"Kalk yâ Ebâ Ubeyde!"

26/04/2020 Pazar Köşe yazarı A.U

Ebû Ubeyde "radıyallahü anh" bütün gazâlarda bulundu. Mekke'nin fethinde de vardı.

Resûlullahın yanındaydı.

Peygamberimizin huzuruna, Necran'dan bir Hıristiyân heyeti gelmişti.

Çok şeyler sordular.

Cevapları anladılar.

Ve Müslüman oldular.

Sonra da;

"Yâ Muhammed! Senden râzıyız. Eshâbından bir (emîn) kimseyi bizimle gönder. Vergilerimizi ona verelim!" dediler. Efendimiz;

"Pekâlâ" buyurdu.

Sahâbe merak ettiler.

Acabâ kimdi bu "emîn" kişi.

O anda Efendimiz;

"Kalk yâ Ebâ Ubeyde!" buyurdu.

Ve onlara dönüp;

"Ümmetimin emîni budur" dedi.

Ebû Ubeyde bu müjdeyi aldı.

Ve sevincinden ağladı...

● ● ●

Şam'da vebâ hastalığı vardı.

Ebû Ubeyde de buna yakalandı.

Ve öleceğini anladı.

Vasiyet yapmak istedi.

Ve “Beni doğrultun” dedi.

Derhâl doğrulttular.

Ve "Buyur" dediler.

Şu vasiyeti yaptı:

"Namâzınızı kılınız, orucunuzu tutunuz, zekâtınızı veriniz, haccınızı yapınız. İnsanların en akıllısı, Allahü teâlânın emirlerini yerine getirenlerdir” deyip, gözlerini yumdu.

Rabbine vâsıl oldu...