Gençlere nasıl nasihat etmeli

16/09/2022 Cuma Köşe yazarı O.Ü

"Gençlik çağı, nefsin kaynadığı, insan ve cin şeytanlarının saldırdığı bir zamandır..."

 

 

Sual: Müslüman bir baba, oğluna veya kızına nasihat olarak neler söyleyebilir?

Cevap: Bu konuda İmâm-ı Rabbânî hazretleri genç bir talebesine hitaben buyuruyor ki:

“Ey kıymetli oğlum! Bugün, her istediğini kolayca yapabilecek bir hâldesin. Gençliğin, sıhhatin, gücün, kuvvetin, malın ve rahatlığın bir arada bulunduğu bir zamandasın. Yarar işleri yapmayı, niçin yarına bırakıyorsun?

İnsan ömrünün en iyi zamanı olan, gençlik günlerinde, Yaradanın emirlerini yapmaya, Ona ibadet etmeye çalışmalı, İslamiyetin yasak ettiklerinden sakınmalıdır.

Beş vakit namazı kılmayı elden kaçırmamalıdır. Nisab miktarı malı olan Müslümanların, zekât vermeleri emrolunmuştur. Bunların, zekât vermesi, muhakkak lazımdır ve seve seve vermelidir.

Allahü teâlâ, çok merhametli olduğu için, yirmidört saat içinde ibadete, yalnız beş vakit ayırmış, ticaret eşyasından ve çayırda otlayan dört ayaklı hayvanlardan, tam veya yaklaşık olarak ancak, kırkta birini fakirlere vermeyi emir buyurmuştur. Birkaç zararlı şeyi haram edip, çok şeyi mubah etmiş, izin vermiştir.

O hâlde, yirmidört saatte bir saat tutmayan bir zamanı, Allahü teâlânın emrini yapmak için ayırmamak ve zengin olup da, malın kırkta birini Müslümanların fakirlerine vermemek ve sayılamıyacak kadar çok olan mubahları bırakıp da, haram ve şüpheli olana uzanmak, ne büyük inat, ne derece insafsızlık olur.

Gençlik çağı, nefsin kaynadığı, şehvetlerin oynadığı, insan ve cin şeytanlarının saldırdığı bir zamandır. Böyle bir çağda yapılan az bir amele pekçok sevap verilir. İhtiyarlıkta pişmanlıktan, ah etmekten başka bir şey olmaz.

Peygamber efendimizin haber verdiği sonsuz azaplar, elbette olacak, herkes cezasını bulacaktır. İnsan ve cin şeytanları, bugün, Allahü teâlânın affını, merhametini ileri sürerek, gençleri aldatmakta, ibadetleri yaptırmayıp, günahlara sürüklemektedir.

İyi bilmeli ki, bu dünya, imtihan yeridir. Bunun için, burada dostlarla düşmanları karıştırmışlar, hepsine merhamet etmişlerdir. Nitekim A'râf sûresi, 155. âyetinde meâlen;

(Merhametim her şeyi içine almıştır) buyuruldu.

Kıyamette, düşmanları, dostlardan ayıracaklardır. Yasîn sûresindeki;

(Ey kafirler, bugün, dostlarımdan ayrılınız!) meâlindeki âyet-i kerime, bunu haber vermektedir.”