Sahih olduğu kesin bilinen bir hadisle amel etmemiz caiz midir?

Hadis-i şeriflerle amel etmek

CEVAP
Müctehid olmayan, hadisle amel edemez. (Kifaye)

İmam-ı Rabbani hazretleri buyurdu ki: Hadislerle amel etmek, bize caiz olmaz. Mezhebimizin hükmüne aykırı görünen hadis-i şerifler, âlimlerin sözlerini reddetmek için delil ve senet olamaz. Mesela bir Hanefi’nin, [“İmam arkasında Fatiha okumak farzdır. Bu konuda sahih hadis var” diyerek] imam arkasında Fatiha okuması ilhaddır. (Mektubat 1/312, Mebde ve Mead 31)

Muhammed Hadimi hazretleri buyuruyor ki: Dindeki dört delil, müctehidler içindir. Bizim için delil, mezhebimizin bildirdiği hükümdür. Çünkü bizler, âyet ve hadisten hüküm çıkaramayız. Mezhebin bir hükmü, âyete, hadise uymuyor görünse de yanlış değildir. Çünkü âyet ve hadis ictihad isteyebilir, başka bir âyet veya hadisle değişmiş, neshedilmiş olabilir veya bilmediğimiz bir tevili vardır. (Berika s. 94)

Şimdi bir hadis kitabı okuyan, ya hadise uydurma der veya kendi aklına göre, yanlış hüküm çıkarır. Her ikisi de felakettir. O halde bir Müslümana yapılacak en büyük bir kötülük, (Hadisten veya mealden dinini öğren) demektir. Sahih olan şu hadis-i şeriflere ve mezheplerdeki hükümlerine bakalım:
1- (Deve eti yemek abdesti bozar.) [Müslim, Ebu Davud, Tirmizi, Nesai] (Sadece Hanbelî’de bozar.)

2- (Zekerine dokunanın abdesti bozulur.) [Ebu Davud, Tirmizi, Nesai] (Tek Hanefi’de bozmaz.)

3- (Zekere dokunmak abdesti bozmaz.) [Ebu Davud, Tirmizi, Nesai] (Tek Hanefi’de bozmaz.)

4- (Fercine dokunan kadının abdesti bozulur.) [Beyheki] (Yalnız Şâfiî’de bozulur.)

5- (Kan aldırmak abdesti bozmaz.) [Beyheki] (Yalnız Hanefî’de bozar.)

6- (Akar kan abdesti bozar.) [Beyheki, Dâre Kutnî] (Tek Hanefî’de bozar.)

7- (Besmelesiz abdest olmaz.) [Ebu Davud, Tirmizi, Beyheki, Hâkim] (Besmele yalnız Hanbelî’de farzdır.)

8- (Deniz hayvanları helaldir.) [Ebu Davud, Tirmizi, Nesai] (Yalnız Hanefi’de deniz haşaratı yenmez.)

9- (Ateşte ısınmış şey abdesti bozar.) [Müslim, Ebu Davud, İ. Mace, Tirmizi, Nesai] (Bu, hiçbir mezhepte bozmaz. İzahı Mizanı Kübra’da vardır.)

10- (Fâtihasız namaz olmaz.) [Buhari, Müslim] (Fâtiha, 3 mezhepte farz, Hanefî’de farz değil.)

Görüldüğü gibi, farklı hükümler var. Mesela zekere dokunmak abdesti bozar diye de, bozmaz diye de hadis var. Bir kimse hangisiyle amel edecek ki? Onun için herkes kendi mezhebine uymalıdır.

Yaşlılara hürmet
Sual: (Büyüklerimize hürmet etmeyen, bizden değildir)anlamındaki hadisten, yaşlılara hürmet etmeyenin kâfir olacağı mı anlaşılır?
CEVAP
Hayır, (Sünnetime, Müslümanların yoluna uymamış) olur demektir. (Bizden değil), (Benden değil) diye bildirilen çok hadis-i şerif vardır. Birkaç örnek verelim:
(Evlenmeyen benden değildir) hadis-i şerifi, (Evlenmeyen, evlilikle ilgili sünnetime uymamış olur) demektir. Evlenmeyen günah işlemiş olmaz. (İhya)

Demek ki, hadis-i şerifleri açıklamasız okumamalıdır.
(Selama cevap vermeyen bizden değildir) hadis-i şerifi de, (Selam alma farzına uymamış, haram işlemiş olur) demektir.

(Kadını kocasına karşı kışkırtan bizden değildir!) hadis-i şerifi, karı koca arasını açmanın haram olduğunu bildiriyor.

(Âlim olmayan veya ilim öğrenmeye çalışmayan bizden değildir)hadis-i şerifi de, (Dinde bilinmesi zaruri olan şeyleri öğrenmeyen haram işlemiş olur) demektir. Hele itikadî konularda dinini bilmeyen, yanlış inanan, küfre düşebilir.

Bu bakımdan dinimizi doğru olarak öğrenip, öğrendiklerimizle amel etmeye çalışmalıyız.

Hadis-i şeriflerle amel etmek
Sual:
 Bir Müslüman, hadis-i şerifleri öğrenerek, bunlara göre amel edebilir ve ibadet yapabilir mi?
Cevap: Müctehit olmayan bir Müslüman, bir sahih hadis öğrenip, mezhep imamının buna uymayan hükmünü yapmak kendine ağır gelirse, bu Müslümanın, dört mezhep arasında, bu hadise uygun ictihat etmiş olan müctehidi arayıp bulması ve bu işini onun mezhebine göre yapması lazımdır. İmam-ı Nevevi hazretleri Ravdat-üt-talibin kitabında bunu uzun açıklamaktadır. Çünkü ictihat derecesine yükselmemiş olanların Kitap ve Sünnet’ten hüküm çıkarmaları caiz değildir. Zamanımızda bazı kimseler, kendilerinin mutlak müctehit derecesine yükseldiklerini, Kitap ve Sünnet’ten hüküm çıkarabileceklerini ve dört mezhepten birine uymaya ihtiyaçları olmadığını söylüyorlar. Bozuk düşünceleri ile mezhepleri çürütmeye kalkışıyorlar. “Bizim gibi olan din adamlarının reylerine, görüşlerine uyamayız” gibi cahilce sözler söylüyorlar. Şeytanın vesvesesi ve nefislerinin tahriki ile üstünlük iddia ediyorlar. Böyle sözleri ile, üstünlüklerini değil, ahmaklıklarını ortaya koymuş olduklarını anlayamıyorlar. Bunlar arasında, “Herkes tefsir okumalı, tefsirden ve Buhari’den hüküm çıkarmalıdır” diyenler de vardır. Böylelerini din adamı sanmaktan ve uydurma kitaplarını okumaktan çok sakınmalıdır. Ameldeki dört mezhepten birini seçmeli ve ona sımsıkı sarılmalıdır.

Hadis-i şeriflerden din öğrenmek
Sual: Bir kimsenin hadis-i şerifleri okuyarak ve bu hadislere uyarak, dinini öğrenmesi, yaşaması mümkün değil midir?

Cevap: Mazhar-i Cân-ı Cânân hazretleri, konu ile alakalı olarak, bir talebesine hitaben buyuruyor ki:
Yavrum, hadis-i şeriflere nasıl uyulur? Bunu bildirmek için, Muhammed Hayât hazretleri bir kitap yazmıştır. Bu kitapta diyor ki: Hüseyn bin Yahyâ Buhârî Zendevistî, Ravdat-ül-ulemâ kitabında buyuruyor ki; İmam-ı a'zam hazretleri, talebesine; “Resulullahın hadis-i şerifini ve Eshâb-ı kiramın sözünü görünce, benim ictihadımı bırakınız, onlara uyunuz!” buyurdu. Bir kere de; “Sahih hadisler benim mezhebimdir” buyurdu. Hadis ilminde âlim, mütehassıs olan, nâsih ve mensûh hadisleri ayırabilen, kuvvetli ve zayıf hadisleri anlayabilen bir kimse, sahih hadislere uyarsa, Hanefî mezhebinden çıkmaz. Mezhep reisinin sözünü yapmış olur. Hatta, böyle bir âlim, sahih hadislere uymazsa, İmâm-ı a'zam hazretlerinin sözünü dinlememiş olur. Herkes bilir ki, hadis-i şeriflerin hepsini birlikte bilen, işiten, hiçbir âlim yoktur. Nitekim, İmâm-ı a'zam hazretleri “Hadis-i şerifi görünce, benim sözümü bırakınız!” buyurdu. Hatta, bu ümmetin en âlimleri olan ve ömürlerini, Resûlullah efendimizin hizmetinde geçirmiş olan Eshab-ı kiramdan hiçbiri de, bütün hadis-i şerifleri işitmiş değildi. Hadis-i şerife uymak, her mümine vaciptir. Mezhep imamlarından, belirli birine uymak vacip değildir. Her Müslüman, ameldeki dört mezhepten dilediği mezhebe uymakta serbesttir. Ehl-i sünnet âlimlerinin, mezhep imamlarımızın bildirdiği hadis-i şeriflere ve bunlardan anladıkları manalara uymamız lazımdır. Fetâvâ-yı Hindiyyede diyor ki; “Fıkıh öğrenmeyip, hadis öğrenen, dinde iflas eder yani dini gider. İlmi, emin olan, salih kimselerden öğrenmelidir.” Dinini doğru olarak öğrenmek isteyen, fıkıh kitaplarını okumalıdır.