Fahr-i kâinatın üstünlüğü...

21/06/2021 Pazartesi Köşe yazarı A.U

Sevgili Peygamberimizin hayâtı, bütün insanlar için rahmet olduğu gibi memâtı, yâni vefâtı da rahmettir.

Bir hadîs-i şerîf var.

Resûl aleyhisselâm;

"Ey Eshâbım! Benim hayâtım sizin için nasıl rahmetse ölümüm de rahmettir. Dünyâda müşküllerinizi çözer, şüphelerinizi gideririm" buyurmuştur.

Devâmında;

"Vefâtımdan sonra da, haftada iki kere bana amelleriniz bildirilir. İyi amelleriniz için sevinir, duâ ederim. Günahlarınız için de Rabbimden af dilerim” buyurdu.

Her peygamberin dîni, vefâtından sonra unutuldu.

Onun dîni unutulmadı.

Günümüze kadar geldi.

Cenâb-ı Hak, bu dîni kıyâmete kadar bozulmaktan koruyacağını vâdetti.

Her Nebî, Allah’ın rızâsını istedi.

Allah da habîbinin rızâsını istedi.

Her Nebî Allah ismiyle yemîn etti.

Allah habîbinin ismine yemîn etti.

Hazret-i Mûsâ gadaplı idi.

Sert mîzaçlıydı.

Allah, yumuşak olmasını emretti.

Ve bir vahiyde buyurdu ki:

"Firavun'a yumuşak söyle!"

Peygamberimiz ise halîmdi.

Yâni son derece yumuşaktı.

Kimseye sert söylemezdi.

Allah, Onun sert olmasını istedi.

Ve kendisine;

"Ey Habîbim! Kureyş kâfirlerine sert söyle!" diye emretti.