Kadına ve aileye verilen önem
23/06/2025 Pazartesi Köşe yazarı R.A
Mukaddes dînimiz İslâmiyette ve târih boyunca
kültür ve medeniyetimizde, kadına ve “Âile”ye çok büyük önem verilmiştir.
Dinimizin bütün emir ve
yasaklarında, âilenin korunması gözetilmiş ve temelinin çok sağlam olarak
atılması gerektiği vurgulanmıştır.
Burada hemen ifâde edelim ki, âile,
ne kadar sağlam olursa, toplum o derece güçlü temeller üzerine kurulmuş olur.
Şu bir gerçektir ki, bir milleti yıkmak isteyen iç ve dış düşmânlar da, ilk
tahrîbâtlarına âileden başlamaktadırlar.
Gerek erkek, gerek kadın, ahlâkî
değerlere ne kadar sâhip çıkarlarsa, âile müessesesine ne kadar önem verirlerse
ve bunu yaşatmaya çalışırlarsa, fuhuştan, zinâdan, bütün gayr-i meşrû
ilişkilerden ne kadar uzak dururlarsa, o kadar sağlam bir âile yapısı
kurulur ve cemiyet de o derece sağlam olur. Tabîî ki millet de
son derece sağlam olur; bu milletin teşkîl ettiği devlet de, o derece uzun
ömürlü olur.
Şunu da söyleyelim ki, erkek için
de, kadın için de iyi geçinmek, fedâkârlık ve sabır ister. Büyüklerimiz, “Külfetsiz
ni’met olmaz” buyurmuşlardır.
İyi geçinmek için, sıkıntılara
katlanmak ve her zaman kendini haklı görmemek gerekir. Hep “Ben
haklıyım” demek geçimsizliğe yol açar.
İslâmiyet, ilme, ahlâka ve âileye
en büyük kıymeti verip, câhilliği ve ahlâksızlığı reddeder. Toplumun temeli
âile, âilenin temeli ise sadâkat, iffet, hayâ, karşılıklı sevgi ve anlayış gibi
manevî değerlerdir. Burada şunu da
belirtelim ki, Batı'nın bâtıl inanışlarını, moda ve ahlâksızlıklarını taklit
etmek, medeniyet değil, milletin bünyesinde tahrîbât yapmaktır.
Alkol, uyuşturucu, kumâr ve
fuhşun en büyük tahrîbâtı (yıkımı), âile ve nesiller üzerindedir. Âilenin zayıfladığı, zedelendiği, vazifelerini
yapamadığı zamanlarda gayr-i meşrû serbest münâsebetler artmakta, beden ve rûh
sağlığı bozuk nesiller toplumu işgâl etmektedirler.
Bir âilenin çekirdeği karı-koca,
sonra çocuklardır. O hâlde bir kadın, kocası ile iyi geçinebilmek için ne
yapmalıdır? Koca da, hanımı ile iyi geçinmek için nelere riâyet etmelidir?
Âile
içinde kadın ve erkeğin birbirlerini anlayıp hoşgörü sahibi olmaları, aile
saadeti için şarttır. Karşılıklı saygı ve vazîfelerin ne olduğunun bilinmesi,
yuvanın huzûrlu olması için önemli husûslardandır. Âilede disiplini baba sağlar.
Baba adâletli davranırsa, âilede huzûr olur. Akıllı kadın ve erkek birbirlerini
üzmezler. Hayât arkadaşını üzmek, incitmek âile seâdetinin bozulmasına
sebeptir. Zâlim, huysuz kimse, hayât arkadaşını devâmlı üzerek asâbını bozar.
Sinirler bozulunca, çeşitli hastalıklar meydâna gelir. Hayât arkadaşı hasta
olan bir eş, mahv olmuş demektir. Saâdeti sona ermiştir. Eşinin hizmetlerinden,
yardımlarından mahrûm kalmıştır. Ömrü, onun dertlerini dinlemekle, ona doktor
aramakla, ona alışmamış olduğu hizmetleri yapmakla geçer. Bütün bu felâketlere,
bitmeyen sıkıntılara kadın veya erkeğin huysuzluğu sebep olmuştur. Bunlardan
uzak, seâdetli bir yuvanın esâsı, karşılıklı güler yüz, hep tatlı söz, anlayış
ve hoşgörüdür. Bunları ise dînimiz emretmektedir. Bunlara uyan dünyâ ve
âhirette râhat eder.
