İtikadı bozuk olanın ibadeti kabul olunmaz

20/02/2020 Perşembe Köşe yazarı S.A

Her Müslümanın yapması gereken şey, kendi aklını devreye sokmadan, hakiki İslâm âlimlerinin bildiklerine tabi olmaktır...

 

Kalp hastalıklarından en tehlikelisi, bid'attir. Yani yanlış, bozuk itikattır... Bilhassa zamanımızda Müslümanların çoğu, bu kötü hastalığa yakalanmışlardır. His organları ile anlaşılamayan, hesap ile ulaşılamayan şeylerde akıl yürütmek insanı bu hastalığa sürükler...

Aklın ermediği ve yanıldığı şeylerde akla uyarak hareket etmek cahilliktir. Böylelerini fen adamı, filozof sanarak onlara uymak felakettir. Onları taklit etmek ahirette çok büyük sıkıntılara sebep  olur...

İnsanın kendi aklı ile bu ince, hassas bilgileri bulması mümkün değildir. Herkes kendi aklı ile bu bilgileri bulmaya çalışırsa, yeryüzündeki  insan sayısı kadar bozuk düşünce, itikat ortaya çıkar. Herkesin düşüncesi, anlayışı, fikir yapısı bir değildir. Dünyalık meselelerde bile insanlar başka başka düşünmektedirler. Dünya işlerinde böyle olunca, aklın ermediği ahiret bilgilerinde doğruyu bulmak hiç mümkün olur mu?

Bu durumda, inanmış her Müslümanın yapması gereken şey, kendi aklını devreye sokmadan, hakiki İslâm âlimlerinin bildiklerine tabi olmaktır. Onlar imanın nasıl olması lâzım geldiğini bildirmişlerdir. Doğrusu da budur.

Peygamber Efendimiz (aleyhisselâm) ve Eshabının itikatlarını, doğru olarak tesbit edip bizlere bildiren, sadece Ehl-i sünnet âlimleri olmuştur. Zaten ben "Ehl-i sünnet itikadındayım"  demek,  "Onlar nasıl inanmışlar ise ben de onlar gibi inandım" demektir.

Düzgün itikat çok önemlidir. Çünkü, yapılan bütün ibadetler buna bağlıdır. İtikadı bozuk olanın yaptığı bütün ibadetleri geçersizdir, kabul olunmazlar. Yaptığı ibadetleri onu cehennem ateşinden kurtaramaz.

Sevgili Peygamberimiz aleyhisselâm vefât edince insanlar dinlerini Eshâb-ı kirâmdan (aleyhimürrıdvan) öğrendiler. Hepsi aynı imânı, Ehl-i sünnet itikâdını kendilerinden hiçbir şey katmadan, Resûlullah Efendimizden öğrendikleri gibi naklettiler.

Mezhep imanlarımız, Silsile-i âliye büyüklerimiz ve diğer büyük âlimlerimiz bu saf ve doğru imânı kitap hâline getirerek bize intikal ettirdiler. Onlara ait olan kitapları çok okumalı ve onların gösterdiği yolda yürümeye gayret etmeliyiz...

Çok tehlikeli bir asra rastladık. Bid'atlar o kadar arttı ki sakınmak oldukça zorlaştı. Çamurlu bir yolda yürüyüp üzerine çamur bulaşmaması ne kadar dikkat gerektiriyorsa, bid'atlerden sakınmak ondan daha çok önemlidir. Çamur sıçrayan elbise su dökmekle temizlenir. Bid'atleri ise ancak "ateş" temizler!

İmam-ı Rabbani (kuddise sirruh) buyuruyor ki:

"İyi biliniz ki, bidât sahibi ile konuşmak, kâfirle arkadaşlık etmekten, kat kat daha fenadır."