Şeytan-ı laini perişan eden şeyler!..
28/06/2025 Cumartesi Köşe yazarı A.D
Evliyadan bir zat, Arafat'ta, insan kılığına girmiş olan İblis'i
gördü. Zayıflamış ve benzi solmuş, kamburu çıkmış, perişan bir hâldeydi.
Din büyüklerinin en çok korktuğu, son nefes olmuştur.
Mesela çok büyük bir âlim olan Ahmed ibni Hanbel hazretleri, tam sekerat hâlindeyken,
birden can havliyle üç defa "Olmaz, olmaz, olmaz" diye bağırıp,
tekrar yatağa düşer. Oğlu yanına yaklaşıp;
-Hayırdır babacığım, ne oldu?
"Olmaz" diye bağırmanızın sebebi neydi? diye sorunca;
-Melun şeytan, “Müslümanlığı bırak, Hristiyan ol, Cennete
gideceksin” dedi. Ben de "olmaz" dedim. O melun da
defolup gitti, der ve Kelime-i şehadet getirip vefat eder...
Cüneyd-i Bağdadi hazretleri de, ölümüne yakın ağlamaya
başlar. Talebeleri, neden ağladığını sorunca;
-Sonumdan korkuyorum. İnsanın ameli, ince bir iplikle
tavana asılmış gibidir. Her zaman öyle gider ve gelir. Amelim yok demiyorum,
ama sabit değil, nerede duracağı bilinmez. Allah korusun, sol tarafta durursa
ne olur benim hâlim? Onu düşünüp ağlıyorum, dedi. Sonunda Kelime-i şehadet
getirip vefat etti... İşte her mümin de, bu büyük zatlar gibi son nefesinde
imansız gitmekten korkup çok dua etmeli, Allah’ın rahmetinden de ümidini
kesmemelidir...
Büyük İslam âlimi Hüseyin Hilmı Işık (kuddîse sirrûh)
buyurdu ki:
"İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin yolunun
diğerlerinden farkı şudur: Diğer büyükler birini kurtarmak için 'Şöyle şöyle
yap, kurtul' derler. Bu büyükler ise son nefesine kadar onu
takip ederler, son nefeste îmânla ölmesine yardım edip, îmânla âhirete
gönderirler."
***
Evliyadan bir zat, hac
zamanı Arafat'ta, insan kılığına girmiş olan İblis'i (Şeytan'ı)
gördü. Zayıflamış ve benzi solmuş, gözü yaşlı ve kamburu çıkmış, perişan bir
hâldeydi. Mübarek zat, İblis'i tanıyıp, ona şöyle sordu:
- Niçin gözün yaşlıdır?
- Ticaret yapmak fikri olmadan, sırf Allah
rızası için hac yapmaya gelenlerin, bu arzuları yüzünden diğerlerinin de
haclarının kabul edilmesinden korktum. Onun için ağlıyorum.
- Seni zayıflatan nedir?
- Hacıları getiren atların inlemeden, kişneyerek
gelmelerine üzüldüm. Hâlbuki benim yoluma gidenleri böyle götürselerdi,
sevincim çok artardı.
- Peki, benzini solduran nedir?
- Müslümanların ibadetlerine devam etmeleri ve
birbirleriyle yardımlaşmalarıdır. Şayet isyanda yardımlaşsalardı, sevincim
artardı.
- Seni çökertip, belini büken nedir?
- Kulların, "Ya Rabbi! İman ile ölmemi
nasip eyle" diye dua etmeleridir. Halbuki ben onları, kendi
ibadetlerini beğendirip veya "Allah affeder" dedirterek yalan
yanlış yaptırıp veya "sonra yaparsın" diye kandırıp imansız gitmeleri
için çalışmaktayım. Allah’a böyle yalvaranların, benim bu iş için çalıştığımı
anlamalarından, tedbir almalarından korkuyorum!
