’ân-ı kerimin her
bir harfi, yüz bin derde, yüz bin şifadır...
Peki, Müslümanın başınaniye dert, bela ve bazı sıkıntılar geliyor? Bunun
çeşitli cevaplarıvardır. İkisi şöyle:
Birincisi:Allahü teala, günahkâr Müslümanların günahlarına karşılık olarak bela
verir. Bir Müslümana ne kadar çok bela geliyorsa, ne kadar çok sıkıntı
geliyorsa, bu demektir ki, ahirette ona dokunulmayacak, ona hesap sorulmayacak.
Hadis-i şerifte buyurulduki:(Ümmetimin cezası dünyada verilir.)
İkincisi:Enbiyaya, evliyaya da çok bela gelir. Bunlara niye gelir? Allahü teâlâ
bunlara bir derece, bir makam vereceği zaman bela verir. Mesela, Yusuf
aleyhisselam kuyuya atılmasaydı, o yüksek dereceye ulaşamazdı. Onun için Allahü
teâlânın gönderdiklerine razı olmak lazım...
Çok insanın Allah demesi, Allahü teâlâ için değildir. Onlar kafasındaki şeye
"Allah" diyor. Hayallerindeki "tanrı" adına ahkâm
kesiyorlar. Allah’ın değil, kendi isteklerinin peşindeler. Allahü teâlâ,
Habibini tanımadan kendisine yapılan ameli de, imanı da kabul etmez. Allahü
teâlâ,"Habibimi
geçerek, arada o olmadan bana gelmeyin, onsuz olan hiçbir şeyi kabul
etmem"buyuruyor.
Cenâb-ı Hakk, kendisine kavuşturacak her kapıyı kapatmış, tek kapıyı açık
bırakmıştır. Bu tek kapı, Peygamber Efendimizin (sallallahü aleyhi ve sellem)
mübarek kalbidir. Peygamberler dâhil herkes bu kapıdan geçmedikçe Allahü
teâlânın rızasına kavuşamaz...
Evliyanın zahiri (dış görünüşü)cahilin zehridir. Cahil, bâtından haberi
olmadığı için zahire bakar. Evliyaya, akılla, gözle kulakla giden helak olur.
Müşrikler de böyle yapmışlardı. Ebu Cehil, Muhammed aleyhisselama "Ebu
Talib'in yetimi" gözüyle baktı. Ebu Bekr-i Sıddîk, "âlemlerin
Rabbinin Habibi" gözüyle baktı. Ona her şeyini feda etti, her sözüne,
"O söylüyorsa doğrudur"diyerek tam inandı, "Sıddîk" oldu.
Peygamberlerden sonra insanların en üstünü oldu. Onun için biri "Ebu
Cehil" oldu, diğeri "Ebu Bekr-i Sıddîk" oldu. Bu, nasip
meselesidir...
Mıknatıs molozu çekmez, içinde cevher olanı çeker. Ehl-i sünnet âlimlerinin
kitapları, mıknatıs gibidir. Kalbinde cevher olanı çeker. Kalbinde saman çöpü
olanı çekmez. Büyükleri, yani Allah adamlarını da, molozlar sevmez. İçinde
cevher olanlar sever. Ehl-i sünnet âlimlerini sevenlere ne mutlu...


