Ödünç vermek veya almak

Hangi durumlarda ödünç istemek caiz olur?

CEVAP
Şu üç durumda ödünç istemek caiz olur:
1- Nafaka almak için. Lüzumlu gıda gibi, lüzumlu çamaşır da nafakaya dâhildir.

2- Ev almak, kirada oturmak, soğuktan korunmak maksadıyla elbise almak veya tedavi ücreti gibi ihtiyaçlar için.

3- Mevkii, görevi sebebiyle, âdete uygun giyinmek için.

Yalnız bunlara ödünç verilir. Zalimlere, fâsıklara, ihtiyacı olmayana, malını lüzumsuz yere, harama harcayana ödünç verilmez. Başkasına ödünç vererek, kendini sıkıntıya düşürmek doğru değildir. (S. Ebediyye)

Bu üç maddede bildirilen hususlar dışında ödünç istemek caiz olmaz. Mesela, parası olmayan kimsenin baklava yemek, meşrubat içmek ve pahalı kumaşlardan elbise almak, komşunun var diye ihtiyaç olmayan bir şeyi almak için ödünç istemesi doğru değildir. Kısacası makam ve vazifesi gereği değilse, lüks sayılan yiyecek, içecek ve giyecek için ödünç alınmaz.

İhtiyacı olana ödünç verilir. İhtiyacı olmayana, malını lüzumsuz yerlere, harama harc edene verilmez. Başkasına ödünç vererek, kendini sıkıntıya düşürmek doğru değildir. Nisaba malik olmayan kimsenin, kurban kesmek için ödünç istemesi caiz değildir.

Ödemek niyetiyle ödünç alana Allahü teâlâ yardım eder, ödünç verene de çok sevap verir.
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Sadaka için on sevap, ödünç için ise on sekiz sevap vardır.) [Taberani]

(Allah rızası için ödünç verene, her gün için sadaka sevabı verilir. Fakirden alacağını çabuk istemeyene, her gün için malın hepsini sadaka vermiş gibi sevap verilir.) [Hakim]

Borçlanmamaya çok dikkat etmelidir! Hazret-i Lokman Hakim, (Borç yükü altında ezilmektense, taş taşımayı tercih ederim) buyuruyor. Çünkü borçlanmak, insanı küfre kadar sürükler. Peygamber efendimiz buyuruyor ki:
(Ya Rabbi, küfre düşmekten ve borca girmekten sana sığınırım.)[Nesai]

(Borçsuz olan hür yaşar.) [Beyheki]

(Huzur içinde iken, borçlanarak korku içinde yaşamayın!) [Hakim]

(Borçtan sakının! Borç, gece gama, gündüz zillete sebep olur.)[Beyheki]

Ödünç alınan borçları ilk fırsatta ödemeye çalışmalıdır! Alışveriş neticesinde meydana gelen taksitli, borçları da zamanında ödemelidir! Ödemeyi geciktirmek günahtır. İbrahim Edhem hazretleri, (Borcu olan kimse, yağlı ve sirkeli yemek yememeli) buyuruyor. Borcu olan, borcunu ödemeden sadaka bile vermemelidir! Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Kendi veya çoluk çocuğu muhtaç veya borçlu olanın verdiği sadaka kabul olmaz.) [Buhari]

İhtiyacı olmayana, malını lüzumsuz yerlere, harama harcayana ödünç para vermemelidir! Borcunu vaktinde ödemeyen kimsenin, gelip mühlet istemesi gerekir. Ödeme imkanı olduğu halde, borcunu geciktirmek zulümdür, günahtır. Bir kimse, malı olduğu halde, borcunu ödemeyi bir saat geciktirirse, zalim ve asi olur. Namaz kılarken de, oruç tutarken de, uykuda da, yani her an, lanet altında bulunur. Malı olmak, parası çok olmak demek değildir. Satılık bir şeyi olup da, satmazsa, günah işlemiş olur.
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Ödememek niyetiyle borçlanan, Kıyamete hırsız olarak gelir.) [İ Mace]

(İmkanı varken, borcunu ödemeyene her gün zulmetme günahı yazılır.) [Taberani]

(Aldığı borcu ödemeyene Allahü teâlâ, Kıyamette "Bu kimsenin hakkını sizde bırakacağımı mı zannettiniz?" buyurarak onun iyi amellerini alıp diğerine verir. Eğer borçlunun, iyi ameli yoksa, alacaklının günahları borçluya yüklenir.) [Taberani]

Borcunu ödeyemeyene mühlet vermek sevaptır. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Kıyametin dehşetinden kurtulmak isteyen, darda kalan borçluya mühlet versin!) [Taberani]

(Darda olanı feraha kavuşturanı veya onun borcunu ödeyeni, Allahü teâlâ Kıyametin dehşet, korku ve sıkıntılarından kurtarır.) [Müslim]

(Beladan kurtulmak, istediğine kavuşmak ve Arşa sığınmak isteyen, darda kalan borçluya mühlet versin veya ona alacağını bağışlasın!) [Abdürrezzak]

(Kıyamette günahı çok bir müslümanı hesaba çekerler. O kimse de (Benim hiç iyiliğim yoktur. Sadece çırağıma, "Fakir olan borçluları sıkıştırma, ne zaman ellerine geçerse, o zaman vermelerini söyle, bir şey isterlerse yine ver, boş çevirme!" diye söylerdim) der. Allahü teâlâ da, onu affederek buyurur ki: (Bugün sen muhtaçsın. Sen dünyada kullarıma acıdın, bugün biz de sana acırız.) [Buhari]

Sual: Ödünç verirken, haram işlemeden gün tayin edebilmenin bir yolu yok mudur?
CEVAP
Bey ve Şir’a Risalesi
’nin İsmail bin Osman tarafından yapılan şerhinin 59. sayfasında, (Ödünç verirken, zaman tayin etmek, malı, misli ile veresiye satmak olur. Bu ise faizdir, büyük günahtır) buyuruluyor.

Miktarı az olan paralar için gün tayini mühim değilse de, miktarı fazla olan paralar için gün tayini lazım olabilir. Senede, ödeme tarihi konabilmesi için, Seadet-i Ebediyye’de bildirilen birkaç usul:
1- Ödünç vereceği kimseden kefil ister. Kefilden ödeme tarihi belli bono alır. Borçlu da kefilin ödemesi lazım gelen tarihte öder.

2- Yahut borçlu, borcunu kendine borcu olan birine havale eder. Havale olunanın borcunun ödeme zamanı, belli ise, alacaklıya da o zamanda öder. Belli zamanı yoksa, alacaklı havaleyi kabul eden ile, belli bir zamanda, ödemesi için uyuşur.

3- Yahut ödünç isteyene, ödünç vereceği kadar fiyatla, ucuz bir şeyi veresiye satar. Ondan bu satış için belli tarihli ödeme senedi alır. Sonra bu şeyi aynı fiyatla, peşin olarak geri alır. (Hadika)da, (Ödünç vereceği kimseye, bir kağıt parçasını bile bin liraya satmak caizdir) deniyor.

4- Eşbah’da, (Ödünç verirken, senede ödeme tarihi koyabilmek yollarından biri de, Maliki mezhebini taklit etmektir) deniyor.

Mizan’da (Maliki mezhebinde, ödünç verilen malı, parayı, ödeme zamanından önce veya sonra isteyemez. Zamanında istemesi lazımdır) buyuruldu. Fakat başka mezhebi taklit, ancak sıkışık durumlarda caiz olur. Taklit edilen mezhebin taklit ettiği husustaki bütün şartlarını öğrenip bunlara uymak lazım olur.

5- İbni Âbidin’de ("Falana olan borcuma kefil ol" dese, o da kabul edip ödese, kefil borçluya, "Belli zamanda bana ödersin" diyebilir. Fakat "Falana olan borcumu öde" dese, o da kabul edip ödese, borçlunun bunu ona belli bir zamanda [yani gün tayin ederek] ödemesi caiz olmaz. Çünkü borçlu için ödemiş, borçlu şimdi buna borçlu olmuştur. Borcun belli bir zamanda ödenmesi ise caiz değildir) buyuruldu.

[Samimi tanıdıklar arasında, daha kolay bir usul vardır. Ödünç isteyene, (Falanca gün bana aynı miktar para hediye edersen, şu parayı sana hediye ederim) denir. O da kabul ederse, para alınmış olur.]

Sual: Yardım yaparken, ödünç verirken akrabayı tercih etmek mi lazım?
CEVAP
Herkese iyilik etmek, ödünç veya sadaka vermek çok sevaptır. Akrabaya yapılan iyilik daha sevaptır. Bir kadın, Resulullaha, (Fakir kocama infakta bulunsam, sadaka yerine geçer mi?) diye sual ettirdiğinde Peygamber efendimiz buyurdu ki:
(İki sevap vardır. Biri sadaka, diğeri de sıla-i rahim sevabı.)[Buhari]

Bu husustaki hadis-i şeriflerden birkaçı şöyle:
(Senden yüz çeviren akrabana verilen sadaka daha faziletlidir.) [Taberani]

(Yakın akraba ve komşuya verilen sadakanın sevabı iki misli fazladır.) [Taberani]

(Paranızı önce kendi ihtiyaçlarınıza, artarsa çoluk çocuğunuzun ihtiyaçlarına sarf edin! Bundan da artarsa akrabalarınıza yardım edin!) [Müslim]

(Bir kimseden amcasının oğlu yardım ister de, o da gücü yettiği halde, vermezse, kıyamet günü Allahü teâlânın fazlından mahrum kalır.) [Taberani]

(Bir müslümana ödünç veren iki misli sadaka sevabı kazanır.)[İbni Mace]

Sual: Ödünç altın, ödenirken, değerine göre kağıt lira, döviz veya başka mal verilse caiz mi?
CEVAP
Ödünç veren razı olursa her mal verilebilir.

Sual: Ödünç alınan parayı, başkasına ödünç vermek caiz mi?
CEVAP
Bir mahzuru olmaz.

Sual: Benden ödünç isteyen arkadaştan, rehin olarak bir şey istemem caiz midir?
CEVAP
Evet caizdir. 

Sual: Hadid suresinde, Allah’a karz-ı hasen [güzel ödünç] vermek tabiri geçiyor. Güzel ödünç nedir?
CEVAP
Karz-ı hasen, dine uygun verilen ödünçtür. Gönül hoşluğu ile, ihlas ile, en değerli maldan, Allah yolunda verilen ödünç demektir. Dine uygun olması için, ödünç yalnız Allah rızası için verilmeli! Herhangi dünyevi bir çıkar, bir fayda beklememeli! Ödünç alandan hediye kabul etmek de bir fayda demektir, caiz değildir. Hadis-i şerifte, (Fayda getiren her ödünç faizdir) buyuruluyor. (İ.Süyuti)

Her zaman verilen hediyelerden ise caiz olur. Her zaman yanına gidince çay, kahve ısmarlıyorsa borç para verdikten sonra yine gidince çay vermişse caiz olur. Fakat çay ile kalmayıp yanına pasta falan almış, gel bir de yemek yiyelim demişse bu caiz olmaz.

Sual: Kazancı haram olandan ödünç para istenir mi?
CEVAP
Kazancının yarısından fazlası helal ise istemek caizdir.

Sual: Dolar olarak ödünç vermişsek devalüasyon veya enflasyondan sonra da dolar olarak alsak caiz olur mu?
CEVAP
Evet caiz olur.

Sual: On arkadaş, elimize para geçtikçe, bir arkadaşa emanet olarak veriyoruz. O arkadaş da, herkesin hesabına ne kadar para vermişse yazıyor. Bu paraları bir kasada saklıyor. Arkadaşa parayı verirken de her türlü kullanmaya yetki verdik. Bir cins yardımlaşma sandığı oldu. Bu sandıktan ödünç para almamız caiz midir?
CEVAP
Evet.

Sual: Ödünç verince, zamanla, paranın değeri düşüyor. Ödünç veren zarar ediyor. Diyelim ki, verdiğim para 100 Euro etse, ödünç verdiğim şahsa, 100 Euro üzerinden senet yapsam, "Eline ne zaman geçerse bana 100 Euro getir" desem uygun mudur?
CEVAP
Uygun olur. Hatta alacaklı razı olursa, borçlu borcunu ödediği andaki 100 Euro’nun değeri kadar altın, kağıt para, zeytin yağı veya başka mal da verebilir. Mühim olan alacaklının razı olmasıdır. Alacaklı, "Altın verdim, altın isterim" derse, başka şey verilmez. (Bahr-ür-raık)

Sual: Bir arkadaşa, zarfa koyduğum bir milyarı ödünç verdim. Saymadan aldı. Evde saymış, noksan gelmiş. Ne yapalım?
CEVAP
Parayı alıp verirken, saymak sünnettir. İkiniz (Yalan söylüyorsam, Allah lanet etsin) dedikten sonra, para birlikte sayılır. Ne çıkarsa kabul edilir.

Sual: Altının gramının değerinde kağıt para ödünç verip, "Bir gram altın isterim" demek caiz mi?
CEVAP
İmam Ebu Yusuf’a göre caizdir.

Sual: Ödünç verdiğim parayı, içimden arkadaşa hediye ettim. Arkadaş, borcunu getirince aldım. Caiz oldu mu?
CEVAP
Evet. Niyet etmekle hediye edilmiş olmaz. Hediye teslim etmekle alanın mülkü olur.

Sual: Güvendiğimiz kimseye veya tanığımız bir arkadaşa veresiye mal satınca veya ona borç para verince, senet yazmak gerekir mi?
CEVAP
Evet senet yapmak veya iki şahit bulundurmak sünnettir. Vacip diyen âlimler de vardır. Çünkü Kur'an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Ey inananlar, belirli bir süre için borçlandığınız zaman onu yazın. İki şahit bulundurun. Borç büyük veya küçük olsun, vadesiyle beraber yazmaya üşenmeyin; bu, Allah katında en doğru, şahitlik için en sağlam ve şüphelenmenizden en uzak olandır.) [Bekara 282]

Senet yapmak itimatsızlık değildir. Arkadaş unutabilir, biz unutabiliriz. Dinimizin emrine uyup senet veya şahit olursa tedbir alınmış olur.

Az miktarda ödünç alındığında bir kağıda, (falancadan şu kadar para aldım) diye yazıp, ödünç alınana verilmesi veya şahit bulundurulması iyi olur. (Redd-ül Muhtar)

Sual:
 Bekara suresinin 282. âyetinde (Borç verirken vadesini yazın)buyuruluyor. Her ne kadar ödünç denmiyorsa da, halk arasında ödünce de borç deniyor. Ödünç verirken, senede tarih koymak caiz midir?
CEVAP
Alışveriş yapıp borçlanınca senede tarih konur, ödünç alıp verirken ödeme tarihi bildirilmez ve senede tarih konmaz. Koymak gerekirse, Maliki’yi taklit ettim demek yeterlidir. Diğer üç mezhepte ödünç verirken vade tarihini belirtmenin mahzuru yoktur.

Ödüncü taksitle ödemek
Sual: Alınan ödüncü, taksitle ödenmesini istemek caiz midir?
CEVAP
Hayır, caiz değildir. Ödünç almak, alışveriş gibi değildir. Alışverişte, hem ödeme tarihini, hem de varsa, taksit miktarını ve tarihlerini belirlemek gerekir. Ödünç alanın ise, borcunu mümkün olan ilk fırsatta ödemesi gerekir. Hepsini birden ödemeye gücü yetmezse, eline geçtikçe öder.

Ödünç verirken veya verdikten sonra, alacağını taksitlere bağlamak Hanefî’de caiz değildir. İhtiyaç olunca, Mâlikî’yi taklit ederek takside bağlanabilir.

Ödünç verirken
Sual: Ödünç alan kimsenin borcunu öderken, ayrıca mal veya para gibi bir şey hediye etmesi caiz olur mu?
CEVAP
Evet, hediye olarak bir şey verebilir. 10 bin lira ödünç almışsa, 15 bin lira verip, (5 bini hediyedir) diyebilir. Bunun mahzuru olmaz.

Ödünç verirken bir menfaat şart koymak faiz olur, haram olur. Şart konmadan, öderken fazladan bir şey vermek caizdir. (S. Ebediyye)

Ödüncü vermek
Sual: 
Ödünç alınan para veya hediye edilen bir şey, başkasına verilebilir mi?
CEVAP
Evet, verilebilir. Hediye olarak verilebildiği gibi, sadaka olarak vermekte veya satmakta da mahzur yoktur.

Ödünç verirken mezhep taklidi
Sual:
 Gusül, abdest ve namaz dışında da başka mezhep taklit edilebilir mi?
CEVAP: Hanefi mezhebinde, bir kimseye ödünç para verildiği zaman, ödemesi için zaman tayin etmek faiz olur. Maliki mezhebinde ise caizdir. Eşbâhda diyor ki:
“Ödünç verirken, senede ödeme tarihi koyabilmek yollarından biri de, Maliki mezhebini taklit etmektir. Maliki mezhebinde, ödünç verirken, ödeme zamanının bildirilmesi lâzımdır.” Mîzân-ül-kübrâ da;
“Maliki mezhebinde, ödünç verilen malı ve satış semenini, ödeme zamanından önce veya sonra isteyemez. Zamanında istemesi lâzımdır” denmektedir. Fakat, başka mezhebi taklit etmek, ancak, sıkışık durumlarda câiz olur. Taklit edilen mezhebin, o konudaki bütün şartlarını da öğrenip bunlara uymak lâzımdır.

Hangi hâllerde ödünç istenebilir
Sual: Bir kimse, her durumda mı veya hangi hâllerde, bir başkasından ödünç olarak para isteyebilir?
Cevap:
 Ödünç istemek ancak lazım olunca caiz olur. Lazım olmak ise üç türlüdür:
1- Lüzûm-i îcâbî. Yani nafakası olmayanın veya kazancı şüpheli olanın, helal nafaka almak için, ödünç istemesidir. Setr-i avret için çamaşır parası da böyledir.

2- Lüzûm-i aklî. Evi olmayan kimsenin, memleketin âdetine göre, kira veya satın almak için ödünç istemesidir. Soğuktan korunmak için, elbise parası da böyledir.

3- Lüzûm-i istihsânî. Mevkisi, vazifesi sebebi ile, âdete uygun giyinmek için, ödünç istemektir.

Bu üç lüzumlu ihtiyaç için, bir başkasından faizsiz ödünç istemek caiz olur. Yalnız bunlara ödünç verilir. Başkalarına, zalimlere, fasıklara ödünç verilmez. İhtiyacı olana ödünç verilir. İhtiyacı olmayana, malını lüzumsuz yerlere, harama harcedene verilmez. Başkasına ödünç vererek, kendini sıkıntıya düşürmek de doğru değildir. Nisaba malik olmayan kimsenin, kurban kesmek için ödünç istemesi de caiz değildir.

Sual: Anadolu’da, bazı eşyalar ariyet olarak alınmaktadır. Ariyetle ödünç aynı şeyler midir, farkları var mıdır?
Cevap:
 Ödünç vermek, ariyet vermek demektir. Ancak ariyet, bir malı, kullanmak için vermektir. Daha sonra malın kendisi geri alınır. Ödünç verilen mal ise, geri alınırken, misli, satılmış olup, semen, bedel alınmış olur. Mecellede deniyor ki: “Ariyet, ücretsiz olarak kullanmak için verilen mala denir.”

Sual: Herhangi bir kimseye, al şu parayı sarf et, kullan veya al şu elbiseyi giy dense, bunlar hediye edilmiş mi oluyor?
Cevap:
 Herhangi bir kimseye, al, sarf et diye verilip, hediye olduğu söylenmeyen para, o kişiye teslim edilince, ödünç verilmiş olur. Fakat al, giy diyerek verilen elbise ise, hediye olur.

Sual: Çok fazla ödünç ekmek isteyen kimseye, bu ekmekleri sayarak mı yoksa tartarak mı vermelidir?
Cevap:
 Eti tartarak, ekmeği ise tartarak veya sayarak ödünç vermek caizdir.

Sual: Bir kimse, borç olarak aldığı parayı taksitler hâlinde veya bir başkasına havale ederek ödeyebilir mi?
Cevap:
 Bir kimsenin borcunu başkası ödeyebilir. Borç ödeyenin, borç senedi kendi mülkü ise, geri isteyebilir. Ödünç verilen borç, belli miktar ve belli zamanlarda takside bağlanamaz. Eline geçtiği zaman, geçtiği kadar ödeyerek borcunu bitirir. Fakat borcunu başkasına havale ederse, havaleyi kabul eden kimse, belli taksitlerle ödeyebilir.

Sual: Borcunu veya alacağını başkasına havale etti deniyor. Buradaki havale ne demektir?
Cevap:
 Borçlunun, alacaklıya, “borcumu falan kimseden al” deyip, bu ikinci kimsenin yani alacaklının, bu teklife, sözleşme yerinde razı olmasına, Havale etmek denir.

Ödünç verirken zaman tayin etmek
Sual: Birisine ödünç olarak para verirken, falan zamanda öde diyerek, ödeme zamanı belirtmenin bir mahzuru var mıdır?
Cevap:
 Konu ile alakalı olarak Hamza Efendi risâlesi şerhinde deniyor ki:
“Ödünç verirken, zaman tayin etmemelidir. Çünkü, zaman tayin ederse, malı, misli ile veresiye satmış olur. Bu ise faiz olur. Senede ödeme tarihi koymamakla, ödünç veren verdiğini geri almak hakkına her zaman malik olmakta, belli bir zamanı beklemek zorunda kalmamaktadır. Zaman tayin etmeksizin ödünç vermeli ve arzu ettiği zaman isteyip geri almalıdır. Cahillerin, ödünç verilen şeyin ödenmesi istenirse, sevabı kalmaz demeleri, doğru değildir. Kalp kırmayarak, başa kakmayarak, hakkını istemek caizdir. Kalp kırmak, ayrı bir günahtır.”

Alacağı bağışlamak

Borçlu fakir ise hediyeniz sadaka olur. Alacağı bağışlamak çok sevaptır. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: (Hiçbir himayenin bulunmadığı kıyamet gününde, Allahü teâlânın himayesine girmek isteyen, alacağını bağışlasın!...

Devamını Okuyun...

Alışverişte yemin etmek

Doğru da olsa, alışveriş yaparken yemin etmemelidir! Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: (Malını, yemin ederek beğendirene kıyamette merhamet edilmeyecektir.) [Müslim] Alışverişte "Vallahi böyle...

Devamını Okuyun...

Darasını almak gerekir mi?

Böyle alışverişler sahihtir, fâsid değildir. Hatta biz bir kilo ver dedik, o da 950 gram verse, yine sahih olur. Çünkü 900 gram veya 1100 gram gıdayla poşeti veya kartonu, 10 liraya almış oluyoruz. Bu, götürü alışverişe giriyor...

Devamını Okuyun...

Bereketli olsun

Bereket, az malın çok faydası olmak, çok işe yaramak demektir. Az bir mal, bereketli olunca, çok kimsenin rahat etmesine, çok iyi işlerin yapılmasına yarar. Bereketli olmayan çok mal vardır ki, sahibinin dünyada ve ahirette felaketine sebep olur...

Devamını Okuyun...

Borçluya mühlet vermek

Borcunu gerçekten ödeyemeyenlere mühlet vermek farzdır, çok sevabdır. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:...

Devamını Okuyun...

Borcu geciktirme cezası

Borcunu vaktinde ödemeyen kimsenin, gelip mühlet istemesi gerekir. Ödeme imkanı olduğu halde, borcunu geciktirmek günahtır....

Devamını Okuyun...

Borç vermekle ilgili çeşitli sorular

Tam İlmihal Seadet-i Ebediyye’de diyor ki.Hadis-i şerifte, (En iyiniz, borcunu bir an önce ödeyeninizdir) buyuruldu...

Devamını Okuyun...

Borcu inkâr

İki şahit yanında ödemeliydiniz. Yahut varsa senedi geri almalıydınız. Veyahut borcunuzu gözünüzün önünde sildirmeniz gerekirdi...

Devamını Okuyun...

Bulunan şeyler

Bulunan şeylerle, selin, ırmağın getirdiği ve sokağa atılan şeylerin hükmü farklıdır...

Devamını Okuyun...

Borsa

Caizdir. Hisse senedi almak, bir şirkete ortak olmak demektir; fakat kumar oynar gibi, sürekli bununla meşgul olmamalıdır. 

Devamını Okuyun...

Cuma günü öğle vakti alışveriş

Dünyanın her yerinde mekruhtur...

Devamını Okuyun...

Çekiliş yapmak, kura çekmek

Hayır hiç mahzur yoktur. Çünkü kupon için ayrıca bir para verilmiyor. Ancak, bazı mağazalar da, (Falanca yere bir mesaj atarsan...

Devamını Okuyun...

Alışverişle ilgili çeşitli sorular

Evet...

Devamını Okuyun...

Çocuğun malı ve alışverişi

Çocuğun velisi, çocuğun malını kimseye hediye edemez. Ancak, parası çocuğun olmak üzere satabilir. Veli, kendi parası ile...

Devamını Okuyun...

Çok kazanmak için çok çalışmak

Aynen yazıldığı gibidir. Kendinin ve çoluk çocuğunun nafakasını kazanacak ve borçlarını ödeyecek kadar çalışıp kazanmak farzdır...

Devamını Okuyun...

Depozit, Kapora ve Komisyon

Kiracıdan depozit almak caizdir. Alınan bu depoziti daha sonra kiracının izni ile kullanmakta mahzur yoktur...

Devamını Okuyun...

Din istismarı

Dini ticarete alet etmek, en büyük günahlardan biridir. Bu CD’leri, kitapları ve Mushafları satmak, Kur’an-ı kerim öğretilmesine...

Devamını Okuyun...

Dini kitapların ticareti

Mushafı, Kur'an-ı kerim öğretilmesine sebep olmak niyetiyle satmak caiz ve sevap olur. Aldığı para helal olur...

Devamını Okuyun...

Emanet mal

Mecellenin 762. Maddesinde; güvenilen kimseye bırakılan mala Emanet denir deniyor. Emanet de üçe ayrılır...

Devamını Okuyun...

Emekli maaşı ve Nema

Bu kimseler delil olarak, Necm suresinin, (İnsana ancak çalışarak[ihlas ile] yaptığı işler [ahirette] fayda verir) mealindeki âyet-i kerimeyi gösteriyorlar...

Devamını Okuyun...

Eşlerin mal varlığı

Beyiniz, sizin malınızı, siz de beyinizin malını izinsiz harcayamazsınız. İzinsiz harcamak, başkasına vermek günah olur...

Devamını Okuyun...

Faiz

Bugün faizin, içkinin, zinanın haram olduğunu bilmeyen müslüman yoktur. Haramlar zamanla helal olmaz. Şu kadar var ki...

Devamını Okuyun...

Fâsid ve bâtıl satışlar

Fâsid, aslı dine uygun, fakat sıfatı dine uygun olmayan alışveriştir. Fâsid satışlar, caiz değildir ve haramdır...

Devamını Okuyun...

Gayrimüslim ülkelerde

İmam-ı a’zama göre bir ülke üç şartla dar-ül-harb olur:
1- Dar-ül-harbe bitişik olması...

Devamını okuyun...

Hediye ve hükümleri

Hediye, verilen kimsenin olur, izinsiz kullanılmaz...

Devamını oku...

Helal rızık ve helal kazanç

llahü teâlâ, her insanın ve her hayvanın rızkını ezelde takdir etmiş, ayırmıştır. İnsanların ve hayvanların ecelleri ve nefeslerinin sayısı belli olduğu gibi...

Devamını oku...

Hırsızlık ihtimali olan mal

İhtimal ile hareket edilmez. Almak caizdir...

Devamını oku...

İşçilerin durumu

Hile yapmak caiz olmaz...

Devamını oku...

Kâfire ücretle iş yapmak

Kilise tamirinde çalışmak mekruh değildir. Çünkü, bu işin kendisi günah değildir. (Bezzaziyye)...

Devamını oku...

Kâr zarar ortaklığı

Gerekmez. Şirketin yalnız kâr ve zararına ortak olmak için para yatırmak caizdir. Yatırılan paranın nereye sarf edildiğini bilmek gerekmez...

Devamını oku...

Kiraya vermek

Müslümanlar kiralık ev sıkıntısı çekerken evi boş tutmak israf ve günah olduğu gibi, yüksek fiyatla kiraya vermek de asla uygun değildir...

Devamını oku...

Miras

Hacim veya vezin ile ölçülen ortak malı ölçmeden hediye etmek faiz olur. Ev, tarla, kumaş, ev eşyası gibi şey ise hediye edilir...

Devamını oku...

Ödünç vermek veya almak

Şu üç durumda ödünç istemek caiz olur:
1- Nafaka almak için. Lüzumlu gıda gibi, lüzumlu çamaşır da nafakaya dâhildir...

Devamını oku...

Sigorta

İbadetler, zamana göre, örf ve âdetlere göre, idare şekline göre değişmez. Fakat alışveriş kaidelerinden zamana göre...

Devamını oku...

Sözleşme

Hiç kimse, tek taraflı olarak sözleşmeyi bozamaz. (Aleyhime oldu, ben de bozdum) demek geçersizdir...

Devamını oku...

Şarapçıya üzüm satmak

Üzüm şırasını şarap yaptığı bilinen bir kimseye satmak caizdir; çünkü günah, şıranın kendisinde değildir. [Şıradan pekmez de, sirke de yapılabilir.]...

Devamını oku...

Şartlı satış ve hediye

Hayır, haram olmaz. Hediye sahihtir, hediye verilirken söylenen şartlar ise bâtıl olur. Yani, elma alması gerekmez... 

 Devamını oku...

Tazminat almak

Sadece ölen değil, araba çarparak sakat kalan da tazminat alır. S. Ebediyye’de diyor ki: Yanlışlıkla adam öldürmek...

 Devamını oku...

Ticarette dinini kayırmak

Ticareti, ahiret kazancına mani olan kimse bedbahttır. İnsanın sermayesi, dini ve ahiretidir. Bu sermayeyi kaptırmamak için şunlara dikkat etmelidir...

 Devamını oku...

Ticarette günahtan kaçmak

İmam-ı Gazali hazretleri buyuruyor ki:
Her sanat ve her ticarette hile yapmamak farzdır...

 Devamını oku...

Ticarette ihsan

icarette adaletle hareket eden, kendi sermayesini kurtarmış olur. Fakat kâr, ihsan edenedir. Aklı olan, ahiret kârını kaçırmaz...

 Devamını oku...

Ticari terimler

ey = Satmak 
Şira = Satın almak 
Bey ve Şira = Alışveriş...

 Devamını oku...

Vade farkı istemek

Bir malı peşin ucuz, veresiye veya taksitle pahalı satmak caizdir. Vade farkı istemek ise caiz değildir...

 Devamını oku...

Zengin olmak ve iflas etmek

Zengin olmak için illa diploma veya herhangi bir meslek sahibi olma şartı yoktur...

 Devamını oku...

Kredi çekmek ve kredi kartı kullanmak

Zaruret olmasa da, ev nafakadan olduğu için, evi olmayanın kredi ile ev alması caiz olur, fakat zaruretsiz...

 Devamını oku...

Habersiz şeker almak

Orada yemeğe izin verilmiş, kendisi yokken götürmeye izin verdiğini yazsa bile buna yetkisi olmuyor...

 Devamını oku...

Rızkın mahiyeti

Rızkın birkaç anlamı var:
1- Rızk denince yiyecek içecek şey anlaşılır. Çoğulu da erzaktır...

 Devamını oku...

Tarla ve içindekiler

Tarla satılınca, içindeki ekini de satılmış olmaz. İçindeki ürünleri hemen toplaması gerekir...

 Devamını oku...

Değişmekte faiz

Faiz büyük günahtır. Bir âyet-i kerime meali:
(Allah, alışverişi helal, faizi haram kıldı.) [Bekara 275]...

 Devamını oku...

Maç tahmini mekruh mudur?

Bizim kıyas yapmaya yetkimiz yoktur. Din kitaplarında ne diyorsa o nakledilir. Şeyhlik yapan bir hoca...

 Devamını oku...

Ticarette ırk, din farkı olmaz

Öyle bir şey yok. Dinimizde, ticarette ırk ve din ayrımı yoktur. Her milletten, her dinden insanlarla alışveriş yapmakta...

 Devamını oku...

Mühayee ne demektir?

Mühayee, mülkiyeti ortak olan bir malın getirilerinin ortaklar arasında bölüşülmesi demektir...

 Devamını oku...

Pazarlık sünnettir

Şart değildir. İhtiyaç varsa pazarlık yapılır. Pazarlık sünnettir. Alışverişte Müslümanın aldanması caiz olmadığı gibi...

 Devamını oku...

Teayyün etmek

Önce bu kelimelerin, alışveriş ilmindeki manasını bilmek gerekir.

 Devamını oku...

Mislî ve kıyemî mal

Altın paraların biri eski veya yeni tarihli yahut antika olduğu için değeri farklı olabilir. Bunun için, emanet edilenin aynısını vermek gerekir...

 Devamını oku...

Ticaretin önemi

Dinimizde ticaret de, doğru tüccar da övülmüştür. Birkaç hadis-i şerif meali şöyledir...

 Devamını oku...

Vakıf ve vakıf malı

Vakıf statüsündeki vakıf, alınıp satılmaz ve mülk olarak kullanılmaz, fakat sizinkinin sadece adı vakıftır...

 Devamını oku...

Vekalet ve vekil olmak

Vekalet, bir kimsenin, bir işi yapmak için, başkasını kendi yerine koyması, başkasına iş havalesi demektir...

 Devamını oku...

Haram mal

Konu ile alakalı olarak İbni Âbidînde ve Kâdî-zâde Ahmed efendi, Birgivî vasıyyetnâmesi şerhinde diyor ki...

 Devamını oku...