"Siz, Nuh Peygambere gidin!"

28/10/2019 Pazartesi Köşe yazarı A.U

Mahşerin sıkıntısı dayanılmaz hâl alınca, ehl-i mahşer Âdem Nebî'ye başvururlar.

Ve derler ki:

“Ey Babamız! Hâlimiz pek fenâdır, bize şefâat et ki, hesâbımız başlasın.”

Âdem Nebî onları dinler.

Ve kendini geri çekip;

“Siz Nuh Peygambere gidin!” der.

Mahşer halkı Nuh Nebî'ye giderler.

Ve kendisine;

“Yâ Nuh! Sen bize şefâat et ki, Rabbimiz hesâbımıza baksın” derler.

O da kendini geri çeker.

Ve ehl-i mahşere:

“İbrâhim Nebî'ye gidin!” buyurur.

Onlar; İbrâhim Peygambere varırlar.

Selâm verirler.

Ve kendisine;

“Yâ İbrâhim! Sen, Allah’ın dostusun. Şefâat et ki, hesap başlasın” derler.

O da özür diler.

Ve o gelenlere;

“Siz Mûsâ Peygambere gidin!” der.

Ehl-i mahşer bir ümitle Mûsâ Nebî'ye varır ve şefâat etmesi için yalvarırlar.

O da “yapamam” der.

Onlardan özür diler ve;

Siz Îsâ Nebî'ye gidin!” der.

Bu defâ Hazret-i Îsâ'ya varıp yalvarırlar. Ancak O da kendini geri çeker.

“Yapamam” der.

Ve ehl-i mahşere;

“Siz Hâtem-ül Enbiyâ'ya gidin. Çünkü peygamberlerin en üstünü odur” buyurur.

Sevinirler.

Ve Ona gidip; “Yâ Muhammed! Ne olur, sen şefâat et ki, hesâbımız başlasın” diye yalvarırlar...

Efendimiz şefâat eder.

Ve sıkıntıdan kurtulurlar...