Velîlerde kusur aramak!..

14/11/2025 Cuma Köşe yazarı A.U

Seyyid Ahmed Bedevîhazretleri zamânında Mısır’da baş kadılık yapan Takıyyüddîn adında biri vardı ki, Ahmed-i Bedevî hazretlerinin büyüklüğünü bilir, severdi kendisini.Ancak bâzıları, iftirâ atıp,“dedikodu” yaparlardı buzâtın aleyhinde.

Bu da onları duydu.

Hâliyle zihni karıştı...

Gerçeği öğrenmek gâyesiyle ziyâretine gitti bir gün.

Söz arasında;

“Hakkınızda bâzı sözler işittim. Bâzı kimseler, cemaate gitmediğinizi, hattâ bâzen dehiç namaz kılmadığınızı söylüyorlar. İnanmadım, ama yine de zihnim karıştı” dedi.

Gadaba geldi bu zât.

Sert bir “nazar” etti ona. Takıyyüddîn Efendi, bu nazarın şiddetinden bayılıp düştü! Ayılınca ıssız bir sahrânın ortasında buldu kendini.

Hatâ ettiğini anladı.

O anda nûrlu bir zâtbelirdi ve ona dedi ki:

“Mısır'dan, iki aylık uzak mesâfedesin. Sen şimdi şu ilerideki câmiye git. Ahmed Bedevî hazretleri az sonra orayıteşrîf eder. Ondan özür dile. Seni, ancak o kurtarır bu sıkıntıdan.”

“Peki efendim” dedi.

Ve gitti o câmiye.

Büyük velînin arkasında namaz kıldıktan sonra özür dileyip affını istedi.

Mübârek zât;

“Hızır'a rastlamasaydın bu ıssız sahrâlarda işin zordu”buyurdu.

Sırtını sıvazlayıp;

“Haydi git. Çoluk çocuğun özlemiştir”dedi. O anda evlerinin önünde buldu kendini.