Ahlâksız kadının iftirası!

27/09/2020 Pazar Köşe yazarı A.U

Kutbüddîn-i Bahtiyâr Kâkî hazretleri, bir gün, o yerin Sultânıyla kol kola dolaşıyordu.

Devlet erkânı da vardı.

Geriden onları tâkip ediyorlardı.

Derken bir kadın çıktı önlerine.

Ağlayıp feryât ediyordu.

Sordular o kadına:

“Niçin böyle ağlıyorsun?”

Kadın, Sultâna yaklaşıp;

“Efendim, lütfen bizi nikâh edin, çok zor durumdayım” diye dert yandı.

Hükümdâr sordu:

“Kiminle nikâhlanmak istiyorsun?”

Kutbüddîn hazretlerini göstererek;

“İşte, şu kimseyle” dedi.

“Niçin böyle bir şey istiyorsun?”

“Çünkü ben, ondan hâmileyim.

Gayrimeşrû hâmileyim hem de!”

Kutbüddîn-i Bahtiyâr, şaşırıp kaldı.

Sultân ve adamları da şaşırdılar.

Kutbüddîn hazretleri, kalben imdât istedi hocası Muînüddîn-i Çeştî hazretlerinden.

Hocası, o anda Ecmir’deydi.

İki yüz kilometre uzakta idi.

Mübârek, bir anda geldi oraya.

Ve o iftirâcı kadına dönüp;

“Eeey bu kadının karnındaki çocuk! Şu ahlâksız kadının iddiâsı doğru mu? Değilse sen söyle, nedir bu işin esâsı?” diye seslendi.

O anda, bir ses duydular.

Kadının karnından geliyordu.

“Benim annem olacak bu iffetsiz kadının sözleri iftirâdır. Kutbüddîn Bahtiyâr'ı çekemeyenler, onu halkın gözünden düşürmek için, bu kadını âlet ettiler” diyordu!..