Günah işleyene nasihat etmek

16/03/2019 Cumartesi Köşe yazarı O.Ü

Herkese önce gizli, tenhada nasihat vermek, daha tesirli olur. Yumuşak söylemek lazımdır.

 

Sual: Günah işleyen veya günah işleyecek kimseye, herkesin içinde, sert bir şekilde o günahtan vazgeçmesini söylemek, dinimizce uygun mudur?

Cevap: Haram, günah işleyecek kimseye gizlice nasihat edilir. Haram işlemekte olana, tatlılıkla orada söylenir. Herkese önce gizli, tenhada nasihat vermek, daha tesirli olur. Emr-i ma'rûf yapmanın üç şartı vardır:

Birincisi, Allahü teâlânın emrini ve yasağını bildirmeye niyet etmektir.

İkincisi, söylediğinin vesikasını, kaynağını bilmektir.

Üçüncüsü, hasıl olacak sıkıntılara sabretmektir. Yumuşak söylemek, sertlik yapmamak lazımdır. Sert söyleyen ve münakaşa eden fitne çıkmasına sebep olur.

           ***

Sual: İnsanlardan bazısı, üstü kapalı konuşuyor, anlattıkları anlaşılmıyor, karşı tarafa sıkıntı veriyorlar. Böyle üstü kapalı konuşmak dinen uygun mudur?

Cevap: Birinin sözünü yanlış anlamak, o kimsenin öfkelenmesine sebep olabilir. Böyle zamanlarda az ve açık söylemek, şüpheli kelimeler kullanmamak lazımdır. Zira bir şeyi kapalı anlatmak, dinleyene sıkıntı verir ve onu incitir. Başkasına sıkıntı vermek, onu incitmek, üzüntüye sokmak ise kul haklarındandır.

           ***

Sual: Bazı kimseler, haram, günah işleyeni görünce hemen öfkeleniyorlar. Günah işleyenlere karşı böyle öfkelenmek mi gerekir?

Cevap: Haram işleyeni görünce, gadaba gelmek, öfkelenmek iyidir, din gayretinden ileri gelir. Fakat, kızınca, öfkelenince aklın ve İslâmiyetin dışına taşmamak lazımdır. Günah işleyene, kâfir, münafık gibi çirkin şeyler söylemek, haram olur. Haram işleyeni görenin, buna cahil demesine izin verilmiş ise de, yumuşak, tatlı söyleyerek nasihat vermek, iyi olur. Zira hadîs-i şerifte; (Allahü teâlâ, her zaman yumuşak söylemeyi sever) buyuruldu.

           ***

Sual: Kendisine, bir konuda danışılan kimsenin, güvenilir olması, söylenenleri başkasına anlatmaması gerekmez mi?

Cevap: Mümin, herkesin malını, canını emniyet ettiği kimsedir. Emanet ve hıyanet, malda olduğu gibi, sözde de olur. Hadîs-i şerifte; (Meşveret edilen kimse emindir) buyuruldu. Yani onun doğruyu söyleyeceğine ve sorulanı başkalarından gizleyeceğine emanet olunur, güvenilir. Onun, doğru söylemesi vaciptir. İnsan, malını, emniyet ettiği kimseye bıraktığı gibi, doğru söyleyeceğine emin olduğu kimse ile istişare eder, danışır.