“Bu dini facirlerle de kuvvetlendirir!..”

19/12/2020 Cumartesi Köşe yazarı O.Ü

Uhud'da, Kazman adında bir kimse müşriklerle çok cesurca savaşıyordu. Ancak!..

 

Sual: Müslüman olmadığı hâlde, Uhud Harbinde Müslümanların safında, Mekkeli müşriklerle harp eden olmuş mudur?

Cevap: Konu ile alakalı olarak Şevâhid-ün Nübüvve kitabında deniyor ki:

“Eshab-ı kiram arasında Kazman adında bir kimse vardı. Eshab-ı kiram Uhud Savaşına gidince, o savaşa katılmamıştı. Kadınlar 'senin bizden farkın yok' deyince utanarak, gidip savaşa katıldı. Müşriklerle çok gayret göstererek savaşıyordu. Onun bu hâlini Resûlullah Efendimize haber verdiler. (O Cehennem ehlindendir) buyurdu. Eshab-ı kiram hayret ettiler. Kazman, o kadar savaştı ki, müşriklerden yedi kişiyi öldürdü. Kendisi de birçok yerinden yaralandı. Eshab-ı kiramdan bazıları onu savaş sırasında yaralı hâlde görüp 'şehitlik sana afiyet olsun ey Kazman' dediler. Bunun üzerine Kazman; 'Yemin ederim ki ben din için savaşmıyorum. Kureyş'in bize galip gelerek hurma bahçelerimizi harap etmelerinden korktuğum için savaşıyorum' dedi... Yaraları ona o kadar acı veriyordu ki, kılıcını göğsüne dayayıp kendini öldürdü...

Eshabdan bazıları onun durumunu bilmedikleri için Resulullah efendimize; 'Kazman müşriklerden yedi kişiyi öldürdü ve şehit oldu' dediler. Resulullah efendimiz, (Allahü teâlâ dilediğini yapar) buyurdu. Sonra Kazman'ın gerçek hâlini açıklayıp, (Şehadet ederim ki, ben Allahü teâlânın Resulüyüm) buyurdu. Bundan sonra Eshab-ı kirama dönüp; (Allahü teâlâ bu dini facir kimselerle de elbette kuvvetlendirir) buyurdu.”

              ***

Sual: Din kitaplarında bahsedilen "âlem-i misâl" ne demektir?

Cevap: Allahü teâlânın yarattığı şeylerin hepsine âlem denir. Üç türlü âlem vardır. Bunlar; Âlem-i şehâdet, bildiğimiz madde âlemidir. Âlem-i ervâh, maddi olmayan, ölçüsüz olan rûh âlemidir. Âlem-i misâlde maddeli ve maddesiz hiçbirşey yoktur. Âlem-i misâlde, birinci ve ikinci âlemde bulunan her şeyin ve Allahü teâlânın, hatta düşüncelerin ve manaların misâlleri vardır. Allahü teâlânın misli yoktur, misâli vardır denildi. Bir şeyin kendisine ve sıfatlarına benzeyen başka bir şeye, birinci şeyin misli denir. Allahü teâlânın kendinin ve sıfatlarının misli yoktur, olamaz. Bir şeyin kendine değil, yalnız sıfatlarına benzetilen başka şeye, birinci şeyin misâli denir. Mesela, güneşe padişah denir. Padişah, güneşin misâli olur.