cenaze namazı ve defin 2

cenaze namazı ve defin 2

Resulullahın cenaze namazı 
Sual: Resulullahın cenaze namazını kim kıldırdı?
CEVAP
Peygamber efendimizin cenaze namazını, vasiyetine uyularak herkes teker teker kıldı.

Bir kabre iki ölü
Sual: 
Biri öldükten beş yıl sonra aynı mezara başka bir ölünün konması caiz midir?
CEVAP
Bir ölü çürüyüp, kemikleri toprak olmadan, bu mezara başkası gömülemez. Başka mezar kazılamazsa, kemikler toplanıp, mezar içinde, toprakla örtülerek, başkası, toprağın öte yanına gömülebilir. Ölü çürüyüp, toprak olunca, bu mezara başkası defnolunabilir. (S. Ebediyye)

Ölünün ne kadar sene sonra çürüyeceği toprağın durumuna bağlıdır. Bazı topraklarda tez, bazı topraklarda çok geç çürür. Beş yılla kayıtlamak yanlış olur.

Cenazeyi duyurmak
Sual:
 Cenaze olduğunu bildirmek için gazeteye ilan vermek ve belediyeden anons ettirmek caiz midir?
CEVAP
Caizdir. Fakat, cenaze olduğunu bildirmek için, minarelerde salât okunması bid’attir.

Cenaze yıkayacak kimse
Sual: 
Hayzlı kadın cenaze yıkayabilir mi?
CEVAP
Ölü yıkayacak kimsenin, önce gusül abdesti alması müstehabdır. Cünübün ve özürlü kadının yıkaması mekruhtur. (S. Ebediyye)

Kefen bezi
Sual:
 Erkek ve kadın için, kaç metre kefen bezi almak gerekir?
CEVAP
Erkek için 7, kadın için 8 metre patiska almak yeterlidir.

Sual: Eşlerden biri ölünce diğeri bunun cenazesini yıkayabilir mi?
CEVAP
Kadın, ölen kocasını yıkar. Çünkü kocanın ölümünden sonra, nikah, ölüm iddeti bitinceye kadar [dört ay, on gün] devam eder. Hanefi mezhebinde kadın ölünce, kocası bunu yıkayamaz. Çünkü ölünce nikah bozulur. Fakat diğer üç mezhepte yıkaması caizdir. (Redd-ül-muhtar)

Cenaze namazı
Sual:
 Namaz kılması mekruh olan vakitlerde, cenaze namazı kılınır mı?
CEVAP
Eğer cenaze, mekruh vakitte hazırlanmışsa, geciktirmemek için, mekruh vakitte de kılmak caizdir. Daha önce hazırlanmış olan cenazenin namazını, mekruh vakte bırakmak caiz değildir, mekruhtur.(Redd-ül muhtar)

Sual: Maliki’yi taklit ediyorum. Cenaze namazına durunca, Hanefi’ye göre bozmayan, Maliki’ye göre abdesti bozan bir hal oldu. Namaza devam etmek caiz olur mu?
CEVAP
Cenaze namazını, sonradan kılma imkânı olmadığı için, Hanefi mezhebine uyarak namaza devam edilir. Beş vakit namazdan biri olsaydı, sonra kılma imkânı olduğu için, o abdestle kılınamazdı.

Yanarak yok olan
Sual: Vücudunun bir kısmı yanarak yok olup ölenin cenazesi yıkanır mı, namazı kılınır mı?
CEVAP
İnsanın yalnız başı veya bedenin yarısı ele geçerse, yıkanmaz ve namazı kılınmaz. Öylece gömülür. Başı olmasa bile bedenin yarıdan fazlası veya bedenin yarısı ile başı bulunursa, yıkanır ve namazı kılınır. (Dürr-ül-muhtar)

Sual: Denizde veya gölde boğularak ölen kimsenin cenazesini yıkamak gerekir mi?
CEVAP
Evet, üç kere yıkanır veya yıkamak niyetiyle suda üç kere hareket ettirilir.

Sual: Ölünün kefen parasını, başka biri kendi parasından verse uygun olur mu?
CEVAP
Kefenin, ölünün kendi helal malından olması ve önceden yıkanmış olarak hazır bulundurulması iyidir. Kefen, ölünün malından alınır. Borcundan, vasiyetinden ve mirasından önce, kefen parası ayrılır. Kadın zengin olsa da, kefenini kocası verir.

Sual: Ölünün kefeni kaç parça olmalıdır?
CEVAP
Erkeğin kefeninin üç parça, kadının kefeninin, beş parça olması sünnettir. Daha fazla olması bid’attır. Kefenin yeni, temiz, kıymetli ve beyaz pamuklu [patiska] olması sünnettir. Erkeğe, ipek kefen haramdır. Tabutunu da, ipekle örtmek haramdır. Kadınlara ipek caizdir.

Sual: Kefeni zemzemle yıkamak uygun olur mu?
CEVAP
Zemzemle yıkanmış kefen, Hanefi’de caiz, Şafii’de haramdır. Hanefi’de, kuruyunca zemzemin hepsi gider. Şafii’deyse, eseri kalıp, meyyitin kanıyla ve iriniyle kirletmeye sebep olur.

Sual: Cenaze, nasıl yıkanır?
CEVAP
Teneşir etrafında, önce buhur otu yakılıp üç veya beş defa dolaştırılır.

Cenaze, örtülü olarak, tütsülenmiş teneşir üzerine, sırt üstü veya kolay olan şekilde yatırılır. Göbekle diz arası örtülü olarak yıkanır; çünkü kadının kadınlar için avret yeri, erkeğin erkekler için olan avret yeri gibidir. Teneşire, kıbleye karşı yatırmak sünnettir.

Teneşir, göbeğe kadar yüksek ve az eğik olmalıdır. Su, pek sıcak olmamalı, tuzlu olmalıdır. Serin ve tuzlu su, çürümeyi geciktirir. Ölü, çocuk da olsa, önce abdest aldırılır; fakat ağzına, burnuna su verilmeyip, bezle temizlenir. Önce yüzü yıkanır. Sonra, kolları yıkanıp, başı, kulakları ve ensesi mesh edilir ve ayakları yıkanır. Kâfurlu suyla, bu yoksa yalnız su dökerek, başı ve sakalı, sabunla yıkanır. Sonra sol yanına çevrilip, sağ yanına su dökülür. Su, teneşir tahtasına değen yerlerine kadar akıtılmalı, sonra, sağ yanına yatırılıp, sol tarafına, omuzdan ayağa kadar su dökülür. Sonra oturtulup, karnı hafifçe bastırılır. Bir şey çıkarsa yıkanır, yani su döküp giderilir. Sonra sol yanına yatırıp, sağ yanı tekrar yıkanır, yani omuzdan ayağa kadar su dökülür. Böylece sünnete uygun, yani üç kere yıkanmış olur. İki yanı yıkanırken de, üç defa su dökülür.

Hasta, cünüp olarak vefat etmiş olsa da, bir defa yıkanır. Yıkandıktan sonra, abdesti bozan şeyler çıkarsa, tekrar yıkanmaz ve abdest aldırılmaz. Yalnız çıkan şeyler, su dökerek giderilir. Ölüyü yıkarken, niyet etmek sünnettir. Niyetsiz temiz olursa da, farz sakıt olmaz.

Yıkama yerine, yıkayıcılardan başkası girmez. Velisi girebilir.

Zaruret yoksa kokmaması için morga koymak yerine çabuk gömmeli, yolcu gelecek diye bekletmemelidir. Canlıya eziyet veren şey, ölüye de verir. Bunun için, çok soğuk ve çok sıcak suyla yıkanmaz. Zemzemle yıkamak caiz değildir. Saçları dökülürse, kefeni içine konur; çünkü insanın her parçası muhteremdir, gömülür. Yıkandıktan sonra, teneşir üzerinde bezle kurulanır. Ölünün saçlarını taramak, saç, sakal, bıyık ve tırnaklarını kesmek, Hanefi’de caiz değildir. Su kaçmaması için, ağzına, burnuna ve kulaklarına pamuk koymak caizdir. (Halebî)

Su bulunmadığı zaman, teyemmüm yaptırılıp, namazı kılınır. Sonra su bulunursa, yıkanır; fakat namazı tekrar kılınmaz. Ölü yıkayacak kimsenin, önce gusletmesi müstehabdır. Cünübün ve özürlü kadının yıkaması mekruhtur. Cenaze yıkanmış su, müstamel su olur. Necis olur. Bunun için, yıkayanların üstüne sıçramaması, peştamal sarınmaları gerekir. [Başka bir kavle göre ise, cenazenin üstünde necaset yoksa necis olmaz.]

Sual: Evliya bir zatın elbisesinden bir parça, kefen içine konulması iyi olur mu?
CEVAP
Evet, çok iyi olur. Muhammed Masum hazretleri buyuruyor ki:
Salihlerin, Velilerin elbisesinden kefen yapmak veya kefen içine, yüzüne, göğsüne koymak faydalıdır. (1/3)

Âyet-i kerîmeleri, duaları, muhterem isimleri kefene yazmak veya kabre koymak caiz değildir.

Sual: İhtiyaç halinde, kadının cenazesini, erkek yıkayabilir mi?
CEVAP
Hayır, yıkayamaz. Yıkayacak kadın bulunamazsa, cenaze baştan ayağa örtülü olarak, akrabası, eline bez sararak, elini örtü altına sokup, teyemmüm yaptırır; çünkü ölünün avreti, dirinin avreti gibidir. Bakması haram olan yere, dokunmak da, haramdır. Bir çocuğa da, öğretilip, yıkatılabilir.

Sual: Cenazeyi, gece gömmek caiz midir?
CEVAP
Gündüz defnetmek müstehabsa da, gerektiğinde gece de gömmek caizdir. (S. Ebediyye)

Sual: Kadın ölünce, kocası hanımının yüzüne de mi bakamaz?
CEVAP
Yüzüne bakabilir.

Sene-i devriye [yıl dönümü]
Sual: Ölümüzün sene-i devriye denilen yıl dönümünde veya kırkında yahut elli ikisinde mevlid okutmak maksadıyla, o günü hesap etmek için, öldüğü günden itibaren mi, yoksa toprağa verildiği günden itibaren mi saymak gerekiyor? Babam akşama doğru vefat etti, ertesi güne kaldı. Akrabalar gelecek diye bekletilirken, gece oldu ve ertesi gün kaldırdılar, yani iki gün sonra defnedildi. Hesabı buna göre iki gün sonra mı yapacağız?
CEVAP
Hadis-i şerifte, (Kabirdeki ölü, denize düşüp, imdat diye bağıran kişiye benzer. Boğulurken kendisini kurtaracak birini beklediği gibi, ölü de bir dua gözler) buyuruldu. (Deylemi)

Ölen bir yakınımız, (Aman, acele bana hayır hasenat yapın, dua gönderin) diye bağırırken, ona, (Yok öyle acele etme, bekle, kırk günün veya elli iki günün yahut bir yılın dolsun, sana o zaman dua edeceğiz, hayır hasenat yapacağız, mevlid okutacağız) demek ne kadar yanlıştır.

Ziyaretime gelen bir imam anlattı: Cemaatinden biri, ona aynı soruyu sormuş. İmam da uzun uzun bunların bid’at olduğunu, hayır hasenat yapmak ve dua etmek için gün tayininin Hristiyanlıktan geldiğini anlatmış. Adama, anladın mı diye sormuş. O da, (İyi anladım, ama anlamadığım husus, bu kırkını ölünün öldüğü günden mi sayacağız, yoksa toprağa girdikten sonra mı sayacağız) demiş.

Ölü için yapılacak hayır ve hasenatı geciktirmemeli, belli günleri beklememeli, ilk fırsatta yapmaya çalışmalıdır.

Ölüyü yıkamak
Sual:
 Kadın, ölen kocasının cenazesini yıkayamaz mı?
CEVAP
Kadın yıkayabilir. Kocası ölünce, kadın dört ay on gün iddet bekler. Bu zaman zarfında, onun karısı sayılır. Onun için, kadın kocasını yıkayabilir.

Kadını erkek, erkeği kadın yıkayamaz. Kadın cenazeyi yıkayacak kadın yoksa, erkek, eline bez sarıp, kollarına bakmadan, örtü altından teyemmüm yapar. Teyemmüm yapan erkek, mahrem akrabasıysa, mesela oğlu annesine veya teyzesine teyemmüm ettiriyorsa, eline bez sarmak gerekmez, çünkü mahrem olan akrabanın kollarına ve yüzüne bakmak ve dokunmak caizdir. Teyemmüm de zaten yüze ve kollara yapılır.

Ölüm hâli
Sual: 
Ölmek üzere olan hasta, nasıl yatırılır?
CEVAP
Ölmek üzere olan bir hasta, sağ yanı üzere yatırılıp, yüzü kıbleye çevrilir. Böyle yatırmak sünnettir. Baş altına bir şey koyarak, ayakları kıbleye doğru, sırtüstü yatırmak da caizdir. Böylece yüzü kıbleye karşı olur. Bunlar güç olursa, kolayına gelecek şekilde yatırmak da caiz olur. Cenaze, sırt üstü veya kolay olan şekilde yatırılır. Kıbleye karşı yatırmak sünnettir.

Kabrin derinliği
Sual:
 Kadınların kabrini, erkeklerin kabrinden, daha derin kazmak gerekir mi?
CEVAP
Hayır. Genelde, kadın için olsun, erkek için olsun, kabri derin kazmak iyidir. Derinliğinin, insanın göğsüne kadar, hatta insan boyu kadar olması iyidir. (Cami-ul-fetava)

Kadın cenazenin defni
Sual: Mahremi olmayan bir kadın ölünce, cenazesini kocası kabre koyabilir mi? Yoksa kadınlar mı koymalı?
CEVAP
Kadınlar koyamaz. Diğer üç mezhepten birini taklit ederek, kocası, ölen karısını kabre koyabilir. Çünkü kadını, kocasının yıkaması da, diğer üç mezhepte caizdir. Hazret-i Ali, hanımı Hazret-i Fatıma’yı, kendisi kabre koymuştu.

Cenaze duası
Sual: 
Cenazede hangi dua okunur?
CEVAP
Cenaze için aşağıdaki dua okunur. Bunu bilmeyen, Rabbena âtina veya Rabbenağfirli âyetlerini, dua olarak okuyabilir. Yahut dua niyetiyle, besmelesiz Fatiha-i şerife okumak da olur. Başka dua okumak da caizdir. Sadece, Allahümmağfir-leh dense de olur.

Cenaze kadın ise, parantez içindekiler yani kırmızılar okunur. 

Duanın İslam harfleriyle yazılmış orijinali için tıklayınız.

Allahümmağfir li-hayyinâ ve meyyitinâ ve şâhidinâ ve gâibinâ ve zekerinâ ve ünsânâ ve sagîrina ve kebîrinâ. Allahümme men ahyeytehü (ahyeytehâ) minnâ fe ahyihî (ahyihâ) alel-islâmi ve men teveffeytehü (teveffeytehâ) minnâ fe teveffehü (teveffeh)alel-îmâni ve hussa hâzel-meyyiti (hâzihil- meyyitete) bir-revhi ver-râhati vel-mağfireti ver-rıdvâni. Allahümme in kâne (kânet)muhsinen (muhsineten) fezid fî ihsanihî (ihsânihâ) ve in kâne(kânet) müsîen (müsîeten) fe tecâvez anhü (anhâ) ve lekkıhi'l(lekkıhâ'l) emne vel-büşrâ vel-kerâmete vez-zülfâ. Allahümmec’al kabrehü (kabrehâ), ravdaten min riyadil cinâni ve lâ tec’al kabrehü (kabrehâ) hufraten min huferin-nîrâni. Rabbiğfirlî ve li-vâlideyye ve lil-mü’minîne vel-mü’minâti ve li cemi’ıl müslimîne vel-müslimâti el-ahyâ-i min hüm vel emvâti bi-rahmetike yâ erhamer-râhimîn.

Tercümesi:
Allah’ım! Dirilerimizi, ölülerimizi, hazır olanlarımızı, burada olmayanlarımızı, erkeklerimizi, kadınlarımızı, küçüklerimizi ve büyüklerimizi af ve mağfiret eyle! Ya Rabbi, içimizdeki kimseleri İslâm üzere yaşat, ölenleri iman üzere öldür. Bilhassa bu ölüyü, kolaylığa, rahata erdir! Onu mağfiret et ve ondan razı ol! Allah’ım! Eğer bu ölü, iyilerdense, iyiliğini artır. Kötülerdense, onu affet! Ona emniyet, müjde, ihsan ve yakınlık nasip et! Allah’ım! Onun kabrini Cennet bahçelerinden bir bahçe eyle! Onun kabrini Cehennem çukurlarından bir çukur yapma! Ya Rabbi! Beni, ana babamı, ölü diri bütün müminleri ve müslümanları affet, bi-rahmetike yâ erhamer-râhimîn.

Cenazede selam verirken
Sual:
 Cenaze namazında, dördüncü tekbirden sonra bir şey okumadan mı selam verilir? Selam verirken kimlere niyet edilir?
CEVAP
Dördüncü tekbirden sonra, dua okumadan, ölüye ve cemaate niyet ederek iki tarafa selam verilir. (Redd-ül-muhtar, Halebî-yi sagir)

Cenazede tekbir alırken
Sual: 
Cenaze namazında her tekbirde elleri kaldırmak gerekir mi?
CEVAP
Hayır, sadece ilk tekbirde eller kaldırılır. Diğer üç mezhepte ise, her tekbirde eller kaldırılır. Belh âlimleri de eller her tekbirde kaldırılır demişlerdir. (Halebî)

Başınız sağ olsun
Sual: Taziye için ölü sahiplerine, (Başınız sağ olsun) demenin, kaza ve kadere aykırı olduğu söyleniyor. Neresi aykırıdır?
CEVAP
Şimdi, eski âlimlerin bildirdiği her şeyi kötülemek moda hâline geldi. Bu da kıyamet alametlerindendir. (Başınız sağ olsun) demek, (Ölüyle ölünmez, Allahü teâlâ size ve yakınlarınıza sabır versin) demektir. Sabır tavsiye etmek sünnettir.

Cenaze namazından sonra
Sual: Cenaze namazından sonra nutuk söyler gibi konuşmak veya ölünün yaptığı iyi işleri anlatmak caiz midir?
CEVAP
Caiz değildir, bid’attir. Ölüyü kendinde bulunmayan şeylerle övmek caiz değildir. Kendinde bulunan sıfatlar ile övmek de faydasızdır. İmam-ı Rabbânî hazretleri vefat edince, bid’at işlenmesin diye, cenaze namazından sonra hemen kabre koymuşlar ve kabre koyduktan sonra dua okunmuştur.

Beton kabir
Sual: 
Altı toprak dört tarafı betondan yapılmış hazır kabir satıyorlar. İçine lahd kazıp meyyiti defnetmek caiz mi?
CEVAP
Evet, caizdir.

Hastaya telkin
Sual:
 Ölüm hâli yaklaşan hastaya, kelime-i tevhid nasıl telkin edilir?
CEVAP
Hastanın durumuna göre La ilahe illallah denebilir, ancak Muhammedün Resulullah da demek iyi olur.

Mezar yeri almak
Sual: 
Ölmeden önce, mezar yeri satın almak caiz mi?
CEVAP
Evet, caizdir. Ama o parayı dine hizmette kullanmak daha iyidir. Çünkü hiç kimseyi açıkta bırakmazlar, bir yer bulup defnederler.

Cenaze namazı
Sual: 
Bir ölü için, iki defa cenaze namazı kılınır mı?
CEVAP
Cenaze namazı bir kere kılınır. Birden fazla kılınması mekruh olur. (Mevkufat)

Cenaze namazında niyet
Sual:
 Kitaplarda, (Cenaze namazının farzı ikidir: Biri dört tekbir, diğeri de ayakta kılmaktır) deniyor. O zaman abdestsiz ve niyetsiz cenaze namazı kılınır mı?
CEVAP
Dört tekbirle ayakta kılmak cenaze namazının içindeki farzlardır. Abdest almak ve niyet, namazın dışındaki farzlardandır.

Cenaze namazına geciken
Sual:
 Cenaze namazına geç kalan ne yapar?
CEVAP
1-
 Cenaze namazında, imam birinci tekbiri aldıktan sonra gelen, imam ikinci tekbiri alana kadar bekler ve onunla birlikte tekbir alır. İmam cenaze namazını bitirince de, yetişememiş bulunduğu tekbiri, cenaze kaldırılmadan önce alır.
2- İmam, iki veya üç tekbir aldıktan sonra yetişmiş olan da böyle yapar. Yani hemen yetişemediği tekbirleri peş peşe söyler.
3- Cenaze namazına, imam dördüncü tekbiri alırken yetişen kimse, eğer imam selam vermemişse, bu tekbirle, cenaze namazına girer. Sonra, cenaze kaldırılmadan önce, arka arkaya üç defa tekbir alır, dua okumaz. (Hindiyye)

Cenaze akşama kalırsa
Sual:
 Cenaze akşama kalmışsa, cenaze namazı akşamdan önce mi sonra mı kılınır?
CEVAP
Cenaze akşam vakti hazırlanmışsa, önce akşam namazının farzı, sonra cenaze namazı kılınır. Yani cenaze namazı, akşam namazının sünnetinden önce kılınır. (Hindiyye)

Tanıdığın cenazesinde
Sual: Tanıdık biri, mesela bakkal Ali amca ölse, cenaze namazına niyet ederken ismini söylemekte mahzur var mıdır?
CEVAP
Mahzur yoksa da, ismini söylememek daha uygundur. (Hindiyye)

Cenazenin gece defni
Sual: Cenazeyi geciktirmemek için gece namazını kılıp gece defnetmek caiz midir?
CEVAP
Dört mezhepte de caizdir. (Mizan-ül kübra)

Ölüleri yıkamak
Sual: 
Ölüleri yıkamak, önceki dinlerde de var mıydı?
CEVAP
Evet, ölüleri yıkamak her dinde vardı. Bir hadis-i şerif meali şöyledir:
(Âdem aleyhisselam vefat edince melekler Cennetten hanut ve kefen getirip su ve sedir yaprağıyla yıkadılar. Üçüncüsünde kâfur koydular. Üç parça kefenle kefenleyip namazını kıldılar. Lahd yapıp defnettiler. Sonra çocuklarına dönüp, "Ey Âdemoğulları, ölülerinize işte böyle yapın" dediler.) [Fetava-i Fıkhiyye]

Baba katili
Sual: Annesini veya babasını öldürenin cenaze namazı kılınır mı?
CEVAP
Ana babayı öldürmek küfür değildir, ancak ona ceza olarak, cenaze namazı kılınmaz. (Dürer)

Eskiden ana baba katili mahkeme kararıyla öldürülünce bu katilin cenaze namazı kılınmazdı. Günümüzde ise, cenaze namazı kılınır.

Mezara beton levha
Sual: Cenaze kabre konduktan sonra, kerpiç yerine dört parmak kalınlığında beton levhalar konuyor. Çimento fırınlandığı için mekruh olur mu?
CEVAP
Mekruh olmaz, çünkü vücuda temas etmiyor ve kabrin içi sayılmıyor.

Cenaze yıkarken
Sual: Cenazeyi yıkarken, görülen iyi kötü hâlleri başkalarına söylemek uygun mudur?
CEVAP
Ölünün yüzünün nurlanması, güzel bir koku hâsıl olması ve benzerleri gibi, gördüğü güzel şeyleri, başkalarına söylemek müstehabdır, yani iyi olur. Fakat yüzünün kararması, kötü koku hâsıl olması, şeklinin ve organlarının bozulması gibi kötü hâlleri söylemek caiz olmaz.(Cevheret-ün-neyyire, Fetava-i Hindiyye)

Cenazeyi tıraş etmek
Sual: Dedem yatalak hasta olduğu için, bıyıkları ağzına girecek kadar uzamıştı. Koltuk altı ve kasık kılları tıraş edilemeden öldü. Öylece gömdük. Tıraş etmek lazım mıydı?
CEVAP
Hayır. Ölünün saçı, sakalı taranmaz, tırnakları kesilmez, etek ve koltuk tıraşı yapılmaz. Bıyığı kısaltılmaz. O hâliyle gömülür. (Hindiyye)

Ölüye kına yakmak
Sual:
 Ölünün eline, saçına kına yakmak caiz midir?
CEVAP
Erkeklere mekruh, kadınlara caizdir.

Bebek kabri
Sual:
 Beş aylık çocuğun kabri de, büyük insan kabri gibi derin mi olmalıdır?
CEVAP
Evet, büyük insan kabri gibi derin olması iyidir.

Cenazeyi defnederken
Sual: 
Defnetmek için gittiğimiz cenazede, cemaatin bir kısmı, (Ana babamızın kabirlerini de ziyaret edip bir Fâtiha okuyalım) dedi. İmam, (Caiz olmaz, okuduğunuz Fâtiha da kabul olmaz. Siz bu cenaze için geldiniz, başka kabri ziyaret edemezsiniz) dedi. Böyle bir şey var mı?
CEVAP
Öyle bir şey yoktur. Mezarlığa gidilince, başka kabirler de ziyaret edilebilir, Fâtiha ve Kur’an okunabilir.

Kadın cenazesi
Sual:
 Ölen kadını yıkayacak bir hanım yoksa, erkek akrabası yıkayabilir mi?
CEVAP
Kadın bulunmadığı zaman, kadını erkek yıkayamaz. Cenaze baştan ayağa örtülü olarak akrabası, eline bez sararak, elini örtü altına sokup, teyemmüm yaptırır. Akrabası yoksa başkası da böyle teyemmüm ettirebilir. Çünkü ölünün avreti, dirinin avreti gibidir. Bakması haram olan yere dokunmak da haramdır. Eğer varsa bir çocuğa öğretilip yıkatılır. (S. Ebediyye)

Bir hadis-i şerif meali şöyledir:
(Erkekler arasında ölen bir kadının yanında başka hiç kadın yoksa, su yokmuş gibi teyemmümle defnedilir.) [Beyhekî]

Yeşil ağacın faydası
Sual: Kabrin üstüne çiçek dikmenin faydası olur mu?
CEVAP
Elbette, olur. Resulullah efendimiz “sallallahü aleyhi ve sellem”, iki kabrin yanına geldi. Her iki kabirdeki ölünün, azapta olduğunu anladı. Bir hurma dalını ikiye ayırıp, yarısını bir kabrin, diğer yarısını da öteki kabrin üzerine dikti. (Bunlar yeşil kaldıkça, azapları hafifler)buyurdu. (Buhârî, Müslim)

Allahü teâlâ, yeşil otların bereketiyle kabirdeki azabı hafifletmektedir. İslam mezarlıklarına servi ağaçları dikilmesi bundan ileri gelmektedir. (Kıyamet ve Âhiret)

Abdest bozmak
Sual:
 Mezarlıkta abdest bozmak caiz midir?
CEVAP
Tahrimen mekruhtur. Mezarlıkta abdest bozmanın mekruh olması ölülere eziyet verdiği içindir. Dirilere eziyet veren şey, ölülere de eziyet verir. (Redd-ül Muhtar)

Kabir yazısı
Sual: 
Aile kabristanı yaptırdık. Bunun duvarına Türkçe harflerle (Falancaların aile kabristanı) diye yazmak caiz midir?
CEVAP
Caiz olmaz. İslam harfleriyle yazmalıdır.

Kabrin üstüne oturmak
Sual:
Eski veya yeni bir kabrin üstüne oturmak veya ihtiyaç hâlinde idrar yapmak günah mıdır?
CEVAP
Kabrin üzerine oturmak, bevletmek mekruhtur. (Hindiyye)

Kabirde Kur’an okumak
Sual: 
Kabirde Kur’an-ı kerim sessiz mi okunur?
CEVAP
Sessiz olarak Kur’ân-ı kerim okunur. Yüksek sesle okumak mekruhtur. (Tam İlmihâl)
Kabristanda, yüksek sesle veya yavaşça, (Sûre-i mülk) okunabilir. Diğer sûrelerin de okunacağı, (Zahîre) kitabında, (kabirlerin yanında Kur’ân-ı kerîm okumanın fazileti) anlatılırken bildirilmektedir. Kâdîhân Hasenin (Hâniyye) fetvalarında yazılı olduğu gibi, meyyitin Kur’ân-ı kerim sesini duyarak rahatlamasını niyet eden kimse, yüksek sesle okur. Böyle niyet etmeyen kimse, yavaş okur. Çünkü, Allahü teâlâ, Kur’ân-ı kerimi nasıl okunursa okunsun işitir. (Kıyâmet Ve Âhiret)

Kabirde dua okumak
Sual: 
Kabir ziyaretinde, hangi sûreler okunur?
CEVAP
Kabir ziyaretinde 11 İhlâs, bir Fâtiha okunup sevabı ölülere bağışlanırsa, ölülerin ve okuyanın günahları affolur. Başka sûreler de okunur. Mesela, Mülk sûresini okumak da çok iyidir. İmam-ı Ahmed bin Hanbel hazretleri, (Kabristana girince, Fâtiha, Felak, Nas ve İhlâs sûrelerini okuyup, sevabı ölülere gönderilirse, hepsine vâsıl olur) buyurdu.

Ölü kabre konurken
Sual: 
Ölü, kabre konurken hangi duayı okumalıdır?
CEVAP
Ölü kabre konurken, (Bismillahi ve billahi ve alâ milleti Resûlillâh) duası okunursa, Allahü teâlâ o kabirdekinin kırk yıllık azabını kaldırır. (Şir’a)

Mozole ve türbe
Sual: Mozole türbe anlamına mı geliyor? (Mozoleye çelenk kondu) deniyor. Türbeye çelenk konur mu?
CEVAP
Mozole, [mausolée] Fransızca kökenli, yabancı bir kelimedir. Anıt mezar anlamına gelir. Bunu daha çok gayrimüslimler kullanıyor. Krallarının mezarına çelenk koyuyorlar. Türbe ise, evliya mezarı demektir. Evliya mezarına zaten çelenk konmaz, konsa da faydası olmaz. Evliya mezarında dua edilir. Napolyon’un mezarına türbe denmez, mozole denir. Hazret-i Mevlana’nın mezarına da, mozole denmez, türbe denir. Bunlar, zulmet ile nur, Cehennem çukuru ile Cennet bahçesi gibi farklı şeylerdir.

Kimliği bilinmeyen ölü
Sual: 
Müslüman veya kâfir olduğu bilinmeyen bir ölü bulunsa, namazını kılmak gerekir mi?
CEVAP
İslam alameti varsa, yıkanır ve namazı kılınır. İslam alameti, sünnet olmak, sakal boyamak ve kasık tıraş etmektir. Bugün, bunların üçü de İslam alameti olmaktan çıkmıştır. İslam alameti yoksa, İslam memleketinde ise, Müslüman kabul edilerek namazı kılınır. (S. Ebediyye)

Ölüm hastasının yanında
Sual: 
Ölüm hastasının yanında veya öldükten sonra, cünübün veya hayızlının bulunmasında mahzur var mıdır?
CEVAP
Seyyid Abdülhakîm efendi hazretleri buyuruyor ki: Ölüm alametleri görülen hastanın yanında, çocuk, cünüp, özürlü kadın bulundurulmamalıdır. (S. Ebediyye)

Hasta ölünce, yanında cünübün ve hayızlı kadının bulunmasında bir mahzur olmadığı Halebîde beyan edilmişse de, bunların ölünün yanından çıkarılmasının evlâ olduğu Dürr-ül Muhtar’da bildirilmektedir. (Mecmua-i Zühdiyye)

Demek ki ölünün ve ölüm hastasının yanında, özürlü kadın bulundurmamak iyi olur.

Cenazede kullanılan su
Sual: Cenaze yıkamada kullanılan su müstamel değil midir?
CEVAP
Evet, müstameldir. Cenaze necistir. Cenaze necis olmasa su kuyusuna düşerek ölen insanın oradaki suyu kirletmemesi gerekirdi. Bunun gibi cenaze yıkarken sıçrayan müstamel su üzerinde iken namaz kılan kimsenin namazının sahih olması icap ederdi. Hâlbuki içinde insan ölen kuyunun suyu pis olduğu gibi, üzerine müstamel su yani cenaze yıkamada kullanılmış olan su bulaşmış kimsenin namazı da sahih değildir.

Ölü yıkanan suyun müstamel olduğu, necis olduğu, temiz olmadığı fıkıh kitaplarında yazılıdır. Mesela Fetâvâ-i Hindiyye’de deniyor ki:
(Cenazenin başının yıkandığı su, müstamel olur. Serahsî'nin Muhîtkitabında da böyle olduğu bildiriliyor.)

Kurbet yani sevab niyetiyle veya hadesi [abdestsizliği] gidermek yahut bir farzı eda için kullanılan müstamel su ile abdest ve gusül caiz değildir. Velev ki cenaze yıkamakta kullanılsın. (İbni Âbidin)

Kuyuya Müslüman cenazesi düşse, gasilden sonra ise, suya zarar gelmez. Gasilden önce ise, su müstamel olmuş olur. (Nimet-i İslâm)

Cenaze yıkanmış suyun temiz olmadığı S. Ebediyye kitabında da yazılıdır.

Sual: Cenaze namazı kılındıktan sonra, birkaç adım cenazeyi taşımalı mıdır?
Cevap:
 Müslümanın cenaze namazını kılmalı, hiç olmazsa birkaç adım cenazede bulunmalıdır.

Cenazeyi götürürken tekbir getirmek!
Sual: Cenazeyi götürürken çiçek bulundurmak, ölenin resmini taşımak, tekbir getirmek ve türbedeki sanduka üzerine ipekli kumaşlar sermek dinimiz açısından uygun mudur?

Cevap: Cenazeyi taşırken, çiçek, çelenk götürmek, bunları mezarın üstüne koymak ve matem, yas alametleri taşımak, yakaya rozet, resim gibi şeyler takmak, gayrimüslimlerin âdetidir. Müslümanların bunları yapması haramdır ve meyyit için zararlıdır. İbni Mâce’nin bildirdiği hadis-i şerifte, (Cenazeyi yüksek sesle, ateş, ışık ve başka şeyler taşıyarak götürmeyiniz!) buyuruldu.

Cenazenin arkasında ve ona yakın yürümelidir. Cenazede bulunmak sünnet-i müekkededir. Şafii mezhebinde cenazenin önünde gidilir. Kadınlar cenazede bulunmaz. Cenaze sessiz götürülür. Yüksek sesle tekbir, tehlil, ilahiler okumak bidat ve günah olduğu Halebi-yi kebir, Merakıl-felah, Tahtavi haşiyesinde, Nimet-i İslam’da ve Şir’atül-İslam şerhi sonunda uzun yazılıdır. Cahillerin yapmalarına aldanmamalıdır. Böyle bidatler bulunan cenazeyi terk etmemeli, mümkünse mani olmalıdır. Cenazenin ön ve yan taraflarında yürümek caiz ise de arkasında gitmek daha iyidir.

Türbe içindeki kabir üzerine ipekli veya başka bez serip üzerine gül serpmek, böylece türbenin güzel kokmasını sağlamak iyi olur. Bunun caiz olduğu, Tahkik-ul-hakk-ıl-mübin kitabında yazılıdır.

Sual: Ölüm alametleri görülen hastanın yanında kimler bulunmalı, ne yapmalı ve nelere dikkat etmelidir?
Cevap: Ölüm alametleri görülen hasta yanında, çocuk, cünüp, hayızlı kadın bulundurulmamalıdır. Odada ve hatta evde açıkta resim bulunmamasına çok dikkat etmelidir. Yanında âlim, salih kimseler bulunup, zorlamadan Kelime-i tevhid söylemesi temin edilmeli, söylemesi için sıkıştırmamalıdır. Yanındakiler söyleyip ona duyurmalı, usandırmamalıdır. Bir kere söylerse bir daha söyletmemeli, başka şey söylerse Kelime-i tevhidi bir daha söylemesi hatırlatılmalı, yani son sözü Kelime-i tevhid olmalıdır. Zorlamadan bir kere “Lâ ilâhe illallah” demek yanındakilere sünnettir. Kelime-i tevhidi hatırlatanların, hastanın düşmanı, vârisi olmaması uygundur. Kimse yoksa vâris hatırlatır.

Ölüm hastası İhlas suresini çok okumalıdır. Yatağı karşısında Kelime-i tevhid yazılı levha asılı olmalıdır. Hasta yanında, evliyanın, âlimlerin ve salihlerin menkıbeleri ve sözleri konuşulmalı, bunlara sevgisi arttırılmalıdır. Evliyanın, salihlerin söylenmesi, rahmetin inmesine sebep olur.

Sual: Bir yerde, birden fazla cenaze varsa, bunların cenaze namazı ayrı ayrı mı kılınır?
Cevap: Birkaç cenaze birlikte ise, her birinin namazını ayrı kılmak efdaldir. Hepsi için bir namaz kılınması da caizdir. Bunun için, birinin başı ötekinin ayağına gelmek üzere sıralanır. İmam, derecesi yüksek olanın önünde durarak kılar. Cenazelerin bir kısmı imamın sağında, bir kısmı da imamın solunda bulunur. Yahut, hepsini imamın önünde olarak yan yana koyup, imam hepsinin göğsü hizasında durur. Önce erkekler, sonra oğlan, sonra kadın, en sonra kız cenazesi konur. Bunlar için niyet ederken, erkek veya kadın olduklarını söylemek şart değildir.

Sual: Canlı doğup hemen ölen ile cansız doğan çocukların yıkanıp kefenlenme durumu aynı mıdır ve bir de bu çocuklar mirastan pay alabilirler mi?
Cevap: Doğduktan sonra hemen ölen çocuk yıkanır ve namazı kılınır, vâris olur ve mirası kalır, ismi de konur. Cansız doğan çocuk, dört aylık değil ise, yıkanmaz ve namazı kılınmaz. Dört aylık olmuş ise, yıkanıp bir kefene sarılıp gömülür, namazı yine kılınmaz.

Sual: Birkaç kişi ile kılınan cenaze namazı, daha sonra cemaat çok olsun diye tekrar kılınabilir mi?
Cevap: Cenaze namazı bir kere kılınır. Bir kadın kıldıktan sonra bile, tekrar kılınırsa, nafile olur. Cenaze namazını nafile olarak kılmak mekruhtur.

Sual: Herhangi bir sebeple mezar açıldığında, mezardaki cenazeyi tekrar kefenlemek gerekir mi?
Cevap: Mezardan çıkarılmış, çıplak görülen bir ölü, kokmamış ise, sünnet üzere kefenlenip gömülür. Kokmuş ise, bir beze sarılıp gömülür.

Ölünün kırkıncı günü
Sual: Ölenin arkasından dua etmek, sadaka vermek, hayır yapmak için, kırkıncı, elliüçüncü gibi belli günleri, geceleri beklemek doğru mudur, dinimizde böyle bir şey var mıdır?

Cevap: Ölünün kırkıncı gün burnu düşmesi, elliüçüncü gecesi çürümeye başlaması ve bu gecelerde mevlit okutmalı gibi sözler doğru değildir. Bunlar, Ahmet isminde bir türbedarın rüyada gördüm diyerek uydurup söylediği şeylerdir. Meyyite yapılan her hizmet ibadettir. İbadetler, yalnız âyet-i kerime, hadis-i şerifler ve müctehidlerin sözü ile belli olur. Şunun, bunun emri ile, rüya ile ibadetler değiştirilemez. İbadetleri değiştirmek, bozmak isteyenlerin imanı gider. Ölülere Kur’an-ı kerim okumak, sadaka vermek, dua etmek gibi yardımları yapmak için, elliüçüncü gecesini beklememeli, birinci günü yaparak, imdadına bir an önce yetişmelidir. Bu yardımları, yedinci, kırkıncı, elliüçüncü gecelere bırakmak, boğulmak üzere olan birine, biraz bekle yardıma birkaç gün sonra geleceğim demeye benzer. Muhammed Ma’sûm hazretleri Mektûbât kitabında buyuruyor ki:
“Âdet, riya, gösteriş olarak değil de, Allah rızası için, fakirlere yemek, sadaka verip, sevaplarını meyyitin ruhuna göndermek, iyi olur ve büyük ibadet olur. Fakat, bunun belli gün veya gecede yapılması için güvenilir bir haber yoktur, yani aslı yoktur.”

Hıristiyanlar, ölülerine, kırkıncı gün mezarlıkta ayin yapmakta ve bunun âdetleri olduğunu söylemektedirler. Ölüler için sadaka, mevlit gibi hayratın belli günlerde yapılmasının Müslümanlara Hristiyanlardan geçmiş olduğu anlaşılmaktadır.

Cenazede, tabut başında konuşma yapmak
Sual: Cenaze namazı kılındıktan sonra, tabutun başında dua etmek, konuşma yapmak, dinimizce uygun mudur?
Cevap:
 Cenaze namazı kılındıktan sonra tabutun yanında dua etmek caiz değildir. Zübde-tül-makâmâtta diyor ki:
“İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin cenaze namazı kılındıktan sonra, durup dua yapılmadı. Hemen mezarlığa götürüldü. Cenaze namazından sonra, ayakta dua etmenin mekruh olduğu, fıkıh kitaplarında yazılıdır. Bazı imamlar yapıyorlar ise de, sünnete uygun değildir.” Cenaze namazı kılındıktan sonra dua etmenin, konuşma yapmanın caiz olmadığı Bezzâziyye fetvâsında da yazılıdır.

Sual: Büyük olan oğlan ve kız çocukları öldüğünde, kefenleri, aynen büyükler gibi mi olur?
Cevap: Büyük oğlan, adam gibi kefenlenir. Büyük kız, kadın gibi kefenlenir. Küçük oğlan bir, küçük kız, iki parça kefene sarılır. Ölü doğan çocuk, düşük ve insan uzvu mesela kolu kefenlenmez, bir beze sarılıp gömülür.

Sual: Cenazeyi ne şekilde götürmeli, taşımaya tabutun ne tarafından başlamalıdır?
Cevap:
 Cenaze taşımakta önce ön tarafta, meyyitin sağ tarafı, sağ omuza alınıp, on adım taşınır. Sonra, arka sağ bacak tarafı sağ omuzda, on adım taşınır. Sonra meyyitin sol tarafına, yani arkadan bakıldığına göre, tabutun sağ tarafına geçip, sol omuzda, on adım önde, on adım arkada taşınır. Hepsi kırk adım eder. Hadîs-i şerifte;
(Cenazeyi kırk adım taşıyanın kırk büyük günahı affolur) buyuruldu.

Kabir, derin olmalıdır
Sual: Kabrin derinliği, genişliği ne kadar olmalı ve ölünün kabir içine konuş şekli nasıldır?
Cevap:
 Konu ile alakalı olarak Câmi’-ul-fetâvâ kitabında deniyor ki:
“Kabrin derinliği, insanın göğsüne kadar olmalıdır. Adam boyunca olması daha iyidir.”

Kabir, su girmemesi, koku çıkmaması ve hayvanların açmaması için, derin olmalıdır. Uzunluğu meyyitin boyu kadar, genişliği, boyunun yarısı kadar olmalıdır. Kabrin uzunluğuna istikameti, kıble ciheti ile dik açı yapacak şekilde olmalıdır. Lahd yapmak sünnettir. Lahd, kabir kazıldıktan sonra, kabrin tabanından kıble cihetine ve kabir boyunca, içine meyyit sığacak kadar genişlik ve yükseklikte kazılan yerdir. Meyyit, lahd içine, sağ yanı üzere konur. Şak yapılmaz yani kabir kazıldıktan sonra ortasına çukur açıp, meyyit buraya konmaz. Toprak çürük, nemli ise, erkeği lahdin veya doğruca kabrin içine tabut ile koymak caiz olur. Toprak kuru ve sağlam ise, erkeği tabut ile gömmek mekruh olur. Meyyitin altına keçe, hasır gibi şeyler sermek de mekruhtur. Tabut ile gömünce tabut içine biraz toprak konur. Kadınları, her zaman tabut ile gömmek efdaldir.

Sual: Cuma günleri ruhlar bir araya gelirler mi ve cuma günü ölenlere azap yapılmaz mı?
Cevap:
 Cuma günü, ruhlar toplanır ve birbirleri ile tanışırlar ve bugün kabir azapları durdurulur. Bazı âlimlere göre, müminin azabı artık başlamaz. Kâfirin Cuma ve Ramazanda yapılmamak üzere, kıyamete kadar sürer. Bugün ve gecesinde ölen müminler kabir azabı görmez. Cehennem, Cuma günü çok sıcak olmaz. Âdem aleyhisselâm Cuma günü yaratıldı, Cuma günü, Cennetten çıkarıldı. Cennettekiler, Allahü teâlâyı Cuma günleri göreceklerdir.

Sual: Cenaze taşınırken gören Müslümanlar, ayağa kalkıp beklemeli mi, yoksa nasıl hareket etmelidir?
Cevap:
 Bir yerden cenaze götürülürken, oradaki dükkânlarda, kahvede olan Müslümanlar, bu cenazeyi görünce, gidip hiç olmazsa kırk adım taşımalı ve biraz arkasından yürümeli, ruhuna Fâtiha ve dua okumalıdır. Cenazeyi görünce, olduğu yerde ona karşı dikilip beklemenin tahrimen mekruh olduğu, Merâkıl-felâh ve Halebî-i kebîrde yazılıdır. Cenazeyi taşıdıktan sonra, arkasından yürümelidir. Peygamber Efendimiz, Sa’d bin Mu’âz hazretlerinin cenazesini taşımışlardı.

Sual: Cenazeyi, herhangi bir zaruret yokken, vefat ettiği yerden başka bir yere götürüp gömmenin mahzuru olur mu?
Cevap: Cenazeyi, bulunduğu şehirde gömmek müstehabtır. İki veya dört kilometreden az uzağa götürmek sözbirliği ile caizdir. Daha uzağa götürmek ihtilaflıdır. Yakup ve Yusuf aleyhimesselâmın cenazeleri Mısırdan Şama nakledildi ise de, onların dinlerinde nakil caiz idi. Definden sonra caiz değildir. Redd-ül-muhtârda, bir kimsenin ölmeden önce, öldüğünde başka yere götürülmesini vasiyet etmesinin bâtıl olduğu bildirilmektedir.

Sual: Cenazeyi, herkese açık olan umumi mezarlıklara mı defnetmeli veya nasıl hareket etmelidir?
Cevap: Meyyiti büyük mezarlıkta gömmek, sünnettir ve çok faydalıdır. Mümkün olduğu kadar salihlere ve evliyaya yakın defin etmelidir. Fasıkların, facirlerin ve hele gayrimüslimlerin kabirlerinden uzak olmalıdır. Rutubetli yerlerde defnetmek iyi değildir. Mümkün olduğu kadar kuru yerlere defnetmelidir. Nemli yerde defin, meyyitin çabuk çürümesine sebep olur ki, aslında meyyitin geç çürümesi lazımdır. Toprak nemli veya gevşek olursa, çivisiz tabut ile gömmek iyi olur.

Sual: Ölen süt çocuğunun cenazesi de, tabuta konularak mı götürülür?
Cevap: Ölen süt çocuğunu ve biraz büyüğünü, bir kişi iki eli üzerinde götürür. Bu kişi, hayvan üzerinde de olabilir. Büyük çocuklar ise, tabut ile götürülür.

Sual: Bir kimse, ölmeden önce kendisi için mezar hazırlayabilir mi?
Cevap: Bir kimsenin, hayatta iken, kendisi için kabir kazdırması caizdir. Kabir, kendi mülkünde ise, ona mahsus olur. Kendi mülkünde değilse, kabristanda yerini satın almamışsa, başkası da oraya gömülebilir.

Sual: Kabirde defin esnasında orada bulunanlar ne yapmalı, nasıl hareket etmelidir?
Cevap: Konu ile alakalı olarak Şir’at-ül-islâmda deniyor ki:
“Cenazeyi kabir başına koyunca, iş yapmayanlar oturmalıdır. Yahudiler ve Hıristiyanlar gibi ayakta durmamalıdır. Meyyit defin edilirken, yedi sureyi okumak müstehabtır ki, İnnâ enzelnâ, Kâfirûn, İzâ câe, İhlâs, iki Kul e’ûzü ve Fâtiha sureleridir. Definden sonra bir hafta her gün sadaka verip, sevabını meyyitin ruhuna hediye etmek müstehabtır.”

Cenaze çıkan eve yemek götürmek
Sual: Cenaze çıkan eve yemek mi götürmeli yoksa cenaze evinde yemek, helva pişirip dağıtmalı mıdır?

Cevap: Cenaze çıkan eve komşuların ve yakında oturan akrabanın, bir gün ve gecelik yemek göndermeleri müstehabdır. Ca’fer-i Tayyâr hazretleri şehit olunca, Resulullah efendimiz bunun evine yemek gönderilmesini emir buyurdu. Ölü evinden yemek, helva dağıtılması mekruh ve çirkin bir bidattir. Birinci, üçüncü, yedinci, kırkıncı ve elliüçüncü gibi günlerde helva, çörek gibi şeyler yapmak ve kabir başında yemek dağıtmak, hafızları, mevlitçileri toplayıp, okutup yemek vermek mekruhtur. Bunların çoğu, gösteriş, şöhret için yapılmaktadır. Bu bidatler yapılırken, araya haramlar da karışmaktadır. Bunların yapılmasını vasiyet etmek de batıldır. Kırkıncı günü beklememeli, dua, hatim, sadaka ve mevlit okutmak gibi ibadetler, hemen yapılıp, sevapları meyyitin ruhuna hediye edilmelidir. Camilerde, ölüler için, İslâmiyete uymayan toplantılar yapmak günahtır. İbadet şeklinde günah işlemek, başka yerde işlemekten daha günahtır.

Sual: Okyanusun ortasında, gemide ölen bir kimsenin cenazesi, nereye ve nasıl gömülür veya ne yapılır?
Cevap: Gemide ölen kimsenin cesedi, karaya gidinceye kadar kokacaksa, yıkanır, kefenlenir, gemide cenaze namazı kılınır. Eğer gemi, bir gayr-i müslim memleketine yakın ise, cesede ağır bir şey bağlayarak denize bırakılır. Eğer gemi, bir Müslüman memleketin sahiline yakın ise, o zaman ceset yine denize bırakılır fakat cesede ağır şey bağlanmaz.

Meyyiti kabre indirirken
Sual: Cenaze, mezara nasıl indirilir, indirirken ne okunur ve kabre nasıl yerleştirilir?

Cevap: Meyyit defnedilirken, kabre tek veya çift sayıda kimse girip, kıbleye dönüp, kabrin kıble tarafına ve kabre paralel olarak bırakılmış olan meyyiti alıp, kabir içine veya lahd içine, yüzü kıbleye karşı korlar. Koyarken, “Bismillâh ve billah ve alâ millet-i Resûlillah” derler. Ezan okumazlar. Meyyitin yüzü, lahdin içine doğru olup, arkasına toprak ve kerpiç konur. Sonra mezarın içi toprakla doldurulur. Ters konmuş meyyiti kıbleye çevirmek için mezar açmak caiz değildir. Çünkü, mezarı açmak haramdır. Kabirde unutulan bir malı almak için açılabilir. Kabirde kefenin uçları çözülür.

Sual: Definden sonra, kabir başında dua yapılabilir mi ve cenaze sahiplerine ne zaman baş sağlığı dilenir?
Cevap: Definden sonra dua edilir. Sessiz olarak Kur’an-ı kerim okunur. Yüksek sesle okumak mekruhtur. Sonra cemaat ve meyyit sahibi, işlerinin başına dağılmalıdır. Üç günden sonra taziye yapmak mekruhtur. Ancak uzakta olanlar ve yakın olup da, geç haber alanlar için mekruh olmaz. İki kere taziye etmek, kabir başında ve meyyit sahiplerinin kapılarında taziyede bulunmak mekruhtur. Taziye, mektupla da olur.

Sual: Cenaze defnedildikten sonra, kabrin üzeri düz değil, balık sırtı gibi yapılıyor ve bir de su dökülüyor. Böyle yapmak dinimizin emri midir?
Cevap: Definden sonra kabir üzerine su dökmek sünnettir. Kabrin üzerine terbî yapmak, yani düz yapmak Hanefi mezhebinde sünnet değildir. Müsennem, yani balık sırtı gibi yuvarlak yapmak sünnettir. Kabir içini kireç ve çimento ile sıvamak caiz değildir. Âlimlerin, büyüklerin kabirlerini korumak için, türbe yapmanın, Hanefi mezhebinde caiz olduğu, Halebî-yi kebîr’de bildirilmiştir. Mîzân’da ve Ukûd-üd-dürriyye’de de yazılıdır. Fakat, süs için yapmak haramdır. Kabir üzerine taş, çimento, demir parmaklık yaparak korumak caizdir.

Sual: Hazırlanmış olan cenazeyi gündüz mü defnetmelidir, gündüz yetiştirilemezse, gece de defnedilebilir mi?
Cevap: Yıkanıp, kefenlenen yani hazırlanmış olan cenazeyi gündüz gömmek müstehabdır. Eğer gündüz yetiştirilemezse, gece de gömmek, defnetmek caizdir.

Sual: Tanımadığımız bir kimsenin cenazesinin taşındığını görünce, ayağa kalkıp beklemek ve saygı duruşunda durur gibi durmak gerekir mi yoksa ne yapmalıyız?
Cevap: Konu ile alakalı olarak Halebîde deniyor ki:
“Önünden cenaze geçen kimse, cenaze için ayağa kalkıp dikili durmamalıdır. Cenazeyi taşımak ve arkasından yürümek için kalkmalıdır. Resulullah efendimizin cenaze görünce kalktığı, geçtikten sonra oturduğu ve 'siz de böyle yapın' diye emir buyurduğu bildirildi ise de, bu emir neshedildi, kaldırıldı. Yani bir zaman sonra, bu emrini değiştirdi.” Merâk-ıl-felâh ve Dürr-ül-Muhtârda da cenazeyi görenin saygı duruşu olarak ayağa kalkmasının caiz olmadığı yazılıdır.

Sual: Cenazeyi taşırken hızlı mı yoksa yavaş mı götürmelidir?
Cevap: Cenazeyi, meyyiti sarsmayacak kadar, hızlı götürmelidir.

Ölenin yakınlarına taziyede bulunmak
Sual: Ölenin yakınlarına baş sağlığı için ne demeli, bunun belli bir zamanı var mıdır, nasıl yapılmalıdır?

Cevap: Meyyit sahiplerinden büyük, küçük erkeklere ve yaşlı kadınlara rast gelince, taziye etmek, yani başın sağ olsun demek gibi, sabır tavsiye etmek müstehabtır. Taziye için; “A'zamallahü ecrek ve ahsene azâek ve gafere limeyyitik” denir ki; “Allahü teâlâ, sevabını, dereceni arttırsın, güzel sabır etmeni nasip eylesin ve meyyitinin günahlarını af eylesin” demektir. Musibetlere, elemlere sevap olmaz. Bunlara sabretmeye sevap verilir. Fakat, elemlere sabredilmese de, günahların affına sebep olurlar. Meyyit sahibinin, taziye için, üç günden az, bir yerde bulunması caiz ise de, camide beklemesi ve kadınların hiçbir yerde beklemeleri caiz değildir. Definden sonra dua edilir. Sessiz olarak Kur’ân-ı kerim okunur, yüksek sesle okumak mekruhtur. Sonra cemaat ve meyyit sahibi, işlerinin başına dağılmalıdır. Üç günden sonra taziye yapmak mekruhtur. Ancak uzakta olanlar ve yakın olup da, geç haber alanlar için mekruh olmaz. İki kere taziye etmek, kabir başında ve meyyit sahiplerinin kapılarında taziye mekruhtur. Taziye, mektup ile de olur.

Sual: Cenaze evine taziye için gelenlere bir şeyler ikram etmenin, yemek yedirmenin, dinimiz açısından bir mahzuru var mıdır?
Cevap: Cenaze çıkan eve komşuların, yakında oturan akrabanın, bir gün ve gecelik yemek göndermeleri müstehabdır. Ca'fer-i Tayyâr hazretleri şehit olunca, Resulullah efendimiz bunun evine yemek gönderilmesini emir buyurdu. Ölü evinden yemek, helva dağıtılması mekruh ve çirkin bir bidattir. Ancak taziye için başka şehirlerden gelen misafirlere, taziye için gelenlere bir şeyler ikram etmek veya yemek vakti ise yemek vermek gibi âdet olan şeyleri yapmak bidat olmaz.

Sual: Ölenin 40., 53. günleri kabrinin başında yemek dağıtmak, mevlit okutmak dinimizce uygun mudur?
Cevap: Ölünün ardından, kırkıncı, elli üçüncü gibi günlerde helva, çörek gibi şeyler yapmak, kabir başında dağıtmak, mevlit okutup yemek vermek mekruhtur. Bunların çoğu, gösteriş, şöhret için yapılmaktadır. Bu bidatler yapılırken, araya nice haramlar da karışmaktadır. Bunların yapılmasını vasiyet etmek de batıldır. Kırkıncı günü beklememeli, dua, hatim, sadaka, mevlit okutmak gibi ibadetler, hemen yapılıp, sevapları meyyitin ruhuna hediye edilmelidir.

Sual: Bazı yerlerde ölüleri yakıyorlar. Ölenin cesedi bu şekilde yakılınca, ruhu yersiz, mekânsız bırakılmış olmaz mı?
Cevap:
 Konu ile alakalı olarak Abdül'Azîz-i Dehlevî hazretleri Abese suresinin tefsirinde buyuruyor ki:
“Ölüyü yakmak, ruhu yersiz bırakmak olur. Ölüyü toprağa gömmek ise, ruh için bir yer belli etmek olur. Bunun içindir ki, gömülmüş olan velilerden ve başka salihlerden faydalanılmaktadır. Ölülere yardım etmek de mümkün olmaktadır. Yakılan ölüler için bunlar düşünülemez.”

Cenaze olduğunda tesbihleri terk etmek
Sual: Zamanımızda çoğu yerlerde, bir cenaze olduğu zaman, namazdan sonraki tesbihleri okumayı terk ediyorlar. Gerçekten böyle durumlarda dinimize göre bu tesbihlerin terk edilmesi, okunmaması mı gerekir?
Cevap:
 Farz namazlardan sonra, imamın ve cemaatin, her biri tamam olarak, üç istiğfâr ve Âyet-el-kürsi ve 99 tesbih ve duadan sonra, her birinde Besmele çekerek, onbir İhlas ve iki Kul-e'ûzü okumaları ve 67 Estağfirullah demeleri müstehabtır. Onbir İhlâs okumayı emreden hadis-i şerif, Berîkada yazılıdır. Sabah namazı sonunda, on kerre “Lâ ilâhe illallah vahdehu lâ-şerîke-leh lehül-mülkü ve lehül-hamdü yuhyî ve yümît ve hüve alâ külli şey'in kadîr” okuyana çok sevap verileceği, hadis-i şerifte bildirildiği İmdâdda yazılıdır. Cenaze olduğu zaman, bunları terk etmemelidir. Çeşitli sebeplerle, cenaze, saatlerce bekletilip de, bunları okumak için bir iki dakika bekletilemez mi? Cemaatin bunları okumalarına mani olanlar, Bakara suresinin yüzondördüncü âyet-i kerimesinde zalim oldukları ve Cehennemde şiddetli azap görecekleri bildirilenlerin arasında bulunmaktan, çok korkmalıdırlar. Cemaatin bunları okumalarına mani olmayan dindar imamlara ve müezzinlere müjdeler olsun! Bunlar, her namazda yüz şehit sevabı kazanıyorlar. Çünkü Peygamber efendimiz buyurdu ki:
(Unutulmuş bir sünnetimi meydana çıkarana yüz şehit sevabı vardır.)

Sual: Cenaze defnedilmeden önce, lahd kısmını beton ve benzeri şeyle kapatmanın mahzuru var mıdır?
Konu ile alakalı olarak Mîzân-ül-kübrâda deniyor ki:
“Dört mezhep söz birliği ile bildiriyor ki, lahdin kabir tarafı, kerpiç dizerek veya hasırla kapatılır. Burasını pişmiş tuğla ile, tahta ile kapatmak mekruhtur. Çivi, tuğla gibi fırınlanmış şeyler, ziynet eşyasıdır. Bunları kabrin içinde kullanmak mekruhtur. Kabrin üstünü, dışarıdan tuğla, ağaç ve mermerle örtmek caizdir. Resulullah efendimizin mübarek lahdi, dokuz tane kerpiç ile kapatılmıştır. Kadınlar kabre tabutsuz konurken, büyük bez ile perde tutulur.”

Sual: Mezar taşı dikmenin ve üzerine yazı yazmanın dinimiz açısından mahzuru var mıdır?
Cevap:
 Mezar taşı dikmek caizdir. Taş üzerine âyet-i kerime, mübarek isimler, şiir, methiye gibi şeyler, Fâtiha kelimesini yazmak, resmini koymak caiz değildir. Asırlardan beri yazılıyor ise de, kötü bir bidattir. Kötü âdetler, caiz olmayı göstermez. Mezar taşına, isim ve ölüm hicri senesi yazılabilir denildi.

Sual: İnsanlara insan oldukları için diri iken saygı gösterildiği gibi, öldüğünde cenazelerinde de saygılı olmak gerekir mi?
Cevap:
 Bir gün Peygamber efendimizin önünden bir cenaze geçirildi. Resûlullah efendimiz, tazim, hürmet için ayağa kalktılar. Eshab-ı kiram;
-Ya Resûlallah, bu cenaze Yahudi cenazesidir deyince, Peygamber efendimiz;
-Nefis değil midir? yani insan değil midir cevabını verdiler.

Sual: Bir kimsenin, öldüğü odaya, evinin bahçesine gömülmesinde bir mahzur olur mu?
Cevap:
 Herhangi bir kimseyi öldüğü odayı kazıp, buraya gömmek caiz değildir. Mektep, okul, tekke yanına da gömmeyip, Müslümanların defnedildiği İslâm mezarlığına götürmelidir.

Sual: Vücutları parçalanarak ölenler oluyor. Bunlardan bazısının sadece elleri veya ayakları bulunabiliyor. Bu hâldeki ceset parçalarını da gömmeden önce yıkamak gerekir mi?
Cevap:
 İnsanın yalnız başı veya bedenin yarısı ele geçerse, yıkanmaz ve namazı kılınmaz, öylece gömülür. Bedenin yarıdan fazlası, başı olmasa bile veya bedenin yarısı ve başı bulunursa, yıkanır ve namazı kılınır.

Sual: Bir yerde, toplu ölüm sebebiyle Müslüman cenazeler ile gayrimüslim cenazeler karışmış ise, bunların yıkanması, cenaze namazlarının kılınması nasıl olur?
Cevap:
 Müslüman ve kâfir cenazeleri karışık, alametleri yok ve çoğu da Müslüman ise, hepsinin namazı kılınır. Hepsi Müslüman mezarlığına gömülür. Müsavi, eşit sayıda veya azı Müslüman ise, hepsi yıkanır, kefenlenir, namazları, Müslüman olanlara niyet edilerek kılınır. Hepsi kâfir mezarlığına gömülür.

Sual: Cenazeyi yıkamak için cenaze sahibinden para almak veya istemek, dinen uygun olur mu?
Cevap:
 Cenazeyi parasız yıkamak çok sevaptır. Para istemek caiz ise de, parasız yıkayan başkası yok iken para istemek caiz olmaz. Cenaze taşımak, kabir kazmak ücreti de böyledir.

Sual: Suda boğularak ölen bir kimsenin cesedini tekrar yıkamak gerekir mi?
Cevap:
 Suda boğulan bir kimsenin cesedi de, üç kere yıkanır veya yıkamak niyeti ile, suda üç kere hareket ettirilir. Yağmurda cesedi ıslanan kimse de yıkanır. Meyyiti yıkamak, her dinde vardı. Âdem aleyhisselamı melekler yıkadı ve;
(Ölülerinizi böyle yıkayınız) dediler.