"O zat gelince ayağa kalkmayalım!"
30/06/2025 Pazartesi Köşe yazarı A.U
Anadolu velîlerinden Yûsüf Sinan Efendi’nin ziyâretine, Sultân
gelirdi zaman zaman.
Bâzen de sultân onu çağırıyordu sarayına.
O geldiğinde saray görevlileri karşılar, hürmetle selâmlayıp kapının
perdesini kaldırırlardı.
Ancak bir süre sonra değişmişti görevliler.
Yeni gelenler bilmiyordu bu zâtın büyüklüğünü. Eskiler tembîh ettiyse de
aldırış etmediler.
Ve bir gün, bu velî zâtın saraya geleceği duyuldu.
Görevliler fısıldaştılar:
“O gelince, ayağa kalkmayalım.
Hem perdeyi de kaldırmayalım.
Tamam mı? Tamam!”
Az sonra geldi bu zât.
Ama hiç de öyle olmadı.
Görevliler “ok gibi” fırlayıp kalktılar, perdeyi de kaldırdılar.
Sonra birbirlerine bakıp;
“Biz ne yaptık? Hani ayağa kalkmayacaktık. Perdeyi de kaldırmayacaktık”
dediler.
Bir tânesi;
“Arkadaşlar! Her şey ortada. Bu zât gerçek bir Allah adamı. Eğer öyle
olmasaydı biz böyle hürmetli davranamazdık” dedi.
Öbürleri de;
“Evet, doğru söylüyor. Allahü teâlânın azîz ettiğini zelîl etmeye kimsenin
gücü yetmez. Bizim de yetmedi işte” dediler.
Ve “talebesi” oldular bu büyük velînin.
